Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/488 E. 2022/670 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/488 Esas
KARAR NO : 2022/670

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – … …

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı … Eğitim Gıda Bilişim İnşat Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … 16/11/2006 tarihinde kurulduğunu ve 829.900,00-TL mevcut sermayeli 8.299 adet hisseli bir şirket olduğunu, davalı şirketin, 3.827 adet hissesi … Üniversitesine, 4.457 adet hissesi … Üniversitesi Vakfına, 14 adet A grubu hisse ise müvekkili … Eğitim Gıda Bilişim İnş. Tic. Ve San. A.Ş.’ye ait olduğunu, 4.457 adet hissesi … Üniversitesi Vakfı, yapısı itibari ile … Üniversitesine bağlı olup Vakıf Başkanlığı yine üniversite rektörü tarafından yürütülmekte olduğunu, dolayısı ile davalı şirket eş deyişle müvekkili şirkete ait 14 adet hisse haricinde … Üniversitesi idare ve kontrolünde olduğunu, davalı Şirketin 09/07/2020 tarihli 2019 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldığını, müvekkilini temsilen anılan genel kurul toplantısına iştirak edildiğini, oylamalarda muhalif kalındığını ve muhalefet şerhleri toplantı tutanağına da yazdırılmış olduğunu, 09/07/2020 tarihli 2019 yılına ait “Olağan Genel Kurul Toplantısı” da öncelikle yapılan ibra işlemleri usulü ve muhtevası kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, 09/07/2020 tarihli 2019 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısının 5. Maddesinde; 2019 yılı döneminde faaliyette bulunan Yönetim Kurulu üyeleri müvekkili … Eğitim…A.Ş.’ nin karşı oyu ile oy çokluğu ile ayrı ayrı oylanarak ibra edilmiş olduklarını, anılan kararda yönetim kurulu üyelerinin bağlı olduğu tüzel kişiliklerin oyları da geçerli sayıldığını, başka bir ifade ile kendi ibralarında oy kullanmış olduklarını, Olağan Genel Kurul Toplantısının 3. maddesinde faaliyet raporları ile finansal tablolar okunduğunu, ancak somut belgelerle müvekkili şirkete bu raporlar ve tablolar gönderilmediğini ve incelemek için verilmediğini, mevcut faaliyet raporunun somut gerçeklere uygun olarak hazırlanmadığını, faaliyet raporu ve finansal tabloların ibrası ile ilgili (5) no’lu gündem maddesinde yer alan yönetim kurulu üyelerinin ibrası maddeleri hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, (6) numaralı gündem maddesi ile oylanan yeni yönetim kurulu üyelerine “ilgili kişilerin hukuki, fiili ve ilmi durumları tarafımızca bilinmediğinden…” muhalif kalınmış olduğunu, Genel kurul toplantı gündeminin (7) numaralı maddesi ile yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı olarak aylık 2.000,00-TL ödenmesi hususunda alınan kararın da görevlendirilen Yönetim Kurulu üyelerinin tamamının kamu görevlisi olması nedeni ile iptali gerektiğini, yine Şirketin dağıtılabilir kâr elde etmesine rağmen genel kurul toplantısının (8) no’lu gündem maddesi ile kâr dağıtılmamasına karar verilmemesinin de dilekçe ekinde sundukları emsal mahkeme kararına, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davalı Şirketin 09/07/2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan (3), (4), (5), (6), (7), ve (8) numaralı kararların hukuka ve kanuna aykırı olması sebebiyle iptali ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısının yasa ve anasözleşme hükümlerine göre yapıldığını ve alınan kararların da usul ve yasaya uygun olduğunu, 01/06/2020 tarihli Yönetim Kurulu kararı çerçevesinde yapılacak olan 2019 yılı olağan genel kuruluna toplantıda bakanlık temsilcisi görevlendirilmesi için Ankara Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü’ne müracaatta bulunulduğunu ve 08/07/2020 tarih 94566553/431.03 sayılı yazı ile görevlendirilen Bakanlık temsilcisi Ahmet UYAROĞLU gözetiminde genel kurul yapılmış olduğu,12/06/2020 tarih ve 10096 sayılı Türkiye Ticaret Gazetesi ile 18/06/2020 tarihli Anayurt gazetesinde yapılacak olan genel kurula ilişkin duyuru ve ilanlar yapılmış olduğu, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun genel kurul toplantısından en az onbeş gün önce şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacağı, 09/07/2020 tarihli genel kurul için yapılan gazete ilanları, vekâletname örneğinin gönderildiği, herhangi bir ihtilaf halinde gerekli bilgi ve belgelerin şirket merkezinden temin edilebileceği…” belirtilmiş olduğu, davacı yana gündemi de ihtiva eden çağrı yazısı ve ekleri tebliğ edildiğini ve davacı yan tarafından bu süreçte müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığı gibi vâki bir itiraz da ileri sürülmemiş olduğunu, 09/07/2020 tarihli genel kurul toplantısında 8.299 adet toplam hisseden 8.299 adet hissenin toplantıda hazır bulunduğu ve toplantı yeter sayısı sağlandığı anlaşılması üzerine Bakanlık Temsilcisi nezdinde gündemdeki maddelerin görüşülmesine geçilmiş olduğunu, davacı yan yapılan ilanlar ve gönderilen çağrı kâğıdı ile genel kuruldan haberdar edilmesine ve gündemden haberdar olmasına rağmen yapılacak mevcut genel kurula ilişkin hiç bir itirazda bulunmadığını, finansal tabloları veya konsolide finansal tabloları yerinde inceleme talebi de olmadığını, davacı yanın ileri sürdüğü itiraz sebepleri kanunda öngörülen iptal nedenleri ile bağdaşmadığını, toplantı ve karar nisaplarına uyularak, kanuna, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına uygun şekilde kararlar alınmış olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
– Genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli
– Ticaret sicil kaydı
-Bilirkişi raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı TTK.445 vd.m.gereğince davalı şirketin olağan genel kurul toplantısında alınan kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Somut uyuşmazlığın niteliği ve tarafların sıfatına nazaran Mahkememizin davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen davalı şirkete ait ticari sicil kaydı ile davalı şirketin dava konusu 09/07/2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli celp edilerek incelenmiş; davacı şirketin ortağı olduğu davalı şirketin genel kurul toplantısında yetkili temsilcisi aracılığıyla temsil edildiği, toplantı gündemininde yer alan ve işbu davada iptali talep edilen (3), (4), (5), (6), (7) ve (8) no’lu bentlere yönelik olarak temsilcinin muhalefet şerhinin toplantı tutanağına yansıtıldığı, işbu davanın toplantı tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü sürenin dolmasından önce açıldığı görülmüştür.
Ankara 9 ATM’nin 2018/48 esas, 2021/369 karar sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, dosyamız davalısı şirketin 2017 yılında yapılan 2016 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemli dava olup davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraf delilleri topladıktan sonra dosyamızda SMMM ve ticaret mevzuatında nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulan bilirkişi heyetinden asıl ve ek rapor temin edilmiş, dosyamıza sunulan bilirkişi raporlarında dava konusu genel kurul kararları yönünden iptal talebinde bulunma koşullarının oluşmadığı ayrı ayrı ve denetime elverişli şekilde irdelenerek tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporları taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilinin gerekçeli itirazları ve yerleşik yargısal içtihatlar nazara alınarak dosyamızda yeni bir SMMM ve ticaret mevzuatında nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişi ile bir ekonomist bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden davalı şirketin ticari defterleri ve finansal tabloları da inceletilerek yeniden rapor alınmıştır.
Dosyamıza sunulan ikinci bilirkişi heyeti raporunda özetle; davalı şirketin 2018 yılından bu yana aktiflerininde borçlarını karşıladığı ve öz kaynaklarının 2018 yılında net 16.260.227,76-TL, 2019 yılında 17.952.500,08-TL ve 2020 yılında ise 20.048.690,30-TL olduğu, şirketin 2018 yılında 1.788.150,80-TL 2019 yılında 1.692.272,32-TL ve 2020 yılında ise 2.096.190,22-TL dönem net kârını elde ettiği, şirketin kârının tespiti ve dağıtımı esaslarının anasözleşmenin 22.maddesinde düzenlendiği, genel kurul toplantısında toplantı ve karar nisabının mevcut olduğu, istifa sonucunda yönetim kurulu üye sayısı toplantısı ve karar nisaplarının altına düşmediği, bu nedenle kararın iptalini gerektirir bir husus bulunmadığı, yönetim kurulu ve faaliyet raporlarının oynanması ile istifa eden yönetim kurulu üyesi yerine yeni yönetim kurulu üyesinin seçiminde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, davalı şirketin 2009 yılından beri herhangi bir kâr dağıtım kararı almadığını, şirketin 2019 yılında dağıtılabilir kârının 11.418.418,32-TL olduğu, şirketin nakit varlıklarının %50’sinin işletmede tutması gerektiği kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda şirketin mevcut kârının 2.010.000,00-TL’lik kısmını dağıtabileceği, şirketin dağıtmadığı kârının geçmiş yıllarda ve son olarak 2019 ve 2020 yıllarında şirket giderlerinin finansmanını karşılamak amacıyla kullanmadığını, şirket faaliyetlerinden elde edilen tutarlarının şirket giderlerini karşılamaya yeterli olduğu mütalaa edilmiştir.
İkinci bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapor içeriğindeki tespitlerin birinci bilirkişi heyeti raporu ile örtüştüğü ve dosya kapsamına uygun olduğu gözetilerek davacının yeniden rapor alınması talebi yerinde görülmemiştir.
Bu bağlamda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı şirket ortağı tarafından davalı şirketin 2019 yılı genel kurul toplantısında alınan (3), (4), (5), (6), (7) ile (8) no’lu genel kurul kararlarının iptali talep edilmiş ise de; dosyamıza sunulan ve Mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporları dikkate alındığında; davalı şirketin 829.900,00-TL sermayesine karşılık 8.299 adet payı mevcut olup 3287 payın dava dışı pay sahibi … Üniversitesine, 4.457 payın dava dışı pay sahibi … Üniversitesi Vakfına ait olduğu, dava konusu (3) no’lu kararda şirketin 2019 yılı yönetim kurulu faaliyet raporu ve finansal tablolarının onaylanmasında davacının 14 olumsuz oyuna karşılık 8285 olumlu oy kullanıldığı, bu suretle anılan kararın alınmasında toplantı ve karar nisaplarına aykırılık bulunmadığı, finansal tabloların ve faaliyet raporlarının tablolarını genel kurul toplantısından önce incelemesinin TTK 437/1 maddesine aykırı olarak engellendiği yönünde davacı tarafından dosyamıza bir kanıt sunulmadığı, dosyamıza sunulan ikinci bilirkişi heyeti raporunda da ayrıntılı olarak incelemeye konu faaliyet raporları ve finansal tablolarda şirketin aktif ve pasifleri ile uyumsuz ve gerçeğe aykırı fiktif kaydın varlığının bulunmadığının sabit olduğu dikkate alındığında (3) no’lu karara yönelik iptal isteminin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine aynı genel kurul toplantısında alınan (4) no’lu kararın iptali talep edilmiş ise de; bu kararın alınmasında da 8285 olumlu ve davacının kullandığı 14 olumsuz oya karşılık oy çokluğu ile karar alındığı, bu durumda toplantı ve karar nisaplarında kanuna ve anasözleşmeye aykırılık bulunmadığı, istifa eden şirket yönetim kurulu üyesi yerine TTK 363/1 maddesi kapsamında yeni yönetim kurulu üyesi seçiminde usule ve yasaya aykırılık bulunmadığı sabit olmakla davacının anılan karara yönelik iptal istemi de yerinde görülmemiştir.
Diğer taraftan (5) no’lu genel kurul kararı yönünden ise; yine kanuna, anasözleşme ve dürüstlük kuralına aykırılık mevcut değiltir. Zira, 6100 sayılı TTK 436/2 m.gereğince şirket yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan haklarını kullanamaz. Ancak yasanın lafzından anlaşılacağı üzere kendisine değil; temsilci sıfatıyla başka pay sahibine ait paylar yönünden oy hakkını kullanmaları mümkündür. Bu nedenle, davalı Şirketin dava dışı Yönetim Kurulu üyesi olan İbrahim Uslan’ın Genel Kurulda pay sahibi … Üniversitesi adına ve sözkonusu payları temsilen oy kullanması başlıbaşına olgusu genel kurul kararının iptalini gerektirmeyeceğinden, davacının anılan karara yönelik iptal istemi de yerinde değildir.
Diğer taraftan, dava konusu Genel Kurul toplantısında alınan (6) no’lu kararda ise; davalı Şirketin yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Limited Şirket yönetim kurulu üyelerinin seçilme yeterliliği için aranılacak koşullar TTK 359/3 ve 363/2.maddesinde belirtilmiş olup yeni seçilen yönetim kurulu üyeleri yönünden sözkonusu seçilme yeterliklerinin bulunmadığı yönünde bir iddia ve delil dosyamızda mevcut bulunmamaktadır. Anılan karar yönünden de toplantı ve karar nisabında kanuna ve anasözleşmeye aykırılık bulunmadığı da gözetildiğinde; davacının bahse konu karara yönelik iptal istemi de hukuki dayanaktan yoksundur.
Davacının dava konusu Genel Kurul toplantısında alınan (7) no’lu karara yönelik iptal istemi yönünden iptal istemi de Mahkememiz’ce yerinde görülmemiştir. Zira, anılan karar davalı Şirketin yeni Yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödemesine ilişkin olup gerek Şirket ana sözleşmesinde gerekse de TTK hükümleri gereğince kamu görevlisi statüsünde iken Şirket yönetim kuruluna seçilenlere huzur hakkı ödenmeyeceği yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 13/09/2011 tarih 2011/168 Esas ve 2011/275 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; huzur hakkı hukuki niteliği itibariyle ücret olup yönetimde sorumluluğu ve temsile yetkisi bulunmakla birlikte yönetim kurulu toplantısına katılan Şirket Yönetim kurulu üyelerine ödenir. Davacı yan dosyamızda genel kurul kararı ile belirlenen ücretin şirketin faaliyet konusu ve finansal durumu itibariyle örtülü kazanç aktarımı veya Şirket aleyhine haksız kazanç oluşturacak derecede ve fahiş miktarda olduğuna yönelik bir kanıt sunamamıştır. Bu nedenle, anılan kararın da iptal isteminin reddi gerekmiştir.
Diğer taraftan dava konusu (8) no’lu genel kurul kararı ile davalı şirketin kâr dağıtmamasına yönelik alınan kararın da iptali talep edilmiş olup bu hususta değerlendirme yapmadan önce yerleşik içtihatlara ve bilirkişi raporlarında yer alan finansal tespitlere kısaca değinilmesi gerekmektedir.
Konu ile ilgili olarak Ankara BAM 21. H.D.Başkanlığı’nın 24/01/2019 tarih, 2019/94 esas, 2019/88 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere limited şirket kâr payının ortaklara dağıtılmama gerekçesinin genel kurul toplantı tutanağında açıkça belirtilmesi veya genel kurul iptali davasında bu hususun gerekçeleri ile birlikte açıklanması zorunludur. Aksi takdirde alınan kâr payı dağıtmama kararının şirket anasözleşmesi ve TTK 608 maddeleri bağlamında hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu bağlamda öncelikle belirtmek gerekir ki; anılan genel kurul kararında Şirketin geçmiş yıllar kârının hangi nedenlerle dağıtımının uygun görülmediği konusunda bir sebep gösterilmediği gibi işbu davada sunulan cevap dilekçesinde de kâr dağıtımı yapılmama yönünde alınan kararın Şirket ve ortakları yönünden somut, makul ve hukuken kabul edilebilir gerekçeleri de ortaya konulmamıştır.
Diğer taraftan dosyamıza sunulan ikinci bilirkişi heyeti raporundaki ayrıntılı finansal değerlendirme ve tespitler çerçevesinde davalı şirketin 2009 yılından itibaren kâr elde ettiği ve en son dava konusu genel kurul tarihi itibariyle de şirket faaliyetlerinden raporda belirtilen miktarda ve şirket anasözleşmesinin 22.maddesi gereğince kanuni yedek akçe ayrıldıktan sonra dağıtılabilir kârının mevcut olduğu sabittir. Hal böyle iken ve davalı şirketin kazanç elde etme ve ortakları ile paylaşma şeklinde özetlenebilecek genel kuruluş gayesine (AFFECTİO SOİCETATİS) aykırı şekilde dava konusu (8) no’lu genel kurul kararı ile kâr payı dağıtmama yönünde herhangi bir gerekçe ileri sürmeksizin karar alması açıkça kanuna ve anasözleşme ile dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu nedenle, davacının (8) no’lu genel kurulu kararına yönelik iptal istemi yerinde görülmekle; anılan (8) no’lu genel kurul kararına ilişkin iptal istemi ile sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne, (8) no’lu karar yönünden genel kurul kararının iptaline, TTK 445 m.bağlamında kanuna ve anasözleşme ile dürüstlük kuralına aykırılıkları kanıtlanamayan diğer genel kurul kararlarına yönelik iptal isteminin ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalı şirketin 09/07/2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan geçmiş yıl kâr paylarının dağıtımının yapılmamasına ilişkin 8 no’lu bent genel kurul kararının İPTALİNE, davacının diğer genel kurul kararlarına yönelik fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 80,70-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-(Davanın kısmen reddine karar verildiği gözetilerek) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava kapsamında davacı tarafından yatırılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 10.921,50-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince red-kabul oranı (0,16) gözetilerek 1.747,44-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
1-Posta ve davetiye gideri: 171,50-TL
2-Bilirkişi ücreti : 10.750,00-TL
TOPLAM : 10.921,50-TL