Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/472 E. 2021/470 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/472 Esas
KARAR NO : 2021/470

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. …. sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03/07/2015 tarihinde noter satış sözleşmesi ile özel ithalat olarak kabul edilen … plakalı aracı davalıdan satın aldığını, aynı tarihte tarafların yaptıkları ek sözleşme ile davalının aracın Gümrük vergileri ile vergi dairesi ve emniyetten kaynaklanabilecek tüm ilave ödeme ve zararlarını karşılamayı müvekkiline taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözkonusu araca 44.785,00-TL ilave harcama yaptığını, bu harcamaların davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini beyanla anılan miktarın davalıdan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili ise sunduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın ticari davave mahkememizin davaya bakmaya görevli olmadığını davalının kendi kusuru ile sebebiyet verdiği zararın tazminini müvekkilinden talep edemeyeceğini sözleşme uyarınca müvekkilinin Gümrük Sayman Müdürlüğüne yaptığı ödemenin davalı tarafından karşılanmasının gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Noter satış sözleşmesi ve taahhütname
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, araç satımı nedeni ile davacı alıcı tarafından yapıldığı ileri sürülen ilave harcamaların davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda somut uyuşmazlığın parasal miktarı ile davalının gerçek kişi olması nedeni ile öncelikle Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır.Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza Batman Ticarer Odası ile Batman Vergi Dairesi Başkanlığından gönderilen cevabi müzekkerelerden; davalının tacir olarak sicil kaydının mevcut olmadığı, 01/04/2011 tarihinde vergi mükellefi olarak faaliyetine başladığı, mükellefin kendisine ait veya kiralanan gayrımenkullerin kiraya verilmesi veya leasingi kendine ait binalar, devre mülkler, araziler, müstakil evler, faaliyeti ile iştigal ettiği, garyımenkul sermaye iradı yönünden vergi kaydının bulunduğu ve yıllık alım ve satımlarına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığının bildirildiği, bu nedenle de konu ile ilgili olarak 21/07/2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 18/06/2007 tarihli ve 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı esaslarındaki esnaf-tacir ayrımı sınırlarına göre uyuşmazlık konusu miktarın esnaf sınıfı faaliyet sınırı ve kapsamını aşmadığı da gözetildiğinde; davalının tacir sıfatını haiz olmadığı , bu durumda dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin değil; Asliye hukuk mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle; davanın yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan ve Mahkememiz görev alanında görülerek karara bağlanması gereken bir ticari dava mahiyetinde olmadığı aksine davaya bakmaya Ankara Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-) HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-)Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır