Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2021/322 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/462 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. …. sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından tanzim edilen 43.000,00-TL bedelli bononun davalıya verildiğini, müvekkilinin bono bedeline mahsuben dava dilekçesinde belirttiği tarihlerde ve miktarlarda kısmi ödemeler yapmasına rağmen alacaklı davalının sözkonusu ödemeleri mahsup etmeksizin bono bedelinin tamamı üzerinden icra takibi başlattığını beyanla … Müdürlüğü’nün ….sayılı takip dosyasında takibe dayanak 09/01/2017 tanzim, 15/02/2017 vade tarihli ve 43.000,00-TL bedelli bononun ödeme konusu 14.653,00-TL’lik kısmı yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili Av. … ise sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar araasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı gibi tarafların da tacir olmadığını, bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu kanunda belirtilen davalar kapsamında bulunmadığını, davacının müvekkiline taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeni ile dava konusu takibe dayanak bonoyu tanzim ederek verdiğini, davacının müvekkiline bono alacağından kaynaklanmayan ve bonodan bağımsız borçları nedeni ile birkısım ödemeler yapmasına rağmen bono bedelinin müvekkiline uzun süre ödenmediğini, bu nedenle de bonoya dayalı olarak davacı aleyhine icra takibi başlatarak maaşını ¼ oranında haczettirdiklerini, davacının banka kanalı ile yaptığı ödemelerde bono bedeline karşılık olarak yapıldığı hususunda bir açıklık bulunmadığını beyanla öncelikle görev yönünden aksi takdirde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Banka ödeme dekontları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeni ile menfi tespit istemine lişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve cevap dilekçesi kapsamları birlikte gözetilerek HMK 31.m. gereğince taraflar arasında icra takibine ve menfi istemine konu bononun hangi temel ilişkiye dayalı olarak düzenlendiği hususunda beyanda bulunmak üzere ön inceleme duruşmasında davacı vekiline süre verilmiştir.
Davacı vekili sunduğu 16/04/2021 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkilinin kullanımı için davalının … Bankası A.Ş. …Şubesinden 48 ay vadeli ve 906,00-TL aylık taksit geri ödemeli kredi çektiğini, sözkonusu kredi miktarını bankadan alan davalının krediyi müvekkiline tevdi ederek müvekkilinden kredinin faizi ile birlikte toplam ödeme miktarı olan 43.000,00-TL bedelli bono aldığını, kredi taksitlerinin dava konusu olan kısmının müvekkili tarafından davalının banka hesaplarına her ay düzenli olarak ödendiğini belirtmiştir.
Bu kapsamda öncelikle davanın her aşamasında re’sen de gözetilmesi gereken görev olgusu ve davalının görevsizlik itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir
Bilindiği üzere; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise; özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihnde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu bilgiler ışığında tüm dosya kapsamı ve tarafların iddia ve savunmaları ile değinilen beyan dilekçesi içeriği değerlendirildiğinde; dava konusu bononun illetten mücerret olarak düzenlenmediği, aksine taraflar arasındaki karz (para ödüncü) ilişkisi kapsamında tanzim edilerek davalıya verildiği sabittir. Diğer taraftan, davanın taraflarının tacir olduğu ve bononun tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir borç nedeni ile düzenlendiği yönünde bir iddia ve delil dosyamızda mevcut bulunmamaktadır. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre somut uyuşmazlıkta Mahkememiz görev alanında olan nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava mevcut olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle; davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 114/1-m .delaleti ile 115/2.m. gereğince davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacıya ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-)Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır