Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 E. 2022/897 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/39 Esas – 2022/897
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/39 Esas
KARAR NO : 2022/897

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, taraflar arasında 22/05/2018 teklif tarihli “E… kapsamında kullanılacak muhtelif çap ve metraj da düktil boru ve fittings satımına ilişkin sözleşme imzalandığını, 2018 yılında farklı tarihlerde 408.000 TL tutarında düktil boru ve fittings malzemesinin davalı yana teslim edildiğini, davalı yanın malzemenin ayıplı veya eksik olduğu yönünde bir ihbarı veya savunmasının olmadığını, davacı yanın davalıdan satım akdinden kaynaklı 151.608,44 TL bakiye alacağı olduğunu, bakiye alacağı ödemekten itina eden davalının, davacı yana 22/02/2019 tarihli 138.267,60 TL fatura düzenlediğini, noterden çekilen ihtarname ile faturaya itiraz edildiğini, davalı yanın ikinci kez 01/03/2019 tarihli 138.267,60 TL e fatura düzenleyip sistem üzerinden gönderdiğini, Ankara 26.Noterliği 08/03/2019 tarih 2963 yevmiye no ihtarname ile itiraz edildiğini, bunun üzerine… 14.İcra Müdürlüğünün 2019/8385 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı yanın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili, taraflar arasında 22.05.2018 tarihli satım sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin ifası kapsamında, davacı tarafından üretilen boruların ilgili şantiye sahasında kullanılmak üzere getirildiğini fakat Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ) tarafından yapılan incelemeler neticesinde boruların eski tarihli üretildiğinin ve kısmi hasarlı olduğunun tespit edildiğini, ESKİ Planlama ve Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanlığı’nın 20.06.2018 tarihli 20596734-220.01/299-4318 Sayılı yazısı ile söz konusu hasarlı ve uygunsuz boruların test işlemlerinin yapılması gerektiğinin ihtarı ile boruların şantiye sahasından uzaklaştırılmasının talep edildiğini, taraflar arasında imzalanan anlaşmanın 3.1.3. ve 3.1.4. Maddeleri uyarınca; davacı satıcının idare tarafından uygun bulunmayan ve kabul edilmeyen söz konusu malzemelere ilişkin yurt içinde yapılacak olan test bedelleri ve değişim masraflarından sorumlu olduğunun kabul edildiğini, davacı şirketin sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle davalı şirketin iş gücü kaybına uğradığını, yüklenilen işin ifasına devam edemediğini, söz konusu borulara ilişkin ALT2019000000016 Fatura Numaralı ve 12.02.2019 tarihli iade faturası ile birlikte, iade ve test işlemleri için yapılan masraflar nedeniyle ALT2019000000025 Fatura Numaralı ve 01.03.2019 tarihli faturanın davacı şirket adına tanzim edildiğini, davacı tarafından söz konusu faturalara haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, taraflar arasındaki yazışmalar ile birlikte ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde söz konusu ürünlere ilişkin ayıp durumları ile bu nedenle davalı müvekkil tarafından gerçekleştirilen masrafların açıkça tespit edileceğini davacının müvekkiline teslim ettiği söz konusu boruların hasarlı Ve uygunsuz olduğunu bilmesine râğmen ilgili faturalara haksiz ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini üstelik bakiye alacağının olduğu iddiasıyla işbu davaya konu icra takibini başlattığını savunarak davanın reddi ile, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında tanzim edilen satım sözleşmesi uyarınca davacının satıma yönelik edimini yerine getirdiği halde bakiye kalan alacağının ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe davanın vaki itirazının iptali konuları ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Eldeki davada öncelikle; davalının savunmasında bahsedilen ayıp hususuyla ilgili olarak, taraflar arasında yapılan satım sözleşmesine konu malzemelerin ayıplı ve sözleşmede kararlaştırılan evsafta olup olmadığının ve ayıp ihbarının usulüne uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekir.
Bu cümleden olmak üzere; dosyada bulunan taraf delilleri ile mahkememizce alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında yapılan 22/05/2018 tarihli satım sözleşmesinin Satıcının Yükümlülükleri başlığını taşıyan 3. Maddesinde; Satıcının sorumluluğu ekli 22.03.2018 tarihli G17560/19-01 Rev2 no’lu teklifte belirlenmiş olan malzemelerin temini ve her türlü mal bedeli, gümrük ve ithalat giderleri, yurtdışı nakliye giderleri ve diğer öngörülemeyen ithalat giderleri dahil olarak, İSTANBUL depodan veya limandan konteyner içinde tır Üzeri teslimini kapsamaktadır. Satıcı Düktil Boru ve bağlantı parçalarını İdarenin Teknik Şartnamesine uygun ürettirmeyi ve sevk etmeyi kabul eder. Bu sözleşme kapsamında, idarenin teknik şartnamesine göre uygun olmayan veya idarece kabul edilmeyen Düktil Boru ve bağlantı parçaları olması durumunda, uygunsuz ürün acilen değiştirilecektir veya bedeli iade edilecektir. Hükmünü taşımaktadır.
ESKİ Planlama Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanlığı tarafından davalı yana tebliğ edilen 20.06.2018 tarihli yazıda; şantiye sahasına gelmiş ve boru stok sahasından nakledilecek olan EDK borularından bilgilendirme ve performans testleri için numune almak üzere yapılan incelemeler sonucunda boruların eski tarihli üretilmiş ve kısmi hasarlı olduğunun görüldüğü, bu tespitler üzerine numune alınmamış olduğu, nakledilen boruların şantiye sahasından uzaklaştırılması gerektiği, sözleşme eki FDK boru şartnamesi esaslarının numune alınarak gerekli test işlemlerinin yapılacağının belirtildiği, görülmüştür.
Bu yazı üzerine davalı taraça davacıya gönderilen e-postalarda,
12.10.2018 tarihli e-postada; davalı tarafından da talebin yinelendiği, sahaya gelen İdare tarafından kabul görmeyen boruların kaldırılması konusunda, idare tarafından davalının uyarıldığı, kaldırılana kadar diğer boruların döşenmesine izin verilmediği, boruların ivedi olarak kaldırılmasının bildirildiği, 12.10.2018 tarihli e-postada; 16.10.2018 tarihinde … -Pendik laboratuvarlarında ESKİ’ den katılacak kabul ve test heyetince testlerin yapılacağı, İdarenin istememesi durumunda yurt içinde yapılacak test giderlerinin davacı tarafına ait olduğu, test programının davacı tarafından yapılması gerektiğinin belirtildiği, 01.11.2018 tarihli e-postada; Davalı firma tarafından teste tabii tutulan boruların test sonuçlarının davacı şirkete bildirildiği ve test sonuçlarının da İdare tarafından belirlenen değerlere uygun olmadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
Numunelerin test işlemleri bittikten sonra, ESKİ Planlama Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanlığı tarafından davalı yana tebliğ edilen 06.11.2018 tarihli yazı ile, iş bünyesinde kullanılacak olan 150 FDK borulardan alınan numuneler, sözleşme eki Özel Teknik Şartnamenin 19. Maddesi gereğince akredite edilmiş … A.Ş.’de 16.10.2018 ve 23.10.2018 tarihlerinde FEDK Boru Testlerine tabi tutulduğu, Yapılan testlerin sonuçlarının ilgili standart ve şartnamedeki değerleri sağlamadığının görüldüğü bu boruların döşenmesinin İdarece uygun görülmediği, Daha önce ilgili yazı ile uygun görülmeyen 300FDK borular ile birlikte bu yazıdaki 150FDK boruların sahadan ivedilikle uzaklaştırılması gerektiği bildirilmiş ve akabinde davalı tarafından davacıya gönderilen 07.11.2018 tarihli e-posta ile; testi geçmeyen boruların kaldırılması gerektiği, davacı tarafından kaldırılmaması halinde yükleme, boşaltma ve nakliye masraflarından davacının sorumlu olacağı hususunun iletildiği görülmektedir.
Yukarıda sıralanan bilgiler ışığında; satıma konu boruların ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının davalı tarafça davacıya yapıldığının ve taraflar arasında yapılan sözleşmenin garanti hususunu düzenleyen 7. Maddesi de dikkate alındığında ayıp ihbarlarının da süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; satım sözleşmesine konu boruların ayıplı olduğu, ayıp ihbarının davalı tarafça davacıya yapıldığı, ayıp ihbarının süresinde olduğu gözetilerek, her ne kadar talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda ve mahkememizce alınan bilirkişi raporunun defter incelenmesine ilişkin bölümlerinde taraf defter kayıtlarının mali yönden birbirini teyit ettiği tespiti yer alsa da, satıma konu malzemelerin ayıplı olduğunun kanıtlandığı ve bu doğrultuda davacının sözleşmenin 3.Maddesinde belirtilen yükümlülüğe aykırı hareket ettiğinin belirlenmiş olması sebebiyle davacının satıma konu malzemelerle ilgili bakiye alacağı talep etmesinin mümkün olmadığı görüldüğünden kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 80,70-TL olup peşin yatırılan 1831,06TL harcın mahsubu ile arta kalan 1750,36-TL harcın istek halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince hesaplanan 23.741,27-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022