Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/33 E. 2021/330 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/33 Esas
KARAR NO : 2021/330

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. … …. sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Şirket arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanan cari hesap alacağı nedeni ile borçlu davalı Şirket aleyhine … Müdürlüğü’nün …. sayılı icra takibi başlattıklarını, takibin davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu beyanla davalının takibe vâki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 oranında icra-inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı yan sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı Şirket ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını ve bu nedenle de davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, ayrıca davanın davaya yetkili Mahkeme olan Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmadığı için yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının kendisine teslim ettiği mallar bulunmadığı gibi tebliğ ettiği faturanın da mevcut olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
… Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satım nedeni ile ödenen satım bedelinin iadesi ve ayıplı ifa nedeni ile uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemine istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda davacının tüzel kişi tacir, davalının ise; gerçek kişi olduğu dikkate alındığında; davaya bakmaya Mahkememizin görevli olup olmadığının davanın her aşamasında ayrıca re’sen gözetilmesi ve davalının görevsizlik itirazının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın sözkonusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Dosyamıza Ankara Ticaret ile Esnaf ve Sanatkar Odaları ile Beypazarı Vergi Dairesinden gönderilen cevabi müzekkerelerden davacının tacir veya esnaf olarak sicil kaydının mevcut olmadığı,davacının ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti kapsamında vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, 01/01/1999 tarihinde Gayrımenkul sermaye iradı yönünden vergi mükellefiyetinin mevcut olup 31/12/2004 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terk edildiği anlaşılmıştır.
Bu bilgiler ve toplanan deliller ışığında dosya kapsamı incelendiğinde; açılan dava mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi davalının da tacir sıfatının mevcut olmaması nedeni ile davanın nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, davanın yukarıda değinilen 3. grup ticari davalar arasında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı da dikkate alındığında; açılan davanın Mahkememiz görev alanında görülerek karara bağlanması gereken bir ticari dava mahiyetinde olmadığı, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacıya ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-)Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğundagerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır