Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2021/536 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/229 Esas – 2021/536
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/229 Esas
KARAR NO : 2021/536

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….

DAVALILAR : 1- …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2020
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili kurum tarafından 4734 Sayılı Kanun kapsamında ihale edilen “… Yer altı Ocağında Galeri Açma İşi” nin, davalı firmaların kurmuş olduğu Adi Ortaklık üzerinde kaldığını ve davalı tarafların yüklenici olduğunu, davalıların çalışanlarından İsmail Kartal’ın İşçilik Alacakları talebi ile … İş Mahkemesi 2017/269 E. Sayılı dosyası ile kurumları aleyhine dava açtığını, Yargılama esnasında davanın davalılara ihbar edildiğini, 19.06.2017 T. 2017/230 K. Sayılı karar ile davanın aleyhlerine sonuçlandığını, İzmir BAM …H.D. 2019/365 E sayılı dosya ile incelemeye alınan istinaf başvurusunun 05.03.2019 tarih 2019/122 K. Sayılı ilam ile reddedildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, bu dava nedeniyle kurum tarafından toplam 1.171,54 TL yargılama gideri ödendiğini, … İcra Dairesi 2017/2782 Takip sayılı dosyasına 19.03.2019 tarihinde yapılan ödeme ile icra takibinin sonlandırıldığını, ödenen bu bedelden davalıların sorumlu olduğunu, Davalı tarafların imzalamış olduğu sözleşmenin 29. Maddesi ” Yüklenicinin sözleşme konusu işte çalıştıracağı personelle ilgili sorumlulukları ve buna ilişkin şartlarda Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uygulanır.” hükmünü içerdiğini, Yine tarafların birlikte imzalayarak kabul etmiş oldukları Teknik Şartnamenin 1.4.g , 9.,12., ve diğer maddelerinde de yüklenicinin sorumluluğunun açıkça belirtildiğini iddia ederek davanın kabulü ile ödenmek zorunda kalınan 21.229,34 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalılar vekili, davalıların … Yer Altı Ocağı Galeri Açma İşi taahhüdünü yerine getirirken, 22.09.2008 Tarihli sözleşmedeki şartlar dâhilinde gerekli çalışanları 4875 sayılı İş Kanunu çerçevesinde istihdam ettiğini, 4857 sayılı kanun gereğince çalışanlarına gerekli ücret ve haklarını ödediğini, kanunun işverene verdiği bütün sorumlulukları eksiksiz yerine getirdiğini, Davalı …Kurumu tarafından ihale usulü ile akdedilen sözleşme gereğince faaliyetini sürdüren firmalarda çalışan bir kısım çalışanların, …tarafından muvazaa yapıldığı iddiasıyla iş mahkemelerinde açılan davalarda…tarafından ihale edilen işlerin, İş Kanunu 2 .Madde kapsamında muvazaalı olarak değerlendirildiğini ve fark ücretlerinin davacı kuruma ödetildiğini, TKİ Genel Müdürlüğü ile müvekkili şirket arasında taşeronluk sözleşmesi olmadığını, TKİ Genel Müdürlüğünün kendi işini müvekkili şirkete taşere etmediğini, Müvekkili şirketin sözleşme konusu işi devir ile değil; Uluslararası katılım sağlanan 4734-4735 Sayılı Kanunlar çerçevesinde hazırlanan ve çıkarılan İhalede en iyi teklifi vererek aldığını, Müvekkili şirketin, ihale sonrasında Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü ile imzaladığı 22.09.2008 tarihli” “… Yer Altı Ocağı Galeri Açma İşi…sözleşmesi incelendiğinde; müvekkili şirketçe üstlenilen işin kömür çıkarma işi olmadığını, müvekkili şirketin kömür çıkarmadığını, Kömür Ocağı işletmediğini, Sözleşmenin rödovans sözleşmesi değil; aksine yapım işi sözleşmesi olduğunu,müvekkilinin taahhüdünü yerine getirirken, 22.09.2008 Tarihli-sözleşmedeki şartlar dâhilinde çalışanları 4875 sayılı İş Kanunu çerçevesinde istihdam ettiğini, 4857 sayılı kanun gereğince çalışanlarına gerekli ücret ve haklarını ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet alım sözleşmesine istinaden doğan dava dışı işçiye yapılan ödemenin yüklenici şirketlerden rücuen tahsili istemidir.
Her ne kadar davalılar vekili zaman aşımı def’i ileri sürmüşse de, Taraflar arasında yapılan sözleşme, davadışı işçiler tarafından açılan dava tarihleri ve davacının davadışı işçiye yapmış olduğu ödeme tarihleri nazara alınarak davalının zaman aşımı definin reddine karar verilerek dava dosyasının esasının incelenmesine başlanmıştır.
Dava konusu olayda öncelikle, rücuan alacak talebine dayanak İş mahkemesi kararının incelenmesi gereklidir.
Davadışı işçi ismail Kartal tarafından…Genel müdürlüğüne karşı açılan ve … İş mahkemesinde görülen davada davacı işçi Türkiye Kömür İşletmesi Kurumu’na bağlı Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü’nün Tunçbilek bölgesinde faaliyet gösteren …. yeraltı kömür ocağında görünüşte taşeron firma … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi-…. İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adi ortaklığı işçisi olarak çalıştığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından 22/10/2010 tarihli inceleme raporu ile alt işverenlik sözleşmesinin muvazaaya dayandığı tespitinde bulunulduğunu, itiraz üzerine … …. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 13/10/2011 tarih ve 2010/581 esas, 2011/484 karar sayılı ilamıyla alt işverenlilk sözleşmesinin muvazaalı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay tarafından onandığını, muvazaalı alt işverenlik sözleşmesi nedeniyle davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren işçisi olduğunu, eşitlik ilkesi uyarınca dengi kadrolu işçilerin almış olduğu hakların davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek, müvekkilinin baştan beri davalı Kurum işçisi olduğunun tespitine ve dengi olan kadrolu işçilerin belirlenerek yoksun kaldığı (aylık ücret farkı, ikramiye, prim, ilave tediye, sosyal yardım, yemek, süt, servis, giyim eşyası ve koruyucu malzeme yardımı, kömür yardımı vs.)nin davalı Kurumdan tahsilini talep etmiştir. … İş Mahkemesi ise 2017/269 E, 2017/230 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 8.916,24-TL net ilave tediye alacağının 12/05/2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Ücret farkı alacağına ilişkin istemin reddine karar vermiştir, Kararın gerekçesinde ise özetle; Çalışma ve Sosyal Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 22/10/2010 tarihli inceleme raporunda, taraflar arasında yapılan sözleşmenin İş Kanunu’nun 2. maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 4. maddesinde yer alan tanımlara aykırı olduğu, işin alt işverene ihale edilemeyeceği, işçilerin başlangıçtan itibaren asıl işveren işçileri gibi işlem görmesi gerektiğine dair tespitlere yer verildiği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 3/2 maddesi uyarınca müfettiş raporuna itiraz üzerine, … …. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 13/10/2011 tarih ve 2010/581 esas, 2011/484 karar sayılı ilamıyla, lavvar ile ilgili alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle talep reddedilip, temyiz incelemesi sonucu Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 06/12/2011 tarih ve 2011/50702 esas, 2011/47404 karar sayılı ilamıyla kararın kesin olduğu belirtilerek onanmasına karar verildiği belirtilmek suretiyle davacının muvazaa nedeniyle başlangıçtan itibaren asıl işveren …Kurumu Sınırlı Sorumlu Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü işçisi olduğu sonucuna varıldığı ifade edilmiştir. … İş Mahkemesinin 2017/269 E, 2017/230 Karar sayılı, eldeki davanın dayanağı olan bu kararı, …. Bölge Adliye mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/365 Esas, 2019/122 K. sayılı kararıyla, “….Somut uyuşmazlıkta yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi heyeti raporu ve dosyadaki mevcut delil durumu ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin 06/12/2011 tarih 2011/50702 Esas 2011/47404 Karar sayılı ilamı gözetildiğinde … Lavvarında Yapı Tek İnşaat San. Ve Tic. Anonim Şirketi -… İnşaat sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi iş ortaklığını hizmet alım yolu ile verilen lavvar işini …’nin Kömür Üretimi işinin bir bölümünü oluşturduğu …’nin teknolojik olarak ortaklıktan çok daha üstün olduğu bu nedenle 4857 Sayılı İş Kanunun 2/6-7.maddeleri uyarınca hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu sonucuna varıldığından mahkeme kararında bu açıdan bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalı vekilinin muvazaaya ve sorumluluğa ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Somut uyuşmazlıkta davalı tarafın zamanaşımı itirazı gözetilerek dava tarihi olan 12/05/2014 tarihinden geriye dönük 5 yıllık süre gözetilerek (ödeme tarihine göre 25/11/2009 tarihinden itibaren) hesaplama yapıldığından zamanaşımına yönelik davalı istinafı da yerinde değildir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasa yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” gerekçesine yer verilerek davalı kurum vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Verilen karar bu haliyle kesinleşmiş akabinde de rücuan alacak talebiyle davacı kurum tarafından davalı iş ortaklığını oluşturan şirketlere karşı eldeki dava açılmıştır.
Bu bilgiler ışığında, taraflar arasında yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğu, sözleşmenin İş Kanunu’nun 2. maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 4. maddesinde yer alan tanımlara aykırı olduğu, işçi İsmail Kartal’ın muvazaa nedeniyle başlangıçtan itibaren asıl işveren …Kurumu Sınırlı Sorumlu Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü işçisi olduğu, yukarıda anılan 2 ayrı mahkeme kararıyla (… İş Mahkemesi ise 2017/269 E, 2017/230 Karar sayılı kararı ve … … Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 13/10/2011 tarih ve 2010/581 esas, 2011/484 karar sayılı kararı) ve bu kararları onayan Yargıtay (… Hukuk Dairesinin 06/12/2011 tarih 2011/50702 Esas 2011/47404 Kararı) ve Bölge Adliye Mahkemesi (İzmir Bölge Adliye mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/365 Esas, 2019/122 K. sayılı kararı) kararlarıyla teyit edildiği, gerek ilk derece, gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtay … Hukuk Dairesinin 06/12/2011 tarih 2011/50702 Esas 2011/47404 Karar sayılı ilamınlarında taraflar arasındaki muvazaalı ilişkiye vurguların yapıldığı ve kararların bu haliyle kesinleştiği hususları birlikte değerlendirildiğinde ve “Hiç kimse kendi oluşturduğu muvazaaya dayanarak hak talep edemez” ilkesi de nazara alındığında davacının rucüan alacak talebinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan;
Alt işverenlik Yönetmeliği’nin muvazaayı tanımlayan 3/g-4 maddesinde “Kamusal yükümlülüklerden kaçınma” muvazaa olarak tanımlanmış olup, aynı Yönetmeliğin 12/2-f maddesinde de “yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı” irdelenmiştir. Huzurdaki dava konusu olayda da davacı, kamu personel rejimine tabi olarak personel istihdam etmesi ve İş Kanunu gereğince de personel yükümlülüklerini üstlenmesi gerekirken bu yükümlülüklerinden kaçınması da muvazaa teşkil etmektedir.
Bu halde davacı kurumun kanunun cevaz vermediği bir konuda ihale açarak; asıl işveren alt işveren ilişkisi kurmaktan ziyade, Kanuna aykırı işçi teminini amaçladığı, kamu tüzelkişisi olarak tabi olduğu kamusal yükümlülüklerden kaçınma maksadı güttüğü anlaşılmaktadır. Bu durum, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin, “İş Kanunu” ile “Alt İşverenlik Yönetmeliği” nde düzenlenen hükümler uyarınca “muvazaa” ihtiva ettiğini göstermekte, bu sebeple, sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin başlangıçtan itibaren asıl işverenin (İdarenin) işçileri olarak işlem görmelerini gerektirmektedir. Bu doğrultuda; taraflar arasında yapılan ve davalı şirketlere ödevler yükleyen, sözleşmenin 29. maddesinin ve bu bağlamda teknik şartnamenin ilgili hükümlerinin somut olayda uygulama imkanı da kalmamıştır.
Tüm bu sebeplerle, davacının dava dışı işçiye ödemesi olduğu miktarı davalılardan rücuan talep edemeyeceği değerlendirilmiş ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 59,30-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 362,55-TL’den mahsubu ile bakiye 303,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
3- Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/07/2021

Katip ….
E- imza

Hakim ….
E- imza