Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/117 E. 2023/566 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/117 Esas – 2023/566
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/117 Esas
KARAR NO : 2023/566

BAŞKAN : …
ÜYE :….
KATİP…
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI …
VEKİLİ : Av….

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

KARAR Y. TARİHİ : 19/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili…. arasında Tanzim satış noktalarında satılması amacıyla yaş meyve-sebze alım satımı gerçekleştirildiğini, yaş meyve alım satım süreci fiili olarak devam ederken, tarafların sözleşme içeriğini de düzenleyerek aralarında aynı konu hakkında “Yaş Meyve Sebze Alım-Satım Sözleşmesi” imzaladıklarını, sözleşme ile müvekkili Tedarikçi ve davalı firma arasında Yaş Meyve ve Sebze alım satımına ilişkin usul ve esasların belirlenerek ticari ilişkinin sözleşmeler doğrultusunda yürütüldüğünü, müvekkili …. ile ….arasında “Yaş Meyve Sebze Nakliye Sözleşmesi ” imzalandığını, işbu sözleşme ile Yüklenici ve Firma arasında tanzim satış noktalarında tedarik edilecek olan Yaş Meyve ve Sebze ürünlerinin nakliye hizmeti alım işine ilişkin ana sözleşmeye ek olarak usul ve esaslar belirlendiğini, imzalanan yaş meyve ve sebze alım satım sözleşmesinin X. NAKLİYE başlıklı maddesinde yer alan; “ Ürünün, üreticilerden Firma’nın uygun göreceği yere/yerlere nakliyesi ve nakliye sigortası firmaya aittir. Tedarikçinin (TKB) imkânları dâhilinde nakliye aracı temin edilebilmesi halinde nakliye bedeli ilgili ürünün maliyetine eklenecektir.” şeklinde düzenleme ile nakliyenin tedarikçi müvekkil tarafından sağlanması halinde nakliye bedelinin de davalıdan dan talep edilebileceğinin sözleşme ile kararlaştırıldığını, yine sözleşmenin XI. FATURALAMA başlıklı maddesinde …”Aynı ürün için tahmil – tahliye bedelleri karşılıklı mutabakat sonucunda ayrıca fatura edilecektir.” yönündeki düzenleme gereğince Ana sözleşmede kararlaştırılan tahmil-tahliye bedellerine ilişkin hüküm doğrultusunda tarafların nakliye sözleşmesi ile birliktte tahmil-tahliye bedellerinin ne şekilde faturalanacağını da ek sözleşme ile kabul ettiklerini, müvekkilinin nakliye sözleşmesi çerçevesinde, yaş meyve ve sebze alım satım sözleşmesindeki operasyonel giderler -elleçleme, palet, kasa, köşebent, nakliye, sigorta, hamaliye vb.- için davalı Şirketten talepte bulunduğunu, buna ilişkin olarak alacağın bir kısmını içeren 16.07.2019 tarihli, …. fatura numaralı ve 19.07.2019 tarihli …. fatura numaralı iki adet satış faturası tanzim ettiğini, ancak davalı Şirketin müvekkili tarafından talep olunan nakliye bedelini ödemediğini beyanla fazlaya ilişkin alacak ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00-TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari işlerde uygulanan en yüksek faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Şirketin…. Başkanlığı’nın iştirakı olup 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi olduğunu, bu nedenle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve bağlı mevzuat kapsamında ihale açılması ve ihale usulü kurallarına uyulması gerektiğini, ancak müvekkili Şirketin önceki Genel Müdürü Bekir Yılmazoğlu tarafından dava konusu olayda ihale usulü kurallarına uyulmadığını, …. Meclisinin (ABB) kararının alındığı 08/02/2019 tarihinden bir gün sonra düzenlenen irsaliyelerden anlaşılacağı üzere davacı şirketten doğrudan alım yapılmaya başlandığı,…Meclisinin kararında başka satıcılar ve üreticilerden de doğrudan alım yapılabileceği öngörüldüğü halde sadece davacıdan alım yapılarak rekabet ortamının müvekkil davalı şirket aleyhine bozulduğu, söz konusu alımın rekabete dayalı ve en uygun fiyat tespitinin yapılması amacıyla alımı yapılacak ürünleri, bilfiil piyasada satan firmalardan, birden fazla teklif alınarak sağlıklı bir piyasa fiyatı belirlenebilecekken yapılmadığı, bir komisyon vasıtasıyla alınan tekliflerin sözlü olarak alındığı ve şifahen alınan tekliflerin yazılı teklifmiş gibi yaklaşık maaliyet hesabında kullanıldığı, 09/02/2019 tarihinde davacı şirketten doğrudan mal alımı yapıldığı, bunu yaparken de davet usulü kurallarına dahi uyulmadığı, kaldı ki nakliye giderleri ve KDV’si hariç toplamda 15.058.247,36 TL’lık yaş meyve- sebze alımı yapılarak, 2019 yılı KİK tebliğlerine göre üst alım sınırının 13.857.591,00-TL’nin üstüne çıkıldığı,…. Meclisinin kararının alındığı 08/02/2019 tarihinden bir gün sonra düzenlenen irsaliyelerden anlaşılacağı üzere davacı şirketten doğrudan alım yapılmaya başlandığı, ABB Meclisinin kararında başka satıcılar ve üreticilerden de doğrudan alım yapılabileceği öngörüldüğü halde sadece davacıdan alım yapılarak rekabet ortamının müvekkili davalı şirket aleyhine bozulduğu, söz konusu alımın rekabete dayalı ve en uygun fiyat tespitinin yapılması amacıyla; alımı yapılacak ürünleri, bilfiil piyasada satan firmalardan, birden fazla teklifin alınarak sağlıklı bir piyasa fiyatı belirlenebilecekken yapılmadığı, bir komisyon vasıtasıyla alınan tekliflerin sözlü olarak alındığı ve şifahen alınan tekliflerin yazılı teklifmiş gibi yaklaşık maaliyet hesabında kullanıldığı, 09/02/2019 tarihinde davacı şirketten doğrudan mal alımı yapıldığı, bunu yaparken de davet usulü kurallarına dahi uyulmadığı, nakliye giderleri ve KDV’si hariç toplamda 15.058.247,36-TL’lık yaş meyve sebze alımı yapılarak , 2019 yılı KİK tebliğlerine göre üst alım sınırı olan 13.857.591,00-TL’nin üstüne çıkıldığını, nakliye Sözleşmesinin imzalandıgı Tarih 01/03/2020 olup Sözleşmede aksi yonde bir hüküm de bulunmadığından daha önce irsaliye ile teslim edilen ürünler için fazladan nakliye bedeli talep edilemeyeceğini beyanla konu ile ilgili olarak başlatılan idari soruşturmanın sonuçlanmasının beklenilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura konusu nakliye bedeli alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamız konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan 1.bilirkişi heyeti asıl ve ek raporunda özetle; taraflar arasında imzalanan “Yaş Meyve Sebze Alım-Satım Sözleşmesi” ile “Yaş Meyve Sebze Nakliye Sözleşmesi ” hükümleri incelendiğinde; sözleşme maddelerine göre sözleşmenin münhasıran nakliye hizmetine yönelik olarak imzalandığı ve nakliye için tonaj üzerinden fiyatlama yapıldığı, dosya kapsamında dava tarihinde sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bilgi ve belgenin ibraz edilmediği sözleşmenin geçerlik süresince 31.12.2020 tarihine kadar ayakta kaldığı ve feshedilmediğinden 31.12.2021 tarihine kadar geçerli olduğu, ik ol y adar İncelenen maddelerine göre sözleşmenin münhasıran nakliye hizmetine yönelik olarak imzalandığı ve nakliye için tonaj üzerinden fiyatlama yapıldığı, kök raporda yer alan değerlendirme ve tespitleri değiştirecek nitelikte yeni bir bilgi ve belge olmadığı ve 07.08.2021 tarihli kök rapora göre davacının davalıdan nakliye hizmetine dayalı sözleşme nedeni ile davalıdan 4.156.829,12TL alacaklı olduğu, 19.07.2019 fatura tarihinden itibaren alacağa temerrüt faizi talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi asıl ve ek raporuna yönelik taraf vekillerinin gerekçeli itirazları üzerine farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan 2. Bilirkişi heyeti raporunda ise özetle; davacı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ticari defter
kayıtlarına göre 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 4.156.829,12-TL
alacaklı olduğu,
davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ticari defter
kayıtlarına göre 31.12.2019 tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı,
tarafların ticari defterleri arasında oluşan farkın; davacı tarafından davalı adına
düzenlenen 4.156.892,12 TL’lik “Nakliye Bedeli” açıklamalı faturanın davalı
şirket tarafından davacıya iade edilmesinden kaynaklandığı, nakliye bedeline ilişkin talep edilen ürünlere ait faturaların 01.03.2019 tarihinden
sonra düzenlenmiş olduğu, ayrıca bu faturaların tamamının davalı tarafından ticari
defterlerine kayıt edilerek bedellerinin ödenmiş olduğu, faturalardaki ürünlerin kg
bedellerinin….Toptancı halinde sunulan asgari – azami
fiyatlara göre daha uygun fiyatlarda olduğu,
davalı vekili tarafından sunulan bölge müdürlüklerine ait sözleşmelerin ve fesih
protokollerinin incelenmesinden davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve davalı şirket tarafından da ticari
defterlerine kayıt edilerek bedeli ödenen faturalardaki ürünlerin miktarının, taraflar
arasında imzalanan Nakliye Sözleşmesinde belirtilen kg fiyatları dikkate alınarak
yapılan hesaplama sonucunda;
nakliye bedelinin KDV hariç 4.259.655,19 TL olduğu, bu bedele %18 KDV’si
olan (4.259.655,19 x 0,18) 766.737,93 TL’nin de eklenmesiyle toplam nakliye
bedelinin (4.259.655,19 + 766.737,93) 5.026.393,12-TL olarak hesaplandığını,
davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen ve davalı şirket tarafından iade
edilen “Nakliye Bedeli” açıklamalı faturanın ise KDV dahil bedelinin
4.156.829,12 TL olduğu ve davacının talebinin de bu tutar olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporu dosya kapsamındaki verilere uygun ve denetlenebilir görülmekle; 1. Bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar ile de uyumlu olmakla; Mahkememiz’ce ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Dosyamızda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; tarafları arasında davacının Tedarikçi olduğu 01.03.2019 tarihli “Yaş Meyve Sebze Alım – Satım Sözleşmesi” imzalandığı, anılan sözleşme gereğince davacının davalı Şirkete yaş meyve ve sebze ürünlerinin satış ve sevkini taahhüt ettiği, bu sözleşmeye ek olarak aynı taraflar arasında “Yaş Meyve Sebze Nakliye Sözleşmesi” imzalandığı, işbu sözleşme
ile yüklenici ve firma arasında tanzim satış noktalarında tedarik edilecek olan yaş meyve ve
sebze ürünlerinin nakliye hizmeti alım işine ilişkin ana sözleşmeye ek olarak usul ve esaslar
belirlendiği, davacının dava konusu “Nakliye Bedeli” açıklamalı KDV dahil
4.156.829,12-TL bedelli faturanın tanzim ile davalı Şirkete göndermesine rağmen fatura bedellerinin davaı tarafından davacıya ödenmediği ve faturanın davacıya iade edildiği , akdi ilişkinin tarafların kabulünde olup varlığı çekişmesizdir.
Bu bağlamda, somut uyuşmazlık davanın dayanağını oluşturan fatura konusu nakliye bedeli alacağını davalı alıcı firmanın davacı tedarikçiye ödemekle yükümlü olup olmadığı ve mevcut ise; ödenmesi gereken fatura alacağının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Konu ile ilgili olarak Sözleşmenin X. Maddesi olan “Faturalandırma” başlıklı maddesinde aynen;
“…Tedarikçi tarafından düzenlenen ürün ve sevk irsaliyesine istinaden, yörede bulunan çiftçi
alım fiyatları üzerinden Tedarikçi ve Firma arasında mutabakat sağlanarak; Tedarikçi firmaya temin ettiği ürünleri faturalama yaparken ilgili ürünü önce tanzim satış
fiyatından (KDV dahil) fatura edecektir.
Firma’ya sevk irsaliyesi ile gelen ürünün mutabakat ile teslim alımını müteakip, Tedarikçi
tarafından Firma’nın hal içinde yeri bulunuyorsa %1 KDV, hal içinde yeri bulunmuyorsa %8
KDV ilave edilmek suretiyle Firma adına fatura düzenlenecektir. Tedarikçi tarafından Ürün Bedelinin Firma’ya faturalandırıldığı tarihinden itibaren en geç 5.
Gün firma tarafından Tedarikçinin ……. hesabına ödeme yapılır.
Firma’nın fatura bedelinin ödenmemesi halinde Merkez Bankası yıllık reeskont oranının faiz
oranı üzerinden geç ödemeye istinaden vade farkı faturası kesilecektir.
Firma mutabakata varılarak kesin alıma dönüşmüş ürünler ile ilgili olarak düzenlenen fatura
üzerinden herhangi bir kesinti yapmayacaktır…” denildiği görülmektedir.
Yine, taraflar arasında 01.03.2019 tarihinde imzalanan “Yaş Meyve Sebze Nakliye
Sözleşmesi” nin IV. M-maddesi olan “Konu” başlıklı maddesinde aynen;
“…tanzim satış noktalarına tedarik edilecek olan yaş meyve sebze ürünlerinin nakliye
hizmeti alım işidir…” denildiği görülmektedir. İşbu sözleşmenin VI. maddesi olan “Faturalama” başlıklı maddesinde ise aynen; “…Yüklenici yaş meyve ve sebze alım satım sözleşmesindeki operasyonel giderleri
(elleçleme, palet, kasa, köşebent, nakliye, sigorta, hamaliye v.b.) de dikkate alarak;
Yüklenici, firmaya temin ettiği ürünler için ürün bazında sevkiyatı yapılan tonaj dikkate
alınarak aşağıda belirtilen birim fiyat üzerinden fatura edilecektir. ” düzenlemesi yer almaktadır.
Öte yandan, Sözleşmenin VII. maddesi olan “Ödeme” başlıklı maddesinde ise;
“…Yüklenici tarafından Firma’ya yapılan nakliye işine ait hizmet faturası, ürün tesliminin
yapıldığı tarihten itibaren en geç 3 gün içerisinde …… hesabına ödeme yapılır.
Firma’nın fatura bedelini ödenmemesi halinde Merkez Bankası yıllık reeskont oranının faiz
oranı üzerinden geç ödemeye istinaden vade farkı faturası kesilecektir…” hükmüne yer verildiği anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı ile sunulan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı Şirket arasında Tanzim satış noktalarında satılması amacıyla yaş meyve-sebze alım satımı gerçekleştirildiği, taraflar arasında aynı konu hakkında “Yaş Meyve Sebze Alım-Satım Sözleşmesi” ile akabinde “Yaş Meyve Sebze Nakliye Sözleşmesi ” imzalandığı, sözleşme konusu yaş sebze ve meyvenin davacı tarafından tedarik edilerek davalı alıcıya satış ve tesliminin taahhüt edildiği, dosya kapsamında davalı alıcının davacı tedarikçinin satıma konu malları teslim etmediğine yönelik bir iddia ve kanıt sunmadığı, uyuşmazlık konusu olan ve davacı tarafından keşide edilen fatura ile ödenmesi talep edilen aynı ürünlerin nakliye bedeli yönünden yukarıda ayrıntılı olarak değinilen sözleşme hükümleri ile özellikle de “Yaş Sebze ve Meyve Nakliye Sözleşmesinin” “Ödeme” başlıklı VII. maddesi dikkate alındığında; davalının fatura konusu nakliye bedelinden de hukuken sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar davalı tarafından dosyamıza ibra savunmasına dayanak olarak fesih ve ibra protokolleri sunulmuş ise de; sözkonusu protokollerde davacı Şirket tüzel kişiliğinin değil; davacının farklı Bölge Müdürlükleri taraf konumunda olduğu gibi fesih protokollerinin dava konusu sözleşmelerin imza tarihi olan 01/03/2019 tarihinden önce imzalandığı, bu durumda davacı Şirket aleyhine ibra savunmasına dayanak oluşturacak şekilde hukuki sonuç doğurmasının hukuken olanaklı olmadığı, dosyamıza sunulan ve Mahkememiz’ce de dosya kapsamına ve denetime elverişli görülen bilirkişi heyeti 2. Raporu gözetildiğinde; davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve davalı şirket tarafından da ticari defterlerine kayıt edilerek bedeli ödenen faturalardaki ürünlerin miktarı ile taraflar arasında imzalanan Nakliye Sözleşmesinde belirtilen kg fiyatları dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda; davacının davalıdan talep edebileceği nakliye bedelinin KDV dahil (4.259.655,19 + 766.737,93)= 5.026.393,12-TL olduğu, davacının dava konusu fatura konusu bedeli olan edilen “Nakliye Bedeli” açıklamalı faturanın ise KDV dahil bedelinin 4.156.829,12-TL olup sözkonusu miktarın HMK 26.m. gereğince davacı lehine davalıdan tahsili gerektiği, bilirkişi raporunda nakliye sözleşmesinin “ödeme” başlıklı maddesine göre temerrüt tarihi belirlenmiş ise de; sözkonusu sözleşme hükmünde kesin vadeye yer verilmediği, dosyamızda davacı yan tarafından temerrüt olgusunu gerçekleştiren dava tarihinden önce TBK 117.m. gereğince davalıya keşide ve tebliğ edilen ihtarname de bulunmadığından temerrüdün dava ve ıslah tarihinde gerçekleştiği kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle davanın ıslah talebi gözetilerek kabulüne, dava konusu toplam 4.156.829,12-TL alacağın 100.000,00-TL’lik kısmının dava, bakiyesinin ise; ıslah tarihi olan 28/09/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının talep gibi saklı tutulmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ıslah talebi gözetilerek KABULÜ İLE; dava konusu toplam 4.156.829,12-TL alacağın 100.000,00-TL’lik kısmının dava, bakiyesinin ise; ıslah tarihi olan 28/09/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 283.952,99-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.707,75-TL ve 69.281,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 70.988,75‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 212.964,24‬-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.707,75-TL ve 69.281,00-TL ıslah harcı ile 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 71.043,15‬‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 271.136,58-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 8.451,50-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile A… Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye..
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
1-Bilirkişi ücreti : 8.250,00-TL
2-Posta ve davetiye gideri :+ 201,50-TL
TOPLAM :8.451,50-TL