Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/673 E. 2021/335 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/673 Esas
KARAR NO : 2021/335

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının … su tekonolojileri adıyla müşterilerine su arıtma sistemleri kurduğunu, bu sistemleri kurarken kullandığı madde olan … minareli olduğunu, ancak müşterisinin suyun arıtılması sırasında asit salınımını istememesi üzerine davalının ınternet sitesinde tanıntım ve satışını yaptığı … mineralini davalıdan satın aldığını, alıdığı numune örneğinin suyu asit salınımı olmaksızın gerçekleştirmesi nedeni ile müvekkilinin davalı Şirketten aynı ürünü 27/04/2018 tarihinde 25.247,63-TL bedel ile satın aldığını, ancak satın aldığı ürünün … yazan paketlerle kendisine gönderildiğini, gönderilen ürünü denemesi sonucunda sudaki arsenik miktarının istenilen düzeyde inmediğini tespit ettiğini, bu hususun davacının müşterisinin İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Laboratuvarında yapılan incelemede de tespit edildiğini, davalının ürünü değiştirmediği gibi müvekkiline ödediği bedeli de iade etmediğini, müvekkilinin bu nedenle ayrıca ticari yönüden ciddi zararlara uğradığını beyanla fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 30.691,80-TL alacağın davalıdan tahsiline, müvekkilinin kaçırdığı işler nedeni ile 1.000,00-TL maddi tazminatın 1.000,00-TL munzam zararın ve 90.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili Av. … sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının maddi ve yasal anlamda hukuka aykırı olduğunu, davacıya satılan … adlı üründen davacının memnun kalması üzerine kendisinin talebine uygun olarak talep ettiği ürünün satılarak teslim edildiğini, davacının ürünü teslim almasından sonra müvekkilinin sorumluluğunda olmayan ve kendisinin kurduğu sistemin işletilmesinden kaynaklanan hata nedeni ile üründen beklenen sonucu elde edemediğini, davacıya satılan her iki ürünün de faturada belirtilen … ürünü olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Faturalar
-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satım nedeni ile ödenen satım bedelinin iadesi ve ayıplı ifa nedeni ile uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemine istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra davacı ve davalı Şirketin ticari defterleri konusunda SMMM bilirkişilerinden rapor alınmıştır.
Dosyamızda her ne kadar bilirkişi raporu alınmış ise de; davacının gerçek kişi, davalının ise; tüzel kişi tacir olduğu dikkate alındığında; davaya bakmaya Mahkememizin görevli olup olmadığının davanın her aşamasında ayrıca re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın sözkonusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır.Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Dosyamıza gönderilen cevabi müzekkerelerden davacının tacir olarak kaydının mevcut olmadığı, 07/05/2018-23/11/2018 tarihleri arasında esnaf sicilinde kayıtlı olup halen esnaf sicilinde terk kaydının mevcut olduğu, gerçek usulde vergilendirildiği ve işletme hesabın esasına göre vergilendirildiği, 20/09/2018 tarihinde elektrikli ev aletleri toptan satışına ilişkin ticari faaaliyetini terk ettiği anlaşılmıştır.
Bu bilgiler ışığında dosya kapsamı incelendiğinde ise; açılan dava mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi davacının da tacir sıfatının mevcut olmaması nedeni ile davanın nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, davanın yukarıda değinilen 3. grup ticari davalar arasında da değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı dikkate alındığında; davanın Mahkememiz görev alanında görülerek karara bağlanması gereken bir ticari dava mahiyetinde olmadığı, aksine davaya bakmaya Ankara Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. Gereğince mahkememizin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacıya ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-)Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır