Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/592 E. 2021/28 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/592 Esas
KARAR NO : 2021/28

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2021

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden açılan fatura alacağından kaynaklanan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket ile davalı arasında 01/09/2006 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereğince dava dilekçesinde tarih ve bedellerini ayrı ayrı belirttiği toplam 107 adet fatura konusu malları davalıya teslim etmesine rağmen davalının fatura bedellerini ödemediği gibi sözkonusu alacaklarının tahsiline yönelik olarak başlattıkları icra takibine de haksız yere itiraz ettiğini beyanla davalının … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında başlattıkları icra takibine vâki davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 oranındaki icra-inkâr tazminatının yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP VE SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalı Şirkete açıklamalı davetiye ile TK 35.m. gereğince yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili duruşmada alınan beyanında özetle;fatura konusu malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Davacıya ait ticari defter ve belgeler ile takibe dayanak fatura örnekleri.
-İcra takip dosyası
-SMMM Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura konusu alacağa ilişkin icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yan vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası celp edilerek incelendiğinde; dosyamız davacısı olan takip alacaklısı Şirket tarafından dosyamız davalısı takip borçlusu olan Şirket aleyhine başlatılan ilamsız takip başlatıldığı, takip borçlusunun itirazı üzerine yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyamıza davalının vergi mükellefi olduğu Bakırköy Vergi Dairesinden celp edilen BA formlarının incelenmesinden; davalı Şirket tarafından davacı Şirketten yapılan mal alımları nedeni ile 2016 yılında 212.921,00-TL, 2017 yılında 25.552,00-TL mal alımlarına ait bildirimde bulunulduğu tespit edilmiştir.
Dosyamızda davalı Şirkete ticari defterlerini ihtaratlı davetiye tebliğine rağmen ibraz etmeyerek ibrazdan kaçınmıştır.
Davacı Şirketin uyuşmazlık konusu 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterleri inceletilerek SMMM bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda ise özetle; davacı Şirketin ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği ve kanuna uygun olarak tutulduğu, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı Şirketin ticari defterle kayıtlarına göre davacının davalı Şirketten 22/12/2017 tarihi itibariyle 178.000,80-TL alacaklı olduğu ancak sözkonusu miktarın 50.000,00-TL’lik kısmının davalı Şirket tarafından davacıya verilen ipotekten karşılandığının belirtilmesi sebebiyle davacının talep edebileceği bakiye alacak miktarının 128.000,80-TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Dosyamızda dava konusu isteme dayanak irsaliyeli faturalar ihtaratlı davetiye ekinde davacı Şirkete TK 35.m. gereğince 10/06/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili vekaletnamesini sunarak tebliğ edilen irsaliyeli faturaların altındaki imzaların müvekkili Şirketin çalışanlarının eli ürünü olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 14/07/2020 tarihli talep dilekçesinde ise; itirazına konu imzaların aidiyeti yönünden müvekkili Şirketin yetkilisinin medar-ı tatbik imzalarının bulunduğu yerleri bildirerek imza incelemesini yapılmasını da talep etmiş ise de; davalının dosyamıza celp edilen BA formlarına konu mal alımlarının taraflar arasındaki başkaca bir ticari ilişkiden kaynaklandığını ileri sürmediği gibi bizzat tacir konumundaki davalı Şirketin dava konusu faturalarda yer alan mal alımları ile ilgili olarak Vergi Dairesine bildirimde bulunmakla bildirimi çerçevesinde dava konusu icra takibine dayanak fatura konusu malların kendisine teslimi olgusunun sabit olmasına göre ayrıca ileri sürdüğü imza itirazının araştırılmasının teslim olgusuna ve dosyanın esasına etkili olmayacağı ve usul ekonomisine de aykırılık teşkil edeceği gözetilerek davalının talebi yerinde görülmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı Şirket tarafından davalı Şirket aleyhine taraflar arasındaki imzalanan Bayilik Sözleşmesi gereğince fatura konusu malların teslim edildiğinin dosyamıza celp edilen davalı Şirkete ait BA formları ile sabit olduğu, davalı Şirketin akdi ilişkiyi değil; malların kendisine teslimi iddiasını kabul etmemesine rağmen BA formlarının davalının savunmasının aksini kanıtladığı, bilindiği üzere davalı Şirketin fatura konusu malların teslimine yönelik olarak taraflar arasındaki inkâr etmediği akdi ticari ilişki bağlamında BA formu ile fatura konusu mallara ilişkin olarak Vergi Dairesine bildirimde bulunmasının yerleşik içtihatlar gereğince malların davalıya teslimine karine teşkil ettiği, buna rağmen karinenin aksine davalının teslim olgusunun aksine herhangi bir yazılı ve kesin delil de sunulmadığı, basiretli davranması gereken tacir konumundaki davalı Şirketin fatura konusu malların kendisine teslim edilmemesi durumunda faturaya itiraz ederek davacı satıcı Şirkete iade etmesi gerekirken sözkonusu mal alımlarını BA formu ile Vergi Dairesine bildirdikten sonra bu faturalara konu malları teslim almadığını iddia etmesinin basiretli tacir ilkesi ve ticaret hayatında korunması gereken güven duygusu bağlamında TMK 2.m. gereğince dürüstlük kuralı ile de bağdaştırılamayacağı tartışmasızdır. Dosyamıza sunulan ve dava konusu icra takibine dayanak 2016 yılına ilişkin faturaların toplam bedeli 137.269,89-TL , 2017 yılına ilişkin faturaların bedeli ise; 30.695,00-TL olduğu anlaşılmaktadır. Davalı Şirketin vergi mükellefi olduğu Bakırköy Vergi Dairesine sunduğu ve davacıdan yaptığı 2017 yılına ilişkin ticari mal alımlarına ilişkin BA formunda satın aldığı malların toplam bedeli KDV hariç 25.552,00-TL olarak belirtilmiş olup bu satım bedeline fatura düzenlendiğinde davacının eklemesi ve davalının davacıya dahil % 18 KDV dahil fatura bedeli toplamının ise; 30.151,36-TL olduğu, bu durumda ise; davalının dava konusu icra takibine dayanak 2017 yılına ait dava dilekçesinde de belirttiği KDV dahil faturaların toplma bedeli olan 30.695,00-TL ile BA bildirimine konu 30.151,36-TL arasındaki fark miktar yönünden 543,64-TL alacak miktarı yönünden teslim olgusuna ilişkin iddiasını usulen kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Daha açık bir anlatımla, davacı Şirket dosyada mevcut mutabakat mektupları ile BA formları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; işbu davada talep ettiği 128.259,12-TL alacaktan 543,64-TL’lik kısım haricindeki 127.715,68-TL’lik kısım yönünden davasının haklılığını kanıtlamakla açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vâki itirazının kısmen 127.715,68-TL asıl alacak ile sınırlı iptaline, davacı lehine % 67.m. gereğince yasal koşulları oluşmakla icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; dava konusu ….Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine vâki davalının haksız itirazının (talep ile bağlı kalınarak) KISMEN İPTALİNE, takibin 127.715,68-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 oranındaki avans faizi ile birlikte takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İİK 67.m. gereğince hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında 25.543,13-TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 8.724,25-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 1.233,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.490,40-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.233,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 16.082,94-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-(Reddine karar verilen alacak miktarı üzerinden) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 543,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 857,75-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince red-kabul oranı (0,99 ) gözetilerek 849,17-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin ise; davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, davacı yönünden miktar itibari ile kesin, davalı yönünden ise; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır