Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/464 E. 2022/114 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/464 Esas
KARAR NO : 2022/114

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili 10.09.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı işveren … Enerji Şirketi ile davacı yüklenici … Çelik … Ticaret yetkilisi ve sahibi müvekkili … arasında yapılan sözleşme ve yapılan İşler gereği müvekkilinin hakkı olan 240.060,15-TL ödemenin süresinde yapılmaması nedeni ile … icra Müdürlüğü’nün 2018/83 Esas saydı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin yetki itirazı neticesinde takip talepleri üzerine Ankara …. İcra Müdürlüğü 2018/5019 Esas sayılı dosyasında takibin devam ettiğini ve borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğinden, itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili şirketten alacağı bulunmadığını, düzmece hak edişlerle hakkı olmayan bir paranın tahsil edilmeye çalışıldığı işbu dosyada hiçbir şekilde anlaşma veya uzlaşma ihtimali bulunmadığını, davanın hak düşürücü sürede açılmamış olması halinde dava şartı yokluğundan reddi gerekeceğini, davacı yanın alacağa dayanak evrakının 15.05,2015 tarihli olduğu iddia edilen bir hak ediş olduğunu, zaman aşımına uğradığım; Bu hak edişin hangi işe ait olduğu, hangi malzeme ile ilgili olduğu hakkında müvekkili şirketin bilgisi dahi bulunmadığını, müvekkili Şirketin Rize İli, … İlçesi, Çataldere Köyünde bulunan …11 projesi (Çataldere 1-2 ve 3) Hıdro Elektrik Santrallerinin Üretim Lisansının Sahibi olduğunu, müvekkili şirketin hisselerinin Nisan 2015 tarihinde dava dışı… Grup taralından devir alınmış olduğunu, devir tarihi itibari ile şirketin borç ve alacaklarını gösteren mali tabloların dava dışı …A.Ş. yetkililerince imzalanarak devir protokolleri ekine derç edildiğini, mali tabloda yer alan borç ve alacakların ne şekilde tasfiye edileceğinin …A.Ş, ile… Grup arasında kararlaştırılmış olduğuna, proje… Grup tarafından devir alındıktan sonra …A.Ş/nin sözleşme hükümlerine uygun olarak iş teslim etmek için çalışmaya başladığını ve Kasım 2015 olan iş teslim tarihinde işin yapımım yetiştiremedığinden… ile …arasında ihtilaf ortaya çıktığını, Aralık 2015″ten Şubat 2016 tarihine kadar projede herhangi bîr İlerleme olmadığım, bu ara …A.Ş. ile… grup arasında karşılıklı İhtarnamelerin keşide edilerek geçtiğini ve en sonunda… Şirketinin işin yapımı konusunda Mart 2016 tarihinde … İnşaat’a 22.03.2016 tarihinde yer teslimi yaparak hem kalan işin yapımı konusunda fiili adım atmış hem de bu işin fiili olarak ikmali ile ilgilenmeye başlamış olduğunu, …inşaat A.Ş. nin edimlerini yerine getirmeyerek işi aksatmaya başladığını ve bu nedenle…’nin kalan işin yapımını … İnşaat A.Ş ne ihale etmesi ile … İnşaat Soğuk Demir işlerinin bir kısmını … …-… firmasına yaptırmış ve bu yapım bedellerini ilgili firmaya ödemiş olduğunu. … İnşaat A.Ş nin Ekim 2016 tarihinde işi bırakması ile … A.Ş,’nin soğuk demir imalatlarına ilişkin kalan işler için … … – … firmasına yaptırdığını ve bu yapım bedellerini İlgili firmaya ödemiş olduğunu, fazlaya dair hak ve alacaklar saklı kalmak kaydı ile hak düşürücü sürede açılmayan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, müvekkili şirketten hiçbir alacağı olmayan davacının haksız davasının esastan reddine, davacının % 20’den az olmayacak oranda kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
– Ankara ….İcra Dairesi’nin 2018/5019E. sayılı takip dosyası.
-Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, TBK 470 v.d.m. gereğince eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura konusu hak ediş bedeline dayalı icra takibine vâki itirazın istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda taraf delilleri toplanmış, konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek temin edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacının gerekçeli itirazları üzerine bilirkişi heyetinden alınan ek raporda ise özetle; Davacı yanın davalı yandan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacının 09.02.2015 tarihli 27374 nolu 227.541,47 TL bedelli faturadan kaynaklanan alacağının tamamının kendisine ödendiği belirtilmiştir .
Davacı taraf gerçek kişi olup somut uyuşmazlığın niteliği de gözetildiğinde dosyamızda Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dosyamızda davacı taraf yönünden tacir araştırması yapılması için … Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile … Vergi Dairesine müzekker yazılmış, dosyamıza gönderilen cevabi müzekkereden davacının gerçek kişilere ait işletme sahibi olarak … Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğu, gerçek usulde vergi mükellefi olup 2015 yılına ait vergi matrahının 2.498,76-TL olduğu, 2016-2017-2018 yıllarına ait vergi matrahının bulunmadığı, esnaf oda kaydının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünden düzenleme olması gerekmektedir.
Somut olayda uyuşmazlık, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Anılan bu tür uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir.
Konu ile ilgili olarak Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 22/09/2008 tarih ve 2007/7851 E., 2008/10258 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; TTK.nun 11. madde (6102 sayılı TTK 11.madde) hükmüne göre, ticarethane veya fabrika (md.12), yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler (md.13) ticari işletme sayılır. Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir (md.14) (6102 sayılı TTK 12.m). Esnafın tanımı 17. maddede yapılmış ve bunların tacir olmadıkları vurgulanmıştır. Esnafın yaptığı işin hacim ve ehemmiyeti, ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyeti verdiği taktirde, bu müessesenin de ticari işletme sayılacağı 13. maddede hüküm altına alınmıştır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticari işletmenin, ticaret siciline kayıtlı olmaması, diğer anlatımla esnaf odasına kayıtlı olması, bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez ve tacir olmamanın kesin bir kanıtı da değildir. Vergi mükellefi olup olmamak da tacir-esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak değerlendirilmez.
TTK.nun 17. maddesi (6102 sayılı TTK 15. madde) uyarınca, iktisadi faaliyeti, nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri esnaftır. 11/06/2002 tarih ve 24782 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 11 numaralı Kararı’nın 2. maddesinde, imalatla iştigal etmekle beraber, 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu’nun 3. maddesindeki “Sanayici” tanımının kapsamına girenler ile TTK’nın 17. maddesi (6102 sayılı TTK 15. madde) dışında kalanların esnaf ve sanatkar sayılmayacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, TTK’nın 1463. maddesinde de (6102 sayılı TTK 11/2. madde), önce 17. maddeye gönderme yapılarak, 507 Sayılı Kanun hükümlerinin saklı tutulduğu belirtildikten sonra “Bakanlar Kurulu’nun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz” denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. Gerçekten, 19/02/1986 tarih ve 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 25/01/1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK.nun 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. (21/07/2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK.nun 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir.) Buna göre;
1-Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. fıkrasının 1 ve 3 no’lu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2-Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci maddede belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Bu bilgiler ışığında konu ile ilgili olarak son tarihli karar olup 21/07/2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmakla yürürlüğe giren 18/06/2007 tarihli ve 2007/12362 sayılı “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu kararının “Esnaf ve Sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımı başlıklı 1.maddesinin (a) bendine göre (1) ve (3) numaralı bentlerdeki nakdi limitlerden 1 numaralı bentteki yazılı işleri yapanlardan (davanın açıldığı 2019 yılı itibariyle) yıllık alımlarının tutarının 140.000,00-TL’yi veya satışlarının tutarının ise; 195.000,00-TL’yi, 2 numaralı bentte yazılı işleri yapanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayrısafi iş hasılatının 140.000,00-TL’yi , 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 140.000,00-TL’yi aşmayanların “esnaf ve sanatkar” sayılması gerekmektedir. Dosyamıza gönderilen … Vergi Dairesi cevabi yazısı dikkate alındığında; davacının ticari faaliyetinin hacmi ve değinilen Bakanlar Kurulu kararındaki parasal sınırlar çerçevesinde tacir olarak kabulü mümkün değildir. Davacı yan , tacir olmadığına göre; davanın uyuşmazlığın niteliği ile tarafların sıfatına nazaran Mahkememiz görev alanında karara bağlanması gereken mutlak veya nispi ticari dava olarak nitelendirilmesine hukuken olanak bulunmadığından, davaya bakmaya Mahkememiz değil; Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Bu nedenle, davanın her aşamasında gözetilmesi gereken göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2.m. gereğince davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacıya ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza