Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/396 E. 2022/162 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/396 Esas
KARAR NO : 2022/162

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – T.C.:…
2- … –
VEKİLLERİ : …
DAVALI : … -…

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13/09/2006 tarihinde inanılan müvekkilleri … – … A.Ş. ile inanan … – … A.Ş. arasında akdedildiğini, sözleşmenin konusunu dava dışı … Plastik A.Ş.’nin …Bankası A.Ş.’den kullandığı krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan … ile dava dışı … A.Ş.’nin bankaya olan borçlarının ödenmesi ve bankanın inananların maliki bulunduğu taşınmazlardaki ipoteklerinin fek olunarak inanan sözleşme tarafı …’in mülkiyetindeki … Parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 1-3-4-6-8 no’lu bağımsız bölümlerinin 1.900.000,00 USD karşılığı inanılanlara devrinin sağlanması ile 01.01.2007 tarihinden itibaren kiralarının ödenmesinin sağlanması ve 1.000.000,00 EURO borcun inananlara geri ödenmesi olarak kararlaştırıldığını, İnananların sözleşmede kararlaştırılan borçlarının ifasının teminatını teşkil etmek üzere … A.Ş.’nin mülkiyetindeki İstanbul ili, Tuzla ilçesinde kain 1093 Parsel sayılı taşınmazın 3/4 payını inanılan sözleşme taraflarından … A.Ş.’ye tapuda devir ve temlik ettiklerini, İnanan sözleşme taraflarından … A.Ş.’nin teminat teşkil eden Tuzla’daki taşınmazın ipka 1/4 payını da 07.07.2009 tarihinde ve gerçek satış sözleşmesi ile inanılan … A.Ş.’ye devir ve temlik ettiğini, 1/4 hissenin mülkiyetinin de … A.Ş.’ye devri ile taşınmazın tamamına müvekkil … A.Ş.’nin malik olduğunu ve akabinde inanan sözleşme tarafı olan … A.Ş’nin 07.07.2009 tarihli kira sözleşmesi ile … A.Ş.’nin kiracısı olduğunu, inanç sözleşmesinin inananlara ait temel ediminin inanan …’ın ‘ın tapunun … Parselini teşkil eden yapının 1-3-4-6-8 nolu bağımsız bölümlerinin devri ile 01.01.2007 tarihinden itibaren net 62.500,00 USD/AY kirasının inanılanlara ödenmesi olduğunu, temel borcun ifasının özellikle ve öncelikle inanç sözleşmesinin tarafı inanan … tarafından ifa olunacağını, inanılanlara devri gereken taşınmazların maliki ve kiraya vereninin … olduğunu, taşınmazda … Mağazacılık Hizmetleri Ticaret A.Ş. dava tarihinde kiracı olduğunu, davaya dayanak inanç sözleşmesinin 6. Maddesi gereğince 62.500 USD/Ay’dan daha fazla kira geliri elde edildiğinde fazla kısmın sözleşmenin tarafları arasında paylaşılacağı kararlaştırıldığını inanılan müvekkillerine Ankara’daki sözleşme konusu taşınmazların devir ve temlikinin yapılmaması nedeni ile taşınmazlardan alınan kiraların da müvekkiline ödenmediğini, İnananlar …-… A.Ş.’nin inanç sözleşmesinden kaynaklı diğer borçlarını da ifa etmediklerini, bu nedenle sözleşmenin tarafları … A.Ş.’nin (davacı) ile … A.Ş. – … (davalılar) arasında, … 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2019/56 E. Sayılı dava derdest olduğunu, davada verilen 26.06.2018 tarihli ve 2016/5074E.-2018/11498K. Sayılı Yargıtay kararı dilekçe ekinde sunduklarını, İnanç sözleşmesinin teminatını teşkil eden Tuzla 1093 Parsel sayılı taşınmazın halen müvekkillerinin mülkiyetinde olduğunu, inananların müvekkillerine halen borçlarını da ifa etmediklerini, aksine inanç konusu Parsel’in iadesi için … 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava ikame etmişlerdir. (ii) Dava dışı … A.Ş.’nin Tuzla’daki taşınmazdaki 10.000.000,00-TL’yi aşkın kira borcunu ödemekte temerrüt halinde olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 01.01.2007 tarihinden dava tarihine kadar doğmuş müvekkil alacağının, belirli hale gelmesiyle arttırılmak üzere şimdilik 62.500,00 USD’lik kısmının değişen oranlarda yabancı para cinsinden ticari mevduata uygulanan en yüksek oranda faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın tacir sıfatına haiz olmadığı için görevsizlik kararı verilmesini, mahkemenin yetkisine ilişkin itirazlarının olduğunu, yabancı para cinsinden takip yapılıp dava açılamayacağı yönünden itirazlarının olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olmadığını beyanla belirsiz alacak davası açılamayacağı yönünde itirazlarının olduğunu, huzurdaki davanın 13.09.2006 tarihli inanç sözleşmesine dayandığını,müvekkiline ait bulunan Ankara Çankaya 1170 Ada 10 parselini teşkil eden yapının 1-3-4-6-8 no.lu bağımsız bölümlerin devri ile 01.01.2007 tarihinden itibaren aylık net 62.500,00 USD kiranın inanılanlara ödenmesi olduğunu, buna karşılık inananların bu edimlerini yerine getirmeyerek davacıların zarara uğramalarına sebebiyet verdiğini ileri sürerek … … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/56 esas sayılı dosyasında verilecek hükümle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şimdilik 62.500,00 USD’lik belirsiz alacak davası ikame ettiklerini beyan ettiğini,davacının dayandığı 13.09.2006 tarihli sözleşmede yer alan Ankara’da bulunan taşınmazların satışının vaat edilmesine ilişkin hükümlerin resmi şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak alacak talebinde bulunulmasının da mümkün olmadığını, aradan geçen 13 yıl içerisinde taşınmazın satışının gerçekleştirilmediğini, bu süre içinde davacı tarafında satışın yapılmasına ilişkin olarak hiçbir talebi olmadığını, davacının dayandığı sözleşmenin 13.09.2006 tarihi olduğu dikkate alındığında, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla resen tespit olunacak sebepler kapsamında maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın reddi ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan Taşınmaz Satış ve Teminat Sözleşmesi
-Tapu kayıtları.
-Bilirkişi asıl ve ek raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, inanç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de; dava konusu kira bedeli alacağının taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacılara davalı tarafından devri öngörülen taşınmazların kira bedeline ilişkin olup taşınmaz devrinin gerçekleşmediği ve ifa olanağının mevcut olduğu dikkate alınarak davalı vekilinin zamanşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda davacının davalıdan talep ettiği kira bedeli alacağı (inanç sözleşmesinden kaynaklanan alacak) yönünden hesap bilirkişi asıl ve ek raporu temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle; davaya konu taşınmazlara ilişkin olarak 01.01.2007 tarihinden itibaren kiraya verilen taşınmazla ilgili kira sözleşmelerinin örneği ile sözleşmenin geçerli olduğu tarihten dava tarihine kadar ödenen kira bedellerinin makbuzlarının dava dosyasına dahil edilmesi halinde ek rapor düzenlenebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda belirtilen eksik bilgi ve makbuzların celbinden sonra alınan ek raporda ise özetle; Davacının Davalıdan alacaklı olduğunun kabulü halinde, dava konusu sözleşme kapsamında 01.01.2007 tarihinden 29.07.2019 tarihinde kadar davalının … Tekstilden alabileceği kira bedeli olan davalıdan talep edebileceği tutarın 9.437.500,00 ABD doları (aynen tahsili talep edildiğinden dava tarihi itibari ile 53.106.700,00 TL karşılığı ) olabileceği, temerrüt tarihinin taraflar arasında yapılan 13.09.2006 tarihli sözleşmeye göre 01.01.2017 tarihi olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesini sunmakla davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Dosyamızda toplanan deliller ve dosyamıza sunulan Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 26.06.2018 tarih ve 2016/5074 E. 2018/11498 K. sayılı ilamı dikkate alındığında; işbu dava dosyasında da davacının istemine dayanak teşkil eden ve taraflar arasında imzalanan Taşınmaz Satış ve Finansman sözleşmesinin inançlı temlik sözleşmesi niteliğinde olduğu tespitine yer verildiği, ayrıca sözleşme gereğince inanılana devri gerçekleştirilen İstanbul ili, Tuzla ilçesi, 1093 parsel sayılı taşınmazın 3/4 hissesinin aynı sözleşme gereğince teminat amaçlı inançlı temlik olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, değinilen sözleşmenin hukuki nitelik itibariyle inançlı temlik olduğu tarafların da kabulündedir.
Yargılama konusu uyuşmazlık sözleşme gereğince davacı inanların davalı inanılandan inançlı temlik nedeni ile talep edebileceği kira bedeli alacağının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu nedenle, tarafların inançlı temlik sözleşmesinden kaynaklanan ifa etmekle yükümlü oldukları edimlerinin hukuki çerçevesinin ve edimlerini ifa edip etmediklerinin saptanması gerekmektedir.
Konu ile ilgili olarak taraflar arasında imzalanan 13.09.2006 tarihli taşınmaz satış ve finansman sözleşmesinin “Taraflar” başlıklı 1. Maddesinin; “… ve … ile …ve … Plastik Makineleri A.Ş. arasında aşağıdaki koşullarda bir taşınmaz satış ve finansman sözleşmesi düzenlenmiştir.
Aşağıdaki sözleşme maddelerinde, finansman sağlanan …ve … Plastik Makineleri A.Ş. “satıcı ”, finansman sağlayan … ile … “alıcı” …Bankası “banka” … no.lu bağımsız bölümler “iş yerleri”… taşınmaz üzerinde bulunan fabrika ile birlikte “parsel” diye ifade edilmiştir. ” Şeklinde olduğu,
“Parsel ve işyerlerinin yeri” başlıklı 3.maddesinin; “… hissesinin devir işlemi nihai bir satış anlamında olmayıp (parselin 3/4 hissesi), bu sözleşmede geçen … nolu bağımsız bölümlerin (işyerlerinin) tapularının satıcıya 1.900.000.-USD (BİR MİLYON DOKUZ YÜZ BİN AMERİKAN DOLARI) karşılığı devrinin sağlanması ve 1.000.000 Euro finansmanın ve maliyetinin geri ödenmesinin teminatını teşkil etmektedir.” hükmünü içerdiği,
2. Maddesinin; “Bu sözleşmenin konusu satıcı adına kayıtlı… no.lu bağımsız bölümlerin 1.900.000,00 USD bedelle alıcıya satımı ile satıcıya alıcının sağlayacağı asgari 1.000.000,00 EURO finansmanın ve finansman maliyetinin geri ödenmesini sağlayacak teminatı teşkil etmek amacıyla plastik makinaları A.Ş. yönetim kurulu kararına uygun olarak 3. Maddede tanımlanan …’a ait parselin alıcıya devridir” şeklinde olduğu görülmektedir.
Sözleşmenin “Devirlerin zamanında yapılmaması ve finasmanın ödenmemesi” başlıklı 5.3 maddesinde açıkça; ”Satıcı, parselin devri nedeniyle herhangi bir tazminat İstememeyi, Türk Ticaret Kanununun 24. Maddesinin uygulanmasını kabul eden alıcıya İşyerlerinin devri yapılmaması halinde ve parselin her hangi bir nedenle geri alınması halinde, alıcının, o ana kadar yaptığı, ödemeter.satıcıya sağladığı finansman ve onun nam ve hesabına devlete,3.kişilere yaptığı ödemeler faiz ve benzeri haklar tespit edilir ve derhal ihtara hacet kalmaksızın alıcıya ödenir.”
Satıcı, özellikle bu sözleşme ve eklerinde uymayı kabul ettiği esaslara ve yüklenimlere aykırı düşen hareketlere alıcı tarafından süre tayini suretiyle yapılacak yazılı bildirilere rağmen devamda ısrar ettiği takdirde; alıcı cezai şart olarak parselin devrinin kısmen veya tamamen devrini yoksun bırakacak önlemleri alır ve uygular.Taraflar bu hususu kabul ve taahhüt eder.” İfadelerine yer verilerek bu düzenlemeler gereğince dosyamız davacıları olan inananlara inançlı temlik sözleşmesi kapsamındaki taşınmaz devri yükümlülüğünün inanılan konumundaki davalı … ve dava dışı … A.Ş.tarafından sözleşmede öngörülen vade tarihi olan 01/01/2017 tarihine kadar yerine getirilmemesi halinde uygulanacak yaptırımın içeriği belirlenmiştir.
Dosyamızda davacılar, davalıdan sözleşme konusu olan ve yukarıda belirtilen 6 adet işyeri nitelikli bağımsız bölümün tapusunu devretmediğini ileri sürerek taşınmazların ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesi talep etmektedir. Ancak yukarıda değinilen sözleşme hükümleri kapsamında dava konusu talebi açıkça hukuki dayanaktan yoksundur. Zira, dava konusu kira alacağı talebinin dayanağını teşkil edebilecek ve davalının edimini ifa etmemesinden kaynaklanan bir alacak kalemi veya hukuki yaptırıma sözleşmenin 5.3 maddesinde yer verilmediği sabit olduğu gibi sözleşmeden kaynaklanan kira alacağı kalemine ilişkin talep yönünden de sözleşmenin 6.maddesinde davacılar lehine bir hak doğurucu nitelikte bir düzenlemenin yer almadığı ortadadır. Nitekim, sözleşmenin 6.maddesinde açıkça aynı taşınmazlar yönünden satıcı ile … arasında mevcut kira sözleşmesinden kaynaklanan ve satıcı lehine doğacak tüm hakları ile kira gelirleri (62.500 USD aylık-750.000 USD yıllık) 15.10.2005 tarihinden itibaren başlayan dönemde satıcıya (dosyamız davalısına ve dava dışı … A.Ş.’ye) ait olacağı hükme bağlanmıştır. Aynı düzenlemede ancak taşınmazların resmi devirlerinin gerçekleşmesinden (1.1.2007 tarihinden sonra) satıcının mevcut kira sözleşmesinin 15/10/2006 tarihinde başlayan döneminde doğacak hukuki haklan gereği alıcının (dosyamız davacılarının) mevcut kiracı veya başka bir kiracı ile anlaştığı kira bedelinden fazla alınacak kira ve miktarları alıcı ve satıcı arasında eşit olarak pay edileceği, parselin alıcıya devir tarihinden sonra ise; kiracısı tarafından ödenecek kira bedellerinin tamamının yine satıcıya (dosyamız davalısına) ait olduğu ve satıcının bu parseli dilediğine ve dilediği şartlarda kiralamakta serbest olduğu açıkça belirtilmiştir.
Ayrıntılı olarak değinilen Sözleşme hükümleri ve sözleşme hükümlerine yansıyan taraf iradeleri birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu talebe dayanak ve davacılara henüz devredilmeyen 6 adet işyeri nitelikli taşınmazın henüz sözleşmede yer alan ve en geç devir tarihi olarak öngörülen 01/01/2007 tarihinden sonraki dönem yönünden davalıdan kira alacağı talep eden davacıların satıcının mevcut kira sözleşmesinin 15/10/2006 tarihinde başlayan döneminde doğacak hukuki haklan gereği alıcının (dosyamız davacılarının) mevcut kiracı veya başka bir kiracı ile anlaştığı kira bedelinden fazla alınacak kira bedelinin varlığını iddia ve usulen kanıtlaması gerekmektedir. Ne var ki, davacılar tarafından dosyamıza bu konuda bir kanıt sunulmamıştır. Değinilen sözleşeme hükümleri kapsamında davacı inananlar ile davalı inanılan ve dava dışı … Şirketi arasındaki sözleşme konusu taşınmazların kira bedelinin 15/10/2005-15/10/2006 arasındaki dönemde ve 01/01/2007 tarihinden sonra davalıya ait olacağının açıkça öngörüldüğü, sadece 15/10/2006-01/01/2007 tarihleri arasındaki dönemde bahse konu fazla alınan kira bedelinin varlığının kanıtlanması koşuluyla eşit hissesi oranında davacıların davalıdan kira bedeli alacağı talep edebileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dosyamızda davacıların dava konusu kira bedeli alacağı 01/01/2007 tarihinden sonraki döneme ait olup yukarıda açıklanan sözleşme hükümleri çerçevesinde davacının kira bedeli alacağı talebinin dosyaya sunulan taraflar arasında davalara ait emsal Yargıtay ilamları da gözetildiğinde hukuki bir dayanağının bulunmadığı ve haklılığının kanıtlamadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle; haklılığı kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 80,70-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 6.009,15-TL ile 117.500,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 123.509,15-TL harçtan mahsubu ile bakiye 123.428,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
3-6325 sayılı yasanın 18/A (11, 13) maddeleri uyarınca arabulucu ücreti olarak ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 138.025,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza