Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/329 E. 2021/640 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/329 Esas
KARAR NO : 2021/640

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin 13.10.2017 tarihinde davalı kooperatife başvurduklarında davalı yetkilisinin kooperatife üye olmanın zorunlu olduğunu belirttiğini ve baskı ile aynı gün 120/9 ada/parsel için 1000 TL., 118/2 ada/parsel için 1150 TL. ödeme alındığını, ödeme dekontları dışında herhangi bir bilgilendirici belge de verilmediğini, davacı temsilcisi gerekli araştırmayı yaptığında bu ada/parseller ile kooperatif üyeliğinin ilgisi ve zorunluluğu olmadığını ve davalı Kooperatifin site ada/parselleri ile ilgili bir sorumluluğunun da olmadığını, gereksiz iki adet ödeme yapıldığını tespit ettiklerini, kooperatif genel kurul defteri imzalanmadan ve üyelik için karar alınmadan; site yetkilisinin tek imzası ile ortaklık taahhütnamesi ve ortaklık senedi düzenlenmesinin hukuken de uygun olmadığını davalı kooperatif yetkilisine beyan ettiklerinde; davalı yetkilisinin davacının temsilcisinden ortaklık senedi, ortaklı taahhütnamesi ve listede yazılı diğer belgeleri geri teslim aldığını ve davacı adına teslim edilen resmi belgelerin iade edildiğini, alınan ödemelerin de 15.12.2017 tarihinde iade edileceğine taraflarca karar verildiğini, bu konuyu da 16.10.2017 tarihinde iki tarafın imzasını taşıyan icraya konu sözleşme ile yazılı hale getirildiğini, taraflarca imzalanan belgede belirtilen gün ödeme yapılmadığını ve bu haksız kazanca ilişkin Ankara …. İcra Dairesinin 2018/141 E. İcra takibi ile ödeme emri gönderildiğini ve takibe borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu belirterek; fazlaya ilişkin alacak hakkı ve maddi ve manevi tazminat alacaklarını saklı tutarak Ankara … Dairesinin 2018/141 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, davacı yan yararına inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili, müvekkili kooperatife, davacı şirketin yetkilisinin talebi doğrultusunda üyelik işlemi gerçekleştirildiğini, davacı şirketin müvekkili kooperatifle arasında üyelik ilişkisinin hali hazırda devam etmekte olup; davacı yanca üyelikten çıkma talepli herhangi bir dava da mevcut bulunmadığını, davacı şirket yetkilisi olan ve kooperatife ortaklık senedinde imzası bulunan … ile müvekkili kooperatifin başkanı olan …arasında Ankara …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/128 esas 2019/448 karar sayılı dosya incelendiğinde davaya konu edilen evrakın ne şekilde kooperatif başkanın elinden alındığının anlaşılacağını savunarak davanın reddi ile davacının kötü niyet inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı kooperatifin üyesi olmadığı iddiasıyla davacıdan alınan meblağın davalıdan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı konularına ilişkindir.
Dosyamız re’sen seçilen kooperatif konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek alınan bilirkişi raporunda özetle; ortaklığa kabul kararının alındığı 30.11.2017 tarihi itibarıyla davacının ortak olma iradesi sona ererek ortak olmaktan vazgeçmiş olması nedeniyle davacının ortaklık sıfatı oluşmadığı, bu sebeple davacı tarafından ödenen paranın iadesinin gerekeceği, ancak Yargıtay içtihatları uyarınca ortak olmasa dahi kooperatifin verdiği hizmetlerden istifade edilmesi halinde sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca kooperatifin hizmet alan kişiden hizmet bedellerini talep edebileceğinin kabul edilmesi noktasında davalı kooperatifçe davacının ilgili parsellere malik olduğu 03.02.2016 ve 16.05.2016 tarihinden itibaren 2 ayrı parsele ayrı ayrı verdiği varsa hizmetleri ve bu parsellere düşen hizmet bedelini kanıtlaması halinde davacı alacağının yeniden değerlendirilebileceği, mütalaa edilmiştir.
Yargılama konusu somut uyuşmazlıkta, öncelikle çözümlenmesi gereken sorun; davacının davalı kooperatifin üyesi olup olmadığının belirlenmesidir. Davacının davalı kooperatifin yönetim kurulunun 30/11/2017 tarihli ortaklığa kabul kararıyla üyeliğine karar verilmişse de 13/10/2017 tarihinde davacı tarafından yapılan üyelik başvurusu 16/10/2017 tarihinde davalı kooperatif başkanının da imzasının bulunduğu yazılı belge ile davacının üyelik başvurusundan vazgeçtiği ve bu vazgeçmenin geçerliği olduğu, bu belgenin düzenlenmesinde davalı kooperatif başkanının iradesinin sakatlandığına dair savunmanın da yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre; davacının ortaklık başvurusundan sonra henüz ortaklığa kabul kararı verilmeden ortaklık başvurusundan vazgeçmesinden ve verdiği belgelerin iade edilmesinden yaklaşık 1,5 ay sonra yönetim kurulunun 30.11.2017 tarih ve 9 sayılı kararıyla alınan ortaklığa kabul kararı da geçersiz olmaktadır. Bu doğrultuda; Davacının ortaklık sıfatı oluşmadığına ve ortaklıktan kaynaklanan aidat borcu sorumluluğu bulunmadığına göre ödediği paranın iadesini talep edebileceği açıktır. Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda avacının ilgili parsellere malik olduğu 03.02.2016 ve 16.05.2016 tarihinden itibaren 2 ayrı parsele ayrı ayrı verdiği varsa hizmetleri ve bu parsellere düşen hizmet bedelini kanıtlaması halinde davacı alacağının yeniden değerlendirilebileceği kanaati bildirilmişse de davalı kooperatifçe yargılama boyunca bu konuya dair bir savunma yapılmamış, davacının fiilen davalı kooperatifin hizmetlerinden yaralandığı hususunda bir savunma ortaya konulmadığından bu hususta bir araştırmaya yapılmasına da ihtiyaç duyulmamıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; ortaklığa kabul kararının alındığı 30.11.2017 tarihi itibarıyle davacının ortak olma iradesi sona ererek ortak olmaktan vazgeçmiş olması nedeniyle davacının ortaklık sıfatı oluşmadığı, bu sebeple davacı tarafından ödenen paranın iadesinin gerekeceği, bu alacağın tahsili için yapılan takibe davalının vaki itirazının haksız olduğu ve takibe konu alacağın likit olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Davacı tarafından davalı aleyhine Ankara …. İcra dairesinin 2018/141 E. Sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe davalının vaki itirazının iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20si oranında hesaplanan 430,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli karar ve ilam harcı 146,86 TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 102,46-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4- Davacı tarafından peşin yatırılan 88,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/2.m. gereğince belirlenen 2.150,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından sarf edilen toplam 824,02-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 05/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır