Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/218 E. 2022/488 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/218 Esas – 2022/488
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/218 Esas
KARAR NO : 2022/488

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI ….

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili, Davalı …’ın Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmasının ardından 20 farklı dağıtım bölgesine ayrıldığını ve her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulduğunu, sözü edilen dağıtım şirketlerinden birinin de müvekkili şirket olduğunu, davalı ile aralarında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, İHDS’nin imzalanmasından sonra elektrik dağıtım faaliyetlerinin müvekkili şirket tarafından yürütülmeye başlandığını, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 27.05.2013 tarih 2013/95 sayılı kararı uyarınca 31.07.2013 tarihli hisse satış sözleşmesi ile hisselerin devredildiğini, 24.07.2006 tarihli İHDS’nden önceki dönemde gerçekleşen kamulaştırmasız el atma nedeniyle aleyhine dava açıldığını, mahkemece hükmolunan bedelin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davalı ile akdedilen İHDS gereğince müvekkili şirket tarafından ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.133,00 TL’nin işlemiş faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili, Derdestlik, kesin hüküm ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 22.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındıklarını ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ihale sonucunda şirketin %100 hissesinin 31.07.2013 tarihinde EnerjiSa tarafından devralındığını, %100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, Hisse Satış Sözleşmesinin bir parçası olduğunu ve Hisse Satış Sözleşmesi olmaksızın bir anlam ifade etmediğini ve uygulama alanı bulmadığını, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümlerine göre hak iddia edilebilmesi için hisse devir tarihi itibariyle ortada 3.kişi alacağı ile ilgili uyuşmazlığın bulunması gerektiğini, davacının rücu talebinin salahiyeti açısından taşınmazın müvekkili adına tapuya tescilinin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerekiğini, davacının bildirim, takip ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle davaya ilişkin faiz ve icra dosyasındaki giderleri talep edemeyeceğini, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edemeyeceğini, avans faiz talep etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Dosyamız arasına celp edilen İstanbul 9.İcra Dairesinin 2009/8307 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Dava dışı Necati Güler, Hanife Güler, Halide Gözbay, Halim Güler ve Halit Güler vekili tarafından … Genel Müdürlüğü aleyhine 27.03.2009 tarihinde 4.679,00 TL asıl alacak, 1.051,61 TL işlemiş faiz, 890,00 TL yargılama gideri, 561,48 TL ilam vekalet ücreti olmak üzere toplam 7.182,09 TL değerinde ilamlı icra takibine girişildiği, 09.04.2009 tarihinde “2009/8307 Nolu Dosya için İstanbul 9. İcra Dairesi adına yatan AYEDAŞ TRF YAT” açıklaması ile 8.133,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Şile Asliye Hukuk mahkemesinin 2006/233 Esas sayılı, anılan takibe dayanak ilamının incelenmesinde ise; davacı Necati Güler, Hanife Güler, Halide Gözbay, Halim Güler ve Halit Güler tarafından davalı … Genel Müdürlüğü aleyhine kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminatın davalıdan tahsilinin talep edildiği, 16/07/2008 tarihli ilam ile davanın kabulüne dair verilen kararın temyizen kesinleştiği görülmüştür.
Dosyamızda her ne kadar davalı vekili tarafından zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de; davanın niteliği itibariyle TBK 146 m.gereğince ödeme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı tarihi olduğu, ödemenin 09/04/2009 tarihinde yapıldığı, dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağına göre 08/04/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığı, 02/05/2019 tarihine kadar 6325 sayılı kanunun 18/a maddesi gereğince zamanaşımı süresinin durduğu, dava tarihi olan 03/05/2019 tarihinde arabuluculuk anlaşamama tutanağının düzenlenmesinden sonra(zaman aşımı süresinin dolduğu son gün) yasal süresinde işbu davanın açıldığı gözetilerek davalı vekilinin zamanaşımı def’ine itibar edilememiştir.
Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmakla; davalının bu hususa yönelik savunmaları ve talebi yerinde görülmemiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda bilirkişi raporu temin edilmiş, dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle söz konusu kamulaştırmasız el atma eyleminin 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden önceki dönemde gerçekleştiği kanaatine varılması halinde Şile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava doğrudan …’a karşı açıldığından işletme devir hakkı sözleşmesinin akdedildiği tarihten önceki dönemde …’ın dağıtım faaliyetleri nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olacağı, bu talepleri konu alan icra takibi ve davaların … tarafından yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün … tarafından karşılanacağına ilişkin hükmü uyarınca alacağın davalıdan talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Bu bağlamda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; açılan davanın İHDS ve hisse satış sözleşmeleri kapsamında işletme hakkı devri ile kendisine tahsis edilen dağıtım bölgesinde elektrik dağıtım faaliyetini yürüten davacı şirketin İHD özleşmesinin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önceki döneme ait kamulaştırmasız el atma eylemi nedeni ile İHD’nin 7/4. maddesi gereğince davalıya rücu hakkının doğduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarih 2015/13888 esas 2016/1217 karar sayılı emsal ilamı), her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası kapsamında kamulaştırmasız el atma eyleminin hangi tarihte fiilen gerçekleştiğine dair bilgi bulunmasa da, davanın 27/09/2006 tarihinde açılmış olmasına rağmen el atma eyleminin tabii olarak bu tarihten önce meydana geldiği ve eylemin 24/07/2006 tarihinden sonra meydana geldiği ile ilgili davalı tarafça bir delil sunulmadığı da dikkate alınarak açıklanan diğer gerekçelerle de dava konusu ödeme miktarı olan 8133,00-TL yönünden ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davanın kabulü gerektiği kanaatine varılmakla; aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
8.133,00 TL tutarındaki alacağın 09/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 555,56 TL harçtan peşin alınan 138,90 TL harcın düşümü ile eksik alınan 416,66 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının 44,40 TL başvurma harcı, 138,90 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 1.039,20 TL posta-davetiye gideri, bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1228,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/06/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.