Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/941 E. 2021/413 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/941 Esas
KARAR NO : 2021/413

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA :
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07/01/2014 tarihinde Ankara’da 25.000,00 TL sermaye ile kurulmuş bir Ltd.Şti.olduğunu, ortaklardan …’ın 8.500,00 TL ile %34, …’nın 8.500,00 TL ile %34 ve …’in 8.000,00 TL ile %32 pay sahibi olduğunu, şirket kurulması fikrinin … ve davalıların babası … tarafından ortaya çıktığını ve …’in eşinin üzerine olan evin ipotek edildiğini, ….’de kredi borçlarının üst üste 3 ay ödenmediği için evin satıldığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de ortağın şirketle ilgilenmemesi toplantılara katılmamasının çıkarılma için zaruri olduğunu, somut olayda ortakların kuruluşta şirkete … getirmeye taahhüt etmelerine karşı şirketin il adresine de şimdiki adresine de hiç gelmediklerini, ortaklardan …’ın evi de bir kredi dolayısı ile satılacakken ortakların babası …’e mortgage kredisi ile evi üzerine almasını teklif edildiğini, ancak tapu ve kredi masrafları nedeni ile evi üzerlerine almaktan vazgeçtiklerini ancak bunun bildirmedikleri için evin piyasa değerinin altında satılmak zorunda kalındığını, şirketin kuruluşundan beri yaşanan seçim, darbe ve krizler nedeni ile turizm sektöründe işlerin bozulduğunu, …’ın şirketi ayakta tutmak için yoğun çaba harcadığını, kendisinin, eşinin ve akrabalarının kredi kartlarını ve şahsi kredilerini şirket için kullandığını, zamanında ödeme yapamadıkları için icralık olduklarını, kara listeye girdiklerini, özel yaşamlarının bozulduğunu, bu yolla şirkete sağladıkları finansman tutarının 675.028,50 TL’ye ulaştığını, diğer ortakların ise hiçbir katkı sağlayamadıklarını, bu durumun ortaklıktan çıkarılma için yeterli sebep olduğunu, davalıların buna rağmen noterden ihtarname çekerek kuruluştan beri bütün defter kayıt ve belgeleri talep ettiğini, …’ın karşı ihtarda Ekim sonunda ortakların mutabık kalacağı bir tarihte toplantı yapılarak tüm bu hususların konuşulmasının ihtar ettiğini, davalıların … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, C.Başsavcılığında bu soruşturmanın derdest olduğunu belirterek davalı ortakların ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı-karşı davacılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının huzurdaki davayı açabilmek için ortaklar genel kurulundan karar alması gerektiğini, bu sebeple davanın hukuka aykırı olduğunu ve reddinin gerektiğini, müvekkillerinin babasının evinin ödenmeyen kredi borcun dolayı 200.000,00 TL’ye satıldığını, aynı kredinin faizi olan 48.000,00 TL ve yine kredi kartına 50.000,00 TL ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca şirkete giderler için 40.000,00 TL, 19.635,00 TL gibi paralar ödediklerini, karşı tarafın sorumsuz davranışları nedeni ile zarar edildiğini, bütün bu paraların nereye gittiğinin hesabının verilemediğini, davacının ortakların toplantıya katılmadığı iddiasının gerçek olmadığını, zira müvekkillerine yapılmış her hangi bir toplantı davetiyesi bulunmadığını, davacının kendi evinin satılması ve kendisinin, eşinin ve akrabalarının kredi kartlarını şirket için kullandığı iddiasına yönelik, kendilerinin bundan haberdar olmadığını, evi ile ilgili olarak kendilerinin daha fazla yardımcı olamayacaklarını, davacının şahsi harcamalarını şirkete yazıp afaki deliller üretmiş olabileceğini, bunun araştırılmasının gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı dava dilekçesinde ise; müvekkillerinin şirketin ortağı olduğunu ve müdür olan karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, limited şirketlerde ortaklık ilişkisinin güvene dayandığını, müvekkillerinin şirketin işleri ile ilgili bilgilendirilmediğini, şirkete yüklü ödemeler yaptıkları halde şirketin birçok kredi çektiğini, bütün bu paraların nereye harcandığı bilgisinin verilmediğini, kendilerinin bunun için ihtarname çektiğini, bunun üzerine tarihi ve içeriği belli olmayan bir toplantıya katılmak istedikleri zaman da bahane üretilerek toplantının gerçekleşmediğini, kedilerinin müdür olan karşı tarafın görevini yapmaması nedeni ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusuna bulunduğunu, ortaklık ilişkisi çekilmez hale geldiğinden müvekkillerinin çıkma payının ödenmesi gerektiğini, bütün bu anlatılanlar nedeni ile davacını asıl davasının reddine, karşı davaların kabulüne ve müvekkilleri ayrı ayrı 1.000,00’er TL kâr payı, 1.000,00 ‘er TL de ayrılma akçesi ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Karşı cevap dilekçesinde ise; şirket ortağı ve pay sahibi olarak bilançoya göre tahakkuk ettirilen kâr payını belirleyebilmesi mümkünken ve imkan dahilinde iken hak ettiklerini iddia ettikleri alacağı hesaplamayarak belirsiz alacak davası açmalarında hukuki menfaatleri bulunmamakta olup davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davalıların ortak olduğu şirketten çıkartılmaları karşı davada ise karşı davalı şirketin ortağı olan davacıların şirketten haklı sebeple çıkma, kâr payı ve ayrılma payı akçesinin tahsili konularına ilişkindir.
Celp edilen ticaret sicil kaydının yapılan incelemesinde; davacı şirketin 2014 yılında tescil edilmiş olduğu ortaklarının …, … ve … olup …’ın şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra oluşturulan bilirkişi heyetinde rapor aldırılmış bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının yapılan incelemesinde 2018 ve 2019 yıllarında öz varlık tutarının negatif yani şirketin borca batık halde olduğunu, buna rağmen 2018 yılında yayınlanan bir yasaya göre bilanço uyumlaştırılması sırasında kasada görünen ve fiktif olduğu ölçülen kasa tutarının (2017 sonunda 504.232,42 TL) silinmesinden kaynaklandığının anlaşıldığını, bu hali ile ortaklıktan çıkma payının hesaplanamadığını, 2019 yılında bilançoda demirbaş bedelinin 28.172,87 TL olarak belirtildiğini, şirketin bilançosunda sahip olduğu seyahat acenteliği belgesinin değerinin haklar hesabında 33.903,38 TL olarak yer aldığını, A grubu seyahat acentelik belgesi ve üyelik ücreti ile diğer harcamalarla birlikte 60.000,00 TL civarında olduğunu, şirketin 2019 yılı 9.dönemi mizanına göre diğer ticari borçlarından 171.293,58 TL kredi kartı borcu göründüğünü, kayıtlara göre şirketin kredi kartının bulunmadığını, dosyaya sunulan belgelerden bu borcun davacı-karşı davalı şirketin müdürü ve ortağı olan …’ın eşi …’ın kredi kartına olan borçlar olduğunun tespit edildiğini, kart ekstreleri ve ödeme belgeleri incelendiğinde …’ın kredi kartlarının bir oto finansman olarak kullanıldığını, bilet yada otel hizmetlerinde kullanılmış olduğunu, 2018 yılı sonunda kredi kartlarında herhangi bir borç görünmediğini, …’ın 2018 yılı sonunda dosyaya sunulan kartları incelendiğinde; kart limitlerinin 25.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple bu kalemlerin fiktif bir kalem olduğu, bu kalemlerde yer alan 171.293,58 TL’nin en fazla 25.000,00 TL olabileceğinin değerlendirildiğini, buna göre bilançonun yapılan hesaplamasında düzeltilmiş bilançonun 30/09/2019 tarihi itibariyle net öz varlığın 120.315,64 TL olarak görüldüğünü, davalı-karşı davacı olan şirket ortaklarının şirket kayıtlarına göre 2014 yılında şirketin … Bankası hesabına … adına biri 13.000,00 TL diğeri 15.000,00 TL olmak üzere 28.000,00 TL geldiğini, başka kaydın olmadığını belirtmişlerdir.
Raporda devamla; asıl davada davalı-karşı davacıların şirket işleri ile ilgilenmedikleri, aralarında çekişme ve huzursuzluk bulunduğu, ortaklığın çekilmez hale geldiği iddiasıyla davalı-karşı davacıların şirkettin çıkartılmasının talep edildiği karşı dava ise davacı-karşı davalı şirketin müdürü olan diğer ortaktan kaynaklandığı iddiasıyla çıkma ve kâr payı talep edildiğini, uyuşmazlığa ilişkin TTK 531.maddesinde düzenleme olup buna göre “haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir. Mahkeme fesih yerine, davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkartılmalarına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir bir çözüme karar verebilir. ” şeklinde düzenleme olduğunu, davacıların şirketin %66 hissedarı olduklarını, her iki tarafında birbirini dava ederek ortaklık ilişkisinin bitirilmesini talep ettiklerini, şirketin tasfiye payı incelendiğinde; bilançoya göre 120.315,64 TL net öz varlığının bulunduğunu, …’ın sermaye karşılığı %34 payına karşılık 40.907,32 TL, …’nın sermaye karşılığı %34 payına karşılık 40.907,32 TL, …’in sermaye karşılığı %32 payına karşılık 38.501,00 TL çıkma payı hesaplandığını, şirketin ortaklara dağıtılabilir kârın bulunmadığını belirtmişlerdir.
İtiraz üzerine bilirkişilerden ek rapor aldırılmış bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; her iki tarafında ortaklıktan çıkma ve çıkartılmayı talep ettiğini, şirketin ana sözleşmesinde çıkma veya çıkartılmaya dair bir düzenleme bulunmadığını, davalı-karşı davacıların davacı şirket müdürü hakkında Cumhuriyet Savcılığında suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığa dair başka bir delilin sunulmadığını, buna göre çıkma ve çıkarma konusunda haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, 31/12/2019 tarihli verilere göre şirket net öz varlığının 2.927,31 TL olduğunu, buna göre davacı …’nın 995,29 TL, …’in 936,74 TL çıkma payını olabileceğini belirtmişlerdir.
23/12/2020 tarihli duruşmaya karşı davalılar ve vekilleri katılmadıkları gibi mazerette bildirmediklerinden karşı dava HMK 150 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmıştır.
Karşı davacılar vekili tarafından 25/12/2020 tarihinde davanın yenilendiği ancak 24/03/2021 tarihinde davanın ikinci kez tekrar işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Duruşmada dinlenen davacı şirket temsilcisi beyanında özetle; şirketin kredi kardı ve kredili mevduat hesabı için davalıların annesi adına kayıtlı taşınmazı ipotek olarak gösterdiklerini ve borçlarını şirketten ödediklerini, banka taksitlerinin geciktiği belirtilerek davalıların ödenmesini istediğini, kendisinin haberinin olmadığını, bunun üzerine davalıların babasının bundan rahatsız olarak anneleri adına olan ipotekten dolayı borcu kapatarak ipoteği kaldırdığını, bu hususu banka müdürünü ziyaret ettiğinde öğrendiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında özetle; 2015 yılının Ocak ayından itibaren davacı şirkette operasyon sorumlusu olarak göreve başladığını, 2 yıl bu işleri yürüttüğünü, davalıların tanımadığını, şirkete hiç gelmediklerini, babaları … Beyin birkaç kez şirkete geldiğini, herhangi bir tartışma vs.olmadığını, şirket müdürü …’ın şirketi normal şekilde yönettiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında özetle; davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olan …’ın eşi olduğunu, turizm alanında çalıştığını, davalıların babası …’in benzer alanda çalıştığını, birlikte şirket kurmayı teklif ettiklerini ve eşinin kabul ettiğini, ancak resmiyette oğlu ve kızının ortak olarak gösterildiğini, davalı-karşı davacı … ve …’yu görmediğini ve tanımadığını, şirkette fiilen çalıştığını, şirketin kullandığı araba ve kredi kartının kendisine ait olduğunu, annesinin ve abisinin kredi kartlarının da kullanıldığını, kuruluş aşamasında kendilerinin kredi çekerek şirkete para koyduklarını, eşi …’in yönetici olarak şirketi iyi yönettiğini beyan etmiştir.
Talimatla dinlenen davalı-karşı davacılar tanığı … beyanında özetle; 6 yıl önce bir turizm fuarında … ile tanıştıklarını, onunla şirket kurmaya karar verdiklerini ve çocukları adına onunla şirket kurduklarını, çocuklarının davacı şirkete ortak olduklarını, …’ın hem ortak ve hem de şirket müdürü olduğunu, daha sonra şirketin Ankara’ya taşınarak faaliyete devam ettiğini, şirketin faaliyetleri ile ilgili kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini, kâr payı ve para gönderilmediğini, toplantı yapılmasını talep ettiklerini ancak telefonlara dahi çıkmadığını, seyahat belgesi için yaklaşık 50 – 60 bin lira parayı kendilerinin ödediğini, ortaklığın kuruluşundan sonra … Bankası …. Şubesinden çekilen kredinin şirket yetkilisi … tarafından ödenmemesi üzerine kendilerinin ipoteği nedeniyle banka müdürünün kendilerini aradığını, … Hanım’ın bu kredi borcunu ödememesinden dolayı eşinin taşınmazı üzerinde ipotek konulduğundan dolayı taşınmazın satılmaması için kendi üzerindeki eve ipotek koyarak yeni bir kredi alarak borcu kapattığını, şirket yetkilisi … Hanım’ın her iki kredi borcunu da ödemediğini, bu şirketten dolayı herhangi bir kâr payı verilmediği gibi maddi ve manevi zararlarının olduğunu beyan etmiştir.
Taraf itirazları üzerine bilirkişi heyetinden ikinci kez ek rapor aldırılmış bilirkişi heyeti ek raporda özetle; şirket ana sözleşmesinde çıkma ve çıkartılmaya dair bir düzenleme bulunmadığını, tarafların birinden davacı hatta şikayetçi olmaları ve ortaklığın sonlandırılmasının istenilmesi sebebiyle aralarında ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiği tespit edilmekle birlikte olayların meydana gelmesinde her iki tarafın da bölüşük kusurunun olduğunu düşünülmekle birlikte kusur durumunun tamamen mahkemenin takdirinde olduğunu, rapor tarihine en yakın tarih olan 31/12/2020 tarihi itibariyle şirketin öz varlıklarının negatif olduğu, şirketin borca batık olduğu, bu sebeple ortaklara dağıtılabilir bir çıkma payının bulunmadığını belirtmişlerdir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davalılar ile davacı şirketin yetkilisi olan …’ın davacı şirketin ortakları olduğu, davacı şirket tarafından davalı ortakların şirketle ilgilenmedikleri, ortaklığın birlikte yürütülmesinin mümkün olmadığı iddiasıyla davalı ortakların ortaklıktan çıkartılmalarına karar verilmesi talebiyle derdest davanın açıldığı, davalı ortakların ise davacı şirketin müdürü olan … tarafından şirketin kötü yönetildiği, kendilerine kâr payı ödenmediği gibi bilgi ve inceleme yetkisi de tanınmadığı, bu nedenle ortaklıktan çıkartılmalarına ve çıkma payı ile kâr payının hesaplanarak kendilerine ödenmeleri talebiyle karşı dava açtıkları anlaşılmıştır.
Davacı şirket limited şirket olup ortaklıktan çıkma ve çıkarılma TTK 638.madde de düzenlenmiştir. Buna göre her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için davalı açabilir. 640.madde de ise şirket sözleşmesinde bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkartılabileceği sebepler ön görülebileceğini, şirket genel kurulu tarafından buna dayanılarak ortağın şirketten çıkartılabileceğini, ayrıca şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirkette çıkartılmasını talep edebileceği düzenlenmiştir.
Olayımızda davacı şirket haklı sebebe dayanarak davalı ortakların şirketten çıkartılmalarını talep etmiştir. Gerek davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, gerek bilirkişi rapor ve ek raporları ve gerekse tarafların dinlettikleri tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket adına dava açan şirket ortağı …’ın şirketin yöneticisi olduğu, şirketin tüm işlemlerinin bu şahıs tarafından yürütüldüğü, şirket adına alınan kredilerin teminatı olarak davalıların annesinin evinin üzerine ipotek konulduğu, kredinin davacı şirket tarafından geri ödenmemesi nedeniyle davalıların babası tarafından kredinin kapatılarak ipoteğin kaldırıldığı, davacı şirketin kurulduğu günden beri herhangi bir kâr payı dağıtmadığı ve davalılara bir ödemede bulunmadığı, mevcut hali ile borca batık durumda olduğu, davalı ortakların şirkette herhangi bir yetki ve görevlerinin bulunmadığı gibi şirket adına herhangi bir faaliyette bulunmadıkları, bu durumda her ne kadar bilirkişi raporunda ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiği, bu nedenle ortaklığın sürdürülmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de bu durumda davayı açan tarafın kusursuz yada diğer tarafa göre az kusurlu olması gerektiği, olayımızda davacı taraf kusurlu olup davalıları atfedilecek kusur bulunmadığından subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünde ise; davanın niteliği gereği TTK 1521 maddesi uyarınca basit yargılamaya tabi olup HMK 320/4 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilen dosya ancak bir kez yenilenebildiğinden ve karşı davacılar tarafından dosya iki kez takipsiz bırakılması nedeniyle karşı davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden,
1-Subut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
3-Yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Karşı dava yönünden,
1-Karşı davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL, tamamlama harcı 23,91 TL ile tamamlama harcı 23,91 TL harcı olmak üzere toplam 92,22 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 32,92 TL harcın karar kesinleştiği ve istek halinde davalı-karşı davacı tarafa ödenmesine,
3-Yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davacı-karşı davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacılardan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza