Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/625 E. 2021/857 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/625 Esas
KARAR NO : 2021/857

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

ASIL VE BİRLEŞEN DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…

ASIL VE BİRLEŞEN DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit ve Alacak
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında mülkiyeti müvekkiline ait olan Tekirova/…/ Antalya’da deniz kenarında, turizm alanında bulunan taşınmazlar üzerine otel ve/veya tatil köyü yapılması konusunda 14.10.2005 tarihinde “Ortaklık Sözleşmesi” düzenlediklerini, Sözleşmeye göre …’in davacı …’a söz konusu yapının kurulmasına ilişkin olarak idari ve hukuki destek sağlayacağı ve her türlü yargılama giderini karşılamayı taahhüt ettiğini, uygun süre içerisinde tarafların eşit hisseye sahip oldukları anonim şirket kuracakları ve Antalya ili …ilçesinde kain 549 ve 953 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetinin …’a geçmesi halinde bu taşınmazların kurulacak anonim şirkete ayni sermaye olarak aktarılacağı, Sözleşmenin 5. maddesinin (g) fıkrasında … tarafından ayni sermaye olarak konulacak sermayenin aynısını …’in imalata paralel şekilde nakit olarak koymayı taahhüt edeceğinin sözleşmede kararlaştırıldığını, yine taraflar arasında imzalanan 22.12.2005 tarihinde “Protokol” başlıklı sözleşme ile 14.10.2005 tarihli ortaklık sözleşmesi uyarınca …’ın bu taşınmaz nedeniyle üçüncü kişi … tarafından Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2005/7351 E. numaralı dosyalarında başlatılan İcra takibinde toplam 641.756,74 TL borcun … tarafından ödenmesi karşılığında …’a ait Tekirova 197 parsel 1/3 hisse, Tekirova 58 parsel, 86/320 hisseleri üzerine … tarafından davalıya söz konusu borç için 641.756,74 TL tutarında 10 yıllık süre ile ana para ipoteği tesis edildiğini, bu protokol ile davalı …’in davacıya ait taşınmazla ilgili olarak 641.756,74-TL borcu nakdi sermaye taahhüdüne mahsuben alacaklıya ödeyerek davacının başka taşınmazları üzerine 10 yıllık süre ile anapara ipoteği tesis edildiğini, 02.04.2007 tarihli “Ek Protokoldür” başlıklı sözleşme ile 14.10.2005 tarihli sözleşmeye ek protokol düzenlendiğin, bu protokolle bir kısım ek düzenlemelerle birlikte 3.maddesinde Şirket kurulup ayni sermaye konuluncaya kadarki süreçte … tarafından yapılan harcamaların taraflar arasında belgeye bağlanacağının öngörüldüğü, Bu sözleşmeden sonra 04.10.2013 tarihli Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünde …6326 ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan “… Turizm İnş. San. ve Tic. AŞ kurulduğu, şirket sermayesinin 50.000,00 TL olarak belirlendiğini, davacı ve davalının eşit hisse sahibi olduklarını, 25.07.2017 tarihinde önceki sözleşmelere ek olarak “… Ortaklarının Ön Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme daha düzenlendiğini, bu sözleşmede özetle kurulan şirketteki ortakların hisseleri ve taahhütleri konusunda ek düzenlemeler getirdiklerini, Sözleşmenin II. maddesinde “Tarafların Gelinen Aşamada Ortaklıkta Taahhütleri” başlıklı kısmında …’a ait taşınmazın mahkemece tespit edilen 76.721.917,50 TL değeri kabul edilerek …’in 41.250.000 TL nakdi sermaye yatıracağı, kısmını peşin yatıracağı, 9.312.500,00 TL kısmının ilk üç gün içerisinde …’e şirket tarafından borç olarak verileceği, …’ın 17.472 payı bedelsiz olarak …’e devredeceği, tarafların şirkette eşit pay sahibi olacakları, bu devrin bedelsiz olmayıp …’in bugüne kadar …’a yapmış olduğu ödemeler ve 549 ile 953 sayılı parseller yönünden …’in yaptığı ve yapması kararlaştırılan ödemeler karşılığı yapılmış olacağı hususunun düzenlendiğini, Sözleşmenin IV. maddesinde ise “Önceki Sözleşmeler ve Bonoların Akıbeti” başlıklı kısmında “İşbu sözleşmedeki şartlar yerine getirilerek şirket esas sözleşme değişikliğinin tescil ve ilanı ile şirket tarafından …’e borç olarak verilen 9.312.500,00 TL yukarıda belirtilen şekilde faiziyle şirket hesabına ödenmesi halinde kalan 18.000 pay bedelsiz olarak …’e devredildiğinde derhal daha önce taraflar arasında akdedilen 14.10.2005- 22.12.2005-02.04.2007-03.04.2007 ve en son 19.07.2013 tarihli sözleşmeler hükümsüz kalacak ve ayrıca …’ın ciro ederek …’e verdiği 100.000 USD bedelli bono ile 7.500.000,00 TL bedelli bononun hükümsüz kabul edilerek … tarafından …’a iade edileceği, ayrıca …’ın 68 ve 197 sayılı parselleri üzerine konulan ipoteklerin masrafı … tarafından ödenerek kaldırılacağının düzenlendiğini, ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan nakdi sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, davalının 15.02.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı alarak elinde bulunan 7.500.000 Türk Lirası bedelli teminat senedini ve borç yenilenmesine göre verilen 7.500.000-TL senet ile bedelsiz kalan 163.302 USD tutarındaki senedi icra takibine koyarak davacıya ait bütün malvarlığına haksız haciz uyguladığını, bunun dışında 7.500.000 TL Senet içerisinde bulunan ve borcun yenilenmesi ile ortadan kalkan ödemeleri de ilamsız icra takibine koyarak mükerrer tahsilat yapmak istediğini ve sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini, bu davranışıyla sözleşmeleri ifa etmeyeceği iradesini gösterdiğini, Ankara l.İcra Müdürlüğü’nün 2018/2110 numaralı dosyalarında icra takibine konu olan 19.06.2015 düzenleme tarihli 163.302 USD bedelle senedin de 8.07.2016 düzenleme tarihi 7.500.000 TL bedelli senetten önce düzenlendiğini düzenleme tarihi ve vade sonradan ilave edilmiş olan bu senedin 19.07.2013 tarihli protokolün öngördüğü borç yenilenmesi ile bedelsiz kaldığını, taraflar arasındaki 19.07.2013 tarihli borç yenilenmesine ilişkin protokol ile önceki borçların ortadan kalktığını bu sözleşme uyarınca … tarafından bu tarihe kadar yapılmış tüm sözleşmeler kapsamında gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek masrafların 7.500.000-TL tutarlı senet kapsamına sabitlenerek sona erdirildiğini, bu miktarın da …’in nakit sermaye koyma borcunu mahsup edileceği ve senetlerin …’a iade edileceğini davalının senetleri mükerrer tahsil etmek istediğini, 19.07.2013 tarihli borç yenilenmesine ilişkin protokol ile ortadan kalktığını bu sözleşme uyarınca … tarafından bu tarihe kadar yapılmış tüm sözleşmeler kapsamında gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek masrafların 7.500.000 TL tutarlı senet kapsamına sabitlenerek sona erdirildiğini, bu miktarın da …’in nakit sermaye koyma borcunu mahsup edileceği ve senetlerin …’a iade edileceğini davalının senetleri mükerrer tahsil etmek istediğini, davalının 953 parsel numaralı 2/B arazisinin alımı için ödemeyi taahhüt ettiği 10 adet taksitten son 3 taksiti ödemeyerek …’ı alacaklı hazineye karşı temerrüt durumuna düşürdüğünü ve zarara uğrattığını, ekte sunulan ödeme planından da anlaşılacağı üzere 8. taksitin 515.379,12-TL faizi ile birlikte davalı tarafından ödendiğini, diğerlerinin de ödeneceğini, davacının temerrüt nedeniyle hazine tarafından satışın iptal edilmesi riski ile karşı karşıya kalmış bulunduğunu, …’in ödemesini yapmadığı 515.379,12 x 3 = 1.546.137,36 TL’yi ödemiş gibi göstererek 7.500.000 TL senet içerisinde tahsil için icra takibi başlattığını, davalının 953 parsel numaralı 2/B arazisinin alımı için ödemeyi taahhüt ettiği 10 adet taksitten son 3 taksiti ödemeyerek …’ı alacaklı hâzineye karşı temerrüt durumuna düşürdüğünü ve zarara uğrattığını, ekte sunulan ödeme planından da anlaşılacağı üzere 8. Taksitin 515.379,12 TL faizi ile birlikte davalı tarafından ödendiğini beyanla davacının temerrüt nedeniyle hazine tarafından satışın iptal edilmesi riski ile karşı karşıya kalmış bulunduğunu, …’in ödemesini yapmadığı 515.379,12 x 3 = 1.546.137,36 TL’yi ödemiş gibi göstererek 7.500.000 TL senet içerisinde tahsil için icra takibi başlattığını, 7.500.000 TL tutarlı bu senedin borç yenilemesine ilişkin 19.07.2013 tarihli sözleşmeye göre teminat olduğundan kambiyo senedi özelliğini kaybettiğini ve kambiyo yolu ile icra takibine konu olamayacağını beyanla …’in toplam 5.953.862,64 TL ödemesi bulunduğunu ancak sözleşmenin ihlali nedeniyle kararlaştırılan cezai şart alacağından, kar kaybı zararlarından ve haksız haciz nedeniyle tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile 163.302,3 dolar bedelsiz kalan senet ve 1.546.137 TL yapılmayan ödeme için borçlu olmadığının tespitine, İİK’nın 72/5. m. gereğince bedelsiz kalan senedi İcra takibine koymakta haksız ve kötü niyetli olan …’in davacıya %40 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 7. ATM’nin 2018/636 esas sayılı dava dosyasına sunulan dava dilekçesinde ise; müvekkili ile davalı arasında mülkiyeti müvekkiline ait Tekirova/…/Antalya’da deniz keranıda turizme alanında bulunan taşınmazlar üzerine tatil köyü yapılması, bu amaçla anonim şirket kurulması ve işletilmesi konusunda 14/10/2005 tarihinde ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme uyarınca davacıya ait olan taşınmazların hukuki durumları sözleşmenin 4. Maddesinde açıklandığını, 5. Maddede tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiğini buna göre …’in davacı …’a bu süreçte idari ve hukuki destek sağlayacağını ve her türlü yargılama giderini karşılayacağını, sözleşmenin 10. Maddesinde haksız fesih halinde diğer tarafın zararı ile birlikte cezai şart olarak 2.000.000,00 USD ödeneceğinin kabul edildiği, 22/12/2015 protokol başlıklı sözleşme ile 14/10/2005 tarihli Ortaklık sözleşmesi uyarınca davacı …’ın bu taşınmaz nedeniyle üçüncü kişi … tarafından Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2005/7351 numaralı dosyasında başlatılan icra takibinde toplam 641.756,74 TL borcun, … tarafından ödenmesi karşılığında, …’a ait başka taşınmazları olan Tekirova 197 parsel 1/3 hisse, Tekirova 58 parsel 86/320 hisseleri üzerine … adına 641.756,74 TL tutarında ana para ipoteğinin tesis edildiğini, bu protokolün 6/a maddesnide “iş bu sözleşme konusu alacakta alacaklı tarafından sermaye borcuna karşılık şirkete devir ve temlik edilecektir. İpotekler fek edilecektir” hükmünün düzenlendiğini, müvekkilinin 14/10/2005 tarihli ortaklık sözleşmesinde itibaren sözleşme hükümlerine bağlı kaldığını, sözleşmenin 8. Maddesine göre sözleşme amacının gerçekleşmesi için hüsnüniyetle hareket ettiğini, davalı tarafından taşınmazı üzerine taahhüt edilen tatil köyünün bir an önce inşa edilmesinin beklendiğini, taraflar arasında bu sözleşmeler dışında başka bir ticari ilişkinin bulunmadığını belirterek, davalının 19/07/2013 tarihli sözleşmenin 2. Maddesinde düzenlenen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle aynı sözleşmenin 5. Maddesine göre davacı zararı olan 3.092.274,72-TL ve gecikme cezalarından fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL cezai şart alacağının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmelerden doğan diğer cezai şart, kar kaybı alacaklarının ve haksız hacizden doğan tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Asıl davada sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava değeri üzerinden eksik harcın ikmali gerektiğini, tarafların tacir olmaması nedeni ile davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığını, takibe konu bonoların bütün nitelikleri haiz ve sebepten mücerret olduklarını, Kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereği, sentte yer alan hak ile bu hakkın oluşumuna neden olan temel borç ilişkisinin sarasındaki bağın ortadan kalktığını, senedin temel borç ilişkisinden soyutlanarak ayrı bir varlık kazandığını, her iki senedin de davaya konu 19.07.2013 tarihli protokolden sonra 19.06.2015 ve 08.07.2016 tarihlerinde keşide edildiğini, dolayısıyla davacı vekilinin bu bonolar daha ortada yokken taraflar arasındaki 19.07.2013 tarihli protokol kapsamında değerlendirilmesinin olayların gelişimi ve kronolojik sırasına uymayan mahkemeyi yanıltıcı nitelikte beyanlar olduğunu, dava dilekçesinde dayanılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu, taraflar arasında 14.10.2005 tarihli ortaklık sözleşmesinin düzenlendiğini, mali durumu iyi olan müvekkilinin davacı tarafından sürekli sömürüldüğünü, önceki davaların takipleri ve avukatlık ücretleri için borç para istendiğini, taşınmazlar üzerinde halen mevcut bulunan davacıya ait günü birlik tesisin kurulması ve yenilenmesi gibi çeşitli nedenlerle defalarca paralar talep edildiğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunun davacının borç para istemini elden ve banka yolu ile ödemek suretiyle yerine getirdiğini, bu ödemelerin; Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/2385, Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/2386, Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/2387, sayılı dosyaları ile ilamsız takip konusu yapıldığını, davacı tarafın itirazları neticesinde; Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2018/245, Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2018/243, Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2018/244 E. sayılı dosyalarla itirazın iptali davası açıldığını, dava konusu kambiyo senetlerinin ise müvekkilinin taraflar arasındaki geçersiz sözleşmeler nedeniyle yaptığı ödemeler ile ilgisi olmadığını, davalıya ait taşınmazlar üzerinde otel yapılmasına ilişkin iradenin tarafların ortak iradeleri ile 17.11.2017 tarihinde feshedildiğini, böylece taraflar arasında 2005 yılında başlayan otel hayalinin 13 yılın sonunda sona erdiğini, 17.11.2017 tarihli fesih protokolünün taraflar arasındaki tüm ilişkiyi ortadan kaldırdığını, taraflar arasındaki son protokolün 25.07.2017 tarihli olduğunu, davacı vekilinin 25.07.2017 tarihli protokolün tarafların rızası ile sona erdirilmesine rağmen bundan önce yapılan protokollerin halen ayakta olduğu yönündeki bu sonuca nasıl ulaştığını anlamanın mümkün olmadığını, davaya konu 19.07.2013 tarihli ek protokolün ayni ve nakdi sermaye taahhüdünü içermekte olup TTK 128. maddesine uygun düzenlenmediğinden geçersiz olduğunu, TTK 128/1. maddesine göre; her ortağın usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olup 128/3. maddesi uyarınca sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümleri, resmî şekil aranmaksızın geçerli olduğunu, davaya konu bonoların teminat bonosu olmadıklarını, senedin teminat senedi olduğu iddiasının senet üzerine hangi ilişkinin teminatı yazılmak suretiyle ya da senede açık atıf yapan yazılı belge ile ispatlanmasının gerektiğini, Yargıtay 12. HD’nin 28.01.2015 tarihli 2014/28543 E. 2015/2166 K. sayılı ilamının aynı yönde olduğunu, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde özetle; somut dava yönünden kısmi dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının bu davada taraflar arasında düzenlenen 19/07/2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan istemin zamanaşımını uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davaya konu 19/07/2013 tarihli ek protokolün ayni ve nakdi sermaye taahhüdünü içermekte olduğunu, TTK 128 md. Uygun düzenlenmediğinden geçersiz olduğunu, 17/11/2017 tarihli fesih protokolünün taraflar arasındaki tüm ilişkiyi ortadan kaldırdığını, edimini yerine getirmeyen tarafın davacı taraf olduğunu, müvekkilinin icra takiplerinin senetlerden kaynaklandığını, davaya konu protokolle ilgisinin bulunmadığını bildirmiş, öncelikle davanın usulden ve zamaşamından reddine, esasa girildiği takdirde esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesi ve ek protokoller
-Tapu kayıtları
-Ankara … Dairesinin 2018/2110 E.sayılı takip dosyası aslı
-Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, icra takibine dayanak bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı alacağının tahsili, birleşen dava ise; davalının sözleşme konusu edimini ifa etmediğinden bahisle sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davacı vekili duruşmada dava dilekçelerini aynen tekrar ile talepleri gibi karar verilmesini talep etmişlerdir.
Ankara … Dairesinin 2018/2110 E.sayılı takip dosyası aslı celp edilerek incelenmiş, asıl davada menfi tespit istemine konu bonolardan 19/06/2015 tanzim, 01/07/2016 vade tarihli ve 163.302 USD bedelli bonolara istinaden alınan ihtiyati haciz kararına istinaden ve ihtiyati haciz kararının infazına yönelik olarak asıl ve ferileri ile birlikte toplam 686.641,94-TL alacağın tahsiline yönelik olarak dosyamız asıl ve birleşen davalısı … tarafından asıl ve birleşen davacı … aleyhine başlatılan icra takibi olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra re’sen seçilen SMMM ve borçlar mevzuatında nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiş, dosyamıza sunulan 06/03/2020 tarihli raporda özetle; davacının toplamı 7.500.000,00 TL tutarındaki bononun 1.546.137,36 TL kadarı ile borçlu olmadığı, Ankara… Dairesi’nin 2018/2111 E. sayılı dosyasında icra takibinin bu tutar asıl alacak ve buna isabet eden eklentileri ( faiz vb) dikkate alınarak iptalinin gerekeceği, 163.302,00 USD bonoya ilişkin taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve bononun konusuz kaldığını kanıtlayın herhangi bir bilgi ve belge sunmamış olduğundan bu kaleme ilişkin menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, yanlar arasında başka bir hukuki ilişkinin olmadığı ve protokollere göre … tarafından yapılan harcamaların (2-B taşınmaz için ödenecek bedeller dahil) tamamının 7.500.000 TL olduğu bunun dışında bir harcama ve davacıya ödenen bir tutarın bulunmadığı dikkate alındığında ise 163.302,00 USD tutarındaki senedin de 7.500.000-TL’lik harcamaya dahil olduğunun değerlendirilebileceği, Mahkemece bu yönde kanaate varılması halinde mükerrer tahsilata yol açılmaması için 163.302,00USD tutarındaki senet sebebiyle davacının davalıya borçlu olamayacağı, birleşen dava açısından ise; 19.07.2013 tarihli protokolün geçerli olmadığının veya taşınmazların mülkiyetinin şirkete getirilmesinden önce uygulanamayacağının kabul edilmesi halinde birleşen davadaki taleplerin yerinde olamayacağı, 19.07.2013 tarihli protokolün geçerli olduğunun düşünülmesi halinde Mahkemece davacının 19.07.2013 tarihli sözleşmeden doğan edimlerini verine getirmeden bu sözleşmede belirlenmiş olan cezai şarta bağlı tazminat talep edemeyeceği düşünüldüğünde davacının cezai şart talep etmekte haklı olmadığı. Mahkeme’ce davacının cezai şart talep etmekte haklı olduğu düşünüldüğünde ise; 23.07.2018 tarihinde: gönderici … İnş. Emlak Tur, alıcı …Mal Müdürlüğü’ne yapılan 602.993.57 TL’nin dikkate alınması gerektiği, bu durumda sözleşme gereğince birleşen davacının talep edebileceği cezai şart alacağının 602.993,57 TL x 2 = 1.205.987,14 TL olarak hesaplandığı, kanun gereği hâkimin aşırı gördüğü ceza şartını indirebileceği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna gerekçeli itiraz dilekçelerini sunmakla bilirkişi heyetinden alınan 09/03/2021 tarihli ek raporda özetle; birleşen dava konusu 163.302 USD bedelli bono yönünden asıl davacının bononun bedelsiz kaldığına yönelik olarak delil sunmadığı, anılan bononun 7.500.000,00-TL bedelli diğer bononun bedeli içerisinde yer alıp almadığının Mahkemenin takdirinde olduğu, 19/07/2013 tarihli sözleşmeye göre 7.500.000,-TL tutara davalının 953 parsel yönünden ödenmiş ve ödenecek taksit tutarlarının dahil olduğunu, davalı tarafın bu sözleşme nedeniyle yapmış olduğu harcamalar tutarı kadar alacaklı olduğundan bu kısım için icra takibinde haklı olduğunu, davalı tarafından ödenmediği sabit olan 953 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı kanun hükümleri gereğince belirlenen satış bedeline ilişkin 3 taksit tutarı toplamı olan 1.546.137,36-TL yönünden davacının takipte haklı olmadığı ve bu miktar ile sınırlı olarak takibin iptali gerektiği, taraflar arasında imzalanan 17/11/2017 tarihli protokol gereğince tarafların 25/07/2017 tarihli sözleşmeyi geçersiz kıldıkları ancak taraflar arasında daha önce akdedilen diğer sözleşmelerin geçerliliğini bu protokolün etkilemediği, 25/07/2017 tarihli sözleşme taraflarca geçersiz kılındığı için sözleşmedeki rakamların kök raporda hesaplamaya esas alınmadığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin ek rapora itirazları üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan 2.bilirkişi ek raporunda ise özetle; davacının toplam 7.500.000,00-TL bedelli bononun 1.546.137,36-TL’lik asıl alacak kısmı ile bu miktara isabet eden 4.638,41-TL komisyon alacağı kadar davacıya borçlu olmadığı, ayrıca davacının davalıya borçlu olduğu 5.953.862,64-TL yönünden ise Mahkeme tarafından yasal faiz uygulanması halinde 01/09/2016 vade tarihinden 19/02/2018 icra takip tarihine kadar yasal faiz uygulandığında faiz tutarının 786.888,59-TL olduğu dikkate alındığında takibe konu ödeme emrinde belirtilen 1.107.812,50-TL işlemiş faizin 320.923,91-TL’lik kısmından davacının borçlu olmadığı, 5.953.862,64-TL alacak yönünden Mahkeme tarafından avans faizi uygulanmasının kabul edilmesi halinde ise; 01/09/2016 vade tarihinden 31/12/2016 tarihine kadar yıllık %10,50, 31/12/2016 tarihinden icra takip tarihi olan 19/02/2018 tarihine kadar yıllık %9,75 avans faizi uygulanması sonucunda talep edilebilecek toplam faiz tutarının 867.265,73-TL olduğu dikkate alındığında dava konusu takibe ilişkin ödeme emrinde belirtilen 1.107.812,00-TL işlemiş faizin 240.546,77-TL’lik kısmından davacının borçlu olmadığı asıl dava konusu 163.302 USD bedelli bonoya ilişkin olarak taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve bononun konusuz kaldığını kanıtlayıcı herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılamadığından bu kaleme ilişkin menfi tespit talebinin yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden ise 19/07/2013 tarihli protokolün geçerli olmadığının veya taşınmazların mülkiyetlerinin şirkete getirilmesinden önce uygulanamayacağının kabul edilmesi halinde birleşen davadaki cezai şartla ilgili talebin yerinde olmadığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, sunulan ek rapor denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun nitelikli görülmekle; yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Bu bağlamda, dosyamızda asıl ve birleşen dosya kapsamında değerlendirme yapılmasından önce taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi ve eki protokollerinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin temelini oluşturan 14/10/2005 tarihli ortaklık sözleşmesi incelendiğinde; taraflarının dosyamız davacısı … ile davalı … olduğu, sözleşmenin konusunun …ilçesi … alanındaki 549 parsel nolu 12.257 m2 arsa ve yine mülkiyeti hazine adına kayıtlı ekteki krokilerde 3 ve 4 numaralarla belirtilen ve aynı krokilerde C( C2, ve D ile gösterilen toplam 21.712-23.104 m2 alan üzerine aşağıdaki şartlarda otel ve/veya tatil köyü yapımı olduğu, sözleşmenin bu işlerle ilgili ortakların hak ve yükümlülüklerini düzenlemek için hazırlandığının sözleşmede açıkça belirtildiği, sözleşmenin tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı 5. maddesinde ise; … ve … arasındaki ihtilafta … hukuki, idari vs. her türlü desteği yapacağı ve ayrıca davalı …’in bu hususta açılmış …Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/338 E. nolu dosyası ve/veya bundan sonra açılacak dava ve takiplerde ilgili olarak görevlendireceği avukat ile açılacak dava ve takiplerden dolayı her türlü yargılama giderlerini kendisinin karşılayacağının açıkça öngörüldüğü, söz konusu davaların neticesinde …AŞ’nin tasfiyesi veya başka bir sebeple 549 nolu parseldeki taşınmazın satışa çıkması durumunda bu taşınmazı davalının en fazla2.500.00-YTL’ye kadar bir fiyatla … nam ve hesabına satın alacağı, Fiyatı bun miktarın üzerine çıkması halinde ise; satın almaya … tek başına karar vereceğinin öngörüldüğü, uygun bir süre içerisinde taraflar arasında eşit hisse ile bir anonim şirket kurulacağı, … ve … arasındaki ihtilafın çözümlenmesi ve 549 nolu parselin …’a iadesinden sonra bu parselin mülkiyeti işbu sözleşmenin 4/b ve 4/c maddesinde sözü edilen ve tapu tescili için …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/47. E. sayılı dosyasından davası devam eden taşınmazların mülkiyetinin ayni sermaye olarak şirkete konulmasının kararlaştırıldığı, … tarafından ayın olarak şirkete konulacak sermayenin aynısını davalı …’in imalata paralel bir şekilde nakit sermaye olarak koymayı taahhüt ettiği, sözleşmede yer alan taraf yükümlülüklerinin ihlali veya sözleşmenin haklı bir sebep olmaksızın feshedilmesi veya feshe sebebiyet verilmesi halinde ilgili tarafın diğer tarafın uğradığı zararları karşılayacağı gibi buna mahsup edilmeksizin ayrıca cezai şart olarak 2.000.000,00 USD (el yazısı ile imzalı paraflı) ödeyeceği kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememiz’ce 6292 sayılı Kanun hükümleri gereğince satıma konu 953 parsel ile iligili belgeler … …Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünden celp edilerek incelenmiş, konu ile ilgili olarak düzenlenen belgede 953 parselde hak sahibi …’ın olduğu satış bedelinin 6.442.239,00- TL olarak kararlaştırıldığı, satış bedelinin 1.286.447,80 TL’sinin tahsil edildiği ancak 5.153.791,20 TL’nin 5 yılda 10 taksitte ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilerek incelenen Ankara… Dairesi’nin 2018/2110 E. sayılı dosyasının 16.02.2018 tarihli ödeme emrinde alacaklı …, borçlu … olmak üzere 19.06.2015 düzenleme tarihli 01.07.2016 vade tarihli 163.302,00 USD Bono bedeli, 18.670,00 USD İşlemiş Faizi ve 489,90 USD Bono Komisyonu, 585.20 TL İhtiyati Haciz vek. Ücreti olmak üzere toplam Toplam 585,20 TL ve 182.461,90 USD alacağın tahsiline yönelik olarak dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısı aleyhine başlatılan icra takibi olduğu görülmüştür.
Yine dosyamız arasına celp edilen Ankara… Dairesi’nin 2018/2111 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısı olan dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısı aleyhine 7.500.00-TL bedelli bono, 585,20 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti , 1.107.812,50-TL işlemiş faiz, 22.500.00-TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 8.630.897,70-TL toplam alacağın tahsilinin talep edildiği, takip dayanağının 7.500.000,00-TL bedelli, 08.07.2016 tanzim ve 01.09.2016 vade tarihli senet olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Değinilen sözleşme ve eki protokoller ile dava konusu maddi ve hukuki olgular ile tarafların iddia ve savunmaları bağlamında asıl davada somut uyuşmazlık, taraflar arasındaki uyuşmazlığın asıl dava açısından 7.500.000,00-TL ve 163.302 USD tutarlı senetlerin teminat senetleri olup olmadıkları, senetlerin iptalinin talep edilip-edilemeyeceği, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinin yerinde olup olmadığı, taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin 17.11.2017 tarihli protokol ile sona ermiş olup olmadığı, birleşen dava açısından taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 17.11.2017 tarihli protokolün ile sona ermiş olup olmadığı, 19.07.2013 tarihli sözleşmedeki cezai şartın talep edilip edilemeyeceği, tarafların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafından cezai şart talep edilebilmesi için koşulların oluşup oluşmadığı ve cezai şart istenebilecek ise indirilmesi koşullarının oluşup olmadığı ve davacının davalıdan talep edebileceği cezai şart alacağının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Bu bağlamda dosyamıza sunulan taraflar arasındaki 14/10/2005 tarihli ortaklık sözleşmesi ve eki protokoller birlikte değerlendirildiğinde asıl ve birleşen davacı …’a ait …. Köyünde kain 549 ve 953 parsel sayılı taşınmazlar üzerine 5 yıldızlı otel ve tatilköyü yapılması hususunda anlaşmaya varıldığı, tarafların sözleşmede belirtilen ortaklık konusu işin gerçekleştirilmesine yönelik olarak … Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. İsimli iki ortaklı ve 50.000,00-TL sermayeli bir anonim şirketi kuracaklarının 25/07/2017 tarihli … A.Ş. Ortaklarının ön sözleşmesi isimli sözleşmede kararlaştırıldığı, aynı sözleşmenin tarafların gelinen aşamada ortaklıkla taahhütleri başlıklı II. Maddesinde bahse konu otel veya tatilköyü projesinin hayata geçilebilmesi amacıyla … …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/18 E. Sayılı dava dosyasında … tarafından öz sermaye tespiti talepli davada alınan bilirkişi raporunda … tarafından ileri sürülen itirazdan feragat edilmesinin öngörüldüğü, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin davalı … tarafından ödenerek ipoteğin kaldırılması sonrasında her iki taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine ….A.Ş. Adına ayni sermaye konulması taahhüdünün tescil ettirileceğinin öngörüldüğü, ancak 17/11/2017 tarihli protokoldür başlıklı belge ile tarafların 25/07/2017 tarihli alınan ön sözleşmenin tazminat talep haklarından vazgeçerek karşılıklı olarak feshini kararlaştırdıkları tartışmasızdır.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ile ortaklık sözleşmesi ve eki protokoller kapsamında sözleşme konusu taşınmazlar üzerinde tatil köyü yapımının kararlaştırıldığı, taraflar arasında eşit hisseli ortaklık esasına göre şirket kurulması, yukarıda belirtilen taşınmazların kurulacak asıl ve birleşen davacı tarafından müştereken kurulacak şirkete devri ve şirkete ayni sermaye olarak konulması sonrasında asıl ve birleşen davalı … tarafından asıl ve birleşen davacının ifasını üstlendiği ayni sermaye taahhüdüne karşılık şirkete nakdi sermaye koyma taahhüdünde bulunduğu, tarafların yıllara yayılan ve birden fazla sözleşme ve protokole konu edimlerinin temel hukuki çerçevesini söz konusu edimlerin oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; ”Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. ”
Asıl davada asıl davacı taraf dava konusu 7.500.000,00-TL ve 163.302 USD bedelli asıl dava konusu icra takibine dayanan senetler nedeniyle senetlerin iptalini ve senetler nedeniyle borçlu olmadığını tespitini talep etmiş olup taraflar arasındaki önceki tarihli tüm sözleşmelerin 17/11/2017 tarihli protokol ile sona erdirildiğini ileri sürmüştür. Ancak 17/11/2017 tarihli yukarıda değinilen sözleşmenin içeriği dikkate alındığında dosyamız tarafları arasında sadece daha önce imzalanan 25/07/2017 tarihli ” … A.Ş. Ortaklarının ön sözleşmesinin ” karşılıklı olarak feshi yolu ile geçersiz hale getirilmesi konusunda taraf iradelerinin oluştuğunun belirgindir. Davacının iddiasının aksine tarafların 25/07/2017 tarihli sözleşmenin feshine yönelik olarak 17/11/2017 tarihli sözleşmede yaptıkları açık atıf haricinde diğer sözleşmelerin geçersiz kılınmasına yönelik bir ibareye yer verilmediği dikkate alındığında; davacının diğer sözleşmelerinde geçersiz kılındığına ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir. Diğer taraftan asıl dava konusu 7.500.000,00 TL bedelli bonoyla ilgili olarak tarafların daha sonra feshetttiği 25/07/2017 tarihli ön sözleşmenin “önceki sözleşmelerin ve bonoların akıbeti başlıklı IV. Maddesinde ” işbu sözleşmedeki şartlar yerine getirilerek şirket esas sözleşme değişikliğinin tescil ve ilanı ile şirket tarafından …’e borç olarak verilen 9.312.500,00 TL – yukarıda belirtilen şekilde faizi ile şirket hesabına ödenmesi halinde kalan 18.000 pay bedelsiz olarak …’e devredildiği derhal taraflar arasında akdedilen 14/10/2005, 22/12/2005, 02/04/2007 ve en son 19/07/2013 tarihli sözleşmeler hükümsüz kalacak ve ayrıca …’ın ciro ederek …’e verdiği 100.000 USD bedelli bononun 7.500.000,00 TL bedelli bono hükümsüz kabul edilecek, … tarafından …’a iade edilecek ayrıca …’ın 68 ve 197 sayılı parselleri üzerine konulan ipoteklerin masrafı … tarafından ödenerek kaldırılacaktır.” hükmüne yer verilmiştir. Değinilen sözleşme hükmü ile dosya kapsamında taraflar arasında 7.500.000,00 TL bedelli başkaca senet düzenlendiğine yönelik bir iddia ve delil de bulunmadığı dikkate alındığında asıl ve birleşen davalı …’e asıl ve birleşen davacı … tarafından 7.500.000,00- TL bedelli asıl dava konusu takibe dayanak senedin düzenlenerek verildiği sabittir. Her ne kadar 17/11/2017 tarihli protokol ile 25/07/2017 tarihli sözleşmenin karşılıklı olarak feshi sabit ise de; bu durum başlıbaşına senedin geçersizliğini veya karşılıksız kaldığını kabule yeterli bir olgu olarak değerlendirilemez. Davacının bu senedin bedelsizliğini veya iadesi gerektiğini usulüne uygun deliller ile kanıtlaması zorunludur. Taraflar arasında imzalanan 19/07/2013 tarihli ek protokolün 3. Maddesinde açıkca kurulacak şirketin sermayesi belirtildikten sonra Antalya İli, …İlçesi, Tekirova Köyünde kayıtlı 953 parsel sayılı şirkete ayni sermaye olarak kurulacak taşınmazın alımı için ödenecek bedel dahil olmak üzere bugüne kadar … tarafından yapılan harcamaların toplamı olan 7.500.000,00- TL nin mahsubu ile bakiyesinin bu taşınmazlar üzerinde inşa olunması öngörülen turizm tesisinin bu bakiye tutarına kadar her türlü inşa ve işletme giderlerinin … tarafından şirketin nam ve hesabına karşılanması suretiyle karşılanacağı belirtilmiştir. Aynı maddede tarafların taahhütlerini yerine getirmedikleri takdirde iki katı cezai şart ödeyeceği öngörülmüştür dosya kapsamında toplanan deliller ve özellikle de …Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünden celp edilen satış belgeleri incelendiğinde 6292 sayılı kanun hükümleri gereğince maliye hazinesi tarafından asıl ve birleşen davacı …’a satışa konu 953 parsel sayılı taşınmaz yönünden taksitli satış bedeli olarak kararlaştırılan toplam 6.442.239,00 TL satış bedelinin 1.286.447,80-TLlik kısmının davalı tarafından idareye ödendiği, bakiye 5.153.791,20-TL satış bedelinin ise 10 eşit taksitte ve 5 yıl içerisinde ödeneceği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının aynı taşınmazın 7 taksit satış bedelini ödediğini ancak kalan 3 taksit tutarı toplamı olan 1.546.137,36-TL kadarını ödemediği sabittir. Dosyamıza aksi yönde bir delil sunulmadığından taraflar arasındaki yıllara sari ortaklık ilişkisinde değinilen sözleşme ve protokol hükümleri çerçevesinde asıl dava konusu 7.500.000,00 TL bedelli senedin taraflar arasında ortaklık ilişkisi çerçevesinde kurulacak Şirket ile ilgili olarak ve ortaklık konusu faaliyet kapsamında düzenlenerek davacıya verildiği kanaatine varılmıştır. Dava konusu bono illetten mücerret bir senet değil; temel borç ilişkisi olan ortaklık ilişkisinde kapsamında düzenlendiğine göre bono nedeniyle menfi tespit isteminin de aynı ilişkiden kaynaklanan alacak-borç durumuna bağlı olarak değerlendirilmesi zorunludur. Asıl ve birleşen davacı tarafın dava konusu 7.500.000,00-TL bedelli bonoyu davalının ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapacağı harcamalara karşılık olarak düzenlediği dikkate alınarak 953 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalının ödemediği sabit olan 3 taksit bedeline karşılık olan 1.546.137,36- TL yönünden senedin bedelsiz kaldığı gözetilerek asıl davacının 7.500.000,00-TL bononun 1.546.137,36-TL kısmı ile mahkememizce benimsenen bilirkişi heyeti ikinci ek raporunun sonuç kısmında 1-a-b bendi esas alınarak ve avans faizi üzerinden yapılan hesaplama doğrultusunda 240.546,77-TL takip tarihine kadar işlemiş faiz, 4.638,41-TL komisyon bedeli alacağı ve 120,55-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti dahil olmak üzere toplam 1.791.443,09-TL alacak ile sınırlı olarak menfi tespit isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava konusu diğer bono olan 163.000 USD bedelli bono yönünden ise; söz konusu bonoya taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi ve eki protokollerde anılan bonoya miktar ve diğer unsurları belirtilerek herhangi bir atıf yapılmadığı sabittir. Yine, asıl ve birleşen davacı tarafından da dosyamıza söz konusu bononun değinilen ortaklık kapsamında düzenlenerek davalıya verildiği ve ödeme veya başkaca bir nedenle bedelsiz kaldığına yönelik olarak herhangi bir delil de dosyamıza sunulmadığı gibi 163.000 USD bedelli senedin davalı …’in ortaklık ilişkisi çerçevesinde yaptığı harcamaların sözleşmede belirlenen bedeli olan 7.500.000,00-TL bedelli senedin içerisinde yer aldığı ve bu senetten doğan alacak ile mükerrer şekilde ileri sürüldüğü de dosya kapsamında iddia ve usulen kanıtlanamamıştır. Bu itibarla, asıl dava konusu takibe dayanak 163.000 USD bedelli bonoya yönelik menfi tespit isteminin reddi gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; her ne kadar davacı tarafından davalıdan sözleşme konusu edimini yerine getirmediğinden bahisle cezai şart alacağı talep edilmiş ise de; isteme konu cezai şart alacağının 19/07/2013 tarihli ek protokolde düzenlendiği, ek protokolün sözleşmede 2 ve 3. maddede belirtilen ve Şirkete ayni sermaye olarak konulması kararlaştırılan 953 ve 549 parsel sayılı taşınmazların taraflar arasında kurulacak şirkete davacı tarafından ayni sermaye olarak konulmasının kararlaştırıldığı, davacının söz konusu edimi ifa etmesi sonrasında asıl ve birleşen davalının karşı edimi olarak 953 parselin alımı için ödenecek bedel dahil olmak üzere davalının şirket için yaptığı harcamalar toplamı olan 7.500.000,00-TL’nin davalının şirkete nakdi sermaye olarak koymayı üstlendiği 27.000.000,00-TL’den mahsubu sonrasında bakiye miktarın davalı tarafından ortaklık konusu otel inşa ve işletme giderlerinin finansmanı için davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, dosya kapsamında toplanan deliller ile birleşen davacının şirkete söz konusu taşınmazları ayni sermaye olarak koyduğunu ve taahhüt ettiği edimi ifa ettiğini kanıtlayamadığı, bu durumda karşı edim olarak birleşen davalıdan ediminin ifasını talep edemeyeceği gibi bahse konu ek protokol kapsamında cezai şart alacağının tahsilini de talep edemeyeceği kanaatine varılmakla; birleşen davacının haklılığı kanıtlanamayan davasının reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosyamızda asıl ve birleşen davalının dava konusu icra takibinde kötüniyeti ve asıl davacının dava açmakta kötüniyeti sunulan deliller karşısında sabit olmadığından, tarafların yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı istemlerinin ayrı ayrı reddi gerekmiştir. Açıklanan gerekçelerle; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE; dava konusu Ankara … Müdürlüğü’nün 2018/2111E. sayılı takip dosyasında takibe dayanak 08/07/2016 tanzim, 01/09/2016 vade tarihli ve 7.500.000,00-TL’lik bono yönünden bononun 1.546.137,36-TL’lik asıl alacak kısmı ile anılan kısım yönünden takip tarihine kadar işlemiş 240.546,77-TL’lik faiz, 4.638,41-TL komisyon bedeli alacağı ve 120,55-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti dahil olmak üzere toplam 1.791.443,09-TL alacak ile sınırlı olmak üzere davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalının kötüniyeti sabit olmadığı sabit olmakla davacının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
Davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2-Dava konusu Ankara … Müdürlüğü’nün 2018/2110E. sayılı takip dosyasında takibe dayanak 163.302 USD bedelli bonoya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 122.373,47-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 37.636,43-TL ile 493,85-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 38.130,28-TL harcın mahsubu ile bakiye 84.243,19-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 37.636,43-TL peşin harç, 493,85-TL tamamlama harcı ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 38.166,18-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-(Kabul edilen miktar üzerinden) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 95.500,51-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-(Reddedilen miktar üzerinden) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 69.806,03-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avasından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 7.337,00-TL yargılama giderinin HMK 326/2 m.gereğince red-kabul oranı (0,81) gözetilerek 5.942,97-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı tarafından yatırılan gider avasından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 175,00-TL yargılama giderinin HMK 326/2 m.gereğince red-kabul oranı gözetilerek 142,25-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK 333 m.gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
1-Birleşen davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 59,30-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL’den mahsubu ile bakiye 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 m.gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:

(DAVACI TARAFINDAN YAPILAN) (DAVALI TARAFINDAN YAPILAN)
1-Posta ve davetiye gideri : 337,00-TL 1-Posta ve davetiye gideri : 175,00-TL
2-Bilirkişi ücreti :+ 7.000,00-TL TOPLAM : 175,00-TL
TOPLAM : 7.337,00-TL