Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/290 E. 2023/31 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/290 Esas
KARAR NO : 2023/31

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Alacaklı olduğu iddiasıyla davacı hakkında icra takibi başlatan davalının, yanındaki kimliği belirsiz maskeli kişi ile birlikte 13/09/2017 günü müvekkili ve beraberindeki …’ı ikametinde silahla alıkoyarak ve yine silah tehdidiyle takip konusu bonoyu zorla imzalattıklarını, senet yağması niteliğindeki suç dolayısıyla aynı gün müvekkili ve beraberindeki … ın durumu emniyete bildirdiğini ve … 2017/147045 sayılı soruşturmasında, … hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmakta olduğunu, dava konusu senedin hükümsüz olduğunu, davacının tanzim edilen kambiyo senedinde alacaklı görünen şahsa karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, ispat yükünün alacaklıda olduğunu belirterek davanın kabulü ile dava konusu …Müdürlüğünün 2017/20758 Esas sayılı dosyası ve dayanak bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitiyle haksız ve kötüniyetli olan alacaklı-davalının asıl alacağın yüzde 20′ sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davanın reddi talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davalı tarafından davacı aleyhine takibe konu yapılan davacının keşideci, davalının lehtar olduğu bononun zorla imzalatıldığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti ve kötü niyet tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce davacının dayandığı ve davalının sanık konumunda olduğu ve dava konusu bononun da irdelendiği ve konutta yağma suçunun yargılama konusu yapıldığı … Mahkemesinin 2020/231 esas sayılı dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına ilişkin ara kararlar tesis edilmiştir.
Eldeki dava dosyasında öncelikle, mahkememizce neticesi bekletici mesele yapılan … mahkemesi kararının sonucunun ve içeriğinin irdelenmesi gerekir.
… Mahkemesindeki yargılamada eldeki davanın davacısı … katılanlardan biri olup, eldeki davanın davalısı da sanıklardan biri olan …’dur. Anılan mahkemece verilen 22.11.2021 tarih ve E. 200/231, K. 2021/405 sayılı Kararının gerekçe ve hüküm bölümünde; “Sanık … … müşteki …ya karşı TCK 148/2 maddesi delaleti ile TCK 149/1-a,b,c,d maddeleri uyarınca kastın yoğunluğu, tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren ve teşdiden 13 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Sanığın yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurularak TCK m. 62 uyarınca cezasının 1/6’sı indirilerek 10 YIL 10 AY HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA.” ifadelerine yer verilmiş ve verilen mahkumiyet kararları sanık müdafii ve katılan vekillerince istinaf edilmiş ve … dairesinin 2022/671 Esas, 2022/1981 K. Sayılı ilamla ” sanığın eyleminin tek, silahla kendisinin tanınmayacak hali sokmak suretiyle birden fazla kişi ile birlikte konutta yağma suçunu oluşturduğu Dairemizce kabul edilmekle eylemine uyan TCK’nın 149/1-a-b-c-d. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın suç kastının yoğunluğu nazara alınarak yasal asgari sınırdan uzaklaşılması suretiyle takdiren ve teşdiden 13 YIL HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA, Sanığın geçmişi, hükmedilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni olarak kabul edilerek cezasından TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 10 YIL 10 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,” karar verilmiş, taraf vekillerini temyizi üzerine de … Ceza Dairesinin 23.11.2022 tarih ve E. 2022/11501, K. 2022/16328 sayılı Kararı ile “Sanık hakkında kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve karar hukuka uygun olduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi kararına yönelik sanık müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN ONANMASINA,” gerekçelerine yer verilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmış ve hüküm 15/12/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu durumda; Ceza mahkemesi kararlarının hukuk yargılaması açısından kesin delil taşıyıp taşımadığının ve ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk hakimini bağladığı veya bağlamadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Eldeki davanın açıldığı tarih olan 01.03.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK nın konuyla ilgili 74. madde düzenlemesine göre kesinleşmiş mahkûmiyet kararı, hukuk yargılaması açısından “kesin delil” niteliği taşımaktadır.
Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 53.maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 74.maddesi bu konuyu düzenlemiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununun ceza hukuku ve medeni hukuk arasında münasebet başlıklı 53.maddesi şöyledir. “ Hakim kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyle bağlı olmadığı gibi ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyle de mukkayet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit edemez.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ceza hukuku ile ilişkisinde kenar başlıklı 74.maddesi şöyledir. “ Hâkim zarar verenin kusurunun olup olmadığını, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verilen ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz”
6098 sayılı kanunun 74.madde gerekçesinde ifade edildiği gibi dil arılaşması dışında 818 sayılı kanunun 53.maddesi ile bir farklılık yoktur.
İki mahkeme arasındaki ilişki genel itibari ile değerlendirildiğinde iki mahkemenin farklı yargılama sistemlerine sahip olması, delil takdiri noktasındaki farklı sistemlerinin olması ve sorumluluk kaynağının farklı olması nedeni ile iki mahkeme arasında böyle bir bağımsızlık öngörülmüştür. Ancak her ne kadar bu bağımsızlık varsa da yargısal birlik, yargı kararlarının meşruluğunun içselleşmesi ve yargı kararlarının çelişkiden azade olması amacı ile gerek doktrinde gerek ise yargısal uygulamalarda iki mahkemenin tam olarak bağımsız olmayacakları ve kısmen de olsa bağımlı oldukları gerçeğini ortaya koymuştur.
Eldeki somut uyuşmazlık bakımından ise, Hukuk hâkimi ceza mahkemesince verilen suçun fail tarafından işlendiği yönündeki kesin olguyu saptayan mahkumiyet kararı ile bağlıdır.
Çünkü yargısal bir kararla maddi olgu tespit edilmiştir.
Somut olayda da … Mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararında yer alan “… evde sanık … ve sanık …’ın bulunduğu, sanık …ın müştekileri karşıladığı, evin kapısını açtığı, salonda bir süre oturduğu, telefon gelmesi üzerine salondan çıktığı, daha sonra aynı ortamda olmadığı, odadan çıktıktan sonra örümcek adam kıyafetli yüzü gözükmeyen tabancalı bir şahsın geldiği, silahı üzerlerine tuttuğu, telefonları aldığı, masanın üzerine koyduğu, “bizim dükkanı satacakmışsınız kimse satamaz” dediği, küfür ettiği, yan odaya gittiği, bir senet ve A4 kağıdı aldığı, tehditle müştekilerden 230 bin TL olarak doldurmalarını istediği, senedi müşteki …’nun doldurduğu, imzaladığı, kefil olarak da müşteki …’ın imzaladığı, A4 kağıdına da müşteki …’a, dükkanın müşteki …ya satıldığı, belirtilen sürede borcun ödenmemesi halinde dükkanı geri verileceğinin yazdırıldığı, altını müşteki … imzalattırıldığı, sanık …’un da imzaladığı, müştekilerin suça konu silahı teşhis ettikleri, yukarıda belirtilen delil ve açıklamalara göre sanık savunmasının aksinin ispatlandığı, sanık … Vargeloğlunun TCK 37 maddesi delaletiyle müştekilere karşı ayrı ayrı silahla içlerinden birisinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması nedeniyle birden fazla kişi ile birlikte konutta gasp suçunu işlediği” yolundaki “maddi tespit” hukuk yargılaması açısından kesin delil niteliği taşımaktadır ve bu haliyle hukuk hakimini de bağlamaktadır. Konuyla ilgili Yargıtay kararları da bu doğrultudadır. (Emsal kabul edilen kararlardan birkaçı: … Dairesinin 16.04.2012 gün, 2011/3313 Esas ve 2012/6507 Karar sayılı kararı, … Dairesinin 05.11.2009 gün, 2009/580 Esas ve 2009/12264 Karar sayılı kararı, …Dairesinin 13.11.2007 gün, 2007/17891 Esas ve 2007/20495 Karar sayılı kararı, … Dairesinin 17.04.2003 gün 2003/3586 Esas ve 2003/3516 Karar sayılı kararı, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 08.06.2006 gün, 2005/8826 Esas ve 2006/6949 Karar sayılı kararı, … Dairesinin 08.07.2004 gün, 2004/2369 Esas ve 2004/9133 Karar sayılı kararı, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 19.01.2012 gün, 2010/12396 Esas ve 2012/548 Karar sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2011 gün, 2011/4–58 Esas ve 2011/176 Karar sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2014 gün, 2013/4–1008 Esas ve 2014/490 Karar sayılı kararı,)
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; … Mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararında yer alan maddi tespitin hukuk yargılaması açısından kesin delil niteliği taşıması ve bu haliyle hukuk hakimini de bağlaması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmiş ayrıca takibe konu senedin yağma yoluyla alındığı ve takibe konu edildiği, bu doğrultuda takibin kötü niyetli olduğu da anlaşıldığından davalının yüzde 20 oranında kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili her ne kadar yatırılan teminatın iadesini istemişse de teminatın karar kesinleştiğinde iade edilmesi gerektiğinden bu talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacının, dava konusu … .müdürlüğünün 2017/20758 E. Sayılı takip dosyasında takibe dayanak 03/02/2017 tanzim 15/09/2017 vade tarihli 230.000,00 TL bedelli keşidecisi …, Lehtarı … olan senet ile ilgili olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine ,
2-Takip yapmakta davalının kötü niyeti sabit olduğundan dava değerinin %20si üzerinden hesaplanan 46.000,00-TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Teminatın iadesine ilişkin talebin reddine, karar kesinleştiği takdirde teminatın iadesine,
4-Alınması gereken 15.711,30 -TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 3927,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.783,47 -TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Peşin ve başvuru harcı ile vekalet harcı olarak alınan 3.974,13 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ücreti olarak sarf ettiği 95,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7- …Ü.T. uyarınca belirlenen 35.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.