Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/796 E. 2021/13 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/796 Esas
KARAR NO : 2021/13

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2021

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. …. sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket ile davalı Şirket arasında 03/02/2015 tarihinde davalı Şirketin işveren, müvekkilinin ise; yüklenici olduğu “Irmak Yapı …parsel sayılı bina sözleşmesinin” imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin anılan parsel üzerindeki binanın dış cephesi ile ilgili olarak sözleşmede belirtilen imalatları sözleşme birim fiyatları ile yapmayı üstlendiğini, müvekkili Şirketin sözleşme ile kararlaştırılan işleri tamamladığını ve edim yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna rağmen davalının sözleşme konusu borcunu ödemediğini, … Ticaret Mahkemesi’nin ….D. İş sayılı dosyasında müvekkili Şirket tarafından yapılan işlerin ve alacak kalemlerinin tespit edildiğini beyanla fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla 11.870,18-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalıya açıklamalı davetiye ile yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan delil tespiti raporunun yokluklarında yapılan keşif sonrasında düzenlendiğini, bu nedenle teknik ve hukuki geçerliği bulunmayan raporu kabul etmediklerini, bilirkişi raporunun tespite konu binada hiçbir ölçüm ve gözlem yapılmadan düzenlendiğini, binada özellikle çatı katında projesine göre eksik ve ayıplı imalatlar olmasına rağmen bu hususların tespit edilmediğini, bazı imalat kalemlerinde m2 bazında eksik imalatlar yapıldığını, davacının işi zamanında bitirmediği ve müvekkilini zarara uğrattığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER :
– … Ticaret Mahkemesi’nin …D. İş sayılı dosyası.
-Taraflara ait ticari defter ve belgeler
-Fatura
-Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporu .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura konusu iş bedeli alacağı istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz’ce taraf delilleri toplandıktan sonra SMMM-eser sözleşmeleri alanında nitelikli hesaplama konusunda uzman ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı … davalı Şirketlerin ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı Şirketin kendi defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı Şirkete toplam 285.001, 92-TL tutarında fatura düzenlediği, Şirkete 285.000,00-TL tutarında ödemelerde bulunduğu, davalı Şirketin ticari defter kayıtlarında 31/12/2015 tarihi itibariyle davacı Şirketin (315.000,00-TL-285.001,92-TL=29.998,08-TL borç bakiyesinin kayıtlı olduğu, davacı Şirketin ticari defter kayıtlarına göre ise; davalı Şirket adına toplam 285.001,92-TL tutarında fatura düzenlendiği, 5.000,00-TL banka havalesi yaptığı, davacı Şirkete davalının 17.300,00,-TL tutarında 30/06/2015 vadeli çek keşide ettiği, davacı Şirketin davalı Şirket adına düzenlendiği fatura bedeli ile birlikte 307.301,92-TL ödemede bulunduğu, bu nedenle davacı Şirketin davalı Şirketten 307.301,92-TL-285.001,92-TL=22.301,92-TL borç bakiyesinin kayıtlı olduğu, davalı Şirketin 2015 yılı ticari defter kayıtlarına göre ise; davacı Şirkete 245.000,00-TL çek keşide ettiği, 50.000,00-TL( 40.000,00-TL +10.000,00-TL) banka havalesi yaptığı, ayrıca 10.000,00-TL de davacı Şirket yetkilisine elden nakit ödemek suretiyle toplam 315.000,00-TL tutarında ödeme yaptığı, davacı Şirketin davacı adına 285.001,92-TL tutarında fatura düzenlediği, davalı Şirketin davacı Şirkete 285.000,00-TL tutarında ödemede bulunduğu, bu şekilde davalı Şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı Şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle davacı Şirketten 315.000,00-TL- 285.001,92-TL= 29.998,08-TL kayıtlı olduğu, davacı şirketin kayıtlarında yer aldığı davalı Şirketin kayıtlarında yer alan toplam 23.300,00-TL bedelli 2 adet ödeme yönünden makbuz sunulmadığı için değerlendirme yapılamadığı belirtildikten sonra dava konusu imalatların eksik ve ayıplı imalatların yapım bedeli olarak hesaplanan 39.200,00-TL davacı yüklenicinin KDV dahil imalat bedeli toplamı olan 311.914,00-TL mahsup ve 285.001,92-TL davalı Şirket ödemesinin tenzilinden sonra davacının davalıdan 36.800,00-TL fark iş bedeli alacağı talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporuna yönelik taraf vekillerinin gerekçeli itirazları üzerine …. Ticaret Mahkemesi’nin ….D.İş sayılı tespit dosyasındaki tespit ve hesaplamalar da irdelenerek itirazları karşılar mahiyette ek rapor aldırılması için dosyamız ayını bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi heyeti ek raporunda ise özetle; asıl raporda tüm imalatların ölçümlerinin mahallinde yapıldığı ve bedellerinin kalem kalem tespit edildiği belirtilerek asıl rapordaki tespit ve hesaplamalar tekrar ve teyit edildikten sonra davacının davalıdan ayıplı ve kusurlu imalatların bedeli mahsup edildikten sonra 36.800,00-TL, ayıplı ve kusurlu imalatların bedeli dikkate alınmadığı takdirde ise; 83.056,60-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Bu bağlamda, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 v.d. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup davacı yüklenici, davalı ise; iş sahibi konumundadır.
Bilindiği üzere; eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edilmektedir. Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder.
Açık ayıp, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise, basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde iş sahibi, 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda, eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda ise aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca, ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmâl etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
İmalatta eksik olduğu ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülebilir.
Dosyamızda davalı vekili ayıp ve eksik ifa def’isini ileri sürmüş olup dosyamıza sunduğu ihtarname örnekleri incelendiğinde; yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince yasal süresinde ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmakla; ayıp ve eksik işlerin imalat bedelinin davacı alacağından tenzili gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili takas-mahsup savunmasını da ileri sürmüş ise de; sözkonusu savunmaya itibar edilmesi hukuken mümkün görülmemiştir. Zira, 6098 sayılı TBK’nın 139.m. gereğince; “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Zamanaşımına uğramış bir alacağın takası ancak takas edilebileceği anda zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla ileri sürülebilir.” Dosyamız kapsamında toplanan delillere göre ortada işbu dava konusu itibariyle davalı Şirketin davacıdan rücuen talep edebileceği takas savunmasına konu olabilecek muaccel bir alacağının bulunmadığı sabittir. Bu nedenle, davalının takas savunması yerinde görülmemiştir. Öte yandan, 6098 sayılı TBK’nın 100.m. gereğince mahsup savunmasının yasal koşullarının da somut uyuşmazlık yönünden mevcut olmadığı gözetildiğinde; davalının bu hususa ilişkin savunmasına da itibar edilememiştir.

Bu bağlamda, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ise; davacı ile davalı Şirket arasında dosyamıza sunulan bina sözleşmesinin imzalandığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğinin Mahkememiz’ce de benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacının davalı Şirkete karşı sözleşme ile üstlendiği ve toplam bedeli 241.527,05-TL olarak kararlaştırılan imalat kalemleri haricinde 83.056,60-TL bedelli ilave imalat yaptığı, davacının ayıplı ve eksik imalatlarının bedelinin toplam 39.200,00-TL olarak hesaplandığı dikkate alındığında; davacının bilirkişi raporunda da hesaplandığı üzere; KDV dahil toplam imalat bedelinden davalının davacıya yaptığı ödeme miktarı ile ayıplı işlerin bedeli tenzil edildiğinde; davacının davalıdan 36.800,00-TL alacaklı olduğu kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulü ile dava konusu 36.800,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; dava konusu 36.800,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 2.513,80-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 1.995,86-TL harcın mahsubu ile bakiye 517,94-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.995,86-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 5.520,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-(Redddine karar verilen alacak miktarı üzerinden) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 11.209,10-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.776,40-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince red-kabul oranı (0,31) gözetilerek 550,68-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin ise; davacı uhdesinde bırakılmasına,
7-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8- … Ticaret Mahkemesi’nin ….D. İş sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 3341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır