Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/749 E. 2023/500 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/749 Esas – 2023/500
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/749 Esas
KARAR NO : 2023/500

BAŞKAN :…
KATİP….

DAVACI ….
DAVALI ….

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 15/10/2015 tarihli ön protokol ve 02/11/2015 tarihinde Gölhisar (Burdur) kanazliasyon, yağmur suyu ve içme suyu inşaatı yapım işi detayları sözleşmede olan şekilde yapmayı ve taahhüt ettiklerini, 44 kişilik taşeronlardan oluşan ekipleri ile işin yapımına zamanında başladıklarını, davalı Şirket yetkililerinin şantiye sahasına girerek müvekkilinin taşeronları ile samimiyet kurduklarını, birkaç hafta sonrasında müvekkili ile davalı taraf ile görüşerek alt taşeronları ile tanıştıklarını ve müvekkilinin kâr marjının yüksek olduğunu öğrendiklerini, yeni bir sözleşme ile daha düşük kâr marjı ile sözleşme yenilemek istediklerini söylediklerini, müvekkilinin bunu kabul etmemesi üzerine davalı şirket yetkililerinin “burada sana iş yaptırmayız” dediklerini, davalı tarafın 3.şahuslara müvekkili adına ödeme yaptıklarını, bunları müvekkilinin kabul etmediğini, müvekkilinin eşinin hastalığı nedeniyle birkaç gün şantiyeden ayrılmasını müteakip davalı tarafın işveren sıfatıyla sgk şifresini alabildiklerini ve bu şifre ile alt taşeronların personelinin işten ayrılışlarını yaparak kendi Şirketlerine giriş yaptıklarını, kendisinin döndüğünde şantiyeye alınmadığını, iki ayrı tarihte noterden ihtarname keşide etmelerine rağmen yaptıkları işler için ödeme alamadıklarını, müvekkilinin yaptığı işlerden kaynaklanan alacağının tespiti ile bu alacağının şimdilik 5.000,00-TL’lik kısmının sözleşmenin haksız feshi nedeni ile müvekkilinin kâr kaybından doğan maddi zararının tespiti ile bu maddi zararın şimdilik 5.000,00-TL’lik kısmının ihtarnamenin tebliğini takip eden tarih olan 11/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçek dışı ve haksız olduğunu, dava konusu iş ile ilgili olarak 17/02/2016 tarihinde onaylanan fesih ve kesin hak ediş düzenlendiğini, tarafların bu hak edişi onaylamasını müteakip sözleşmenin fesih işlemlerinin yapıldığını, davacının bir alacağının bulunmadığını beyanla haksız ve hukuki dayanaktan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri
– Hak ediş ve fesih hak edişi ile hak ediş ödeme belgeleri
-Noter ihtarnameleri
-Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında ödenmediği ileri sürülen hak ediş alacağı ile sözleşmenin haksız yere tek taraflı olarak feshi iddiasına dayalı olarak kâr kaybı zararının tazminen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 15/10/2015 tarihli ön protokol ve 02/11/2015 tarihinde Gölhisar (Burdur) kanazliasyon, yağmur suyu ve içme suyu inşaatı yapım işine ait sözleşme incelenmiş, dava konusu sözleşme kapsamında düzenlenen hak ediş ve ödeme belgeleri dosyamıza celp edilmiştir.
Taraf delilleri ve düzenlenen hak ediş ve ödeme belgeleri dosyamıza kazandırıldıktan sonra dosyamız konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek dava konusu talepler yönünden bilirkişi raporu temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan 1.bilirkişi heyeti raporunda özetle; Taraflar arasında düzenlenen 02.11.2015 tarihli Sözleşme ile Gölhisar (Burdur) Kanalizasyon, Yağmursuyu ve İçme suyu inşaatı yapım işi sözleşmesinin davalı asıl yüklenici tarafından eylemli biçimde ve haksız olarak feshedildiği, davacı alt yüklenicinin sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle mahrum kaldığı kâr bedelinin kesinli yöntemine göre 1.032.847,90 TL olarak hesaplandığı, davacının davadaki talebinin çoğa ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.000,00TL’den ibaret olduğu, davacı alt yüklenicinin, davalı asıl yükleniciden cari hesap alacağı olarak 10.02.2016 tarih 031099 seri no’lu fatura bedeli olarak KDV dahil 924.527,99 TL ve ayrıca defter kayıtlarına göre 170.599,98 TL olmak üzere toplam alacağının 1.095.595,25 TL olduğu, davacının bu kısımdaki talebinin çoğa ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00-TL olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi heyeti raporuna yönelik itirazları üzerine alınan 1. Ek raporda ise; kök raporumuzdaki değerlendirmelere yapılan itirazlar için dava dosyasına somut belge sunulmadığı, yüklenici Davalında, alt taşeron davacıya 4. Faturanın bedelini gönderdiğinin banka kayıtlarında net olarak görüldüğü, Davacının işi yapmakta olduğu alt taşeronu ile yaptığı sözleşme ile 2.446.356,73 TL kâr elde edebileceği, davacı Duhan Demir Çelik İnş San ve TicLtd Şti, Davalı… İnş.San. ve Tic. A.Ş.’den 1.095.595,25-TL alacaklı olduğu, 15.02.2016 tarihinde davacı ile davalı arasında düzenlenen 1 no’lu hakkediş olduğu yazılı olan hak edişin aslında 2 no’lu hakediş olduğu, hakedişin kümülatif şekilde yapılması gerekirken usulüne uygun şekilde düzenlenmediği düzenlenen bu hakedişin fesih ve kesin hesap hakkedişi niteliğinde olmayıp ara hakkediş olduğu, kök rapordaki tespit ve değerlendirmeleri değiştirecek yeni bilgi ve belge sunulmadığından, kök rapordaki görüşlerinin değişmediği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporlarına yönelik taraf vekillerinin gerekçeli itirazları ve dosya kapsamı birlikte dikkate alınarak farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden bilirkişi raporu alınmış, dosyamıza sunulan 2. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; darallar arasında düzenlenen 02.11.2015 tarihli Sözleşme ile Gölhisar (Burdur) Kanalizasyon, Yağmursuyu ve İçme suyu inşaatı yapım işi sözleşmesinin davalı asıl yüklenici tarafından eylemli biçimde ve haksız olarak feshedildiği, davacı alt yüklenicinin sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle mahrum kaldığı kâr bedelinin kesinti yöntemine göre 1.032.847,90-TL olarak hesaplandığı, davacı alt yüklenicinin, davalı asıl yükleniciden cari hesap alacağı olarak 10.02.2016 tarih 031099 seri nolu fatura bedeli olarak KDV dahil 924.527,99 TL ve ayrıca defter kayıtlarına göre 170.599,98-TL olmak üzere toplam alacağının 1.095.595,25 -TL olduğu sonucuna varılmıştır.
2.bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, aynı bilirkişi heyetinden alınan ek raporda ise; davacının 2016 yılı yevmiye defteri için ise ara tasdik yaptırdığı ve bu tarihin ise; 07.03.2016 yılı olduğunun görüldüğü, TTK hükümleri gereğince yeterli yaprağı bulunması halinde yeni hesap döneminin ilk ayı (Ocak) içerisinde onay yenilenmesinin (ara tasdik) yapılabildiği, davacının 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılmadığı,Taraflar arasında düzenlenen 02.11.2015 tarihli Sözleşme ile Gölhisar (Burdur) Kanalizasyon, Yağmursuyu ve İçme suyu inşaatı yapım işi sözleşmesinin davalı asıl yüklenici tarafından eylemli biçimde ve haksız olarak feshedildiği, davacı alt yüklenicinin sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle mahrum kaldığı kâr bedelinin kesinti yöntemine göre 1.032.847,90 TL olarak hesaplandığı, davacının davadaki talebinin çoğa ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.000,00-TL dan ibaret olduğu, davacı alt yüklenicinin, davalı asıl yükleniciden cari hesap alacağı olarak 10.02.2016 tarih ve 031099 seri no’lu fatura bedeli olarak KDV dahil 924.527,99-TL ve ayrıca ticari defter kayıtlarına göre 2.155,02-TL borçlu olmak üzere toplam alacağının 922.472,97-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
2.Bilirkişi heyeti ek raporuna yönelik taraf vekillerinin itirazı üzerine bilirkişi heyetinden 2. Ek rapor alınmıştır. Dosyamıza sunulan ek raporda; Davacının carı hesap alacağının taraf Şirketlerin ticari defterleri doğrultusunda hesaplama yapıldığında davacının ticari defterlerinde 031097 nolu fatura bedeli olarak (KDV Dahil) 924.527,99- TL (KDV hariç 783.498,30-TL) tutarlı 1 no’lu hakediş bedeli olarak bir faturanın kayıtlı olmadığı gibi davalı ticari defterlerinde de bu faturanın kayıtlı bulunmadığı, akdin feshinden sonra düzenlenen fesih kesin hesabı ile davacının yaptığı işlerin tutarının 473.529-TL KDV olduğundan, davacı tarafından daha önce 10.2.2016 tarihi itibariyle tanzim edilen KDV hariç 783.498,30-TL’lik iş bedelinin kesin hakediş ve buna göre düzenlenen faturaya göre KDV hariç 473.529-TL olarak düzenlendiği, KDV dahil 924.527,99-TL tutarlı bu alacağın davacı cari hesabından indirilmesi ve davacının itirazlarının irdelenmesi bölümünde belirtildiği üzere davalı yan tarafından davacıya ait cari hesaptan fazladan indirilen toplam (65.140,82-TL * 3.113,98-TL)=68.254,80-TL’nin davacı cari hesabına ilavesi ile davacının cari hesaptan ( -2.155,02 *65.140,82TL * 3.113,98 TL)= 66,099,78-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi heyeti raporları arasındaki çelişkinin giderilmesini teminen 3. Bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiş, dosyamıza sunulan 14/10/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise; davacı Şirketin 2016 yılı yevmiye defteri açılış ve kapanış onaylarının 6102 sayılı TTK’nın 64/3.m. ve HMK 222.maddelerinde kabul edilen şartlara uygun olarak tutulmadığı, taraf Şirketlerin ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağının 52.093,41-TL olduğu, davacının alacağının 13/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği, davacının yoksun kalınan kâr payı alacağının 1.013.213,42-TL olup anılan tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Dosyamızda davacı tanıklarının huzurda beyanları alınmış, davacı tanıklarından Gökhan Bacanlı huzurda alınan beyanında özetle; dava konusu işin yapımı sırasında davacı şirkette şantiye sahasında işçi sorumlusu ve formen olarak çalıştığını, davacının sigortalı işçisi olduğunu, hatırladığı kadarıyla 2015 yılının 10. ayında işe girdiğini, 2016 yılının 2. Ayına kadar davacı şirketin sigortalı işçisi olarak çalıştığını, sahada alt taşeronları ve onların işçileri ile birlikte yaklaşık 40 civarında işçi ile çalışmaya başladıklarını, başlangıçta iş sahasında bir problem bulunmadığını, şirketlerinin ilk hak edişi düzenledikten sonra davalı şirket ile şirketimiz arasında sorun çıktığını, şirketlerinin yüksek kârlılıkla işi yapması nedeni ile davalı yüklenici şirketin çalıştıkları alt taşeronlar ile anlaştığını, kendisi dahil olmak üzere 3 veya 4 işçi dışındaki tüm işçilerin SGK kayıtları yapılarak davalı şirketin işçileri olduğunu, davalı şirketin bu iş için SGK’dan işveren şifresi aldığını, şifreyi kullanarak belirttiğim işçilerin şirketlerinden SGK kayıtlarının çıkışını yaptığını, daha sonra da aynı işçiler için kendi işçisi olarak SGK giriş kayıt bildirimi yaptığını, sahaya çalışmak için gittiklerinde 2016 yılı Ocak ayından itibaren kendisi ve diğer işçiler dahil olmak üzere toplam 40 işçinin şantiyeye alınmadığını, dosyada mevcut 17/10/2015 tarihli sözleşmede taşeron şirket kaşesi üzerine atılan imzanın kendisine ait olduğunu, … İnşaat…Ltd.Şirketi yetkili temsilcisinin kendisi olup bu şirketin kendisine ait olduğunu, davacı şirketin kendisinin şirketi dışında dava konusu işi aldıktan sonra hiçbir şirket ile taşeron olarak anlaşmadığını, kendilerine kendisinin şirketi dışında işi taşere etmediğini, işin yapılması sırasında işin gerektirdiği uzmanlığa ve tecrübeye sahip ve 3. Kişilere taşeronluk yapan kişileri işçi olarak çalıştırdıklarını, davalı şirketin şirketlerinin işçilerini kendi sigortalı işçisi yaptırdığını, yaptırdıktan sonra kendi sigortalısı olan bu işçilere dava konusu işi taşeron olarak verdiğini bildirmiştir.
Diğer davacı tanığı Mehmet Bacanlı ise yeminli beyanında özetle; dava konusu işi taşeron olarak eşinin aldığını, işin saha çalışması dahil tüm aşamalarında içerisinde olduğunu, 2015 yılının sonbahar aylarında çalışmaya başladıklarını, 2016 yılı Şubat ayı gibi çalışmalarının zorunlu olarak sona erdiğini, hatırladığı kadarıyla 2016 yılının Şubat ayı gibi sabah sahaya gelen işçilerinin davalı şirket şantiye şefi olan Aykut Kılıç tarafından sahaya alınmadığını, sahaya alınmalarının davalının kamyonları şantiye girişine çekilerek engellendiğini, İlk hak edişin kendileri tarafından düzenlenmesinden sonra yaşandığını, bunun nedeninin davalı yükleniciden işi taşeron olarak aldıktan sonra alt taşeron şirketlere çok düşük bedellerle işi yaptırmaları ve bu nedenle yüksek kâr elde etmeleri olduğunu, huzurda tarafına gösterilen 17/10/2015 tarihli sözleşmede davacı şirket kaşesi üzerinde yer alan imzanın kendisine ait olduğunu, sözleşme nedeniyle düzenlenen faturanın mevcut olduğunu, sözleşmenin karşı tarafı olan … Şirketinin sahibi olan kardeşinin davacının diğer tanığı olduğunu, bu sözleşmeyi vergisel yükümlülükleri en aza indirmek ve karşı tarafın iş deneyim belgesi alabilmesi için yaptıklarını, zira kendi sigortalı işçileri ile alt taşeron sözleşmesi yaptıklarında kendileri vergi mükellefi olmadıkları için fatura kesemediklerini, vergisel yükümlülüklerde problem çıktığını, belirttiği sözleşme ile taşeron sözleşmesine konu işin devir ve temlik edilmediğini, sözleşme konusu iş ile ilgili fesih ve kesin hesap yapılmadığını, işçilerinin sahaya alınmadıktan sonra aynı gün işçilerinin SGK kayıtları davalı tarafından şifresi kullanılarak değiştirildiğini, bu işçilerin davacı şirketin işçileri iken davalı şirketin sigortalı işçileri yapıldığını, huzurda tarafına gösterilen fesih ve kesin hesap hak ediş raporu ekindeki 1 no’lu hak edişe ait rapor altındaki imzaların kendisine ait olduğunu ifade etmiştir.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve bilirkişi raporları ve davacı tanıklarının beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ise; taraflar arasında 15/10/2015 tarihli ön protokol ve 02/11/2015 tarihinde Gölhisar (Burdur) kanalizasyon, yağmur suyu ve içme suyu inşaatı yapım işine ait eser sözleşmesi imzalandığı , davacı alt yüklenici Şirketin davalı yüklenici Şirketin sözleşmeyi eylemli olarak ve haksız şekilde feshettiği iddiasına dayalı olarak işi ifa etmesine rağmen ödenmediğini ileri sürdüğü cari hesaptan kaynaklanan fatura konusu hak ediş bedeli alacağı ile yoksun kalınan kâr kaybı zararının tazminini talep ettiği, davacının dava konusu hak ediş bedeli alacağını talep edebilmesi için işi sözleşmeye uygun şekilde tam ve gereği gibi ispat etmekle yükümlü olduğunu, ancak dosyamıza sunulan bilirkişi heyeti raporları dikkate alındığında davacı Şirketin uyuşmazlık konusu 2016 yılına ait yevmiye defterinin yasal kapanış tasdikinin yapılmaması nedeni ile kanuna uygun olarak tutulmadığının sabit olduğu, bu durumda davacı Şirketin ticari defterlerinin kendisi lehine delil teşkil etmesine hukuken olanak bulunmadığı, diğer taraftan dosya kapsamında davacının fatura konusu hak ediş alacağının dayanağı olan imalat kalemlerini ifa ve davalı yüklenici Şirkete teslim ettiğini usulüne uygun deliller sunarak da kanıtlayamadığı, huzurda dinlenen davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında dosyada mevcut 17/10/2015 tarihli sözleşmede taşeron şirket kaşesi üzerine atılan imzanın kendisine ait olduğunu, … İnşaat…Ltd.Şirketi yetkili temsilcisinin kendisi olup bu şirketin kendisine ait olduğu, davacı şirketin kendisinin şirketi dışında dava konusu işi aldıktan sonra hiçbir şirket ile taşeron olarak anlaşmadığını, kendilerine kendisinin şirketi dışında işi taşere etmediğini, işin yapılması sırasında işin gerektirdiği uzmanlığa ve tecrübeye sahip ve 3. Kişilere taşeronluk yapan kişileri işçi olarak çalıştırdıkları, davalı şirketin şirketlerinin işçilerini kendi sigortalı işçisi yaptırdığı ve yaptırdıktan sonra da kendi sigortalısı olan bu işçilere dava konusu işi taşeron olarak verdiğinin sabit olduğu, bu nedenle davacının dava konusu hak ediş faturasına dayalı alacak isteminin haklılığının kanıtlanamadığı, yine sözleşmenin karşı tarafı olan … Şirketinin sahibi olan Gökhan Bacanlı’nın 17/10/2015 tarihli sözleşmeyi vergisel yükümlülükleri en aza indirmek ve karşı tarafın iş deneyim belgesi alabilmesi için yaptıklarını beyan ettiği ve dava konusu yoksun kalınan kâr talebinin dayanağı olarak bu sözleşmeye de dayandığı, ancak sözkonusu beyanlar çerçevesinde yapılan işlemin muvazaalı olduğu, sözkonusu sözleşmenin muvazaalı olması nedeni ile taraflar yönünden geçerli şekilde hüküm ve sonuç doğuramayacağı, davacının kendi oluşturduğu muvazaasına dayalı olarak istemde bulunmasına hukuken olanak bulunmadığı,bu durumda ise; açıklanan tüm maddi ve hukuki olgular ile toplanan tüm kanıtlar çerçevesinde davanın haklılığının sabit olmadığı kanaatine varılmakla; davanın reddine dair karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu maktu 179,90-TL olup olup davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL ve 18.365,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 18.396,4‬0-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18.216,5‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL ve 18.365,00-TL ıslah harcı ile 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 18.427,8‬0-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 134.824,48-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023

Başkan…
Katip ….
e-imza