Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/499 E. 2021/247 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/499 Esas – 2021/247
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/499 Esas
KARAR NO : 2021/247
HAKİM :…

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av….
Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili, taraflar arasında 29/01/2015 ve 20/04/2015 tarihli Araç Takip Sistemi ve Hizmet Satın Alma Sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeler gereği müvekkili şirket, IMEI ve seri numaraları belirtilen araç takip cihazlarının davalının araçlarına montajını yapmak ve davalıya bu araçlarını takip edebilmesi için altyapı servisi verme görevini üstlendiğini, davalının ise sözleşmelerin 7 numaralı başlığında açıklanan hükümleri kabul ederek almış olduğu hizmet karşılığında belirlenen kalem kalem tespit edilen sözleşme bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklanan ödemelerini yapmadığını, 27.03.2015 tarih ve 25949 seri nolu 16.800,01TL bedelli fatura ile 29.01.2015 tarih ve 25359 seri numaralı 52.800,00TL bedelli faturalara itiraz edilmediğini, bir kısım ödemeler yapılsa da süreç içerisinde müvekkiliin bu faturalara bağlı olarak bakiye 29.820,00TL alacağının kaldığını, yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili, davalının oto kiralama işiyle uğraştığını, davacı ile 29/01//2015 ve 20/04/2015 tarihli 24 ay taahhütlü 23,50-Tl’den araç takip sistemi ve hizmet satın alım sözleşmesi yapıldığını, ödemeler için bankaya otomatik ödeme talimatı verildiğini, fakat davacı tarafından söz konusu hizmete karşılık Müvekkili şirkete 28,50-TLve 29,50-TL’den faturalar kesildiğini,davacının sözleşmeye bağlı kalamayışı sebebiyle otomatik ödeme talimatının sonlandırıldığını, bunun üzerine davacının da hizmetin tamamını kestiğini, halbuki hizmet satın alınan bazı takip sistemlerinin bedelinin ödendiğini, davacının taahhüdüne bağlı kalmayarak farklı fiyatlardan fatura düzenleyerek davalıyı icra takibine maruz bıraktığını,davalının davacı yana söz konusu faturalardan kaynaklı bir borcu kalmadığını, söz konusu araç takip sistemlerinin montajından kaynaklı borcun da ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki mal satım ve hizmet sözleşmesine istinaden davacının davalı araçlarına taktığı cihazlar ve verdiği hizmete karşılık tanzim ettiği fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla tahsili için faturaya istinaden yapılan takibe davalının vaki itirazının iptali konularına ilişkindir.
Ankara … Müdürlüğünün 2017/7934 esas sayılı dosyası celb edilmiş yapılan incelemede, alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 29/01/2015 ve 27/03/2015 tarihli faturalara dayanılarak bakiye bedelin tahsili için icra takibi yapıldığı itiraz üzerine takibin durduğu, bir yıllık yasal süre içerisinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı defterlerinin incelenemsi için talimat yoluyla bilirkişi raporu alınmıştır. 17/05/2018 tarihli raporda, davalının 2015 ve 2016 yılı defterlerinin usulune uygun tutulduğu, takibe dayanak faturalar da dahil olmak üzere faturaların davalıya teslim edildiği ve 81.250,01 TL tutarındaki tüm fatura borcunun davalı tarafından davacıya ödendiği bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 07/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda takibe konu 2 fatura bedelinin davadışı … tarafından davacıya ödendiği, alınan 27/02/2019 tarihli ek rapora göre de davacı defterlerinde sonradan yapılan düzeltme kaydıyla davalı şirketin borçlandırıldığı bildirilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmaması sebebiyle arasında bilişim uzmanının da olduğu yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuştur.
Bu heyetten alınan 02/12/2019 tarihli raporda davadışı … tarafından davacının hak ediş kesintilerinden kaynaklanan 29.820 TL kadar davacının alacaklı olduğu ancak kesintiden hangi tarafın sorumlu olacağının heyetçe değerlendirilemeyeceği bildirilmiştir.
Bu bilgiler ışığında; dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere takibe dayanak olan 29/01/2015 ve 27/03/2015 tarihli faturalardan kaynaklı alacak da dahil olmak üzere toplam 81.250,01 TL tutarındaki ödeme davalı tarafından davacıya yapılmıştır. Talimat bilirkişi raporundaki tespitlere göre bu ödemeler davacıya yapılmış ve hesap kapatılmıştır. Hal böyle iken davacı defterlerinde 02/01/2018 tarihli düzeltme beyanıyla davalı şirketin borçlandırıldığı, sebebinin ise dava dışı … tarafından davacı aleyhine yapılan hak ediş kesintileri olduğu görülmektedir.
Buna göre; yapılan kesintilerden; gerek taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7.12 maddesinde fatura bedellerinin dava dışı … tarafından tahsil edileceğinin kararlaştırılmış olması, davalı tarafından verilen taahhütname de ödemelerin … ya yapılacağının belirtilmesi ve gerekse 28/08/2013 tarihli davadışı … ile davacı arasında yapılan sözleşmenin 3.2 maddesi uyarınca …nın tahsilata aracılık ettiği miktarları ödeme planı çerçevesinde davacıya ödeyeceği ile aynı sözleşmenin 5.1 maddesinde yer alan davacı şirketin davadışı … nın tahsilata aracılık etmesini kabul ettiğine dair hususlar bir arada değerlendirildiğinde davalının tüm ödemeleri sözleşme uyarınca tahsilata aracılık eden … ya ödediği, 2018 yılıdaki düzeltmeden dolayı davalının sorumlu olmadığı, sonucuna varılmıştır.
Ayrıca, dosyamızda davacı vekili tarafından dosyasına tüm delillerin sunulduğu bildirilmiş olup dava dilekçesinde dayanılan deliller sıralandıktan sonra “her türlü yasal delil” ibaresine yer verilmesi nedeni ile açıkça yemin deliline dayanılmadığı gözetilerek 03/03/2017 tarih, 2015/2E.,2017/1 K. sayılı Y.İ.B.K. gereğince usulen olanak bulunmadığından, davacı şirkete, yemin teklif hakkı hatırlatılmamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davalının verilen hizmetin bedelini davacıya ödediği anlaşıldığından davacının subut bulmayan davasının reddine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı tarafın koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 360,16 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 300,86 TL harcın kararın kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
6- Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.473,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır