Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/37 E. 2021/395 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKLİ KARAR
ESAS NO : 2017/37 Esas
KARAR NO : 2021/395

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2017
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 15/1/02013 tarihinde 11 madde ve 4 ekten oluşan Tüp Bebek Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 4.1.maddesine göre müvekkili şirketin hizmet veren firma sıfatıyla davalıya ait Özel … Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği, Doğumhaneleri, Ameliyethaneleri ve Tüp Bebek Merkezinde verilen hizmetleri, işleten, koordine eden ve ifa eden olarak devraldığını, işin görüleceği alanları sözleşmenin 9.1.1.maddesi uyarınca kiralamış ve 7. ile 8.madeler uyarınca işe başlama tarihinden itibaren 3 yıl süre ile yerine getirmeyi taahhüt ettiğini, bu hizmetler karşılığında davalı ise hizmet alan firma sıfatıyla sözleşmenin 9. ve ilgi maddelerinde düzenlendiği üzere belirlenecek net cironun %65 payını ve tüp bebekle ilgili işlemlerin tümünün (HSG işlemleri, histereskopi işlemleri, laparoskopi v.b.işlemlerin tümünün) müvekkili şirkete ödeme taahhüdü altına girdiğini, ardından bu sözleşmeye ek olarak 18/08/2014 tarihinde 3 sayfalık bir “ek protokol” imzalandığını, müvekkili şirketi imzalanan Tüp Bebek Hizmet Alım Sözleşmesi ve Ek protokolle ilgili olarak üzerine düşen tüm akdi ve kanuni yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşme ve ek protokollere aykırı hareket ettiğini, cironun hesaplanması ve taraflar arasındaki mahsuplaşmaların yapılarak, hak ediş tutarının belirlenmesine engel olduğunu, davalının haksız ve tek taraflı biçimde yapmış olduğu eksik hesaplamaların hiçbir şekilde müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyince davalı tarafından tek taraflı ve haksız biçimde sözleşme ve ek protokolün feshedildiğini, davalının sözleşmeyi haksız ve tek taraflı feshi nedeniyle müvekkilinin tüm tıbbi cihazları ve tüm eşyaları, davalının hastanesinde bırakılarak işten el çektirildiğini, müvekkili tarafından hastalarının mağdur olmamasını temin edildiğinden davalının hastanesindeki emriyoların başkaca hastanelere sevk edildiğini, müvekkilinin işletmekte ve kiracısı olduğu bölümdeki tüm personelin işten ayrılmak zorunda kaldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.1.maddesi uyarınca 200.000,00 TL cezai şart bedelinin de alacak hesaplanırken dikkate alınmasının gerektiğini, davalı şirketin işletmekte olduğu hastane ile ilgili olarak birçok işçi ve başkaca gerçek ve tüzel kişiye yüklü miktarda borcu bulunduğu yolunda gizli duyumlar aldıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını talep ve dava hakkı, munzam zarar ve manevi tazminat talep haklarının ile kurum ve kuruşlara başvuru, şikayet ve ihbar hakları mahfuz kalmak kaydıyla öncelikle davalı şirketin işletmekte olduğu Özel … Hastanesi’nin hastane işletme ruhsatına tedbir konulmasına, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ek protokolün davalı tarafından haksız ve tek taraflı olarak feshedildiğinin tespiti ile haksız fesih nedeniyle davalının ödemesi gereken tüm cezai şart bedelleri de dikkate alınmak suretiyle şu an için miktarı belirsiz olan alacaklarının belirlenmesini ve şimdilik 45.000,00 TL’nin davalının temürrüt tarihinden itibaren her artışı kapsayacak şekilde ticari temerrüt faizi uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 15/10/2013 tarihinde akdedilen hizmet alım sözleşmesi ile bu sözleşmede eksik/hatalı yazılan ifadeleri düzelttiği ve taraflar arasındaki ilişkinin karışıklığa yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmasını amaçlayan 18/08/2014 tarihli ek protokol imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşme ve protokol ile düzenlendiği şekilde uygulanan hizmet alımı devam ederken davacı şirketin faaliyet alanından kazanç sağlanamaması, müvekkili şirkete davacı şirket tarafından yapılması gereken sözleşmesel ödemelerin yerine getirilememesi nedeni ile tüp bebek biriminin mevcut hali ile faaliyetine devam edemeyeceği hususunda tarafların mutabık kaldığını, taraflar arasında yapılan görüşmeler ile varılan mutabakat neticesinde 01/07/2016 tarihi itibari ile tüp bebek biriminin faaliyetinin durdurulduğunu, bu hususun İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin de isminin bulunduğu tutanak tahtında tespit edildiğini, tüp bebek biriminin faaliyetini durdurması nedeni ile mevut hastaların talepleri doğrultusunda ve davacı şirketin de görüşü alınarak müvekkili şirkete ait hastane nezdindeki mevcut embriyoların Gazi Üniversitesi Hastanesine ve davacı şirketin faaliyetine devam ettiği Özel … … Hastanesi Tüp Bebek Merkezine tutanak tahtında teslim edildiğini, sözleşmenin davacının şirket ile müvekkili şirketin ortak kararı neticesinde fiili olarak sonlandırıldığını teyit ettiğini, davacı şirketi müvekkili şirketin müteaddit kereler yaptığı davetlere icabet etmeyerek mahsuplaşmanın yapılmasına engel olduğu gibi icabet ettiği davetlerde yapılan toplantılarda da uzlaşmaz tavır ile mutabakat yapılmasına engel olduğunu ve her toplantının sonuçsuz kaldığını, davacı şirketin haksız taleplerinin gerçeği yansıtmadığı gibi matematiksel hesaplama ile tartışmasız şekilde ortada olduğu gerçeği karşısında her türlü mutabakat ve uzlaşı görüşmelerinden kaçındığını, davacı şirketin tüm tıbbi cihazların ve eşyaların hastane adresinde tutularak davacı şirketten el çektirildiği iddiasında ise de Tüp Bebek biriminin faaliyetinin durdurulduğu 01/07/2016 tarihinde müvekkili şirket nezdindeki davacı şirkete ait cihaz ve malzemelerin davacının muhafaza edecek deposunun olmadığı gerekçesi ile talepleri üzerine geçici bir süre müvekkili şirkete ait hastane nezdinde muhafaza edilen cihazların davacı şirket tarafından yetkilendirilecek kişilerce şirketleri adına teslim alınması gerektiğinin bildirildiğini, buna dair ihtarnamenin 08/12/2016 tarihinde şirket vekiline tebliğ edildiğini buna rağmen cihazları teslim almaktan imtina ettiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
Karşı dava dilekçesinde ise; davacı şirket tarafından müvekkili şirkete ait hastane adresinde bırakılan cihazlar ve malzemeler teslim almamış olduğundan … .Noterliğinin 07/12/2016 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile “işbu ihtarnamenin tarafınıza tebliğine müteakip 3 gün içerisinde” kaydı ile müvekkili şirkete ait hastane nezdine muhafaza edilen cihazların davacı şirket tarafından yetkilendirilecek kişilerce ve şirketlerine adına teslim alınması gerektiğinin bildirildiğini, buna dair ihtarnamenin 08/12/2016 tarihinde şirket vekiline tebliğ edilmesine rağmen halen teslim alınmadığını, davacı şirketin cihazları ve malzemeleri muhafaza edecek deposunun bulunmadığını beyan ederek cihazları teslim almaktan imtina ettiğini, ilgili cihazların ve malzemelerin muhafaza edildiği birimleri kullanamaması nedeni ile mahrum kaldığı kazanç ve uğramış olduğu zarar bulunduğunun aşikar olduğunu belirterek fazlaya dair ve her türlü talep ve dava hakkı ile dava değerini yargılama sırasında ortaya konulacak durum çerçevesinde artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne şimdilik 10.000,00 TL’nin sözleşme fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Karşı cevap dilekçesinde ise; müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin 10.1 ve 10.2 maddesinde ” sözleşmenin haksız nedenlerle tek taraflı feshi durumunda, sözleşmeyi haksız fesih eden tarafa 200.000,00 TL cezayı defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder, ayrıca cihaz bedelini ödemeyi kabul eder.” hükmünü ihtiva etmektedir. Sözleşmenin davalı tarafından haksız ve tek taraflı fesih edilmiş olduğunun tartışmasız olduğunu, cihazların müvekkili tarafından teslim alınması değil ilgili madde hükmü gereğince davalı tarafından cihaz bedellerinin ödenmemesi gerektiğini, sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil eden hareketi cihaz bedellerini ödemeyerek ve cihazları uzun süreli hapsedenin davalı olduğunu belirterek davacının haksız ve hukuku dayanaktan yoksun açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki tüp bebek hizmet alım sözleşmesi ve ek protokol uyarınca davacı tarafından kiralanan ve işletilen bölümlerce hizmet verilmiş olmasına rağmen tüm işlemlere ilişkin faturalandırmanın davalı tarafından yerine getirildiği ancak davacının 21 ay boyunca aylık hak edişin hesaplanamadığı ve alacakların ödenmediği, en son 2014 yılı Eylül ayında hak ediş hesaplamaları yapıldığı, bu tarihten sonra hiç ödeme yapılmadığı buna karşılık sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak 20/06/2016 tariihnde feshedildiği iddiasına dayalı sözleşmede belirlenen cezazi şart ve feshe dayalı olarak uğranılan zararın tahsili istemine yönelik belirsiz alacak davası olarak açılan alacak ve tazminat istemine” ilişkin olduğu,
Karşı davanın davacının davalıya ait hizmet biriminde davacının tedavi ve her tür tetkik cihazı bulundurduğu bu nedenle işgal nedeni ile ödenmesi gereken hizmet bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı kısmi dava olarak açılan hizmet bedeli alacağına ilişkin olduğu anlaşıldı. Davalı tarafından sözleşmenin koordinasyon ve danışmanlık hizmetleri konulu sözleşme düzenlendiği davacı tarafından sözleşmenin kira olarak nitelendirilmesine itirazına ilişkindir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 07/03/2018 tarihli açıklama dilekçesinde, davanın kısmi dava olarak açıldığını, sözleşme kapsamında verilen hizmet karşılığı olarak davalıdan 111.134,00 TL alacaklarının bulunduğunu, ayrıca haksız fesih nedeniyle sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca 200.000,00 TL cezai şart alacağın ve ayrıca 1.000,00 TL cihaz bedelleri alacağının bulunduğunu bunları talep ettiklerini belirtmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplandıktan sonra oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış bilirkişi heyeti 20/06/2019 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında düzenlenen 25/10/2014 tarihli tutanakta 2014 yılı Eylül ayı dahil mutabakat yapılmış olup bu tarihten sonraki hak edişler toplamının 113.354,00 TL olduğunu, bunların ödendiğine dair dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığını belirtmişlerdir.
Davacı vekili 03/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde 45.000,00 TL olarak belirttikleri alacaklarını 113.354,00 TL’ye çıkarttıklarını belirtmiş ve harcını yatırmıştır.
İlk heyette atanan doktor bilirkişi milletvekili seçildiğinden rapor tanzimine iştirak etmemiş olması nedeniyle yeni bilirkişi heyeti oluşturularak rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tanzim ederek dosyamıza sunduğu 24/08/2020 tarihli raporda özetle; taraflar arasında 15/10/2013 tarihli tüp bebek hizmet alım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre hizmet veren davacı firma tarafından hizmet alan davalı firmaya ait Özel … Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği, doğumhaneleri, ameliyathaneleri ve tüp bebek merkezindeki verilen hizmetlerin satın alma işleminin tıbbi cihazların temininin davacı tarafından üstlenildiğini, davacının aylık 14.000,00 TL kira ödeyeceği, bu hizmetlerden elde edilecek bedellerin %65’nin davacı hizmet verinin, %35’nin davalı hizmet alana ödeneceğinin belirtildiğini, 10.1.maddesine göre sözleşmenin haksız feshi durumunda haksız fesheden tarafın karşı tarafa 200.000,00 TL ceza ödemesi kararlaştırıldığını, tarafların sözleşmede yer alan hükümlere uymamaları halinde her gün için karşı tarafa 1.000,00 TL ödemeyi kararlaştırdıklarını, ek protokol ile bazı sözleşme maddelerinin ortadan kaldırıldığını, davacı tarafından 02/12/2016 tarihli noter sözleşmesi ile davalıya ihtarname keşide edilerek sözleşmedeki yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediği ve sözleşmenin 9.maddesine aykırı davranıldığı, bunlara son verilmesi aksi takdirde sözleşmenin haksız şekilde tek taraflı feshedilmiş sayılacağı ve cezai şart ile gecikilen her gün için 1.000,00 TL bedel talep edeceğinin belirtildiğini, davalının 07/12/2016 tarihli cevabi ihtarnamesinde ise firmanın zarar etmesi nedeniyle ve muhatap tarafından ödenmesi lazım gelen sözleşmesel bedellerin ödenmemesi ve bu kapsamda faaliyet devam edilmeyeceği hususunda her iki firmanın aldığı ortak karar ve verilen mutabakat gereği 01/07/2016 tarihi itibariyle tüp bebek biriminin faaliyetlerinin durdurulduğu ve bu kapsamda mevcut embriyoların Gazi Üniversitesi Hastanesi ve … Hastanesine tutanakla teslim edildiğini, hak ediş ve tazminat taleplerinin haksız olduğu belirtildiğini, davacının ise 09/12/2016 tarihli noter ihtarnamesi ile taleplerini yenilediğini belirtmişlerdir.
Raporda devamla; davalının tarafların karşılıklı mutabakatı yoluyla sözleşmenin feshedildiğini iddia ettiği ancak buna dair dosyaya sunulan yazılı bir belgenin tespit edilmediğini, bu nedenle davalı tarafından tek taraflı olarak sözleşmenin feshedilerek davacının tahliyesinin istenmesinin haksız olduğunu, davalının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle gerekli incelemelerin yapılamadığını, davacı defter kayıtlarına göre davalıdan 111.134,00 TL sözleşme kapsamından alacak hakkının bulunduğunu, 09/12/2016 tarihli noter ihtarnamesinin tebliğ şerhi dosyaya kazandırıldığında buna göre temerrüt tarihinin belirleneceğini, sözleşmenin 10.1 maddesi uyarınca 200.000,00 TL tutarındaki ceza bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilinin gerektiğini, cihaz bedeli olarak davacının satın aldığı toplam bedelin 135.361 EURO olduğunu, davacının bu cihazlardan bir kısmını iade aldığını, iade alınan cihazların bedelinin tespiti için heyette uzman bilirkişi eklenmesi gerektiğini, karşı dava yönünden ise dosyaya herhangi bir delile rastlanmadığını belirtmişlerdir.
Raporda belirtilen ihtarnamenin tebliğ evrakı celp edilerek ve uzman bilirkişide eklenerek heyetten ek rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; taraflar arasında tanzim edilen sözleşme ve ek sözleşmenin davalı tarafça haklı bir gerekçe ileri sürülmeksizin feshinin haksız olduğunu, davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 111.134,00 TL hak ediş alacağının bulunduğunu, 09/12/2016 tarihli ihtarnamede belirtilen 110.000,00 TL’nin ihtarname tebliği ve verilen 3 günlük süre sonunda 16/12/2016 tarihinde temerrüdün gerçekleştiğini, geri kalan 1.134,00 TL’nin ıslah tarihi olan 06/03/2018 tarihinden itibaren temerrüdün oluştuğunu ve avans faizi talep edilebileceğini, haksız fesih nedeniyle 15/10/2013 tarihli protokolün 10.1 maddesi uyarınca 200.000,00 TL tutarındaki ceza bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiğini, tıbbi cihazlar yönünden ise ayrık raporda belirtildiği üzere bazı cihazların teslim alındığı, değeri düşük cihazların alınmadığı ve bunların depo maliyetlerinden tasarruf amacıyla alınmadığı, davalının depolama alanını işgal ettiği, davacının kalan malzemeyi teslim alması gerektiği, davalının teslime hazır olmasına rağmen davacı tarafından teslim almaktan imtina ettiği değerlendirildiğinde davacının malzeme bedellerinin tahsili talebinin reddi gerektiğini, karşı dava yönünden ise herhangi bir delile rastlanmadığından davalının kök rapora itirazının yerinde olmadığını belirtmişlerdir.
Davacı vekili 31/03/2021 tarihli duruşmada cihaz bedellerine yönelik taleplerinden feragat ettiklerini belirtmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili duruşmaya gelmediğinden ve mazerette bildirmediğinden karşı davanın 22/11/2019 tarihinde HMK 150.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yasal 3 aylık sürede yenileme talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında tanzim edilen sözleşme ve ek sözleşmeler uyarınca davalı şirkete ait hastanenin tüp bebek hizmetleri davacı şirket tarafından üstlenildiği, gerekli tıbbi malzemelerin davacı tarafından temin edilerek sözleşme kapsamındaki faaliyetlerin yürütüldüğü, davalının haksız şekilde tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiği iddiasıyla sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti, hak ediş alacağı, cezai şart ve tıbbi cihaz bedellerinin tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı, davalı-karşı davacının ise davacı tarafından tıbbi cihazların alınmaması nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybının tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında tanzim edilen sözleşmeler, keşide edilen ihtarnameler, tarafların ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında tanzim edilen sözleşmeler uyarınca davacı şirket tarafından davalıya ait hastanenin tüp bebek ünitesinin gerekli tıbbi malzemeler ile donatılarak sözleşme kapsamında tüp bebek hizmetlerinin verildiği, sözleşmeye göre cironun %65’nin davacıya %35’nin davalı şirkete ödenmesi kararlaştırıldığı, başlangıçta buna göre işlemlerin yapıldığı, daha sonra davalının ödemeleri yapmaması üzerine davacı tarafından ihtarname ile bedellerin ödenmesinin talep edildiği, davalının ise karşı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini bildirerek tıbbi malzemelerin tesliminin istendiği, davalının sözleşmeyi herhangi bir gerekçeye dayanmadan haksız olarak fesh ettiği anlaşıldığından feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşme kapsamında davacının 111.134,00 TL hak ediş alacağı bulunduğundan bunun 110.000,00 TL’sinin ihtarnamenin tebliğ tarihi dikkate alınarak temerrütün oluştuğu 16/12/2016 tarihinden itibaren geri kalanın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, sözleşmenin feshi haksız olduğundan protokolün 10.1 maddesi uyarınca 200.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, malzeme bedeline yönelik dava yönünden davacı davasından feragat ettiğinden bu kısma yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, karşı davacı davasını takip etmeyip dava işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden HMK 150/5.maddesi uyarınca karşı davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde neticeyi talebinde tüm cezai şart bedelleri de dikkate alınmak suretiyle şimdilik 45.000,00 TL talep ettiğini belirtmiş, hangi kalemden ne kadar talep ettiğini açıklamamıştır. 08/03/2018 tarihli açıklama dilekçesinde 111.134,00 TL hak ediş alacağı, haksız fesih nedeniyle 200.000,00 TL cezai şart ayrıca cihaz bedeli olarak da 1.000,00 TL ve 1.000,00 TL’de işlemiş faiz bedeli talep ettiğini belirtmiş, ıslah dilekçesinde ise dava dilekçesinde talep ettikleri 45.000,00 TL ‘nin 113.354,00 TL’ye yükseltiklerini sözleşmede belirtilen cezai şart bedelinin tamamının tahsilini talep ettiklerini belirtmiştir.
Başlangıçta dava dilekçesinde belirtilen 45.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış akabinde 200.000,00 TL cezai şart yönünden harç tamamlanmış ve daha sonrada ıslahla birlikte 113.354,00 TL’ye çıkartılan dava değeri üzerinden eksik harç tamamlamıştır. Bu durumda davacının talebi 200.000,00 TL cezai şart, 113.354,00 TL hak ediş bedeli, 1.000,00 TL işlemiş faiz bedeli ve 1.000,00 TL cihaz bedelinden ibaret olup toplam dava değeri 315.354,00 TL olduğundan bu miktar üzerinden kabul ve red oranına göre harç ve yargılama giderleri hesaplanmıştır.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davacının dava ve bedel artırım talebinin kısmen kabulüne 15/10/2013 tarihli sözleşme ile 18/08/2014 tarihli ek sözleşmenin (protokol) davalı tarafından feshinin haksız olduğunun tespitine,
2-111.134,00 TL hak ediş alacağının 110.000,00 TL’sine 16/12/2016 tarihinden itibaren 1.134,00 TL’sine 06/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-200.000,00 TL cezai şartın dava tarihi olan 16/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Malzeme bedeline yönelik talebin feragat nedeniyle reddine,
5-Alınması gerekli 21.253,56 TL harçtan peşin alınan 768,49 TL, tamamlama harcı olarak alınan 3.416,00 TL, ıslah harcı olarak alınan 1.180,00 TL harç toplamı olan 5.364,49 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 15.889,07 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 768,49 TL peşin/nisbi harç, 3.416,00 TL tamamlama harcı ve 1.180,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.395,89 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 185,55 TL tebligat posta gideri ve 11.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.185,55 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red edilen miktarları göz önüne alındığında 11.035,87 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
9-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca 30.229,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden A.A.Ü.T.uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Karşı dava yönünden;
1-Karşı davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 170,80 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 111,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
3-Yapılan giderlerin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
9-Davacı-karşı davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair davacı-karşı davalı vekilinin yüzüne karşı davalı-karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza