Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/249 E. 2021/511 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/249 Esas
KARAR NO : 2021/511
HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, Müvekkili firmanın … ( … cihaz Ulusal Bilgi Bankası ) Sistemi üzerinden davalı yanın Tıbbi Malzeme satışı konusunda yetkili bayisi olarak tanımlı olduğunu, … Hastaneleri Kurumu’ na bağlı hastanelerde tıbbi malzeme alımı ihalelerinde mevzuat gereği sistem üzerinden tedarikçi firma olarak kayıtlı olan firma aracılığı ve yüklenici sıfatı ile temin edilen ürünlerin hastanelere tesliminin yapıldığını,ayrıca her bir ihale için davalı yandan fiyat alındığını ve ihale veya temin dokümanının davacı yan tarafından da görülmesi ve uygun bulması üzerine istenilen evsafta mal için tedarik süresi ve fiyat bilgisi bir mektup şeklinde davacı ile paylaşıldığını, davalı yandan alınan Şirket Yetkililerine ait imzalı fiyat teklifi ile ülke çapında bir kısım kamu ve özel yüklenimlere girişilip mal tedarik etme taahhüdü altına girildiğini, bahse konu yüklenmeler için davacıya fiyat verildiğini, tüm ürünlerin bedelinin davalı firmaya ödendiğini, ancak yakın zamanda davalı yana ait imzalı taahhüt olmasına rağmen, taahhütler yerine getirilmeyerek sözleşmeye bağlanmış kamu alımlarında ürün tedariki yapılmayacağının davacıya bildirildiğini, davalı yanın bu haksız eylemi sebebiyle davacının ticari olarak yok olma noktasına geldiğini ve Kamu İhalelerinden bir yıl süre ile yasaklandığını, teminatlarının irat kaydedildiğini, davacının ürünleri vermeyi beyan etmesine rağmen ürünler davalı yandan tedarik edilemediğinden ilgili hastanelere bu tıbbi malzemelerin teslim edilemediğini, davacının 1 yıl süre ile Kamu İhalelerinden Men Cezası aldığını, 1 yıl boyunca ihaleye iştirak edemeyecek olan davacının ciro ve kar kaybı yaşadığını, elde etmeyi planladığı kardan yoksun kaldığını, davalı şirketin mal siparişlerini/taahhütleri zamanında veya hiç yerine getirmemesi sebebiyle davacının ticari itibarının maddi ve manevi olarak ciddi biçimde zarar gördüğünü, davacının yasaklanma öncesinde cirosu ise yasaklanma sonrası cirosu arasında bir karşılaştırmak yapmak suretiyle kar kaybının ortaya konulması gerektiğini, Kamu Kurumları tarafından irat kaydedilen ve kaydedilmesi için işlem başlatılan Teminat bedelleri ve geç teslimatlarda dolayı kesilen cezaların toplamı olan 91.901.00 TL nin de davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalkma kaydı ile davalı yanın sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle davacıya verdiği maddi zararın, yoksun kalınan karın ve 1 yıllık ticari kaybının hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, işbu zarara karşılık fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 100,000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 21/05/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 201.083,68 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, yetki ve zaman aşımı itirazında bulunmuş ve ayrıca davacının sözleşmeye aykırı tutumu sebebiyle sözleşmenin fesh edildiğini, bu sebeple mal tedariki sağlanamadığını, davacının kendi kusuru neticesinde teminatlarının irat kaydedildiğini ve ihalelerden yasaklı durumuna düştüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının süresinde davacıya sözleşmede belirtilen tıbbi malzemeleri tedarik etmediği için davacının almış olduğu ihalelerin ve yaptığı sözleşmelerin fesih edildiği iddiası ile bu fesihler sonucu uğradığı zararın belirlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dava sözleşmeden kaynaklanmış olup TBK 146 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalının yerinde görülmeyena zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış ve taraflar arasındaki mal tedarik sözleşmesi uyarınca tarafların sözleşmeye aykırı hareket edip etmedikleri, etmişse kusurun kimden kaynaklandığı, davacının bu fiillerden dolayı davalıdan maddi zarar, yoksun kalınan kar, ticari kayıp ve manevi tazminat talep etme haklarının doğup doğmadığı, varsa miktarı konusunda rapor tanzim edilmesi konusunda dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; teminat mektuplarının irat kaydedilmesinden ve davacının ödediği cezadan dolayı davacı zararının 81.106,68 TL olduğu, davacının 2 ayrı döneme ilikin ticari kaybının 119.977,00 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı şirket arasında bir bayilik sözleşmesi bulunmamakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin mal tedarik ve genel manada bir satım sözleşmesi olduğu, davacının davalıdan temin ettiği malları devlet hastanelerinin açmış olduğu ihaleye girme suretiyle ve üzerine kar koyarak bu hastanelere sattığı, ancak davalının üretimin hammaddesi olan pamuğun ülke ve dünya piyasasındaki ani artışı ve 15 Temmuz süreci nedeniyle planlanan üretimin yapılamadığını savunarak mal tedarik işlemini durdurduğu, anlaşılmaktadır.
Davalının davacıya mal teslimi yapmaması taraflar arasında yapılan satım sözleşmesine aykırı olup, davalının cevap dilekçesinde belirttiği hususlar taraflar arasındaki sözleşmenin haklı feshinden ziyade sözleşmenin uyarlanması için sözleşmenin diğer tarafına yapacağı bir icap(teklif) olarak dğerlendirilebilir. Bu sebeple; davalının davacıya mal tedariki sağlamaması ve akabinde bu akış sağlanmadığından davacının teminatlarının irat kaydedilmesi ve para cezası ödemesi davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız şekilde feshinden kaynaklanmakta olup, bu zararın davalı tarafından tahsili gerekir. Bu doğrultuda, bilirkişi heyetince yapılan hesaplamaya göre 81.106,68 TL nin davalı tarafından karşılanması gerekir.
Sözleşmenin haksız feshi ve mal akışının davacıya sağlanmaması sonucu davacının kamu ihalelerinden yasaklı hale gelmesi neticesinde dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının 21/01/2017 ila 01/07/2018 tarihleri arasında ihalelere girme yasağının olduğu anlaşılmış ve daavacının geçmiş bilançoları nazara alınarak 2017 ve 2018 yılları için davacının toplam 119.977,00 TL tutarında yoksun kaldığı karın bulunduğu hesaplanmıştır. Alnan rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 21/05/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 201.083,68 TL ye yükseltmiş, davalı vekili de ıslaha yönelik zaman aşımı def’i leri sürmüşse de dava sözleşmeden kaynaklanmış olup TBK 146 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalının yerinde görülmeyen zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat talebine gelince;
Medenî Kanun ve Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir. Ancak, manevi zararın oluşup oluşmadığı somut olayın kendine has özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Somut olayda ise davacı vekili, davacının 1 yıl süre ile Kamu İhalelerinden Men Cezası aldığını, 1 yıl boyunca ihaleye iştirak edemeyecek olan davacının ciro ve kar kaybı yaşadığını, elde etmeyi planladığı kardan yoksun kaldığını, davalı şirketin mal siparişlerini/taahhütleri zamanında veya hiç yerine getirmemesi sebebiyle davacının ticari itibarının zarar gördüğünün beyan ederek manevi tazminat talep etmişse de; davacının 1 yıl süereyle men cezası alması, bu cezadan dolayı ciro kaybı yaşaması ve yoksun kaldığı kar kaybı eldeki davada maddi tazminatın kaynakları olarak ele alınarak bu konuda davacı lehine tazminat hükmü kurulmuştur. Davacının bunun dışında ticari itibarının ne şekilde zedelendiği ve buna bağlı olarak manevi zararın oluştuğu hususu ispatlanamamış ve sırf kamu ihalelerinden yasaklı hale gelme hali ticari itibarın zedelenmesi için yeterli kabul edilmeyerek davacı tüzel kişinin koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve neticede davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Maddi tazminat talepleri bakımından; 201.083,68 TL maddi tazminatın, 10.000,00 TL si bakımından dava tarihi olan 31/03/2017 tarihinden, kalan 191.083,68 TL bakımından ıslah tarihi olan 25/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebi bakımından davanın reddine,
3-Alınması gereken 13.736,02 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın ve ıslah harcı olarak alınan 3.263,24 TL düşümü ile kalan 10.302,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Peşin, ıslah, vekalet ve başvuru harcı olarak alınan 3.470,02 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ve bilirkişi ücreti, olarak sarf ettiği 6.352,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maddi tazminat yönünden davacı için taktir olunan 22.525,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nün 10/3 maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden davalı için taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı şirket temsilcisinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır