Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/168 E. 2021/38 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/168 Esas
KARAR NO : 2021/38

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2021

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Şirket arasında Kütahya ili Merkez ilçesinde kentsel dönüşüm ve yenileme alanı (…) projesindeki 9 ve 16. Blokları da kapsar şekilde 8 tane bloğun çelik çatılarının ve sandviç panellerinin yapımımna ilişkin sözleşmelerin imzalandığını, müvekkili Şirketin sözleşmeden doğan edimini ifa ederek işi tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, işin eksiksiz şekilde teslim edildiği konusunda davalı şirketin yetkili personelinin de imzaladığı tutanak düzenlendiğini, ancak 12/05/2014-30/07/2015 tarihleri arasında yaptıkları işlere yönelik olarak müvekkili Şirket tarafından yapılan işler nedeni ile kesilen 12 adet hak edişe ilişkin faturalardan davalının teminat adı altında haksız yere toplam 31.729,47-TL kesinti yapıldığını , bu konuda ihtarname keşide etmelerine rağmen sözleşmeye aykırı şekilde yapılan kesinti bedelinin müvekkili Şirkete iade edilmediğini, sözkonusu kesintinin tahsiline yönelik olarak başlattıkları icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini beyanla davalının … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında başlattıkları takibe vâki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 oranında icra-inkâr tazminatının yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının beyanının aksine sözleşme konusu ayıplı ve eksik olarak ifa edildiğini, bu nedenle de iş sahibi olan Belediye Başkanlığı tarafından da işin kabulünün yapılmadığı, icra takibinde talep edilen faiz oranının fahiş olup alacak likit olmadığından, davacı lehine icra-inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
– Taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmesi ve eki protokol.
-Taraf Şirketlere ait ticari defter ve belgeler ile hak ediş evrakları.
-Bilirkişi heyeti raporu .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 470v.d.m. gereğince taşeron sözleşmesinden kaynaklanan teminat kesinti alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda davacı Şirketin uyuşmazlık ile ilgili ticari defterleri inceletilerek alınan 12/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacının ticari defterlerinde 2014 yılı kapanış kaydı ile 2015 yılı açılış kaydı arasında fark olduğunu, bu durumun muhasebe uygulamalarına uymadığını, davacının 2015 yılı sonu defter kaydına göre davacının davalı Şirketten 70.707,17-TL alacaklı göründüğü, davalının yaptığı hak ediş ödemelerinin davacı ticari defterlerine doğru bir şekilde işlenmediği belirtilmiştir.
Davalı tanıklarından … istinabe ile alınan beyanında özetle; taraflar arasında Kütahya Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında çelik çatıların yapımına ilişkin anlaşma bulunduğunu, kendisinin bloklardaki teslimleri yaptığını, davacı Şirketin işi tam olarak teslim etmediğini, davacının yaptığı kompozit çatıların rüzgar ile uçtuğunu ve sandviç panellerin patlak olması nedeni ile su aldığını, belediyenin bu nedenle tutanak düzenlediğini bildirmiştir.
Diğer davalı tanığı … ise beyanında özetle; kendisinin davacı Şirkette çalışmakta olduğunu, dava konusu işin kesin kabulünün eksik ve ayıplı işler nedeni ile yapılmadığını, havanın rüzgarlı olduğu bir günde kompozit panellerden 10 tane plakanın yerinden uçarak yerde bulunan peyzaja saplandığını, davacı Şirketin eksik ve ayıplı işleri tamamlamadığını, kendi şirketlerinin bu eksik imalatları kendi elemaları ve taşeron Şirket ile birlikte tamamladıklarını ifade etmiştir.
Mahkememiz’ce taraf delilleri toplandıktan sonra SMMM-eser sözleşmeleri alanında nitelikli hesaplama konusunda uzman ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda dava konusu işin eksik ve ayıplı olarak ifa edilmesi ve bu nedenle de nama ifa yaptırıldığı savunmasının davalı tarafından ileri sürülmesi nedeni ile davacı yüklenici nam ve hesabına yapıldığı iddia edilen işlere ait fatura ve hak edişler ile taraflar arasında düzenlenen kabul tutanağının onaylı tutanağı ve dava dışı idare ile davalı yüklenici arasında düzenlene geçici ve kesin kabul tutanaklarının ya da davacı tarafından üstlenilen işin eksik ve kusurlu olarak yaptırıldığına ilişkin tutanakların dosyaya kazandırılması talep edilmiştir.
Bilirkişi ön raporunda ikmali talep edilen eksik bilgi ve belgelerin sunulması için taraf vekillerine süre verilerek sunulan belgeler kapsamında alınan bilirkişi heyeti ek raporunda ise; dosyaya sunulan ve davalı Şirket ile dava dışı … isimli alt yüklenici arasında düzenlenen 3 adet hak ediş incelendiğinde; sözkonusu hak edişlerin işin kapsamındaki bloklardan B-13-14-9-10 ve C 01-02 blokların saçak çatı kompozit yapımı işi olduğu, sözleşme tarihinin 23/10/2014 ve sözleşme bedelinin 370.000,00-TL,işin süresinin 40 gün olduğu, davalı Şirket tarafından alt yükleniciye 14/09/2015 tarihli ve 1 no’lu hak ediş ile 10.250,00-TL, 13/10/2015 tarihli ve 2 no’lu hak ediş ile 5.462,50-TL ve 26/11/2015 tarihli ve 3 no’lu hak ediş ile 14.970,00-TL olmak üzere toplam 30.682,50-TL ödendiği, sözkonusu harcamaların dava konusu sözleşme gereğince eksik veya ayıplı olarak bırakılan işlerin tamamlanması için yapılıp yapılmadığının takdirinin Mahkememize ait olduğu, davalı Şirket tarafından 2015 yılı Eylül ayı kompozit ekibi personeli bordrosu başlıklı dökümde 07/07/2015-17/09/2015 tarihleri arasında kompozit ekibi olarak 12 işçi çalıştırıldığı ve bu işçilere 7.751,25-TL ödeme yapıldığı, bu işçilerin hangi bloklarda çalıştıklarına dair bir ayrıntı olmadığından bu ödemelerin davacı tarafından eksik ve ayıplı bırakılan işlerin tamamlanmasına yönelik olup olmadığının takdirinin Mahkememize ait olduğu, yine dava dışı … Metal cam Yapı Ltd. Şirketine davalı tarafından verilen 31/10/2016 keşide tarihli … Bankası …Şubesine ait 50.000,00-TL çekin de aynı işlerin tamamlatılmasına yönelik olup olmadığının tespit edilemediği belirtilerek sözkonusu ödeme ve yapılan giderlerin toplamı olan 88.433,75-TL’nin davacı nam ve hesabına davalı tarafından yapıldığı kabul edildiği takdirde davacının 31.729,47-TL teminat kesintisi mahsup edildiğinde davacı aleyhine fark oluştuğu belirtilmiştir.
Dosyamızda aldırılan 2. Ek raporda ise; taraflar arasında düzenlenen kabul tutanağının okunaklı nüshası dosyada mevcut olmadığı ve davacı tarafından üstlenilen işlerin eksik ve ayıplı yapıldığına dair tutanaklar dosyaya sunulmadığı için dava konusu sözleşme ile davalı tarafından dosyaya sunulan belgeler kararlaştırıldığında taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının sorumlu olduğu işlere ait olup olmadığının anlaşılamadığı, belirtilerek bilirkişi 1. Ek raporundaki tespit ve değerlendirmeler tekrar ve teyit edilmiştir.
Davacı vekili dava konusu işe ait ve taraflar arasında düzenlenen kabul tutanağını 23/07/2020 tarihli dilekçesi ekinde dosyamıza sunmuştur.
Bu bağlamda, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındakdavalı i sözleşme ilişkisi niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 v.d. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup davacı taşeron (alt yüklenici), davalı ise; yüklenici konumundadır.
Bilindiği üzere; Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edilmektedir. Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder.
Açık ayıp, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise, basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde iş sahibi, 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda, eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda ise aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca, ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmâl etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Dosyamızda davalı tarafından eksik ve ayıplı ifa savunması ileri sürülmesine rağmen dosyamıza davalı Şirket tarafından sunulan herhangi bir ayıp veya eksik ifa ihtarnamesi bulunmamaktadır. Davalı yan dosyaya sunduğu ödeme belgeleri ile eksik ve ayıplı ifa nedeni ile davacı şirket nam ve hesabına ayıp ve eksik işleri gidermek için harcama yaptığını, bu nedenle davacıdan dava konusu teminat kesintisi yapmasının hukuka uygun olduğunu ileri sürmektedir.
Bu bağlamda, Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının işi ve eksiksiz şekilde teslim edilip edilmediği ,ve davacının teminat kesintisi nedeni ile iş bedelinden bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında 02/06/2014 tarihinde imzalanan “Alt Yüklenici Sözleşmesi” incelendiğinde; davacı Şirketin alt yüklenici olarak Kütahya ilinde kentsel dönüşüm ve yenileme alanı olarak ilan edilmiş alanda yapılacak olan B -11 ,B -12 blokların çelik çatı konstrüksiyon ve çatı kaplaması mantaj, silikon cam cephe işi ve kompozit cephe işinin yapımını davalı yükleniciye karşı üstlendiği tartışmasızdır.
Davalı Şirket her ne kadar dosyamıza nama ifa iddiasına dayanak bir takım ödeme belgeleri ve çek örneği sunmuş ise de; sözkonusu belgelerin sözleşme konusu işe ait olup olmadığı dosyamıza sunulan bilirkişi asıl ve ek raporlarında tespit edilemediği gibi davacı vekili tarafından sunulan kabul tutanağı da incelendiğinde , sözleşme konusu B-11 ve B-12 bloklarda davacı alt yüklenicinin edimini davalı yükleniiye karşı tam olarak ifa ettiği ve imalat yüzdesinin % 100 olup davalı Şirket yetkili temsilcisi tarafından da kabul tutanağının imzalandığı anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ise; dosyamıza sunulan bilirkişi asıl ve ek raporları ile kabul tutanağı ve davalı vekilinin sunduğu nama ifa iddiasını usulen kanıtlayamadığı, aksine davacının sözleşme konusu edimini tam ve gereği gibi ifa ettiğinin kabul tutanağı ve toplanan deliller ile sabit olmasına rağmen davacıya ödenmesi gereken dava konusu miktarın teminat kesintisi adı altında davalı Şirketin uhdesinde kaldığı, bu durumda davalı tarafından ayıp ve eksik imalat iddiasının ve buna bağlı olarak nama ifa iddiasının dosya kapsamında kanıtlanamaması karşısında davalının savunmalarına itibar edilmesine hukuken olanak bulunmadığı, daha açık bir anlatımla davacının dava konusu ve hukuka aykırı olduğu anlaşılan teminat kesinti bedeli olan 31.729,47-TL asıl alacağı davalıdan talep etmekte olup davalının bu miktar alacağa ilişkin itirazının haksız olduğu, dava ve icra takibine konu takip tarihine kadarki işlemiş faiz alacağını ise; temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden, işlemiş faize yönelik istemin reddi gerekmekle davacıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Dava konusu … İcra Müd. …. sayılı icra takip dosyasına vaki davalının haksız itirazının 31.729,47-TL asıl alacak ile sınırlı olarak İPTALİNE, takibin anılan asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebindeki koşullarda işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Dava konusu alacak likit nitelikte olmamakla davacının yasal koşulları oluşmayan icra-inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı isteminin davacının dava konusu icra takibinde kötüniyeti sabit olmamakla reddine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 2.167,44-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 391,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.775,73-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 391,71-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 4.759,42-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-(Reddine karar verilen alacak miktarı üzerinden) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 702,83-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.956,35-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince red-kabul oranı (0,97) 2.892,28-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerişinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
1- Posta ve davetiye gideri :1.556,35-TL
2- Bilirkişi gideri :1.400,00-TL
TOPLAM :2.956,35-TL