Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/805 E. 2021/195 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/805 Esas – 2021/195
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/805 Esas
KARAR NO : 2021/195

DAVA : Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Yangın Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, davacının hayvan besi çiftliği kurduğunu, çiftliğin davalı sigorta şirketi tarafından yangın sigorta poliçesi ile sigortalandığını, 27.06.2016 tarihinde meydana gelen sel baskını nedeniyle çiftlikte hasar meydana geldiğini, sigorta eksperi tarafından belirlenen hasar 611.775,72 TL olduğu halde davalı tarafından 350.000,00 TL ödendiğini ileri sürerek eksik ödenen 261.775,72 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli müdahil Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu vekili, sigorta poliçesinde dain mürtehin olarak yer aldığını, sigortalı …’ın kurum ile olan hibe anlaşmasına aykırı davranması nedeniyle 987.208,30 TL hibe ödenmesinin geri alınmasına karar verildiğini, bu nedenle asıl davaya muvafakat etmediklerini ve açılan davada talep edilen tazminatın asli müdahil sıfatı ile kuruma tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, sigortalı ile yapılan görüşmede hasar tek tek belirlenerek ödeme yapıldığını ve sigortalının ibraname düzenleyerek tazminatı aldığını, ödenmesi gereken bakiye tazminat bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER
-Sigorta poliçesi, hasar dosyası
– Ödeme belgesi
-Bilirkişi incelemesi
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ziraat sigorta yangın sigorta poliçesinden kaynaklanan sigorta tazminatı istemine ilişkindir.
Sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, 29.12.2015-29.12.2016 tarihleri arasında teminat sağladığı, sigortalının …., daini mürtehinin Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu olduğu, teminat limitinin su baskını zararı için 2.371.209,97 TL olduğu görülmüştür.
Sigorta şirketi tarafından sigortalı vekiline 07.10.2016 tarihinde 350.000,00 TL ödeme yapılmış ve sigortalı vekili tarafından düzenlenen 07.10.2016 tarihli ibranamede daini mürtehin kurumun muvafakati sunulduğunda 350.000,00 TL’nin hesaba ödeneceği düzenlenmiştir.
Davacı ….tarafından açılan dava HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmış ve süresinde yenilenmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından sigortalının ibrası nedeniyle tazminat talep edilemeyeceği savunulmuş ise de, ibra tarihindeki geçerli asli müdahil muvafakatinin sonradan hibe anlaşmasının iptali nedeniyle dava sırasında devam etmediği bu nedenle asli müdahilin bakiye sigorta tazminatı talebi yönünden ibranın bağlayıcı olmadığı kabul edilmiştir.
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun sigortalanan çiftlik üzerinde rehin hakkı sahibi olduğu ve poliçede de daini mürtehin olarak yer alması nedeniyle TTK’nın 1456. maddesi uyarınca sigorta tazminatını öncelikle talep hakkı olup, talep edilebilecek zararın belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; 27.06.2016 tarihinde meydana gelen sel, fırtına ve dolu felaketi nedeniyle sigortalı çiftlikte meydana gelen hasar sonrasında yapılan ekspertiz çalışması sonrasında binada oluşan toplam hasar miktarının 317.275,92 TL, enkaz kaldırmaya ilişkin hasarın KDV hariç 82.500,00 TL ve toplam hasarın 399.775,92 TL olduğu, KDV dahil zararın 471.735,58 TL olup muafiyet tenzili ile talep edilebilecek sigorta tazminatının 421.959,66 TL olduğu, sigortalıya ödenen 350.000,00 TL dikkate alındığında bakiye tazminatın 71.959,66 TL olarak belirlendiği, ekspertiz değerlerinin gerçek zarara uygun düzenlendiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu yeterli açıklık içeren veriler ile hazırlanmış olduğundan hükme esas alınmış, zarar sigortası türü olan dava konusu sigorta poliçesinde KDV Kanunu 1/1 maddesi de dikkate alınarak zirai faaliyetin vergi kapsamında olduğu, onarımının sigorta şirketine yansıtılacağı dikkate alındığında verginin sigorta teminatı kapsamında olduğu kabul edilerek bakiye tazminatın sigortalının tazminat talebini onun yerine geçerek talep edebilecek davacı asli müdahil tarafından talep edilebileceği dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
… Müdürlüğü’nün … sayılı ira dosyasının incelenmesinde, alacaklı davacının davalı aleyhine 25.04.2017 tarihinde daha önce yapılan ödemelerin düşülerek açıklama yaparak 2.040,00 USD karşılığı 7.437,23 TL asıl alacak, 53,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.490,41 TL alacak için icra takibi yaptığı, takibin davalının itirazı ile durduğu anlaşılmıştır.
Yanlar arasında davacının davalıya iki ayrı havale tarihi ile toplam 318.000,00 USD gönderdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı tarafından yapılan ödemelerin davacı ödemesinin karşılığı olup olmadığı, davacının talep edebileceği bakiye alacağı olup olmadığının hesaplanması için bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen 20.06.2019 ve 08.01.2010 tarihli raporda; davalının 17.12.2015 tarihinde 289.930,00 USD bedelli fatura düzenlediği, … Dairesinin 2017/5825 sayılı dosyasında alacaklı hesabının 318.000,00-289.930,00=28.620,00 USD olarak açıklandığı ve bu tutarın ferileri ile borçlu tarafından ödendiği, buna karşılık dava konusu takipte dayandığı 289.300,00 USD fatura dayanağının açıklanmadığı gerekçesi ile davacının bakiye istirdat istemi dayanağı bulunmadığı belirtilmiştir.
Yapılan değerlendirmede, davacı taraf ticari defter kayıtlarına göre alacaklı göründüğü iddiası ile dava açmış ise de, dava konusu takipten önce davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde bakiye alacak açıklama ile belirlenerek talep edilmiş, davalı tarafından ödenerek borç sona ermiş olup, tek taraflı fatura kaydı ile bakiye 2.040,00 USD alacak kaydının dayanağı kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
A)1-Davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına,
2-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3- Gider avansının kullanılmayan kısmının gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
B)1-Davacı asli müdahil tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ ile
71.959,66 TL’nin asli müdahale tarihi olan 21/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 4.915,56 TL harcın peşin alınan 4.470,48 TL harçtan düşümü ile eksik kalan 445,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Asli müdahil tarafından yatırılan 1.200,00 TL bilirkişi masrafının haklılık oranına göre 324,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
5-Kabul edilen tazminat miktarı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 10.154,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı asli müdahile verilmesine,
6-Reddedilen tazminat türü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 10.154,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/03/2021