Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/797 E. 2021/759 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/797 Esas
KARAR NO : 2021/759

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – T.C.:… …
2- … – T.C….
3- … – T.C.: … …
4- … – T.C.:… …
5- … – T.C.:… …
6- … – T.C.:… …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVALI : 1- … – T.C.:… …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …

DAVA : Tazminat (Şirket ortakları tarafından açılan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2015
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2021

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden Şirket ortakları tarafından sermaye piyasası işlemleri ve muvazaadan kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;

Dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacılar vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; halka açık davalı … … A.Ş. ‘nin eski yönetim kurulu başkanı olan davalı …’ın muvazaalı olarak … ile işbirliği içinde şirketin içini boşaltma kastı ve saiki ile …’in yönetim kurulu başkanı olduğu …Tanm A.Ş. şirketi İle hisse devir sözleşmesi imzaladığını, hisse devir sözleşmesinden sonra şirketin içinin boşaltılması işlemlerine başlandığı, şirketin hisselerinin yükselmesi amacıyla gerçek olmayan petrol arama hikayesi uydurulduğu, sonrasında …’ın kendi hisselerini satmak için borsaya başvurduğu ancak red cevabı aldığı, akabinde muvazaalı olarak hisse devir sözleşmesi yapıldığı, hisselerin manipülatif hareketlerle fiyatının artırıldığı ve böylece müvekillerinin hisselerinin fiyatında meydana gelen değer kayıpları nedeni ile zarara uğradığını beyanla davalı … yönetim kurulu başkanlığı döneminde yapılan işlemlerden dolayı hisse sahibi (pay sahibi) müvekkillerinin, şirket yönetiminin yaptıkları işlemler ve KAP açıklamaları neticesinde hisse senetlerindeki düşüş dolayısıyla uğradıkları zararlardan her bir yatırımcı davacı yönünden ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplam 6.000-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacıların dava ehliyetini ve pay sahiptiği sıfatını kanıtlayan hisse senetlerini mahkemeye ibraz etmediklerini, buna ilişkin hesap ekstresini sunmaları gerektiğini, davanın kısmi dava olarak açıldığı dikkate alındığında Sermaye Piyasası Kanununun 32/6.m. gereğince kamuyu aydınlatma zarannın meydana geldiği tarihten itibaren dava tarihine kadar 6 aylık süre geçirildiğinden zamanaşımına uğradığı, davacıların dava ehliyeti ve davaya dayanak olarak talep edebilecekleri doğrudan bir zararlarının mevcut olmadığı, iddia konusu zararın şirketin doğrudan, yatırımcının ise dolaylı zaran olduğu, dolaylı zarar halinde yatırımcı davacının dava ehliyeti olmadığı ve tazminatın kendisine değil şirkete verilmesini talep etmesi gerekirken talebin bu yönde olmadığı, zarar miktarı yönünden eksik peşin harcın ikmali gerektiği, müvekkili tarafından yapılan işlemlerin muvazaalı olmadığını,konu ile ilgili SPK’nın denetim raporunun hatalı olduğunu ve bu rapora istinaden alınan kurul karannın iptali ve müvekkilin manevi zarannın giderilmesi talebiyle Ankara …idare Mahkemesi 2014/1930E sayılı dosya Tam yargı davası açmış olduklarını, müvekili …’ın 01.06.2012-27.01.2014 tarihleri arasındaki Yönetim kurulu Başkanlığı ve ayrıca yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde şirketin yönetimi dahilinde kusuru olabilecek her hangi bir işlem ifa etmemiş olduğu, istifa tarihinden sonra şirketin yeni yönetim kurulunun işlemlerinden de müvekkilinin hukuken sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket ise TK35.m.gereğince usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmemiştir.
DELİLLER :
-Davalı Şirket hisse senetleri
-SPK Denetim Dairesi raporu.
-Bilirkişi raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı halka açık anonim ve hisseleri borsada kayıtlı Şirketin ortağı olan davacıların diğer davalı Şirket yöneticisinin haksız eylemleri neticesinde uğradıkları ileri sürülen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar davalı … vekili tarafından davacıların Şirket ortağı olarak dava ehliyetlerinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; bu itiraza itibar edilememiştir. Zira, dava dilekçesi içeriğinde davalı şirket yöneticisinin hukuka aykırı nitelikteki, manipülatif ve muvazaalı işlem ve eylemleri sonucunda davacıların sahibi bulunduğu diğer davalı Şirketin hisse senetlerinin değerinin düşmesinin tazminat talebine dayanak maddi ve hukuki olgular olarak belirtildiği dikkate alındığında; davacıların dava konusu eylemler nedeni ile doğrudan zarar gören konumunda olup dava ehliyetinin bulunduğu tartışmasızdır.
Diğer taraftan, davanın HMK 107.m. gereğince belirsiz alacak davası olarak açılamayacağına yönelik davalıların itirazı da davacıların borsa yatırımcıları olup dava konusu manipülatif işlem ve eylemler sonucunda şirket hisselerinin değerinin düşmesi sonucunda uğradıkları zarar miktarının uzman bilirkişi raporu alınarak tespit edilebileceği dikkate alındığında; yerinde görülmeyerek davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararlarının mevcut olduğu kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, davalı vekili zamanaşımı def’il ileri sürmüş ise de; davacı yatırımcıların dava konusu zararı ve zarar sorumlusu olduğunu ileri sürdüğü davalı Şirket yöneticisini sorumluluğuma dayanak eylem ve işlemlerini SPK’nın 28.05.2014 Tarih ve 16/512 Sayılı Karar ile verilmesinden sonra kamuyu aydınlatma platformunda yapılan duyuru ile öğrendiklerinin kabulü gerektiği gözetildiğinde; TTK 560.m. gereğince davanın iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı def’ine itibar edilememiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda dava konusu zarar iddiasına ilişkin olarak zararın niteliği ve herbir davacı yatırımcı yönünden zarar miktarı ile davalı Şirket yöneticisinin mevcut ise; davacıların zararından sorumlulukları bulunup bulunmadığı konusunda SMMM ve borsa uzmanı ile ticaret mevzuatında alanında nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, sunulan SMMM ve borsa uzmanı bilirkişilerin raporunda özetle; 2014 yılı Aralık ayında davacı yatırımcıların 2013 yılında satın aldıkları … Şirketi paylannı elde tutmaya devam etmeleri ve Nisan -Mayıs 2014 aylannda portföylerine ilave … hissesi satın almalarının ve bu paylan elde tutmalannın sebebinin Şirketin yeni hakim ortağı ve tek yetkili yöneticisi olan …’ün Şirketin diğer ortaklarına 3,10-TL hisse fiyatı üzerinden yaptığı pay alım teklifi olduğu, İMKB’nin kuruluşundan itibaren … A.Ş. de halka açık şirketlerde yönetim değişimi söz konusu olduğunda yeni ortağın diğer ortaklara satın aldığı fiyattan aşağı bir fiyatta olmamak üzere SPK tarafından onaylı bir fiyat üzerinden çağrı yaparak diğer şirket ortaklarına hisselerini satın alma şeklinde uygulamanın yıllardır düzenli olarak devam ettiğini, bu şekilde pay alım teklifinde bulunan yeni ortakların eski ortakların paylarını satın alma yükümlülüklerini yerine getirmede olumsuz bir örneğe rastlanmadığını, bu bakımdan … hisse pay sırasının işleme açık olup olmaması veya işlem fiyatından ve/veya işlem görmekten geçici men edilmiş olması ve/veya borsa kotundan çıkarılmasından bağımsız ve ayni olarak Pay Alım Teklifinde bulunacağını müteakip kereler KAP aracılığıyla yatırımcılara duyuran …’ün pay alım teklifine başlamaması ve diğer ortakların ellerindeki … paylarını 3,10-TL fiyattan satın almamasının SPK kararıyla kesinleştiği 2014 yılı Aralık ayına kadar çağrı yapmaması sebebiyle … sahibi davacıların ellerinde bulunan … lot miktanna bağlı olarak doğrudan zarara uğradıkları ve zararlarının Aralık 2014 yılında kesinleştiği, SPK tarafından 16.12.2014 tarihli 2014/34 sayılı bülteninde açıklandığı üzere … Şirketi hissesinde pay alım teklifinin başlanmamasımn sorumluları olarak … ve …’ün belirtildiğini, bu kişiler hakkında bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçuyla suç duyurusunda bulunma karan verildiğini, … ve … dışında kalan davalı … Tanm A.Ş. de 2014 yılı boyunca muhtelif dönemlerde görev yapan diğer yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklannın bulunmadığı, bu dava kapsamında davalı …’ın sorumluluklarının bulunmadığı ve davacı yatınmcılann oluşan doğrudan zararlarından hukuken sorumlu olmadıkları tespit edilmiş ve davacı 6 yatırımcının zararlannı … ve … dışındaki yöneticilerden talep edemeyeceği belirtilerek herbir davacı yatırımcının sahip oldukları hisse lot miktarı itibariyle zarar miktarları ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bilirkişi heyetinde görev alan ticaret mevzuatında uzman bilirkişi ise sunduğu ayrık görüş içeren raporunda özetle; dava konusu işlem ve eylemler sonucunda davalı … AŞ’nin malvarlığının neredeyse tamamının netice itibariyle Pay sahiplerinden birine veya onun (pay devir sözleşmesi gereği) gösterdiği kişilere aktarıldığını, buna karşılık şirkete gerçekte değeri bulunan bir malvarlığı bırakılmadığı, yatırımcılar İçi boş bir şirketin hisse senetleriyle baş başa kaldıkları, bu nedenle de davalı yönetici …’ın davacıların kaybına yol açan fiillerden sorumlu ve raporda hesaplanan zararlarını tazmin ile yükümlü olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, birinci bilirkişi heyeti raporunda ayrık görüş belirtildiği ve davacıların gerekçeli itirazlarını sundukları gözetilerek farklı bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor temin edilmiştir. Dosyamıza sunulan 2. Bilirkişi raporunda ise; raporun incelemeler bölümünde tarih ve fiyat bilgileri belirtilen hissenin 1,89-TL fiyattan halka arzı sonrası 1 ay gibi kısa süre içerisinde 6,59-TL fiyata çıktığı, sonraki dönemde kısa dönemlerde hem yukarı, hem aşağı yönde fiyat hareketi olduğu, bu durumla ilgili olarak Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) olağan dışı fiyat hareketlerine ilişkin bildirimler yapıldığı, KAP’a yapılan petrol bildirimlerinin yapıldığı tarihlerde fiyatın arttığı görüldüğü, hisse devir Sözleşmesinin yapıldığı gün ile KAP’ta hisse devrinin açıklandığı tarih arasındaki fiyat kıyaslandığında; devir açıklaması olumlu karşılanarak hisse fiyatında yükseliş gerçekleştiği,riskli yatırım araçlarından olan hisse senedi fiyatına; şirketin bulunduğu sektörün durumu, şirkete ilişkin haberler, şirketin fınansal durumu, ekonomik göstergeler gibi birçok faktörün etki ettiği, dava konusu olayda davacı yatırımcıların zararını oluşturanın davalı Şirketin hisselerinin tedavül kabiliyetinin kalmaması olduğunu, davalı Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve tek imza yetkilisi dava dışı … 6362 sayılı SPKn. 107/2 md. uyarınca ‘ ’bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı’’’’ suçu kapsamında yatırımcıların kararını etkilemek amacıyla; 25.01.2014-14.04.2014 tarihleri arasında … aracılığıyla, 14.04.2014-16.12.2014 tarihleri arasında Yönetim Kurulu Başkanı olarak davalı Şirket paylarına ilişkin Pay Alım Çağrı Teklifinde bulunacağına ilişkin paydaşları ve kamuoyunu yanıltıcı birçok kez açıklamalar yaptığı/ yaptırdığı ,3,10-TL çağrı fiyatı üzerinden pay sahiplerine yapılan çağrı taahhüdünü yerine getirilmemesi sebebiyle 16.12.2014 tarihli SPK kararı itibariyle 3,10 TL fiyat üzerinden davacıların zararının realize olduğu, Zararın kesinleştiği 16.12.2014 tarihinde Şirket Yönetim Kurulu başkanı olan dava dışı …’ün tek imza ile münferiden şirketi temsil yetkisine sahip olması nedeniyle …’ın oluşan 133.300TL’lik zararına sebep olan kişi olduğu. Şirketin Eski Yönetim Kurulu Başkanı …’ın oluşan zararın tazmini sorumluluğu bulunmadığı, zararın realize olduğu tarihte Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten …’ün sorumlu olduğu belirtilerek davacı yatırımcıların herbirinin hisseleri ve sahip oldukları lot yönünden …. A.Ş. tarafından işlem yasağı getirilen tarih itibariyle oluışan zarar miktarları ayrı ayrı hesaplanarak belirtilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların yatırımcı ve ortağı oldukları davalı … … A.Ş.’nin hissedarları olup diğer davalının Şirketin Yönetim Kurulu Başkanının şirketlerini ve hissedarlar olarak kendi zararlandırıcı nitelikte manipülatif ve muvazaalı işlem ve eylemler nedeni ile uğradıkları maddi zararın tahsili talebinde bulundukları, dava dışı …’ün … A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve tek imza yetkilisi olduğu 30.06.2014 dönemine ait fınansal tabloların kamuya açıklanmaması nedeniyle … A.Ş Yönetim Kurulu tarafından öncelikle davalı Şirketin pay sırasının 21.08.2014 tarihinde seans öncesi işleme kapatıldığını ve işlem görmekten men edildiği ve davacıların hisselerin bahse konu karar sonrasında borsada tedavül kabiliyetini kaybettiği dosya kapsamında çekişmesiz maddi ve hukuki olgulardır.
Bu bağlamda, dava konusu somut uyuşmazlık, davacı yatırımcıların davalıların eylem ve işlemleri sebebiyle zarara uğrayıp uğramadıkları ve zarar mevcut ise; davalı Şirket yöneticisinin hukuken sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere; konu ile ilgili olarak 6102 sayılı TTK 553. Maddesinde “…yönetim kurulu üyeleri… kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar” hükmünü amirdir. TTK 553/1.maddesinde yapılan değişiklikle 6762 sayılı TTK 339.maddesindeki “kusurlarının bulunmadıklarını ispatlamadıkça’’ ifadesi yasa metninden çıkarılmış ve ispat yükü yer değiştirmiştir. Bu nedenle de, davalıların dava konusu manipülatif işlem ve eylemlerinden zarar gördüğünü iddia eden davacı yatırımcıların davalıların eylemleri ile illiyet bağı içerisinde zarara uğradıklarını ve davalı Şirket yöneticisinin kusuru ile kusurunu kanıtlaması yöneticinin sorumlu tutulabilmesi için zorunludur.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza sunulan ve Mahkememiz’ce de denetime elverişli görülmekle benimsenen 2. Bilirkişi heyeti raporu ile dosyaya celp edilen davalı Şirkete ait ticaret sicil kayıtları birlikte gözetildiğinde; 15.03.2012-27.01.2014 tarihleri arasında Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür …’ın davalı Şirketi münferiden tek imza ile temsil ve ilzama yetkili. olduğu, aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyeleri …. ile birlikte müştereken atacaktan çift imza ile temsil ve ilzama yetkilendirildiği, 27.01.2014-14.04,2014 tarihleri arasında davalı Yönetim Kurulu Başkanı …’in münferiden tek imza ile temsil ve ilzama yetkili olduğu, yine aynı zamanda … ve … müştereken ve çift imzayla temsil ve ilzam ile temsile yetkilendirildikleri, 14.01.2014-11.03.2015 tarihleri arasında ise; Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı …’ün münferiden tek imza ile temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 11.03.2015 tarihinden sonraki dönemde Yönetim Kurulu Başkanı, 10.05.2016 tarihinden sonraki dönemde de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı’sı …’ün münferiden tek imza ile temsil ve ilzama yetkili olduğu, davacı yatırımcıların dava konusu zarar iddiasına dayanak 6262 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 21 ve 110.m. kapsamındaki hileli işlemler yönünden davacının bahse konu işlem ve eylem tarihlerinde davalı Şirketin Yönetim Kurulu Başkan veya üyesi olarak görev yapmadığı, bu nedenle davacı borsa yatırımcılarının olluştuğu sabit olan zararından davalı Şirket yöneticisi …’ın kusuru bulunduğu kanıtlanamadığından hukuken sorumlu tutulamayacağı, davacıların oluştuğu sabit olan zararlarının tazminini davalı Şirketin davacıların zararlarının geçekleştiği tarih itibariyle Yönetim Kurulu Başkanı olan dava dışı …’ten talep edebilecekleri, diğer taraftan davacıların dava dilekçesinde ileri sürdüğü taşınmazın muvazaalı satımı nedeni ile zarara uğratıldığı iddiasının sabit kabul edilse dahi doğrudan kendi üzerilerinde doğan yatırımcı zararı kalemi olarak değerlendirilemeyeceği, davacıların davalarını dava konusu zararlarına istinaden maddi tazminatın kendilerine ödenmesi talebiyle açmaları nedeni ile mavazaalı taşınmaz satımı suretiyle davalı Şirketin kaynaklarının aktarıldığı iddiası yönünden davalarının haklılığına dayanak maddi olgu olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerele davalı Şirket eski yöneticisi … aleyhine açılan davanın haklılığı kanıtlanamadığından reddine, diğer davalı Şirket aleyhine açılan davanın ise;davalı Şirket yöneticisi aleyhine TTK 553.m. gereğince açılan sorumluluk davasında davalı Şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek aleyhine açılan davanın HMK 114/1-d.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalılar aleyhine açılan davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 59,30-TL olup peşin yatırılan 102,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 43,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza