Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/886 E. 2023/523 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/886 Esas
KARAR NO : 2023/523

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- ……
2- … –
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. … -…
Av. … -…

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2013
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

KARAR Y. TARİHİ :18/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile diğer davacı müvekkili …’in davalı bankanın …. Şubesi nezdindeki hesaplarından müvekkillerinin talimatı olmaksızın dava dışı üçüncü kişilerin hesabına usulsüz bir şekilde para transferleri yapıldığını, usulsüz para transferlerine aracılık eden davalı bankanın sorumlu olduğunu beyanla müvekkillerinin davalı bankadan toplam 6.500.000,00 TL tutarında alacağının bulunduğunun tespitine,100.000,00 TL tutarındaki eda konusu alacağın ve hüküm altına alınacak meblağın müvekkilerin hesaplarından üçüncü şahısların hesaplarına aktarıldığı tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek ticari reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı bankaya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen para transferlerinin usule uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini, para transferlerine ilişkin talimatların şirket yetkilisi … tarafından imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince, orijinal nüshanın beklenmesine gerek kalmaksızın faks talimatı doğrultusunda işlem yapılması konusunda müvekkil bankanın yetkisinin bulunduğunu, talimatın orijinal nüshasının gönderilmemesinden doğabilecek sonuçlardan bankanın sorumlu tutulamayacağını, işlemlerin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde yürütüldüğünü, ilk bakışta ayırt edilemeyecek imza benzerliklerinin sonuçlarından müvekkili bankanın hiçbir sorumlulugunun bulunmadığını, hesap hareketlerinin davacılar tarafından kontrol edilmediği yönündeki beyanın dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını, davacıların iddialarının tacirin her zaman basiretli bir iş adamı gibi hareket edeceği yönündeki karineye uygun düşmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacıların davalı banka nezdindeki hesaplarında mevcut olan paralarının usulsüz işlemler sonucunda dava dışı 3.kişilerin hesaplarına aktarılması nedeni ile oluştuğu ileri sürülen maddi zararın tespiti ve davalı bankadan tazminen tahsili istemine ilişkindir.
Dosyamız arasına sunulan 14.06.1994 tarihli … Sicili Gazetesinin incelenmesinde; davacılardan …’in 02.01.1994 tarihinde dava dışı … yetkili müdürü olarak seçildiğinin ilan edildiği, 01.06.2008 ve 23.06.2008 tarihinde ilgili noterlikler tarafından onaylanan imza sirkülerinde de T… Şirketinin yetkili müdürünün … olduğunun açıkça belirtildiği, sözkonusu müdürlük yetkileri kapsamında tanınan yetkiler arasında bankalar nezdinde işlem yapma yetkisinin de mevcut olduğu, yine dosyada mevcut aynı Şirkete ait 02.01.1994 tarihli Ortaklar Kurulu Kararında davacının şirket müdürlüğü görevinin belirli bir süre ile sınırlandırılmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, dosyamıza örneği sunulan Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi ile Şirket Internet Bankacılığı Taahhütnamesinin incelenmesinde ise; ….Şubesi arasında 29.11.2007 tarihli Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinin akdedildiği, aynı taraflar arasında 11.10.2006 revizyon tarihli Şirket Internet Bankacılığı Taahhütnamesinin imzalandığını, Şirketi temsilen davacı şirket yetkilisi …’e ınternet bankacılığı şifresinin 01.08.2008 tarihinde teslim edildiği, taahhütnamede internet bankacılığının sadece izleme amaçlı kullanılacağının açıkça belirtildiği saptanmıştır.
Davacılar tarafından dava konusu usulsüz para aktarımı iddiasına dayalı olarak yapılan şikayete istinaden başlatılan …. sayılı soruşturma dosyasına sunulan ve dosyamıza celp edilen …ve Sahtecilik Uzmanı Bilirkişi…. tarafından tanzim edilen 18.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda toplam 377 adet belgenin inceleme konusu yapıldığı,… Şirketine atfen atılı imza bulunan belge sayısının 372 olduğu, 339 adet belgedeki imzaların kaşe üzerine atıldığı, 33 adet belgedeki imzaların ise kaşe üzerinde yer almadığı, 339 adet belgedeki kaşe izi üzerine atılan imzaların fotokopi / faks çıktısı olduğu, imzaların fotokopi olması ve kaşe izi üzerine atılımış bulunması nedeniyle imza hatlarının sağlıklı bir şekilde incelenemediği, imzaların genel tersim biçimi olarak benzerlik gösterdiği, ancak …’in eli ürünü olup olmadıkları hususunun teknik olarak tespit edilemeyeceği, 33 adet belgedeki kaşe izi üzerine atılmayan imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla genel biçim olarak benzerlik gösterse de tanı unsurları açısından farklılıklar mevcut olduğundan söz konusu İmzaların …’in eli ürünü olmadıklarının kabulünün gerektiği mütalaa edilmiştir.
Aynı soruşturma dosyasına sunulan ve dosyamıza örneği kazandırılan14.04.2014 tarihli SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen bilirkişi raporu incelendiğinde ise; Grafoloji ve Sahtecilik Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 18.03.2014 tarihli Bilirkişi Raporunda yer alan çelişkili tespitler nedeniyle sözkonusu rapordan faydalanılmasının mümkün olmadığı, T…. Şirketinin 2008 ve 2009 yılı yasal defter ve belgeleri incelendiğinde; şirketin hesabından ….’in hesabına aktarılan tutarlardan bazılarının şirketin yevmiye defteri kayıtlarına işlendiği ve toplam 1.256.653,88-TL tutarındaki para transferlerinin şirketin bilgisi dışında yapıldığından söz edilemeyeceği, şirketin 2007 yılı defter ve belgelerinin soruşturma dosyasına sunulamadığı, toplam 129.495,00-TL tutarındaki para transferlerinin şirketin bilgisi dışında yapıldığından söz edilemeyeceğinin belirtildiği görülmüştür.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamız re’sen seçilen bankacı ve banka-hukukçusu bilirkişisinden oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporu temin edilmiştir. Dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle; şikayet ve dava konusu işlemlerin 30/11/2007-04/09/2009 döneminde gerçekleştiği, yaklaşık 644 günlük (1 yıl 9 aylık – 21 aylık) döneme yayılan ve usulsüz gerçekleştirildiği iddia edilen şikayet konusu para transferlerinin toplam miktarının 4.615.513,79-TL’ye ulaştığı, bu hale göre aylık bazda 219.786,37-TL ve günlük bazda 7.166,95-TL tutarında para aktarımının gerçekleştirildiği, böylesine yüksek montanlı para aktarımlarının 21 aylık bir dönem boyunca usulsüz bir şekilde ve davacı şirket müdürünün bilgisi/rızası dışında gerçekleştirilmesinin hayatın olağan akışına ve tacirin basiretli bir iş adamı gibi hareket ettiği yolundaki genel karineye uygun düşmeyeceği, belirtlen meblağlardaki para transferlerinin basit bir kontrolde dahi fark edilebilecek nitelik taşıdığı dikkate alındığında işlemlerin yayıldığı 21 aylık zaman aralığı ve gerçekleşen işlem miktarına göre davacı şirket müdürünün söz konusu para transferlerinden haberdar olduğu, işlemlerin davacı şirket müdürünün zımni icazetiyle gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği belirtilerek davacı şirket ile …’in hesabından gerçekleştirilen para transferleri nedeniyle davacıların. doğduğunu iddia ettiği zararlardan davalı bankanın sorumlu tutulamavacağı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacılar vekilinin gerekçeli itirazları üzerine ek rapor temin edilmiştir.
Sunulan 1.bilirkişi heyeti ek raporunda ise; uyuşmazlık konusu işlemlerin gelişim şekli, davacının kabul ve beyanı ile ceza mahkemesi kararlarında yer alan maddi tespitlere göre uyuşmazlık konusu para transferleri bakımından davacı şirket ile yetkilisinin dava dışı oğluna duyduğu güvenden kaynaklı olarak zımni bir icazetinden söz edilebileceği, ancak Sayın Mahkeme Heyeti tarafından bu konuda aksi yönde bir kanaate varılacak ise; bu halde de davacı şirket yetkilisinin güveninin kötüye kullanılması suretiyle zarara uğratılmasında davacı bankaya kusur yüklenemeyeceği, davacı şirket yetkilisinin kendi iradesi ve tercihleri doğrultusunda …’da inşaat işlerine yoğunlaşmak suretiyle Ankara’daki şirketinin idaresini fiilen dava dışı oğluna bıraktığı, bu halde de sözleşmede öngörülen “faks falimatlarının şirket yetkilisi veya görevlendireceği başka bir yetkili tarafından gönderilmesi konusunda gerekli tedbirlerin alınması” yükümlülüğünün davacı şirket yetkilisi tarafından ihlal edilmis savılabileceği belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin 1. bilirkişi heyeti asıl ve ek raporuna yönelik gerekçeli itirazları ile dosya kapsamı dikkate alınarak re’sen seçilen farklı bir bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan 2. Bilirkişi heyeti raporunda ise özetle; davaya konu edilen para transferlerinden davacı … hesabına aktarılan tutarların ….tarafından kullanılmayıp kısa bir süre içinde tekrar davacı şirket hesaplarına aktarıldığı , aktarılan bu tutarların da şirket ihtiyaçları doğrultusunda kullanıldığı, bu bağlamda …. hesabının, davacı şirket hesabındaki paranın aktarıldığı geçici bir hesap niteliğini haiz bulunduğu, R…e yapılan ödemelerin, raporun 1V.2. maddesinde belirtilen gerekçelere binaen davacı şirketin bilgisi dahilinde olması gerektiği, dava dışı Fatih Dinçer hesabına aktarılan tutarların adı geçen tarafından kısa bir süre içinde tekrar davacı şirket hesabına transfer edildiği, bu yönü ile de aynı … hesabında olduğu gibi Fatih Dinçer hesabının da aracı bir hesap niteliğini haiz olduğu, Bor-Tek Şirketi hesabına aktarılan tutarların davacı şirket ile Bor-Tek Şirketi arasındaki ticari ilişki kapsamında aktarılmış tutarlar olarak kabulü icap ettiği, bu nedenle de davaya konu edilen işlemler nedeniyle davacı şirketin ve davacı …’in herhangi bir zararının bulunmadığı, Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine tabi, ticaret şirketi sıfatına haiz olan davacı şirketin, anılan Kanunlar uyarınca, şirket ile ilgili tüm işlemleri kayıtlarına intikal ettirmek ve ay-yıl sonlarında hesap mutabakatı temin etmek durumunda olduğu, hesap ekstrelerinde yer alması nedeniyle şirket bilgisi dahilinde olan, ancak her nedense muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmemiş olan para transferleri nedeniyle, söz konusu para transferlerinin şirket kayıtlarında yer almadığından bahisle şirket bilgisi ve haricinde gerçekleştirildiği gerekçesiyle davalı Bankaya sorumluluk yüklenemeyeceği, taraflar arasında akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin 18.2. maddesi düzenlemesi uyarınca faks talimatlarının orijinal nüshaları beklenmeden işlemlerin gerçekleştirilmiş olmasında davalı bankaya izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Yargılamanın 14/09/2022 tarihli celsesinde tarafların iddia ve savunmaları ile ceza dava dosyasına ait bilgi ve belgeler ( davacının ıslak imzasını da içeren bazı belgelerin olmadığı dikkate alınarak), daha önce alınan bilirkişi raporları ve söz konusu raporlara yönelik taraf vekillerinin itirazları da incelenerek değerlendirilmesi için farklı bir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosyamıza bu bağlamda sunulan 3. Bilirkişi heyeti raporunda ise; dava konusu para aktarımlarına ilişkin fax talimatları üzerine yazılan arama kayıtlarına göre teyitlerin çoğu davacıdan alınmış olmakla birlikte bazı talimatların teyidinin …’den alınmasının, şirketi temsile yetkili kişinin imzalanan Sözleşme eki imza sirkülerine ve Ticaret Sicil gazetesine göre … olduğu açık olması sebebiyle hatalı olduğu, …. Mahkemesince istenilen …’in telefon kayıtlarıyla ilgili davacı vekili beyanında 399 evrakın 214 tanesinde …’in banka tarafından aranmadığı dolayısıyla 185 tanesinde arandığı, sonuç olarak talimatların %54’i için davacının aranmadığı % 46’sı için arandığı anlaşıldığından, Şirketin yetkili temsilcisi davacı yerine Nazım Penezden teyit alan Bankanın (ilgili personelinin ) gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden davalı Bankanın (ilgili personelinin ) hatalı ve kusurlu olduğu, Sözleşmenin 18.3 maddesinde, talimat üzerinde çelişki/hile/sahtecilik/yanlışlık/eksiklik/değişikliklerden ilk bakışta ayırt edilemeyecek imza benzerliklerinin sonuçlarından Bankanın sorumluluğu olmadığı, işlemi yapan personelin çıplak gözle imza kontrolü yaparak talimatı yerine getirmesinde bankaya kusur yüklenemeyeceği, ancak teyid prosedürü bakımından bazı işlemlerde ihmallerinin olması sebebiyle Bankanın kusurlu davrandığı, sözleşmenin 18.2 maddesi uyarınca faks talimatlarının orijinal nüshaları beklenmeden işlemler gerçekleştirilebileceği ve orijinal evrakların gönderilmemesinden bankanın sorumlu olmayacağı belirtildiğinden, orijinal evrakların gönderilmemesinden bankanın sorumlu olmayacağı, bu sebeple Bankaya kusur yüklenemeyeceği, sözleşmenin 21.13 maddesi gereğince müşterinin, hesaplarının borç alacak bakiyelerini takiple yükümlü olduğu belirtilmiş olduğundan, işlemlerin davacının bilgisi haricinde gerçekleştirildiğinden bahiste davalı bankaya sorumluluk yüklenemeyeceği, davacının basiretli bir tacir olarak hareket ettiği yolundaki genel karineye göre imzaladığı talimatlar , verdiği vekaletname ya da işlem yetkisi olan internet bankacılığı olmadan havale, eft, nakit ödeme vb. 21 ay boyunca yapılamayacağının kabul edilebileceği, dosyadaki tüm raporlar (imza incelemeleri de dahil) dikkate alındığında ve sözleşme hükümlerine göre, davacının zımni onayının varlığının kabul edilebileceği, bu sebeple de davalı Bankaya kusur yüklenmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Dosyamızda 3. bilirkişi heyeti raporuna yönelik olarak taraf itirazlarının değerlendirilmesinden sonra davacıların zarara uğramasına neden olduğu iddia edilen ve usulsüz olduğu ileri sürülen bankacılık işlemleri yönünden davalı banka çalışanlarına atfı kâbil bir kusur ve buna bağlı olarak davalı bankanın davacının dava konusu zararından hukuken sorumluluğunun bulunup-bulunmadığının açıkça ve net bir şekilde tespit edilerek taraflara ayrı ayrı kusur yüklenmesi gerektiği takdirde yüzdesel kusur oranlarının belirlenmesine yönelik olarak aynı bilirkişi heyetinden ek rapor temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan 3. Bilirkişi heyeti raporunda ise özetle; Fax talimatları üzerine yazılan arama kayıtlarına göre teyitlerin çoğu davacıdan alınmış olmakla birlikte yukarıda detayları belirtilen talimatların teyidinin …’den alınmasının, şirketi temsile yetkili kişinin imzalanan Sözleşme eki imza sirkülerine ve Ticaret Sicil Gazetesine göre … olduğu açık olması sebebiyle, hatalı olduğu, sunulan CD içerisinde 371 adet fax talimatının görüntüsünün mevcut olduğu, davacı Tek- Taş Ltd. Şirketi hesabından eft / ödeme yapılan kişi … olduğu halde fax talimatı ile hesaptan işlemin gerçekleştirilebilmesi için teyidin de …’ den alınmasının davalı banka açısından kusur teşkil ettiği, davalı banka şube müdürünün, şubedeki tüm personelin bütün işlemleri gerektiği gibi ve doğru şekilde yapmasında koordinasyonu ve denetimi sağlama sorumluluğunun mevcut olduğu, uzun zaman sürecine yayılmış çok sayıdaki işlemin bir kısmında alınan teyitlerle ilgili gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, teyitlerin büyük bir kısmının doğru olarak alındığı, bu sebeple organize ya da kasıt durumunun olmadığı kanaatine varılmakla Bankanın eğitim ve denetim eksikliği olduğunun değerlendirildiği, davaya konu işlemlerin 2007-2009 yılları arasında yapıldığı dikkate alındığında, üzerinden uzun zaman geçtikten sonra davacı tarafın davalı bankaya ihtarname gönderdiği, ilgili işlemlerin üzerinden çok uzun zaman geçtikten sonra dava sürecinin başladığı, davacı şirket aleyhine usulsüzlük yapılarak şirket hesapları boşaltıldığında bu kadar uzun süre geçmeden şirket mali olarak zora gireceğinden şirket müdürünün mutlaka bu durumdan haberinin olmasının beklendiği, böyle bir durumda davacı şirket müdürünün uzun zaman aralığında bilgisinin olmayacağının hayatın olağan akışına aykırı olacağı belirtilerek uyuşmazlıkta davacının %50, davalı bankanın da %50 oranında kusurlu olabilecekleri mütalaa edilmiştir.
Dosyamız arasına dava konusu olay ile ilgili olarak davacının şikayetine istinaden….Sayılı dosyası örneği celp edilerek incelenmiş, dosyamızda dava konusu ıslak imzalı sahte fax talimatları ile davacıların banka hesaplarından usulsüz şekilde para aktarımı yapılması eylemi nedeniyle sanıklar….’in üzerine atılı bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle cezalandırılması istemi ile açılan kamu davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda 07/12/2021 tarih…K. Sayılı karar ile sanıklardan …. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat, haklarında özel belgede sahtecilik suçundan dava açılan sanıklar yönünden kararı verildiği, haklarında bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kamu davası açılan sanıkların ise; neticeten aryı ayrı 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 66.666,00-TL adli para cezası ile scezalandırılmalarına karar verildiği, kararın halen istinaf incelemesinde olduğu ve kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında toplanan deliller ve sunulan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın davacı Şirket ile Şirketin yetkili temsilcisi konumundaki davacının davalı banka şubesindeki şirket ve özel hesaplarından usulsüz şekilde ve sahte imzalı faks talimatları ile yapıldığı ileri sürülen para transferleri sonucunda uğradığı iddia edilen maddi zararın tespiti ve davalı bankadan tazmini istemine ilişkin olduğu, davalı bankanın dava konusu usulsüz olduğu ileri sürülen işlemler nedeni ile doğan maddi zarardan sorumlu tutulabilmesi için vekalet akdi hükümlerine aykırı davrandığının usulen kanıtlanması gerektiği, dosyamıza sunulan bilirkişi heyeti raporları dikkate alındığında davacıların şirket ve şahsi olarak banka hesaplarından para aktarımlarına ait işlemlerin toplam 399 adet faks talimatı bankaya verilerek ve 30/11/2007-04/09/2009 döneminde gerçekleştiği, yaklaşık 644 günlük (1 yıl 9 aylık – 21 aylık) döneme yayılan ve usulsüz gerçekleştirildiği iddia edilen dava konusu para transferlerinin toplam miktarının 4.615.513,79-TL’ye ulaştığının tartışmasız olduğu, davacıların iddiasının aksine taraflar arasında akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin 18.2. maddesi düzenlemesinde yer alan açık düzenleme uyarınca faks talimatlarının orijinal nüshaları beklenmeden davalı banka tarafından eft/havale işlemlerinin gerçekleştirilmesinde davalı bankaya atf-ı kâbil bir kusurun mevcut olmadığı, yine 3.bilirkişi heyeti raporunda da tespit edildiği üzere dava konusu para aktarımlarına ilişkin olarak fax talimatları üzerine yazılan arama kayıtlarına göre teyitlerin çoğunun davacıdan alındığı, ancak …’nin yukarıda değinilen dosyasında celp edilen telefon kayıtlarına göre; davalı bankanın dava konusu işlemlere ait 399 evrakın 214 tanesinde …’in banka tarafından aranmadığı ve dolayısıyla 185 tanesinde arandığının sabit olduğu, davacı Şirketin yetkili temsilcisi … yerine oğlu …’den teyit alan davalı bankanın sonuç olarak dikkat ve özen yükümlülüğü ile bankacılık işlemleri sözleşmesi hükümlerine aykırı davrandığının ileri sürülebilir ise de; dava konusu faks talimatına dayalı gerçekleştiği sürenin uzunluğu ile 21 ay gibi geniş bir zaman dilimine yayıldığı hususu ile birlikte davacı ile oğlu arasındaki 1. derecede yakın kan bağı olgusu ile davacı …’in oğlu ile birlikte sadece kendisine ait olan diğer davacı …. Şirketi ile ticari ilişki içerisinde olan dava dışı Bor-Tek …Ltd.Şirketinin de daha önce % 40 hisse ile ortağı konumunda olup hissesini kendisinin dava dilekçesine konu beyanında belirttiği üzerine kağıt üzerinde ve şeklen sonuç doğurmak üzere oğlu …’e devrettiği dikkate alındığında; davacı …’in bu kadar uzun bir zaman dilimi içerisinde ve çok fazla sayıda faks talimatı ile gerçekleştirilen para transferlerinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına ve basiretli tacir gibi davranma ilkesine aykırı olduğu aksi yönde kabulde dahi davacı …’e münferiden yetkili temsilcisi olduğu diğer davacı …. Şirketinin hesaplarına ait hareketleri ınternet ortamında izlemek üzere ınternet bankacılığı şifresinin 01.08.2008 tarihinde teslim edildiği, davacı …’in sözkonusu ınternet bankacılığı şifresi ile Şirketin banka hesap hareketlerini takip edebilecek durumda iken Şirketin ve kendi hesaplarındaki para hareketlerini uzun süre denetlemeyerek ve sözkonusu para transferlerine sessiz kalmakla; dava konusu işlemlere zımnen icazet verdiğinin kabulü gerektiği, öte yandan dava konusu işlemlerin birkısmının davacının imzasını içermeyen faks talimatları ile gerçekleştirildiği grafolog bilirkişi raporu ile sabit ise de; davacı …’in bizzat kendi oğlu … tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen sözkonusu işlemlerde işlemlerin yapılma sürecinde ve işlem tarihlerinden makul sayılabilecek bir süre sonra davalı bankaya herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu durumda davalı banka nezdinde yapılan dava konusu işlemlerin dayanağı olan ve oğlu tarafından bankaya gönderilen faks talimatlarındaki imzaların davacı …’in eli ürünü olduğu hukuken korunmaya değer haklı bir güven duygusu ve buna bağlı olarak da taraflar arasında teamüle bağlı istikrarlı ve güven temelinde uygulama oluştuğu, yine 399 adet faks talimatına dayalı işlemlerden sonra davacının sessiz kalarak ve gönderilen faks talimatlarındaki imzalara itiraz etmediği halde son işlem tarihinden yaklaşık olarak 4 yıl sonra davalı bankadan usulsüz işlem iddiasına dayalı olarak talepte bulunmasının TMK 2.maddesi bağlamında dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil ettiği, yerleşik içtihatlar gereğince zarar gören mudinin çalışanının çalıştığı Şirkete yönelik olarak dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasını gerektirecek yoğunlukta ve nitelikte hile ile imza sahteciliği ile fiilini gerçekleştirdiği durumda mudi konumundaki Şirketin imza sirkülerindeki imzayı taşıyan talimatları işleme koyarak havale/eft işlemini gerçekleştiren banka personelinin kusurlu olmadığının kabul edildiği, bu nedenle de bankaya hafif nitelikte olsa dahi herhangi bir kusur ve sorumluluk atfedilemeyeceği sonucuna varıldığı, (… Sayılı ilamı) bu nedenle de davalı bankanın çalışanlarının dava konusu işlemlerde özen bir borcuna aykırılık bağlamında herhangi bir kusur ve sorumluluklarının varlığının dosya kapsamında sabit olmadığı kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle haklılığı kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 179,90-TL olup davacılar tarafından peşin yatırılan 1.707,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.527,85‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 16.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile …Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır