Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/290 E. 2021/204 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/290 Esas
KARAR NO : 2021/204

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/05/2011
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için 04/07/2003 tarihinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce ihalesi yapılan Gümüşsuyu mesire yerinin işletmeciliğini … İnş.Tur.Nak.Orman Ürünleri Ltd.Şti.’nin kazandığını ve 29/07/2003 tarihinde ihale sözleşmesinin imzalandığını, 21/10/2003 tarihinde bu şirketin bütün hisselerinin … Turizm İnşaat Nakliyat ve Orman Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Ltd.Şti.tarafından satın alınması nedeniyle 10/3/2004 tarihinde bu şirket temsilcisi ile 2004 yılına ait ek sözleşmenin noter nezdinde imzalandığını, 2004 yılına ait işletme bedelinin 1.taksit tutarının ilgili hesaba yatırıldığını, ancak 2. ve 3.taksit tutarlarının yatırılmaması nedeniyle sözleşme hükümlerine aykırı hareket edildiği hususunda idarece yazı ile yapılan ihbarların sonucu değiştirmemesi üzerine 01/07/2005 tarihinde çekilen ihtarname ile borçluya 60 günlük süre verildiğini, 02/09/2005 tarihinde de 2886 sayılı kanunun 62. Maddesi gereğince sözleşmenin fesh edildiğini, kira alacağının ödenmemesi nedeniyle … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile tahliye davası açıldığını, yargılama sonucunda verilen kararın Yargıtaydan onanarak kesinleştiğini, bu kararın infazı için İcra Müdürlüğü nezdinde … esas sayılı üzerinden takip yapıldığını, 6183 sayılı Amme Alacaklı Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 51.maddesinde de belirtilen oranlarda gecikme zammı alınacağının düzenlendiğini, belirttiği nedenlerle 07/04/2010 tarihli kararın davalıya tebliğ edildiği 14/05/2010 tarihinden 10 gün sonrası olan 25/05/2010 dan itibaren, kiracı şirket tarafından mesire yeri davacı idareye teslim edilmediği sürece veya tahliye icra kanalı ile gerçekleşinceye kadar davacının fuzuli şagil konumunda bulanacağı ve sözleşmede belirtilen cezai şartın, sözleşme hükümlerine göre ödenmesi gerektiği nedeniyle dava açılması gerektiğini, Yargıtay ilamında açıkça usulüne uygun teslim kanıtlamadığı sürece kiralananın kiracının işgalinde olduğunun ÜFE oranları dikkate alınarak 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yılı işletme bedellerinin güncellendiğini, buna göre 2006 yılı işletme bedeli 259.668,23 TL, 2007 yılı işletme bedeli 289.737,78 TL, 2008 yılı işletme bedeli 306.948,15 TL, 2009 yılı işletme bedeli 331.841,63 TL ve 2010 yılı 134 günlük işletme bedeli 129.050,04 TL olan toplam 1.317.245,83 TL olduğunu, ayrıca İhale Sözleşmesinin “Cezalar ve Tazminatlar” başlıklı 68. Maddesinde de sözleşme şartlarına uyulmaması nedeni ile tesisin boşaltılması istendiğinde işletmecinin tesisi hasarsız, elektrik, su, telefon ve benzeri diğer her türlü borçlardan ve işletme bedelinden borçsuz olarak 10 gün içinde İdare’ye teslim etmek zorunda olduğunu, bu sürenin sonunda boşaltılmadığı takdirde idarece boşaltılacağı, 10 günlük idareye teslim süresinden boşaltma tarihine kadar geçen her gün için işletmecinin işletme bedelinin güne tekabül eden miktarın 50 katı ceza olarak ödeyeceğinin düzenlendiğini, kiracı şirket tarafından mesire yerinin davacı idareye teslim edilmediği sürece veya tahliye icra kanalı ile gerçekleşinceye kadar davalının fuzuli şagil konumunda bulunacağı ve sözleşmede belirtilen cezai şartın sözleşme hükümlerine göre ödenmesi gerektiği nedeni dava açılmasının gerektiğini belirterek öncelikle davalının mahkemece tespit edilecek mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, 2006 yılı işletme bedeli 259.668,23 TL, 2007 yılı işlemletme bedeli 289.737,78 TL, 2008 yılı işletme bedeli 306.948,15 TL, 2009 yılı işletme bedeli 331.841,63 TL, 2010 yılı 134 günlük işletme bedeli 129.050,04 TL olmak üzere toplam 1.317.245,83 TL’nin tahsiline, işletme bedeli tutarlarına vade tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme zammının (idarece 25/03/2011 tarihi itibarı ile 1.191.695,82 TL gecikme zammı hesaplandığını) tahsiline, 25/05/2020 tarihinde tahliye davası sonrası verilen Yargıtay Onama ilamının tebliğini takiben 10 gün sonrası itibaren sözleşme hükümlerine göre aylık kira bedelinin bir günlünün 50 katı 16.949.859,00 TL’nin cezai şart olarak (İdarece 25/03/2011 tarihi itibariyi ile 14.638.512,00 TL olarak hesaplandığını) davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanında özetle; öncelikle yetki itirazının bulunduğunu, müvekkili şirketin adresinin “…Ankara olduğunu açılan davaya bakma yetkisinin Ankara Mahkemelerine ait olduğunu, ayrıca görev itirazının bulunduğunu, müvekkili şirketin tacir olup, dava konusu edilen alacağın temelininde ticari ilişkiye dayandığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olup zamanaşımı definde bulunduklarını, esasa ilişkin olarak da dava konusu edilen kiralananla ilgili olarak sözleşmenin feslinde davacı idare kusurlu olup davacı idarenin kusuru nedeniyle sözleşmenin feshi ve tazminat istemlerine ilişkin …ATM’nin … esas sayılı (eski …. esas) dava açılmış olup halen derdest olduğunu, öncelikle bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacı ile 29/07/2003 tarihli kira sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmeye göre 17.133 m2’lik taşınmazın kullanıma sunulacağının belirtildiğini, müvekkilinin ise bu taşınmaz üzerinde inşaatların yapılacağını, yine 17.133 m2’lik taşınmazı kullanmaktan dolayı sözleşme ile belirlenen kira bedelini ödeyeceğini, müvekkili şirketin beklentisi ve hesaplarının 17.133 m2’lik alan üzerinde yapacağı imalatlara, bu alanın işletilmesi sonucu elde edeceği kazanç olduğunu, bu hesaplamalar doğrultusunda ihaleye katılımın gerçekleştiğini ve buna göre teklif verildiğini, teslim edilecek taşınmazın alanı sözleşmenin asli unsuru olarak değerlendirildiğini, daha küçük bir alanın kiralanacağını bilinse idi bu halde ihaleye katılmalarının söz konusu bile olmayacağını, müvekkiline teslim edilmesi gereken alanın 17.133 m2 olması gerekirken ve davacının bu miktarda alanı teslim ettiğini iddia etmesine rağmen … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı davasında yapılan yargılama sonucunda 17.133 m2 teslim edildiği iddia edilen alanın 12.465 m2’lik alanın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı ve bu alana yapılan müdahalenin menine karar verildiğini, dolayısıyla davacının sözleşme ile kendisine yüklenen yükümlülüğü yerine getiremediğinden sözleşmenin feshinde müvekkili şirketin haklı olduğunu, davacının iddialarının haksız olduğunu, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğunu, ihale şartnamesinde 17.133 m2’lik alan gösterilmişken davalı adına 12.462 m2’lik tapuya kayıtlı olduğunu, kıyı kenar çizgisi ve yol düşüldüğünde müvekkilinin fiili tasarrufuna bırakılan alanın 4668 m2 olduğunu, bu eksikliğe rağmen kira bedelinin tamamının istendiğini, sözleşmenin feshinde davacı bakanlığın kusurlu olduğunu ve müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiği iddiasıyla 2006-2010 yıllarına ait işletme bedeli, gecikme zammı ve cezai şartın tahsili konularına ilişkindir.
Davanın açıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Ankara Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın temyiz üzerine Yargıtay’ca onandığı ve dosyanın tevzien mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
….ATM’nin ….esas sayılı dosyası celp edilmiş yapılan incelemede davacı … Turz…Ltd.Şti.tarafından davalı … aleyhine sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken 17.133 m2’lik gayrimenkulün bir kısmının davalı adına kayıtlı olmadığı ve teslim edilemediğini, bu nedenle kira bedelinin tespit edilmesini, sözleşmenin feshi, yapılan tesislerin değerine istinaden 5.000,00 TL maddi tazminat, 5.000,00 TL uğranılan zararın tazmini teminat mektuplarını el konulması nedeniyle uğranılan zarar olmak üzere toplam 25.000,00 TL’nin davalıdan tahsili talebiyle dava açıldığı, …ATM’nin …. esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, mahkemece yargılama sonucunda sözleşme süresi dolduğundan konusuz kalan kira bedelinin tespiti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, fesih ve inşa edilen tesis bedeline ilişkin talebin kısmen kabulüne diğer taleplerin reddine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/9887 esas 2013/12537 karar sayılı ilamıyla sair temyiz itirazlarının reddine kiracı tarafından kiralanan yere yapılan imalat ve tesislerin taşınmazın değerini artırıcı nitelikte olup olmadıkları araştırılıp değer artırıcı imalatlar ise yapım tarihindeki yıpranma payı düşülerek değerlerinin tespit edilmesinin gerektiğini, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan alanlar özel mülkiyete konu olamayacaklarından bu alan içerisinde kalan davacı imalat ve tesislerinin bedelleri istenemeyeceğinden verilen kararın bu nedenlerle bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemelerin ayrılması nedeniyle dosyanın ….ATM’ye tevzii edildiği, bu mahkemece bozma sonucunda inşa edilen tesislerin bedelleri konusunda yeniden karar verilmiş temyiz üzerine Yargıtay’ca imalatların yapıldıkları tarih itibariyle rayiç değerleri belirlenip yıpranma payı düşülerek hesaplanması gerektiği, kıyı kenar çizgisinde kalan havuz ve bara ilişkin imalat ve tesislerin bedellerinin istenemeyeceği belirtilerek bu taleplerin reddine karar verilmesine rağmen bunların kıyı kenar çizgisinde kalıp kalmadığının üzerinde durulmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan … ATM’nin dosyası karara bağlanması üzerine taraf delilleri toplandıktan sonra mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış bilirkişi heyeti 26/10/2017 tarihi raporunda özetle; taraflar arasında 30/07/2003 tarihinde düzenlenen sözleşme ile davacı kuruma ait … İlçesi Döşemealtı mevkiinde bulunan Gümüşsuyu Orman İçi Dinlenme Yerinin 10 yıl süre ile işletilmesinin davacıya verildiğini, 2003 yılı için işletme bedelinin 70.205.000.000 TL + KDV olup 31/12/2003 tarihine kadar uygulanacağını, bu bedelin günlük işletme bedeli ile kullanım süresinin çarpımı ile hesaplandığını, 452.935.484 TL X 155 olduğunu, sonraki yılın işletme bedelinin ise yıllık TÜFE artışı oranlarında hesaplama yapılarak bulunacağını, tesisin boşaltılma tarihinin 31/12/2012 olduğunu, 2003 yılı için peşinatın %40 + KDV olup sözleşmeden önce ödeneceği kalan %60 iki eşit taksit halinde ödeneceğini , izleyen yılların ödemelerinin 4 eşit taksit halinde 20 Ocak, 20 Nisan, 20 Temmuz ve 20 Ekim tarihine kadar ödeneceğini, 58.maddeye göre taksitlerden birinin ödenmemesi halinde borcun tamamının muacceliyet kazanacağı, teminat mektuplarının nakde çevrilerek sözleşmenin feshedileceği süresinde ödenmeyen bedellerin 6183 sayılı yasanın 51.maddesinde belirtilen oranlarda gecikme zammı alınacağını, 58.maddeye göre 7 iş günü önce idareye yazılı başvuru halinde ita amirince uygun görülmesi halinde en fazla 30 gün ek süre uzatımı verilebileceğini, 67.maddeye göre sözleşmeye aykırılık halinde en az 10 gün süreli ihtara rağmen aynı durumun devamı halinde sözleşmenin feshedilerek kesin teminatın gelir kaydedileceğini ve 10 gün içinde tesisin boşaltılmasının zorunlu olduğunu, boşatılmadığı takdirde 68.maddeye göre günlük işletme bedelinin 50 katı ceza olarak ödenmesinin belirtildiğini, 73.maddede 6570 sayılı yasa hükümlerinin uygulanmayacağının belirtildiğini belirtmişlerdir.
Raporda devamla; davacı kurum tarafından ….Noterliğinin 30/06/2005 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile 2004 yılı kira bedelinin, 2005 yılı kira bedelinin peşinat ve taksitlerinin 3 taksit halinde ödenmesi gerektiği, ödenmediğini, 60 gün içinde ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedilerek tahliye ve alacağın tahsili için dava açılacağının bildirildiğini, aynı şekilde 07/09/2005 tarihli 11585 sayılı ihtarname ile verilen süreye rağmen gereği yerine getirilmediğinden sözleşmenin feshedildiği ve 10 gün içerisinde tesisisin idare tarafından boşaltılacağını, davalı tarafa 08/09/2005 tarihinde tebliğ edildiğini,
Maliye Hazinesi tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasında davalı … Turz…Ltd.Şti.karşı açılan dava sonucunda 2008/271 karar sayılı ilamıyla davalının 1769 parselin güneyinde ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazın 12.465 m2’lik bölümüne olan müdahalesinin menine ve inşai ve zirai muhdesatların kaline karar verildiğini,
Davacı … Müdürlüğü tarafından davalı şirket aleyhine … Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan tahliye davasında … esas 2009/159 karar sayılı ilamıyla davalı kiracının kiralanandan tahliyesine karar verildiği, temyiz üzerine 6.Hukuk Dairesi tarafından “kiralananın usulüne uygun şekilde kiralayan davacıya teslim edildiğinin yazılı delillerle kanıtlama yükümlülüğü davalı kiracıya ait olduğunu, bunun kanıtlanmadığını ve kiracının işgalinde olduğunun kabulünün gerektiğini, ihtara konu kira dönemine ilişkin kira parasının ödendiğinin iddia ve ispat edilmediğini, 2886 sayılı yasanın 62.maddesine göre sözleşmede yazılı sürede kira parasının ödenmemesi durumunda sözleşmenin tek taraflı olarak feshini gerektirmediği gibi davalı kiracının fuzuli şagil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu durumda mahkemece kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine karar vermek gerektiği belirtilerek hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiğini,
Davacı … şirketi tarafından davalı Bakanlık aleyhine ….ATM’de açılan davada mahkemece … karar sayılı ilamıyla Yargıtay bozma ilamına uyularak sözleşmenin sulh hukuk mahkemesince feshedildiği, fesih nedeniyle taşınmaz üzerinde bulunan tesislerin bedellerinin tahsiline, kira bedelinin tespiti talebi konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiğini, Yargıtay’ca imalat ve tesislerin taşınmazın değerini artırıcı nitelikte olup olmadığı eğer artırıcı nitelikte ise yapım tarihindeki değerleri ve yıpranma payı düşülerek tespiti gerektiği gerekçesi ile bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden karar verildiği, temyiz üzerine 6. Hukuk Dairesince imalatların yapıldığı tarih itibariyle rayiç değerleri belirlenip yıpranma payı düşüldükten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ayrıca mahkemece kıyı kenar çizgisinde kalan havuz ve bara ilişkin imalat ve tesislerin bedellerinin istenemeyeceğinden bu bedellere yönelik taleplerin reddine karar verilmesine rağmen havuz ve yan yolların kıyı kenar çizgisinde kalıp kalmadığının üzerinde durulmadığı gerekçesi ile bozma kararı verildiğini, … İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasında … Sulh Hukuk Mahkemesinin tahliye kararının icra yoluyla infazının istendiğini, 29/09/2009 tarihinde yapılan keşifte taşınmazda davacı kurum adına …. davalı şirket adına …. ‘ın hazır olduğu her ikisinin bekçilik yapmakta olduğunun belirtildiğini, 28/09/2010 tarihinde düzenlenen haciz tutanağında mahallin gezildiği fiili olarak teslim edildiğinden tahsil harcının alınmasına karar verildiğini, 28/12/2011 tarihli haciz tutanağında taşınmazdaki taşınır malların tespit edilerek yediemin sıfatıyla …’ye teslim edildiğini belirtmişlerdir.
Raporda devamla; sulh hukuk mahkemesi kararıyla taraflar arasındaki sözleşmenin davalı işletmecinin kirayı ödemede temerrüte düşmesi sebebiyle ve davalının taşınmazdan tahliyesine karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, tahliye kararına rağmen davacının kiralananı boşalttığını kanıtlayamadığını ve kira parasını ödediğini ispatlayamadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre TEFE oranları uygulanarak yapılan hesaplama sonucunda 2006 yılı işletme bedelinin KDV dahil 268.271,67 TL, 2007 yılı işletme bedelinin KDV dahil 294.240,38 TL, 2008 yılı işletme bedelinin KDV dahil 319.574,48 TL, 2009 yılı işletme bedelinin KDV dahil 353.257,64 TL, 2010 yılı (127 gün için) işletme bedelinin KDV dahil 130.485,83 TL olmak üzere toplam 1.365.830,00 TL olduğunu, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan alan nedeniyle işletme bedelinden indirim yapılması gerektiği kanaatine varılması halinde kıyı kenar çizgisi sınırı konusunda ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu verilen kararın Yargıtay’ca bozulduğunu, buna ilişkin yapılan tespitin dosyaya kazandırılması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca 6183 sayılı yasanın 51.maddesindeki gecikme zammı oranları uygulanarak gecikme faizlerinin belirlenmesi gerektiğini, buna göre yapılan hesaplama sonucunda 2006 yılı için gecikme faizinin 307.422,36 TL, 2007 yılı için gecikme faizinin 261.532,42 TL, 2008 yılı için gecikme faizinin 202.802,56 TL, 2009 yılı için gecikme faizinin 134.366,70 TL, 2010 yılı için gecikme faizinin 26.833,66 TL olmak üzere toplam 932.957,70 TL olduğunu, davacı bakanlığın tahliyenin gerçekleştirilmesi için gerekli önlemleri almayarak zararın doğmasına ve artmasına neden olduğu için sözleşmedeki ceza şartına dayanılarak tazminat talep edemeyeceğini belirtmişlerdir.
Raporda belirtilen bilgi ve belgeler celp edildikten sonra bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; … Asliye Hukuk Mahkemesinin…. talimat nolu dosyasında tanzim edilen rapora göre kiraya verilen 1769 parsel nolu taşınmazın alanının 12.465 m2 olduğunu, krokide (a) harfi ile gösterilen kısmın yolda kalan davacı tarafından kullanılmayan bölüm olup 1097,29 m2 krokide (b) harfi ile gösterilen kısmın parselin yan duvarının dışında kalan ve davacı tarafından kullanılmayan bölüm olup alanının 107,92 m2, davacının kullandığı alanın 11259,79 m2, krokide (c) harfi ile gösterilen kısmın kiraya verilen 1769 parsel dışında hazineye ait kıyıda kalan bölüm olup alanının 2524,59 m2 olduğunu ve bunun hazineden kiralandığının tespit edildiğini, 08/01/2007 tarihli talimat raporunda sözleşmeye göre ve teslim tutanağında 17133 m2 yer teslim edildiğini, tapu kayıtlarında dava konusu 1769 nolu parselin 17462 m2 olduğunu, fiili kullanım alanının 11.259,79 m2 olduğunun belirtildiğini, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/74 talimat raporunda ise 1769 nolu parselin yenileme neticesinde 2867 ada 1 parsel olarak değiştirildiğini, buna göre tesislere dahil havuzun yaklaşık 2/3 bar olarak kullanılan alanın 1/2’sinin kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığının belirtildiğini, kök rapordaki tespit ve hesaplamalarında değişiklik yapılacak bir hususun olmadığını, talimatla aldırılan rapor ve krokiye göre davalı tarafından kullanılan toplam alanın 11259,79 m2 olup sözleşmeye göre ise teslim edilen alanın 17133 m2 olduğunu, bu duruma kullanılmayan toplam alanın 5873,21 m2 ve bunun tüm alana oranının %34,28 olduğunu, işletme ücreti ve faizden bu oranda indirim yapılması gerektiğini, buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacı bakanlığın talep edebileceği işletme ücreti toplamının KDV dahil 897.623,49 TL gecikme faizleri toplamının 604.322,39 TL olduğunu belirtmişlerdir.
…ATM’nin …karar sayılı kararı ve bozma ilamı celp edilmiş yapılan incelemede; mahkemece daha önceki bozma ilamı üzerine verilen kararın sair hükümlerinin kesinleştiği, mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle muhtesat bedeli için 2.357.578,83 TL’nin tahsiline yönelik verilen karar tarafların temyizi üzerine Yargıtay 6.Hukuk Dairesi tarafından davalı yararına olarak imalat bedellerinin uzman bilirkişi heyetince belirlenerek yıpranma bedellerinin düşülmesi kıyı kenar çizgisi dışında kalan imalat bedellerinin reddedilmesi yönünden bozulduğu, imala uyulmakla 2.357.578,83 TL yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak doğduğundan bunu aşacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır.
Karar düzeltme talebi üzerine 02/07/2019 tarihli kararda ise davacının tacir ve sözleşmenin ticari iş niteliğinde olması nedeniyle avans faiz oranlarının uygulanması gerekirken yasal faiz uygulanması nedeniyle bozulduğu anlaşılmıştır.
İlgili mahkeme kararları ve evraklar celp edildikten sonra bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış bilirkişi heyeti 16/01/2020 tarihli ek raporunda özetle; mahkemece kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan yerlerin hesaplamada tenzil edilerek yıllık kira bedellerinin ve gecikme zammı ile faizlerin bulunması ve KDV dahil edilerek hesaplanması ayrıca 2006 yılı 1. ve 2.taksitlerinin ve bu döneme ait gecikme zammı tutarlarının ayrı olarak hesaplanmasının talep edildiğini, davacının itirazlarının hesaplamanın günümüze kadar yapılması gerektiği ve cezai şarta ilişkin hesaplama yapılması gerektiği noktasında toplandığını, davalının ise hesabın fahiş olduğu noktasında toplandığını, kök ve ek raporda belirtildiği üzere davacı idare Yargıtay’ın tahliye kararının onanmasına dair ilamının tebliğinden itibaren ceza şartı uygulanmasını talep ettiğini, halbuki davacı idarenin tahliye kararının gereğinin yerine getirmesi için taşınmazın tahliyesine ilişkin icra takip dosyasını yeterince takip etmediği ve kendi kusuruyla zararın artmasına neden olduğunu, TBK 114/2 maddesi gereği haksız fiillerinin kıyasen sözleşmeye aykırılık durumlarında da uygulanacağını, haksız fiilde indirimi düzenleyen 52.madde de “zarar gören zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında yada artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırılmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükmünün bulunduğunu, tahliyenin gerçekleştirilmesi için gerekli önlemleri almayarak zararın doğmasına ve artmasına neden olduğu için sözleşmedeki ceza şartına dayanarak tazminat istenilemeyeceğine ilişkin kök raporlarındaki düşüncelerinin devam ettiğini, bu konuda takdirin mahkemeye ait olduğunu, taraflarınca hazırlanan 01/05/2018 tarihli 1.ek raporda işletme ücretlerinden kullanılmayan alan nedeniyle indirim yapıldığını, bu kez mahkemece verilen görev kapsamında KDV dahil taksit bedelleri üzerinden faiz hesaplanarak her bir ay için faiz oranları ile işletme bedelleri oranlarının ayrı ayrı hesaplanarak tabloda gösterdiklerini, buna göre yapılan hesaplama sonucunda 2006-2010 yıllarına ait taksitler ve faizlere ilişkin;
Kullanılmayan alan oranında indirimli işletme bedelleri toplamı (KDV dahil) 897.623,49 TL,
Kullanılmayan alan oranında indirimli işletme bedelleri üzerinden hesaplanan faiz tutarları toplamı (KDV dahil) 709.789,40 TL olmak üzere toplam 1.607.412,89 TL olduğunu, 2016 yılı 1.ve 2.taksitleri işletme bedeli ve faiz tutarları olan 214.265,5 TL indirildiğinde geriye 1.393.147,31 TL tazminat talep edilebileceğini belirtmişlerdir.
Davalı şirket terkin edildiğinden ihyası için süre verilmiş verilen sürede açılan dava sonucunda şirketin ihyasına karar verilerek tasfiye memuru atanmış kesinleşen karar üzerine tasfiye memurunun atadığı vekil vasıtasıyla dava takip edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacı bakanlığa ait orman içi dinlenme yerinin işletilmesi için açılan ihaleyi kazanan dava dışı … İnşaat şirketi ile davacı arasında kira sözleşmesi imzalandığı, daha sonra davalı şirketin sözleşmeyi imzalayan … şirketine ait tüm hisseleri satın aldığı ve davacı idare ile yapılan aynı sözleşmeyi kabul ettiğini davacı idareye bildirdiği, davacı idare ile davalı arasında sözleşme tanzim edildiği, sözleşme uyarınca kira bedelleri ödenmediğinden davalı hakkında tahliye davası açılarak tahliyesine karar verildiği ve kararın onandığı, buna istinaden sözleşmenin feshedildiği ancak davacı tarafından taşınmazın tahliye edilerek teslim edilmediği bu nedenle 2006 yılından 2010 yılına kadarki işletme bedeli ile sözleşmeye göre hesaplanacak gecikme zammı ve cezai şartın tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tahliye kararına ilişkin sulh hukuk mahkemesi ilamı kıyı kenar çizgisine ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ve krokisi, 12.ATM’de açılan kira tespiti ve muhtesap bedelinin tahsili kararları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında tanzim edilen sözleşme ile davacıya ait taşınmazın dinlenme konaklama ve sair faaliyetler için davalıya kiraya verildiği, davalının kira bedellerini ödememesi nedeniyle hakkında açılan tahliye davası sonucunda sulh hukuk mahkemesince tahliyesine karar verilerek kararın kesinleştiği, buna rağmen davalının taşınmazı davacıya teslim etmediği ve kira bedelini ödemediği, taşınmazda fuzuli şagil olarak bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı 2006 yılından tahliyenin gerçekleştiği 2010 yılına kadarki kira alacağı, gecikme faizi ve cezai şartı talep etmiş olmakla birlikte davalı taraf süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğundan bu hususun değerlendirilmesi gerekmiş, dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunun 126.maddesinin 1.bendine göre kira sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğundan dava tarihi olan 18/05/2011 tarihinden geriye doğru 5 yıl hesaplandığında 2006 yılının 1.ve2.taksitlerinin zaman aşımı dolduğu anlaşıldığından buna yönelik talebin zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca dava konusu sözleşme kapsamında davalıya kiralanan ve teslim edilen taşınmaz 17133 m2 olduğu halde daha sonra hazine tarafından açılan dava sonucunda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımdan davalının müdahalesinin menine karar verildiği, bu durumda bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının kullanamadığı alanın sözleşme kapsamındaki alanın %34,28’ne tekabül ettiği anlaşıldığından bu oranda indirim yapılması gerektiği kanaati varılmıştır.
Her ne kadar davacı sözleşmede düzenlenen cezai şartı talep etmiş ise de sulh mahkemesinin kesinleşen tahliye kararına rağmen icra takibi yaparak davalıyı tahliye etmesi gerekirken tahliye etmeyen davacının zararın doğmasına ve artmasına sebep olduğu için sözleşmedeki cezai şartı eski Borçlar Kanunun 52.maddesi uyarınca talep edemeyeceği kanaatine varıldığından davacının bu kaleme yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu değerlendirmeler sonucunda davacıya ait taşınmazı sözleşmenin feshi ve tahliye kararına rağmen tahliye etmeyen davalının tahliye tarihine kadar geçen süreye ait bilirkişi son ek raporunda belirlenen 809.469,41 TL işletme bedeli, 583.677,90 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.393.147,32 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve ceza şartı talebinin tamamına yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne 809.469,41 TL işletme bedeli, 583.677,90 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.393.147,31 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, işletme bedeli ve gecikme faizinin fazlaya ilişkin kısmı ile ceza şartı bedelinin tamamına yönelik talebin reddine,
2-Alınması gerekli 95.165,89 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.038,90 TL tebligat posta gideri ve 4.878,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.916,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red edilen miktarları göz önüne alındığında 423,62 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 122,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red edilen miktarları göz önüne alındığında 113,27 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca hesaplanan 81.560,16 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.uyarınca hesaplanan 269.281,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imzae-imza