Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/719 E. 2022/822 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2013/719 Esas
KARAR NO : 2022/822

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : 1- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … -…
DAVACI : 2- ….
VEKİLLERİ : Av. …..
Av. … –
Av. … – ….
DAVALI : … – (T.C.:…) …
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2013
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacılar vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın …. ili, …. ilçesi, …. mahallesi, …. parselde bulunan fabrikasının inşası ve bu fabrikada yapılan mobilya üretimindeki maddi sıkıntılardan dolayı davalıdan değişik zamanlarda borç para aldığını, davalının verdiği borçlara karşılık devamlı aşırı faizler tahakkuk ettirmek sureti ile davacı …’dan yeni senetler aldığını, …’ın fabrika inşaatını tamamlamak, almış olduğu siparişleri, yapmış olduğu yatırmaları devam ettirebilmek ve düzeninin dağılmamasını sağlamak için davalının aşırı faiz tahakkuk ettirerek düzenlediği senetlere baskı ve zor durum altında şahsi borçlu olarak imza atmak zorunda kaldığını, … tarafından davalıya kısmi olarak devamlı ödemeler yapıldığını, davalıya yapılan ödemelerde gecikmeler yaşandığını, bu gecikmeler nedeniyle davalı tarafından … ve diğer borçlu….ın imzasının bulunduğu senetlere davacı şirkete ait fabrikanın kaşesini basmak suretiyle davacı şirketi de borçlu hale getirdiğini, davalının bu senetlerin tahsili amacıyla … E. sayılı dosyalan ile davacılar aleyhine takibe geçtiği; bunun üzerine davacıların davalı hakkında tefecilikten suç duyurusunda bulunduklan, bu şikayet üzerine davalı hakkında …. K. Sayılı dosyası ile yapılan yargılamada davacının aleyhinde cezai hüküm tesis edildiği; tefecilik nedeniyle yapılan şikayet soruşturma aşamasında iken davacının … E. ve …. E. sayılı dosyalan ile baskı yapmak ve davacıların zor durumlarından yararlanmak sureti ile davacılardan 375.000 EURO aynca faiz alınması karşılığında Davacılara 24.12.2010 tarihli protokol imzalattığı; davacılara işlerinin sıkıntıya girmemesi için bu protokolü zorla imzalattığının…K. sayılı dosyasındaki tanık beyanları ile sabit olduğu; müvekkili davacıların 24.12.2010 tarihli protokolde belirtilen 15.01.2011-35.000 EURO vadeli ödeme (20.000 EURO banka hesabına bakiye 15.000 EURO ise; elden ödendiği, 14.02.2011-35.000 EURO vadeli ödeme 14.03.2011-35.000 EURO vadeli ödeme, 15.04.2011-35.000 EURO vadeli ödeme, 14.05.2011-35.000 EURO vadeli ödeme, 16.06.2011-35.000 EURO vadeli ödeme, 15.07.2011-35.000 EURO vadeli ödeme, 14.08.2011-35.000 EURO vadeli ödeme, 15.09.2011-35.000 EURO vadeli ödemeyi davalıya yaptığı ve ödemesi yapılan senetleri davalıdan teslim aldığı; davacıların davalının avukatı Av. Reşat Yıldırım’a 24.12.2010 tarihli protokol gereği 70.000 TL avukatlık ücreti ödediği; böylece 24.12.2010 tarihli protokol gereği davacıya toplamda 315.000 EURO ve 70.000 TL avukatlık ücreti ödendiği; davalıya yapılan ödemeler nedeniyle zor duruma düşen davacı şirketin …. ile diğer tedarikçi ve alacaklılarına borcunu ödeyemediği; alacaklı şirketlerce davacı şirket aleyhine icra takibine geçildiği ve asıl alacak haricinde ayrıca faizler, masraflar ve avukatlık ücretleri istendiği; kredi borçlarının ödenememesi nedeniyle …. tarafından davacılar aleyhine … E. Sayılı takip dosyaları ile 4.209.222,08 TL (faiz ve masrafsız) icra takibine geçildiği; davacı şirketin üretim yaptığı şirkette çalışan yaklaşık 150 (yüzelli) işçisini işten çıkardığı; davalı tarafından davacı şirketin üretim ve ticari hayatının bitirildiği; davacı şirketin iflas eşiğine geldiği, borç batağına düştüğü, ticari hayatının yok olduğu; davalının davacılara karşı nasıl bir faiz politikası izlediğinin ceza dosyası içerisinde bulunan ….Vergi Denetim Raporu ile açıkça ortaya konduğu; davacılar ile davalı arasında herhangi bir sözleşme olmamasına rağmen yasal ve reeskont faiz oranının üstünde bir oranla davacılar aleyhine icra takibi yapıldığını; Vergi Denetim Raporu davalının davacılardan 1.963.524,50 TL faiz aldığını resmi olarak ortaya koyduğu; davacıların davalıya yaptığı ödemeler nedeniyle maddi bir çıkmaza düşerek 24.12.2010 tarihli protokolde belirtilen 15.10.2013 tarihli 35.000 EURO senet bedelini davalıya ödeyemediği; bunun üzerine davalının, 24.12.2010 tarihli protokoldeki “İş bu protokol 7 (yedi) madde ve 2 (iki) sahifeden ibaret olup şartlar yerine getirilmediği taktirde FESH EDİLECEKTİR ve icra dosyaları için HACİZ İŞLEMLERİ KALDIĞI YERDEN DEVAM EDECEKTİR İCRAYA KONMAYAN SENETLER AYRICA İADE EDİLECEKTİR” hükmü gereği davalı tarafından icra işlemlerine kaldığı yerden daha ağır ve hızlı bir şekilde devam edildiği…E. sayılı dosyaları ve Ankara Kazan İcra Müdürlüğü 2010/623 T. sayılı dosyası ile davacılara ait bütün menkul ve gayrimenkul malların haczedildiği; haczedilen bu malların satışının istendiği; davacı … ile işbu dava dışı olup takip dosyasının borçlusu Nihat Bostan’ın evlerinde bulunan bütün eşyalar muhafaza altına alındığı; davacı …’a ait evlerin, davacı şirkete ait …. parselde bulunan ve 12.595.804,00 TL değeri bulunan arsa ve fabrikanın satışmm istendiği; protokol gereği alman toplam 1.350.000 EURO bedelli 33 (otuzüç) adet senedin davacılara imzalatılması ve davalı tarafından davacılardan tekrar ve ayrıca 375.000 EURO faiz istenmesi ve davalmm İKİNCİ KEZ tefecilik suçunu işlemesi nedeniyle davalı aleyhinde A… Hazırlık sayılı dosyası ile “Tefecilik ve Tehdit”ten dolayı suç yeniden duyurusunda bulunulduğu; Davalmm, protokol gereği verilen senetleri Ankara ….E. sayılı dosyasıyla Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icra takibine koyduğu; … Mahkemesinin kararı ve Saym Mahkemeye arz edilen beyan ve deliller gereğince 24.12.2010 tarihli protokolün davacılara zorla ve baskı altmda imzalatıldığında protokolün geçerliliği için zorunlu şart olan “İrade Serbestisi ve Hürriyeti” şartının gerçekleşmediği; bu nedenle 24.12.2010 tarihli protokolün geçerli olmadığı; davalının, …. E. sayılı dosyası ile 24.12.2010 tarihli protokolün onuncu sırasında bulunan 15.10.2011 vadeli 35.000 EURO’luk senet ve bundan sonraki senetleri icra takibine koyduğu; ….Esas sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesinde de davacılarca 315.000 EURO’nun ödendiğinin ortaya konulduğu; davalmm 24.12.2010 tarihli protokole dayalı olarak davacılar aleyhine … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapabilmesi için davacıların 24.12.2010 tarihli protokole uyulmadığından bahisle temerrüde düşürmesi gerekeceği ancak bunun yapılmadığını beyanla A…. E. dosyalan ile davacılar aleyhine yürütülen icra takibinin ivedilikle tedbiren durdurulmasını, ….E., …. E…E. sayılı dosyalarından davalıya yapılacak ödemelerin tedbiren durdurulmasını, davacıların…. E. sayılı dosyalan ile aleyhlerine yürütülen icra takipleri için davalıya borçlu olmadığının tespitini, Davalının haksız ve suç sayılan işlemleri ile borçlu duruma getirdiği davacı şirketin (fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL davalıya borçlu olmadığının tespitini, davacı tarafından davalıya fazladan ödenen miktar yönünden (fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan istirdadını, davalının yapmış haksız ve kanuna aykırı işlemler nedeniyle davacıların uğramış olduğu maddi zarar için şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tazminine, aksi takdirde davacılar tarafından davalıya fazladan ödenen (fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan istirdadını,davalının yapmış haksız ve kanuna aykırı işlemler nedeniyle davacıların uğramış olduğu maddi zarar için (fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tazminini, davacıların davalıya yapmış olduğu haksız ve fazla ödemeler ile davalının davacılara vermiş olduğu maddi zararın bilirkişi marifeti ile tespiti sonrasında davalının davacılardan haksız olarak talep ettiği miktar üzerinden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalının 20.02.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle, ….E. sayılı dosyasında takibe konu alacakların 6100 sayılı HMK’nın ilgili maddeleri gereğince kesin, net ve çekişmesiz olduğu; davacılarca bu miktarlar üzerinden peşin harç yatırılması yerine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış olduğundan öncelikle davacıların 2.366.513,10 TL üzerinden hesaplanacak peşin harcı tamamlanması, bunun için de davacılara kesin süre verilmesi, bu süre içerisinde harem tamamlanmaması halinde dava şartı nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin; kesinleşmiş bir icra takibi nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin istirdat davası açılabilmesi için 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile davanm reddine karar verilmesinin; 24.12.2010 tarihli protokol gereğince vekil ….’a ödenen 70.000,00 TL’nin istirdadı talep edilmiş ise de talepten de görüldüğü üzere söz konusu ödemenin davalıya değil avukatına yapılmış olması ve Avukatlık Yasası gereğince ücretin avukata ait olacağı hüküm altına alınmış olduğundan bu miktarın avukattan talep edilmesi gerektiğinden bu miktar açısmdan husumet yokluğu nedeni ile davanm reddine karar verilmesinin; davacıların A…. E. sayılı dosyalarında başlatılan icra takibinin iptali için …E. sayılı dosyasında görülen dava reddedildiği, red kararının kesinleşmiş olması nedeniyle davacıların tarafıma bu icra takiplerine konu senetler nedeni ile borçlu olmadıklarını ileri sürmelerinin mümkün olmadığı; söz konusu protokolün incelenmesinde, senetlerin bir kısmının protokol tarihi itibari ile icra takibine konu edildiği, bir kısmının ise henüz vadesi gelmemiş senetler nedeni ile alındığı, protokol tarihinden sonra ekte sunulan teslim tutanaklarından da anlaşıldığı üzere protokolün yapılması ile birlikte protokol tarihi itibari ile vadesi gelmemiş eski borç senetleri davacı borçlulara iade edildiğinden takibe konu senetlerin bedelsiz kaldığının iddia edilmesinin mümkün olmadığı; Vergi Denetim Kurulu’nca düzenlenen inceleme raporu ile hakkımda tefecilik nedeni ile açılan ceza davasında, davacıların söz konusu senetler nedeni ile tarafıma borçlu olmadığının tespit edildiği ileri sürülmekle birlikte söz konusu inceleme raporu ile ceza davasında davacıların borçlu olmadığı tespit edilmemiş, sadece tarafımca davacıların borçlarına izinsiz faiz işletildiği iddiası ile alman faizler nedeni ile tefecilik yaptığım iddia edilerek bu faiz gelirleri üzerinden aleyhime vergi tarhiyatı yapıldığı ve faiz gelirlerim nedeni ile tefecilik suçu nedeni ile hakkımda dava açıldığı; vergi tarhiyatına itiraz edildiği ve ceza kararının temyiz edildiği, her iki açıdan kesinleşmiş bir durum söz konusu olmadığı; davacılarca vergi incelemesi sırasında inceleme elemanına verilen ve faiz dışında asıl alacak belirtildiği, davacıların borçlu olduklarını kendi iradeleri ile beyan ettikleri, ayrıca tefecilik nedeni ile …. E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davacı tanıklan tarafından “davacılar ile tarafımı uzlaşma için avukat bürosunda bir araya getirdiklerinde davacıların tarafıma 1.000.000,00 TL borçlu olduklarını kabul ettikleri” yönündeki beyanları davacıların borçlu olduklarını ortaya koyduğu; davacıların iddia edilen fabrika ve malları tarafımdan başlatılan icra takipleri nedeni ile değil davacılar aleyhine…. tarafından başlatılmış olan icra takibi neticesinde satılmış olduğundan davacılann bu yöndeki zarar taleplerinin reddine karar verilmesinin; davacılar tarafından söz konusu icra takipleri nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edildiği, ancak icra takiplerinde kötü niyetli olmadığım gibi davacılann davalarını istirdat müessesesine dayandırmış olmalan ve kesinleşmiş icra takiplerine karşı açmış olmalan nedeni ile bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesi; davacılar tarafından senede, dolayısı ile yazılı delile dayanan alacağımm olmadığı veya ödendiği konusunda herhangi bir yazılı delil ileri sürülemediğinden, söz konusu davalann öncelikle bu nedenle reddine karar verilmesinin talep edildiği tespit edilmektedir.
DELİLLER :
…. E. sayılı İADE EDİLECEKTİR” hükmü gereği davalı tarafından icra işlemlerine kaldığı yerden daha ağır ve hızlı bir şekilde devam edildiği; …. E. sayılı dosyaları ve …. T. sayılı dosyası ile davacılara ait bütün menkul ve gayrimenkul malların haczedildiği; haczedilen bu malların satışının istendiği; davacı … ile işbu dava dışı olup takip dosyasınm borçlusu Nihat Bostan’m evlerinde bulunan bütün eşyalar muhafaza altma alındığı; davacı …’a ait evlerin, davacı şirkete ait …. parselde bulunan ve 12.595.804,00 TL değeri bulunan arsa ve fabrikanın satışmm istendiği; protokol gereği alman toplam 1.350.000 EURO bedelli 33 (otuzüç) adet senedin davacılara imzalatılması ve davalı tarafından davacılardan tekrar ve ayrıca 375.000 EURO faiz istenmesi ve davalının ikinci kez tefecilik suçunu işlemesi nedeniyle davalı aleyhinde …. Hazırlık sayılı dosyası ile “Tefecilik ve Tehdit”ten dolayı suç yeniden duyurusunda bulunulduğu; Davalmm, protokol gereği verilen senetleri ….E. sayılı dosyasıyla Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu ile icra takibine koyduğu… kararı ve Saym Mahkemeye arz edilen beyan ve deliller gereğince 24.12.2010 tarihli protokolün davacılara zorla ve baskı altmda imzalatıldığında protokolün geçerliliği için ZORUNLU ŞART olan “İrade Serbestisi ve Hürriyeti” şartının gerçekleşmediği; bu nedenle 24.12.2010 tarihli protokolün geçerli olmadığı; Davalının,…. E. sayılı dosyası ile 24.12.2010 tarihli protokolün onuncu sırasında bulunan 15.10.2011 vadeli 35.000 EURO’luk senet ve bundan sonraki senetleri icra takibine koyduğu;…. Esas sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesinde de davacılarca 315.000 EURO’nun ödendiğinin ortaya konulduğu; davalmm 24.12.2010 tarihli protokole dayalı olarak davacılar aleyhine …. E. sayılı dosyası ile icra takibi yapabilmesi için davacıların 24.12.2010 tarihli protokole uyulmadığından bahisle temerrüde düşürmesi gerekeceği ancak bunun yapılmadığını beyanla A…. E. sayılı dosyalan ile aleyhlerine yürütülen icra takipleri için davalıya borçlu olmadığmm tespitini, Davalının haksız ve suç sayılan işlemleri ile borçlu duruma getirdiği davacı şirketin (fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL davalıya borçlu olmadığmm tespitini, davacı tarafından davalıya fazladan ödenen miktar yönünden (fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan istirdadını, davalının yapmış haksız ve kanuna aykırı işlemler nedeniyle davacıların uğramış olduğu maddi zarar için şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tazminine, aksi takdirde davacılar tarafından davalıya fazladan ödenen (fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan istirdadını,davalının yapmış haksız ve kanuna aykırı işlemler nedeniyle davacıların uğramış olduğu maddi zarar için (fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tazminini, davacıların davalıya yapmış olduğu haksız ve fazla ödemeler ile davalının davacılara vermiş olduğu maddi zararın bilirkişi marifeti ile tespiti sonrasında davalının davacılardan haksız olarak talep ettiği miktar üzerinden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalının 20.02.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle,….E. sayılı dosyasında takibe konu alacakların 6100 sayılı HMK’nın ilgili maddeleri gereğince kesin, net ve çekişmesiz olduğu; davacılarca bu miktarlar üzerinden peşin harç yatırılması yerine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL üzerinden harç yatırılmış olduğundan öncelikle davacıların 2.366.513,10 TL üzerinden hesaplanacak peşin harcı tamamlanması, bunun için de davacılara kesin süre verilmesi, bu süre içerisinde harem tamamlanmaması halinde dava şartı nedeni ile davanm reddine karar verilmesinin; kesinleşmiş bir icra takibi nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin istirdat davası açılabilmesi için 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile davanm reddine karar verilmesinin; 24.12.2010 tarihli protokol gereğince vekil ….’a ödenen 70.000,00 TL’nin istirdadı talep edilmiş ise de talepten de görüldüğü üzere söz konusu ödemenin davalıya değil avukatına yapılmış olması ve Avukatlık Yasası gereğince ücretin avukata ait olacağı hüküm altına alınmış olduğundan bu miktarın avukattan talep edilmesi gerektiğinden bu miktar açısmdan husumet yokluğu nedeni ile davanm reddine karar verilmesinin; davacıların …. E. sayılı dosyasında görülen dava reddedildiği, red kararının kesinleşmiş olması nedeniyle davacıların tarafıma bu icra takiplerine konu senetler nedeni ile borçlu olmadıklarını ileri sürmelerinin mümkün olmadığı; söz konusu protokolün incelenmesinde, senetlerin bir kısmının protokol tarihi itibari ile icra takibine konu edildiği, bir kısmının ise henüz vadesi gelmemiş senetler nedeni ile alındığı, protokol tarihinden sonra ekte sunulan teslim tutanaklarından da anlaşıldığı üzere protokolün yapılması ile birlikte protokol tarihi itibari ile vadesi gelmemiş eski borç senetleri davacı borçlulara iade edildiğinden takibe konu senetlerin bedelsiz kaldığının iddia edilmesinin mümkün olmadığı; Vergi Denetim Kurulu’nca düzenlenen inceleme raporu ile hakkımda tefecilik nedeni ile açılan ceza davasında, davacıların söz konusu senetler nedeni ile tarafıma borçlu olmadığının tespit edildiği ileri sürülmekle birlikte söz konusu inceleme raporu ile ceza davasında davacıların borçlu olmadığı tespit edilmemiş, sadece tarafımca davacıların borçlarına izinsiz faiz işletildiği iddiası ile alman faizler nedeni ile tefecilik yaptığım iddia edilerek bu faiz gelirleri üzerinden aleyhime vergi tarhiyatı yapıldığı ve faiz gelirlerim nedeni ile tefecilik suçu nedeni ile hakkımda dava açıldığı; vergi tarhiyatına itiraz edildiği ve ceza kararının temyiz edildiği, her iki açıdan kesinleşmiş bir durum söz konusu olmadığı; davacılarca vergi incelemesi sırasında inceleme elemanına verilen ve faiz dışında asıl alacak belirtildiği, davacıların borçlu olduklarını kendi iradeleri ile beyan ettikleri, ayrıca tefecilik nedeni ile…. E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davacı tanıklan tarafından “davacılar ile tarafımı uzlaşma için avukat bürosunda bir araya getirdiklerinde davacıların tarafıma 1.000.000,00 TL borçlu olduklarını kabul ettikleri” yönündeki beyanları davacıların borçlu olduklarını ortaya koyduğu; davacıların iddia edilen fabrika ve malları tarafımdan başlatılan icra takipleri nedeni ile değil davacılar aleyhine … tarafından başlatılmış olan icra takibi neticesinde satılmış olduğundan davacılann bu yöndeki zarar taleplerinin reddine karar verilmesinin; davacılar tarafından söz konusu icra takipleri nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edildiği, ancak icra takiplerinde kötü niyetli olmadığım gibi davacılann davalarını istirdat müessesesine dayandırmış olmalan ve kesinleşmiş icra takiplerine karşı açmış olmalan nedeni ile bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesi; davacılar tarafından senede dayanan bir alacağının bulunmadığı konusunda herhangi bir yazılı delil ileri sürülemediğinden davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER :

-…. E. sayılı takip dosyaları.
…. E.sayılı takip dosyası
-Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, icra takibine dayanak bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkind
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız arasına celp edilen ….aleyhine başlatılan icra takibine dayanak 22/04/2009 tanzim, 30/07/2009 vade tarihli ve 65.000,00 EURO bedelli bono ile 22/04/2009 tanzim, 30/08/2009 vade tarihli ve 60.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/09/2009 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/10/2009 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/11/2009 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/12/2009 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/01/2010 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 28/02/2010 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/03/2010 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/04/2010 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bono, 22/04/2009 tanzim, 30/05/2010 vade tarihli 50.000,00 EURO bedelli bonoya istinaden 1.212.373,00 -TL asıl alacak , 157.170,31-TL işlemiş faiz, 3.638,02-TL %0,30 oranında komisyon ve 102,30-TL protesto masrafı olmak üzere toplam 1.373.583,63-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ve takip giderleri ile tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen…. aleyhine başlatılan icra takibine dayanak 30/05/2007 tanzim, 30/078/2008 vade tarihli ve 15.000,00 EURO bedelli bonoya istinaden 26.016,00-TL asıl alacak, 12.566,80-TL işlemiş faiz ve 78,05-TL %0,30 oranında komisyon alacağı olmak üzere toplam 38.660,85-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ve takip giderleri ile tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Yine,…. E.sayılı takip dosyasının incelenmesinde ise; dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacıları olan … ve …. aleyhine başlatılan icra takibine dayanak 15/10/2011 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 15/12/2011 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 16/11/2011 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 14/01/2012 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 16/02/2012 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 16/03/2012 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 16/04/2012 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 14/05/2012 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli, 16/06/2012 tanzim ve 35.000,00 EURO bedelli bonoya istinaden 750.116,00-TL asıl alacak , 204.153,13-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 954.269,63-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ve takip giderleri ile tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
….karar sayılı kararı ile dosyamız davalısı olan … hakkında dosyamız davacılarından aldığı dava konusu senetlerin de aralarında bulunduğu 22 adet bono nedeniyle TCK 241/1 maddesi kapsamında tefecilik suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi istemiyle açılan kamu davası sonucunda sanığın neticeten hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezanın TCK 51. m.gereğince ertelenmesine karar verildiği, kararın temyizen …Başkanlığının 08/06/2017 tarih … esas, …. karar sayılı ilamı ile onanmakla kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra bilirkişi heyetlerinden asıl ve ek raporlar temin edilmiş, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesini teminen farklı bir bilirkişi heyetinden asıl ek raporlar temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan ve dava konusu icra takip dosyaları yönünden asıl alacak ve fer’iler ile birlikte hesaplamayı içeren bilirkişi …. tarafından tanzim edilen ek raporda ise özetle; davacıların faiz geliri karşılığı düzenlendiğini ileri sürdükleri -takibe konulup konulmadığı fark etmeksizin davalının elinde bulunan bonolar- yönünden senetle ispat kuralı dışında bedelsizlik iddiasında bulunabileceği hususunun takdir ve değerlendirmesinin münhasıran Mahkemeye ait olduğu, Mahkeme tarafından bu kanıya varılır ise; rapor içeriğinde Vergi Tekniği Raporu’nda belirtilen ve kesinleşmiş …i kararı ile varlığı hukuken maddi gerçeklik haline dönüşen olgunun davalının bu Protokol ile aldığı 1.315.000,00 Euro karşılığı bonolardan 971.500,00 Euro + 59.000,00 TL’lik kısmının faiz geliri karşılığı olduğu ve dolayısı ile bu miktar yönünden bedelsizliğin ileri sürülebileceği, bu durumda bedelsizlik iddiasına konu edilemeyecek olan davalı alacağının 1.315.000,00 Euro – (971.500,00 Euro + 59.000,00 TL) = 378.500,00 Euro (-, eksi) 59.000,00 TL olarak hesaplanabileceği, bu miktarın 17/06/2010 takip tarihi Euro efektif satış kuru ile 347.990,12 Euro olacağı, 11/11/2013 dava tarihi itibari ile ise 356.929,37 Euro olacağı, davalının elinde 24/12/2010 tarihli Protokol’den önce, geçmiş dönemlerde aldığı bonolardan var ise, bu bonoların da bu varsayıma göre bedelsizliğinin evleviyetle düşünülmesi gerekeceği, terditli/alternatif hesaplamalar rapor içeriğinde gösterilmekle birlikte, tahsilde mükerrerliğe sebebiyet vermemek kaydıyla, davalının …. Esas sayılı takibinde 753.776,31-TL asıl alacak, 84.760,33 TL işlemiş faiz, 102,30 TL protesto, 2.261,33 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 840.900,26 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ve takip ferilerini davacılardan talep edebileceği, bu takibe dayanak gösterilen ve hesaplamada dikkate alınmayan diğer bonoların ise bedelsizliğinin düşünülebileceği, …. Esas ve sonraki tarihli olan A…E. sayılı ve 05.11.2013 tarihli takibe konu bonoların bedelsizliğinin düşünülebileceği,…. Esas sayılı takibinde takip tarihi itibari ile davalının 1.373.583,63 TL talep ettiği, farkın 532.683,37 TL ve %20’sinin 106.536,67 TL olduğu, Mahkeme tarafından her üç takip birlikte ele alınacak ise; 840.900,26 TL’nin Euro karşılığının (kur, 1,9333) 434.843,45 Euro olduğu, davalının üç ayrı takipte 905.000,00 Euro talep ettiği, farkın 470.156,55 Euro olduğu, %20’sinin TL olarak 181.790,73 TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Yargılama aşamasında dava konusu bonoların toplam değerleri üzerinden eksik peşin harcın ikmali için ara kararlar kurulmuş ise de; bu hususta yargılama sürecinde 2014 yılında kurulan ara kararların yerleşik içtihatlar ile HMK 94.maddesi bağlamında yasal ihtarat içermediği ve kapsamı itibariyle de harç ikmaline dayanak borç usule uygun olmadığı gözetilerek yeniden eksik peşin harcın ikmali için yeniden ara karar kurulmuştur. Yargılama sürecinde …2018 tarihli celsede Kurulan ara kararı gereğince eksik peşin harç davacı vekili tarafından ikmal edilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından davacının ara kararlara rağmen eksik peşin harcın kesin sürede yatırmadığı ve sunduğu beyan dilekçesinde maddi tazminat ve istirdat taleplerinin bulunmadığı ve bu konudaki taleplerinden feragat ettiği ileri sürülmüş ise de; 3. Kez verilen eksik peşin harç ikmaline ilişkin ara kararı haricindeki ara kararların usule uygun olmadığı ve davacının usule aykırı nitelikteki ara karar gereğince harcı ikmal edememesi nedeni ile zorunlu olarak sunduğu beyan dilekçesindeki beyanlarının dava konusu taleplerinden feragat ettiği şeklindeki yorumlanamayacağı kanaatine varılmakla; bu yöndeki davalı yan iddialarına itibar edilmesi hukuken mümkün görülmemiştir.
Bilindiği üzere; Bonoda ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talil edilmesi (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedin (talil eden) veriliş nedenini değiştiren kişi, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin (talili) veriliş nedeninin değiştirmesi denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir.
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira, davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir (H….
Dosyamızda dava konusu bonolar nedeni ile menfi tespit istemine dayanak maddi ve huuki olgu, bonoların tefecilik eylemi sonucunda davacıdan davalı tarafından alındığıdır. Bilindiği üzere; tefecilik suçu, 03.06.1933 gün ve 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun’un 17.maddesi ile 11.09.1981 gün ve 2520 sayılı 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3.maddesinde düzenlenmişken, ayrıca 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 241.maddesiyle de düzenleme altına alınmıştır.
Tefeciliğe konu olan sözleşme, bonoların tanzim tarihleri itibariyle somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 19/II ve 20/I.m. kapsamında kanuna ve ahlaka aykırı olduğu konusunda kuşku ve duraksama bulunmamaktadır.
Kambiyo senedi niteliğindeki bononun tefecilik sebebiyle düzenlenip karşı tarafa verildiğini ispat edebilmek için yasal deliller (ikrar, yazılı delil), bulunmalı veya 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki şartlar dairesinde diğer bir ifade ile; ancak yazılı sözleşmeye veya duruşma tutanağındaki ikrar ile anlaşılabilen açık bir muvafakat bulunması halinde dinlenebilen belli tanık beyanları veya eldeki davada bunların da mevcut olmaması halinde tefecilik yaptığı iddia olunan kişi hakkında açılmış ve mahkumiyetiyle sonuçlanmış bir ceza mahkemesi kararı bulunmalıdır. Aksi takdirde, senedin (bononun) gayri ahlaki amaçla verildiği yönündeki iddianın tanıkla ispatı halinde, bono emniyeti kalmaz. Her bononun, tefecilik ilişkisi nedeniyle verildiği yalancı tanıklarla ispat edilerek iptali sağlanabilir. Bu ise, hem HMK 200.m. hükmüne hem de bono emniyetine aykırı düşer.
Somut olayda bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde:
Eldeki dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının saptanması istemine ilişkin olduğuna göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamaların ışığında ele alınması gerekir.
Görülmekte olan davada, davacı senetlerdeki imzayı inkar etmemiş; davalı ile arasındaki aşırı faizli para alıp verme nedeniyle tefecilik ilişkisinin bulunduğunu ve takibe konulan bonoların bedellerini ödediğini, davalının taraflar arasında imzalanan birkısım bedelsiz kalan senetleri icra takibine koyduğunu iddia ederek borçlu olmadığının tespitini istemiş; daha sonra icra takibinde cebri icra tehdide altında yapılan ödemenin istirdadını talep etmiştir.
Dava, kambiyo senedinin bedelsizliği nedeniyle açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı hakkında, davacının şikayeti üzerine açılan ceza davasında yukarıda değinildiği üzere mahkumiyet hükmü kurulmuş ve verilen karar temyizen kesinleşmiştir. Bu durumda, 6098 sayılı TBK’nın 74. m. uyarınca ceza mahkemesinin maddi olguya dair tespiti hukuk hakimini bağlar. Ancak açılan ceza davasında katılan konumundaki dosyamız davacısı olan … Kazan’da ticari amaçla fabrika arsası satın aldığını, bu dönemde davalının ise; kendisine faiz karşılığı borç para verebileceğini söylemesi üzerine 2006 yılında çeşitli dönemlerde kendisinden para aldığını, 2006 yılının sonunda sözkonusu paraları 405.000 Euro’ya bağladıklarını, kendisine 135.000 Euro faiz tahakkuk ettirerek 540.000 Euro toplam bedelli senetleri kendisinden aldığını, daha işlerinin iyi gitmemesi nedeni ile davalıdan yeniden bir miktar borç para aldığını, borç miktarının daha sonra davalının uyguladığı faizi ile birlikte 1.000.000 Euro’ya ulaştığını, daha sonra davalının vekilinin davalının bahse konu alacağına karşılık fabrikaya hacze gelmesi üzerine ortak tanıdıkları aracılığı ile avukatın ofisinde görüştüklerini, 1.000.000 Euro alacağına davalının 350.000 Euro daha tahakkuk ettirildiğini, bu konuda tutanak düzenlenerek davalıya toplam 1.350.000 Euro borcu olduğunu kabul ettiklerini, 2011 yılında sözkonusu borcun 350.000 Euro’luk kısmını ödediklerini ancak işlerinin iyi gitmemesi üzerine kalan borçlarını ödeyemediklerini belirtmiştir. Bahse konu ceza mahkemesindeki beyanı, davacı yönünden hukuken ikrar niteliğinde olup kendisi yönünden bağlayıcı niteliktedir.
Bu bağlamda; yapılan yargılama ve toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında; Mahkememizce de denetime elverişli görülmekle 05/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere vergi tekniği raporunda belirtilen ve kesinleşmiş olan …. Mahkemesi’nin yukarıda değinilen ilamı çerçevesinde davacının davalıya taraflar arasındaki protokol kapsamında verdiği toplam 1.315.000-Euro bedelli bonolara istinaden 971.500-Euro ve 59.000-TL’lik kısmının faiz geliri karşılığı olduğu, kesinleşen ve mahkememiz yönünden TBK 74 m. Gereğince bağlayıcı nitelikteki ceza mahkemesi ilamına konu tefecilik eylemi sonucunda elde edildiği sabit olan 971.500-Euro ve 59.000-TL faiz bedeli tahsilatının hukuken geçerli bir sebepten yoksun olduğu,… ….E. Sayılı takip dosyasında takibe konu 9 adet ve ayrı ayrı 35.000-Euro bedelli bonoların toplam bedeli olan 315.000-Euro ile …. E. Sayılı takip dosyasında takibe konu 1 adet 15.000-Euro bedelli ve …. E. Sayılı takip dosyasında takibe konu bonoların toplam bedeli olan 575.000-Euro ve 315.000-Euro’luk kısım dahil olmak üzere toplam 905.000-Euro’luk kısmın davacıdan haksız yere fazladan tahsil edildiği sabit olan 971.500-Euro’dan mahsubu gerektiği, bu durumda ise; 66.500 Euro bedel ile yine fazladan davacıdan alındığı sabit olan 59.000-TL’lik kısım yönünden istirdat talebinin haklılığının kanıtlandığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ava konusu …. E. İle …E. Sayılı takip dosyaları nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu 66.500,00-Euro ve 59.000,00-TL’nin istirdaden davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemi ile maddi tazminat isteminin reddine, dava konusu icra takiplerinde davalının tefecilik eylemi sonucunda temin ettiği bonoları takibe koymakla haksız ve kötüniyetli olduğu sabit olmakla; hüküm altına alınan miktarın % 20’si oranında 473.302,82-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacının dava açmakta kötüniyeti sabit olmadığından, davalı takip alacaklısının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm kurmak gerekmiştir.
(Mahkememiz’ce emsal nitelikteki…. K. Sayılı ilamı dikkate alınarak hüküm altına alınan yabancı para alacağı yönünden yabancı paranın Türk Lirası karşılığının tahsili amacıyla dava açıldığı dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine takdir edilen vekâlet ücreti miktarları, yabancı paranın(Euro) davanın açıldığı tarihteki efektif satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığına göre, ancak hüküm tarihindeki tarife hükümleri dikkate alınarak takdir edilmiştir.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİNE,
Dava konusu …. E. İle …. E. Sayılı takip dosyaları nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Dava konusu 66.500,00-Euro ve 59.000,00-TL’nin istirdaden davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
3-Davacıların fazlaya ilişkin istemi ile maddi tazminat isteminin REDDİNE,
4-Dava konusu icra takiplerinde davalının haksız ve kötüniyetli olduğu sabit olmakla hüküm altına alınan toplam alacağın % 20’si oranında 473.302,82-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı takip alacaklısının yasal koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
6-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 16.455,25-TL olup davacılar tarafından peşin yatırılan 512,35-TL ve 39.901,79-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 40.414,14‬-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23.958,89‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından peşin yatırılan 24,30-TL ve 512,35-TL peşin harç olmak üzere toplam 536,65‬-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-(Hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 152.134,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-(Reddine karar verilen alacak miktarı gözetilerek) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 205.281,15-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bu dava kapsamında davacılar tarafından yatırılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 4.296,10-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince red-kabul oranı (0,10) gözetilerek 429,61-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile …. Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ
1-Posta ve davetiye gideri : 296,00-TL
2-Bilirkişi ücreti : 4.000,00-TL
TOPLAM : 4.296,00-TL