Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/155 E. 2023/183 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/155 Esas – 2023/183
… MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/155
KARAR NO : 2023/183

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. ….

DAVALILAR : 1-….
Av. …
: 2- …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/01/2016
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 26.01.2017 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “… …”, “…”, “…”, “…”, “…”, “… …”, “…”, “…”, “…”, “… …”, “…”, “… …”, “…”, “… … …”, “… …”, “… …”, “…”, “…”, “…”, “… … …”, “… …”, “… “…” …”, “…”, “…”, “… …”, “…” ibareli ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’na başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, … ilanı üzerine müvekkili tarafından … itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak … tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin …nezdinde “…” esas unsurlu çok sayıda marka tescilinin bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının … sayı ile tanınmış marka olarak da tescilli olduğunu, “…” ibaresinin piyasada bilinen bir marka olduğunu, müvekkili ile davalı …’un aynı sektörde faaliyet gösterdiklerini, “…” ibaresinin davalı adına tescil edilmesi durumunda halk arasında markalann birbirinin devamı seri marka olduğu intibaının uyanacağını, davalının müvekkilinin reklam ve tanıtım kampanyalan ile tanınmış hale getirdiği markadan istifade etmek üzere bu markayı seçtiğinin aşikar olduğunu, “…” ibaresini ilk defa müvekkilinin kullandığını ve markalaştırdığım, müvekkilinden önce böyle bir ibarenin ya da markanın kullanılmadığını, davalının “…” ibareli markayı kullanması halinde, müvekkilinin ülke genelinde kazanmış olduğu ünden haksız fayda sağlayacağını ve müvekkilinin markasının ayırt edici karakterini zedeleyeceğini bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, … sayılı … kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davacının itiraza dayanak markaları ile başvuruya konu markanın görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzer olmadığını, haksız yararlanma, zarar verme ihtimalinin de olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı …’e usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
…BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkememizin 18.07.2017 tarih ve ….. Sayılı davanın kabulüne dair verilen kararı … Sayılı ilamıyla ortadan kaldırılmış, mahkememizce ortadan kaldırma kararı dikkate alınarak yapılan incelemede; “…Bu türden bir davada davacı tarafından marka tescil başvurusuna itiraz edilen davalının, diğer davalı …ile zorunlu dava arkadaşı olduğu tabiidir. Nitekim dava dilekçesinde de başvuruda bulunan gerçek kişi davalı olarak gösterilmiş, mahkemece de dava dilekçesinin tebliği aşamasında ortaya çıkan tereddüt dolayısıyla, ….’dan anılan gerçek kişinin TC kimlik numarasının bildirilmesi istenmiştir. Ancak mahkemece bu amaçla yazılan müzekkerede, dava konusu marka başvuru numarası veya başvuru sahibinin …sahip numarası gibi özel bilgiler belirtilmediğinden, üstelik de asıl marka sahibinin soyadı gerçekte “…” olduğu halde, mahkemece yazılan müzekkerede “…” olarak belirtilmesi nedeniyle, …tarafından “…” ismi ile bulunabilen marka sahipleri bildirilmiş, mahkemece de bunlardan birisi olan (…) TC kimlik numaralı …’e karşı dava yürütülmüş ve bu kişi aleyhine hüküm kurulmuştur.
Oysa Dairemizce marka başvuru numarası belirtilmek suretiyle yazılan müzekkereye …tarafından verilen cevaptan da anlaşıldığı üzere, dava konusu … numaralı marka başvurusunun sahibi, (…) …sahip numaralı, (…) TC kimlik numaralı …’dur. Dolayısıyla mahkemece asıl başvuru sahibine delil sunma imkanı tanınmadan, yanlış kişiye karşı dava yürütülmüş ve aleyhine de hüküm kurulmuştur. Pasif husumet ehliyeti, yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gereken hususlardandır.
Bu durum karşısında mahkemece, doğru kişiye karşı davanın yöneltilerek, dava dilekçesinin tebliğinin sağlanması, sunması halinde delillerinin toplanması ve bundan sonra tüm delillerin yeniden değerlendirilerek yeni bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına,” gerekçesi ile ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen ortadan kaldırma kararına mahkememizce uyulmuş, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
… KARARI:
Mahkememizin 22/01/2019 tarih ve … sayılı davanın kabulüne dair verilen kararı davalı kurum tarafından istinaf edilmiş, … sayılı ilamıyla ve özetle; “…Dava, … marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’un dava konusu edilen marka başvurusunun ve davacının davacının itirazına mesnet markalarının “…” ibaresinden oluştuğu, davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu, iltibas değerlendirmesi yapılırken, markaların benzerliği ile mal ve hizmetlerin benzerliğine ilişkin unsurların birlikte gözönünde tutulması gerektiği, bu bağlamda davalının başvurusunun kapsamındaki hizmetler ile davacının markalarının kapsamının ilgili olduğu, davalının “…” ibaresini başvuru konusu olan hizmetlerde kullanması halinde, davacı markalarının itibarının zarar görmesinin de söz konusu olabileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinde yer alan şartların gerçekleştiği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir…” gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davalı kurum vekili bu kez temyiz başvurusunda bulunmuş;
…DAİRESİ BOZMASI:
… sayılı ilamıyla özetle;
“…Dava, marka başvurusuna tanınmış markaya istinaden yapılan itirazın reddine dair … kararının iptali ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, … kararının iptaline, marka tescil edilmediğinden markanın hükümsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararı davalı … … kararı yönünden istinaf etmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf istemi esastan reddedilmiş, bu karar ise davalı Kurum tarafından temyiz edilmiştir.
Tanınmış marka gerekçesiyle farklı sınıftaki mal ve hizmetlere haklı sebeple karşı çıkabilmek için, markalara konu işaretler arasında en azından çağrışım yapabilecek benzerlik düzeyi yanında, markalara konu ibarelerin ayırt edicilik düzeyi yanında, kural olarak karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde olmasa bile markalara konu mal ve hizmetler arasında en azından sektörel bir benzerlik bulunup bulunmadığı gözetilerek değerlendirme yapılmalıdır. Bunun istisnası ise markanın son derece yüksek ve özgün bir ayırt ediciliği yüksek düzeyde bir tanınmışlığa sahip olmasıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının itiraza mesnet markaları “…” ibaresinden oluşmakta olup, bu ibare neredeyse …’ye de geçmiş İngilizce basit kelimelerden oluştuğu ve … halkının büyük kısmı tarafından “…” anlamına geldiği anlaşılabilecek bir ibaredir. “…” ibaresinin ibare ayırt edicilik düzeyi yüksek olmayan, değişik sektörlerde herkesin kullanabileceği işaretlerden olduğu kabul edilmelidir. Gerek tanınmış markanın ayırt ediciliğinin düşük olması, gerekse davalının tescil talep ettiği 41. sınıftaki eğitim öğretim, kitap, dergi vs. basım gibi hizmetler ile davacın markasının tanınmış olduğu kabul edilen mobilya sektörü arasında sektörel bir benzerlik de bulunmadığı dikkate alındığında başvuruya itirazın reddine dair … kararının haklı ve yerinde olduğunun kabulü ile davanın … kararının iptali istemi yönünden reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle verilen kararın davalı … yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir;
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Davacının itiraza mesnet markaları “…” ibaresinden oluşmakta olup, bu ibare neredeyse …’ye de geçmiş İngilizce basit kelimelerden oluştuğu ve … halkının büyük kısmı tarafından “…” anlamına geldiği anlaşılabilecek bir ibaredir. “…” ibaresinin ibare ayırt edicilik düzeyi yüksek olmayan, değişik sektörlerde herkesin kullanabileceği işaretlerden olduğu kabul edilmelidir. Gerek tanınmış markanın ayırt ediciliğinin düşük olması, gerekse davalının tescil talep ettiği 41. sınıftaki eğitim öğretim, kitap, dergi vs. basım gibi hizmetler ile davacın markasının tanınmış olduğu kabul edilen mobilya sektörü arasında sektörel bir benzerlik de bulunmadığı dikkate alındığında başvuruya itirazın reddine dair … kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
10.01.2017 gün ve 29994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.12.2016 gün ve 6769 sayılı …’nun Geçici Madde 1/(1) hükmü uyarınca anılan kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış marka tescil başvurularına, başvuru tarihinde yürürlükte bilinen 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının zorunlu bulunması, … kararının iptali ve buna bağlı tescil istemli davaların başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak sonuca bağlanmalarının gerekli olması karşısında 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanarak sonuca bağlanmalarının icap etmesi nedeniyle yeni SMK’nın yargılamanın yukarıdaki biçimde sonuçlandırılmasını engellemediği düşünülmüştür.
Usul ve yasaya uygun bulunan …Dairesinin 06/12/2022 tarih ve …. sayılı bozma ilamında belirtilen ve uyulan gerekçelerle; … …’nun … sayılı kararının iptali istemine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-… …’nun … sayılı kararının iptali istemine ilişkin davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu 150,70 TL bakiye karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan toplam 207,00 TL İstinaf Başvurma Harcı, 75,80 TL İstinaf Karar Harcı, 59,30 TL Temyiz Karar Harcı, 220,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 562,10 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 361. Maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde …’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/05/2023

Katip ….
Hakim ….
¸ ¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.