Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/93 E. 2022/285 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/93
KARAR NO : 2022/285
DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022
DAVA:
Davacı vekilli 09/03/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve beyanlarında özetle; Müvekkilinin mobilya sektörünün öncü firmalarından olduğunu, … sayılı tasarım üzerinde hak sahibi olduğunu, anılan tasarımın genel görünümünün kenarları dairesel dikdörtgen prizma şeklinde, yan yüzey radüslü, yüzey üzerinde silindir formda sıralı profil ayaklar üstte kısadan tabanda uzuna doğru dizilim ile karakterize edildiğini, kulplar ayaklarla aynı malzemeden uzunlu kısalı silindir formda birimlerin dizilimi şeklinde, üst yüzeyi kenarları pahlı mermer desenli olarak tasarlandığını, davalı yanın, müvekkilin bin bir zahmet ile tasarlayıp, tescil başvurusunda bulunduğu bu ürünlere ilişkin olarak müvekkilin tescil başvuru tarihinden 4 yıl sonra, 13.01.2021 tarihinde 2021/00298(3.1 Konsol) başvuru numarası ile tescil için başvuruda bulunduğunu, anılan tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, müvekkilinin … 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasında yaptırdığı tespitte, aleyhine tespit istenilenin davalı yana ait tasarım belgesini sunması ile davalı tasarımından haberdar olduğunu belirterek … sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günün bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce deliller toplanmış, bu kapsamda davaya konu … sayılı tasarım işlem dosyası getirilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile toplanan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı adına tescilli … sıra nolu tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden tekini isteminden ibarettir.
SMK’nin hükümsüzlük hallerini düzenleyen 77.maddesi şu şekildedir: (1) Aşağıdaki hâllerde tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir: a) 55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse. b) Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse. c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise. (2) 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (b) ve (ç) bentleri ile fikri mülkiyet haklarının yetkisiz kullanımı gerekçesiyle tasarımın bir kısmına ilişkin hükümsüzlük talebinin kabul edilmesi hâlinde, o kısmın tescili hükümsüz kılınır. Kısmi hükümsüzlük sonucunda tescilin devamı için, kalan kısmın koruma şartlarını sağlaması ve tasarım kimliğini muhafaza etmesi şarttır.
Davacı tarafın iddiası davalıya ait tasarımın kendi tasarımı ile birebir aynı olduğu ve davalı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik şartlarını taşımadığını yöneliktir.
İşbu davanın konusu davalı yana ait … sıra numaralı tasarımın, davacı yana ait önceki tarihli 2014/04532-3 sıra numaralı tasarımı ve ayrıca yapılacak mutlak yenilik araştırması uyarınca yeni ve ayırt edici olup olmadığı ve buna bağlı olarak hükümsüzlüğü koşullarını oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 s SMK m. 55’e göre tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünüm” olarak tanımlanmış olup SMK m. 56/1’de ise “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.” denilmiştir.
Yenilik kavramı yine SMK m.56/4 maddesinde tanımlanmış olup buna göre “Bir tasarımın aynısı; başvuru veya rüçhan tarihinden önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.” denilmiştir. Ayır edicilik kavramı da aynı maddenin devamında “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” denilmek suretiyle tanımlanmıştır.
Ayırt edici nitelik belirlemesi yapılırken, koruma talep edilen tasarımın, önceki tasarımlarla karşılaştırması sırasında, tasarımcının bu sınıftaki ürünler yönünden sahip olduğu seçenek özgürlüğü de dikkate alınarak, tasarımlar arasında farklılıklardan çok ortak özelliklerinin belirlenmesi ve bilgilenmiş kullanıcının genel izlenimi itibariyle, ortaya çıkan farklılıkların, tasarımı önceki tasarımlara nazaran ayırt edici kılıp kılmadığının belirlenmesi gerekir ve karşılaştırılan ürünlerin teknik ve işlevsel özellikleri dikkate alınmaz. Nitekim SMK m. 58/2 uyarınca “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.”
Bu bağlamda ayırt edicilik kavramının, yenilik kavramından en temel farkı, değerlendirmesinin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yapılması gerekliliğidir. Dolayısıyla bilgilenmiş kullanıcı kavramının ne olduğu bu noktada önem taşımaktadır.
Sonuç olarak yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesi dört alt kural içerir: (1) Bir tasarımın daha önceki bir tasarımdan doğan tasarım hakkını ihlal ettiği, yani korunan tasarıma benzediği, korunan tasarım yönünden karıştırılma tehlikesi yarattığı iddia edildiğinde değerlendirme bilgilenmiş kullanıcı esas alınarak yapılır. (2) ihlal iddiasına muhatap tasarımın bilgilenmiş kullanıcıda bıraktığı genel izlenim ile öncekinin yarattığı genel izlenimin benzer olup olmadığı incelenir; yoksa ayrıntı değerlendirmesi yapılmaz. (3) inceleme ve değerlendirmede tasarımcının seçenek özgürlüğünün ne olduğuna bakılır; olayda böyle bir özgürlük yoksa benzerlik kaçınılmaz olduğundan koruma reddedilir. Ancak, olağan bir tüketicinin dikkatinden kaçabilecek, fakat bilgilenmiş kullanıcının gözüne çarpabilecek farklılıklara önem verilir. (4) Değerlendirmede “bütün tasarımlar dikkate alınır”. 554 sayılı KHK’nın ve 6769 s. Kanunun merkez yönergeden aldığı bu hüküm, değerlendirme yapılırken tasarımın uygulandığı ürünün dikkate alınmayacağı, ürün farklı olsa bile, korunan tasarımın “benzerlik” inin bir ihlal olduğunu ileri sürebileceği anlamına gelmektedir.
Yukarıdaki bilgiler çerçevesinde yapılacak olan değerlendirmelerde, dava konusu tasarım ile dosya kapsamına davacı yanca sunulan ve önceki tarihli oldukları tespit olunabilen dokümanlar karşılaştırılırken ilke olarak öncelikle ilgili seçenek özgürlüğü ve teknik zorunluluklar ile bilgilenmiş kullanıcı kitlesinin niteliği belirlenmek suretiyle tasarımların koruma kapsamı tespit edilmiş ve bu değerlendirmeler ışığında nihai karşılaştırmada bulunulmuştur. Dava konusu tasarımlar ile ilgili değerlendirmelere geçmeden önce bu tür tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü ve tasarımda bulunması gereken teknik zorunluluklar incelenmeli, tasarımın koruma kapsamı tespit edilmelidir. Nitekim 6769 s. SMK’nın 56. maddesinin son fıkrasında da tasarımcının tasarımını geliştirirken seçenek özgürlüğüne sahip olup olmadığının ve seçenek özgürlüğü var ise bunun ne derece geniş olduğunun tespitinin gerekliliği üzerinde durulmuştur. Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bırakılmış olmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bazı biçimler(=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda, tasarımcının hareket alanı geniş olmayacaktır. Mesela, bir otomobilin, ütünün veya şişenin şekli bu duruma örnek verilebilir olup her otomobil, ütü ve şişe temel yapıları itibariyle birbirine benzerdir. Dolayısıyla ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Bu anlamda, tasarım konusunun sahip olduğu yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz. Bu çerçevede; ayırt edici nitelik incelemesi sırasında farazi nitelikteki bilgilenmiş kullanıcıların görüşleri dikkate alınırken, öncelikle başvuru konusu ürünün nihai kullanımı sırasındaki dış görünümü dikkate alınmalı ve seçenek özgürlüğü kapsamında, tasarımcının o tasarımı geliştirmek için ne kadar çaba harcadığı ve yeni tasarımda hangi farklılıkları sağladığı, bu farklılıkların tasarımın bütününe nazaran bilgilenmiş kullanıcı nazarıyla ayırt ediciliği sağlamaya yetip yetmediği değerlendirilmelidir.
Somut olayda dava konusu tasarım bir konsol tasarımı olup konsol tasarımlarının teknik olarak işlevsel özelliğini yerine getirebilecek yapıda olması dışında herhangi bir teknik zorunluluğu bulunmamakta olup bu tasarımlar ayak, kulp, çekmece, dolap yapısı gibi mutat unsurların her biri yer almakla birlikte bu unsurların ve genel formun tasarımı itibariyle oldukça geniş bir seçenek özgürlüğünün var olduğundan bahsedilmesi mümkündür.
Görülebileceği üzere konsol tasarımları açısından mutat form köşeli ya da köşeleri yuvarlatılmış bir dikdörtgen biçim olmakla birlikte tasarımın bütününe hakim unsurlar itibariyle seçenek özgürlüğü bakımından geniş bir alternatiflilik durumunun söz konusu olduğu sonucuna varılmıştır.
Bilgilenmiş Kullanıcının Kim Olduğu Hususuna İlişkin Değerlendirme
Yukarıda da belirtildiği üzere ayırt edici nitelik değerlendirmesinin bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yapılması gerekliliği mevzuatımızda da kendine yer bulmuş ve bilgilenmiş kullanıcı olarak tespit edilen kişilerin kesinlikle bir uzman olmadıkları aksine daha önce ilgili tasarımla karşılaşmış olağan bir kullanıcı olması gerektiğine değinmiştir.
Nitekim Yüksek Mahkemece de bilgilenmiş kullanıcı aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. “Ayırt edicilik incelemesinde görüşü dikkate alınacak bilgilenmiş kullanıcı kesinlikle, bir tasarım uzmanı veya o tarz ürünlerin üretim veya satışını yapan uzman kişiler değildir. Bilgilenmiş kullanıcı daha ziyade, tasarım konusu ürünü kullanarak tasarım konusunda bilgi sahibi olmuş, başkalarına nazaran ürünlerin dış görünümüne nispeten daha çok önem veren, ortalama dikkat ve deneyim sahibi kişilerdir. “KHK’nın 7. maddesinde bahsedilen bilgilenmiş kullanıcı olarak, tasarım konusu ürünü bizzat kendi işlerinde veya ortamında kullanan, genel kullanıcılara göre nispeten daha dikkatli, ancak tasarıma konu ürünün de uzmanı olmayan kişiler ölçüt olarak dikkate alınmalıdır”
AB hukukuna göre de bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğuna karar verecek doğru kişi tasarımcı değil, dikkatli bir kullanıcıdır. Yine bilgilenmiş kullanıcı ortalama bir kullanıcıdan daha çok bilgili ve ilgili ürün sektöründe yeterli deneyime sahip olan kişi olmalı ya da en azından o sektörden ve benzer mevcut tasarımlardan haberdar olan kişi olmalıdır. AB komisyonu ise bilgilenmiş kullanıcının zihninde o ürün hakkında kesin bilgi ve farkındalığa sahip olan kişi olarak belirlemiştir. Nitekim EUIPO’nun 2007 tarihli bir Temyiz Kurulu kararında, bir masa tasarımının hükümsüzlüğü talebiyle görülen davada bilgilenmiş kullanıcıyı “Bilgilenmiş kullanıcı bir masayı almak için birkaç dükkan ziyaret eden, ilgili dergileri okuyan veya internette ilgili siteyi ziyaret eden kişidir. Bizatihi masanın tasarımcısı değildir” diye tanımlamıştır. Dolayısıyla bilgilenmiş kullanıcılar birer uzman olmayacakları için tasarımın detaylarındaki küçük farklılıklara dikkat etmeyecek ancak alım tercihlerini etkileyecek hususlarda yapılan değişiklikleri fark edebilecek kişilerdir. Somut uyuşmazlıkta ise bilgilenmiş kullanıcının mobilya ürünlerinin satışlarının yapıldığı mağazalarda çalışan bir satış görevlisi veyahut bu ürünleri satın almak için piyasa koşullarında araştırma yapmış, bilgi edinmiş herhangi bir son kullanıcının olabileceği sonucuna varılmıştır.
Yenilik ve Ayırt Edicilik Değerlendirmesi
Dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde davacı yanın dosya kapsamına sunduğu deliller öncelikli olarak dikkate alınmıştır. İzah edildiği üzere taraf tasarımları birbirleri ile karşılaştırılırken sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteren unsurların dikkate alınması mümkün olmayıp, karşılaştırmanın, bilgilenmiş kullanıcı gözetilerek tasarımlar arasındaki ortak ve farklı özellikler tespit edilmek ve farklılıkların tasarımların ayrıştırılmaları hususunda yeterlilik arz edip etmediğinin belirlenmesi suretiyle bir değerlendirmenin yapılması gerekmektedir.
Bir tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan dokümanlarda yer alan görseller/tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa da aynı kabul edilecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor ve sadece mevcut görünüme ufak bir eklenti teşkil ediyorsa küçüktür. Bu noktada seçenek özgürlüğünün sınırları, yapılan eklentinin ufak olup olmadığı değerlendirmesinde ön plana çıkacaktır.
Yine ayırt edici nitelik değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır. Ayırt edicilik incelemesi sırasında ise bilgilenmiş farazi kullanıcıların görüşleri dikkate alınırken, öncelikle başvuru konusu ürünün nihai kullanımı sırasındaki görünümü dikkate alınmalı ve seçenek özgürlüğü kapsamında, tasarımcının o tasarımı geliştirmek için ne kadar çaba harcadığı ve yeni tasarımda hangi farklılıkları sağladığı, bu farklılıkların tasarımın bütününde bilgilenmiş kullanıcı nazarıyla ayırt ediciliği sağlamaya yetip yetmediği değerlendirilmelidir.
Dolayısıyla işbu dosya kapsamında mesnet sunulan delillerin de bu kapsamda incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede dava konusu tasarımlar ile davalı yana ait tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı iddialarına gerekçe tutulan önceki tarihli dokümanlar ile dava konusu tasarım, bilgilenmiş kullanıcı kitlesi nezdinde yarattıkları nihai algılar karşılaştırılmıştır.
Dava konusu tasarım esasen bir üst duvar aynası ve bir komodinden oluşmakla birlikte, davacı yanın iddiaları temel olarak komodin tasarımı ile ilgilidir. Dava konusu tasarımın, kısa kenarlar köşeleri kavisletilmiş bir dikdörtgen tasarımı olduğu, konsolun üst tablasının mermer görünümlü olduğu, ön kısmında dört adet kapağın bulunduğu, yine kısa kenarlarda aynı zamanda ayak görevi de bulunan çeşitli boyut ve ebatlarda sıralı olarak dizilmiş boru benzeri yapıların mevcut olduğu, bu boru yapılarının aynısının, konsolun ön yüzündeki dolap kapaklarının kulplarında da uyarlandığı görülmektedir. Davalı yanın redde gerekçe tasarım ise yine dava konusu tasarımda olduğu gibi kısa kenar köşeleri kavisletilmiş dikdörtgen bir tasarı olup üst tablası mermer görünümlüyken, ön kısmında dört kapağın bulunduğu, kısa kenarlarda ayak görevi de bulunan çeşitli boyut ve ebatlarda sıralı olarak dizilmiş boru benzeri yapıların mevcut olduğu, bu boru yapılarını aynısının, konsolun ön yüzündeki dolap kapak kulplarında da uygulandığı, her iki tasarım arasında temel anlamda belirgin bir fark bulunmadığı, yalnızca kapak kulpları boru dizilimlerinin yapısal olarak farklılaştığı, keza yine tasarımların renk farklılığı mevcut olmakla birlikte renk kontrastlarının da benzer olduğu, renk farkının tek başına yeterli bir farklılık yaratmadığı değerlendirilmektedir. Dava konusu tasarımdaki ayna unsuru, esasen konsol tasarımından bağımsız bir algı oluşturduğundan, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde bu unsurun tek başına somut bir farklılık olarak değerlendirilmeyeceği, her iki tasarımın, konsol ürünlerindeki seçenek özgürlüğü karşınsıda, sahip olduğu yüksek düzeyli benzerliğin, dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt ediciliğini ortadan kalkması sonucunu doğuracak nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yanın önceki tarihli tasarımı karşısında, dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığına kanaat getirildiğinden, kamuya sunulmuş önceki tarihli dokümanlar araştırılarak ayrıca bir mutlak yenilik incelemesi yapılmamıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, davalı adına tescilli … sayılı tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı adına tescilli … sayılı tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan …572,38-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 99,48.-TL
Bilirkişi Ücreti …300,00.-TL
Toplam …572,38-TL