Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/91 E. 2022/302 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/91 Esas – 2022/302
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/91
KARAR NO : 2022/302
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 08/03/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2011/76212, 2019/37661, 2019/41821, 2019/88830, 2020/52352 sayılı ve “….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa üvekkilinin sektöründe öncü sunduğu hizmetler ve hizmetlere bağlı markaları ile ulusal ve uluslararası düzeyde tanındığını, davaya konu markanın müvekkil markalarında yer alan … kelimesinin gerek müvekkil bankanın tanınmış markaları ile birlikte kullanımı gerekse münferit kullanımı neticesinde …’de ulaştığı tanınmış niteliği gereği reddinin gerektiğini, 2011/76212 sayılı … …Bankası … Kart markasının 27.09.2011 tarihinden beri müvekkili adına koruma altında olduğunu, bu başvuruda asıl tescil edilen kelimenin müvekkilinin yaklaşık 100 yıldır kullandığı ticaret unvanının değil … kelimesinin olduğunu, … Kart’ın tarımsal faaliyetlerde ihtiyaç duyulan tohum, fide, gübre, zirai ilaç, mazot(akaryakıt) yem, tarımsal ekipman vb. harcamaların finansmanı amacıyla üreticilere tahsis edilen tarımsal kredinin kullanımını sağlayan ve bankamatik kartı olarak da kullanabilen bir kart olduğunu, müvekkilinin … Kart ürünü için uzun yıllardır yoğun tanıtım ve reklam harcamaları yaptığını, bu yatırımlar sayesinde ürünü tanınmış kıldığını ve markanın ayırt ediciliğinin arttığını, tüketiciler nezdinde … Kart ürünün müvekkili banka ile özdeşleştiğini, müvekkil bankanın … Kart ürünü kullanıcılarına dijital ortamda da destek vermek amacıyla vereceği hizmetlerde kullanılmak üzere … …Bankası İmeceMobil, İmecemobil ve İmeceapp kelimelerinin tescili için yaygın kullanımı destekler marka başvurusunda bulunduğunu, … kelimesinin müvekkil banka müşterilerinin hizmetlerden yaygın şekilde yararlanabilmesi için sürekli geliştirdiği hizmet sunum şekillerini tanımlayan ayırt ediciliği yüksek müvekkil banka ile irtibatlandırılan marka ve seri markalarının ana unsurunu oluşturduğunu, dava konusu markanın müvekkil markanın tanınmış … esas unsurlu markaları ile iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunu, Kurum Kararlarının da benzerliği kabul ettiğini, SMK 6/5 uyarınca müvekkilinin ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle itibarının zarar görebileceğini veya ayırt edici karakterinin zedeleneceğini, müktesep haklarına konu olan … …Bankası … kart markasında aslen tescil edilen kelimenin … kelimesi olduğunu, gerek doktrin gerekse de yargı kararlarında kabul edildiği üzere çatı marka olarak kabul edilen ticaret unvanlarının başvuru konusu edilen işaretin kaynak bildirme fonksiyonuna katkı yapan unsurlar olduğunu, bu şekilde yapılan başvurularda bu markanın yanına eklenen ayırt edici nitelikteki ek sözcük ya da şekil unsurlarının olduğunu, bu bakımdan çatı markanın ve bu marka yanında yer alan işaretin bütün içerisindeki konumu gibi unsurların her somut olayda ayrı ayrı ele alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, davalı Kurum’un bu kriterleri değerlendirme dışı tutarak hatalı bir sonuca ulaştığını, Kart kelimesinin ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğunu, davalı markasının tescilinin haksız yararlanmaya neden olacağını, müvekkil bankaya ait markaların SMK 7/2/c maddesince de koruma altında bulunuyor olması sebebiyle söz konusu marka başvurusunun kullanılmasının önlenmesini talep ettiklerini, taraf markalarının benzer olduğu Markalar Dairesi Başkanlığı ve Yidk’ın da kabulünde olmakla beraber başvuru kapsamındaki hizmet sınıflarının farklı olduğu şekil incelemesi ile itirazın reddinin markanın ulaştığı tanınmışlık seviyesi gözetildiğinde hatalı olduğunu, dava konusu markanın kullanımının müvekkilinin yüksek bilinirlik seviyesine erişen tescilli markanın haklarını ve itibarını zedeleyeceğini ve markaların sulandırılmasına neden olacağını, bir marka farklı ürünlerde kullanıldıkça itibarı ve marka ile verilen hizmet ve satılan mal arasındaki ilişkilendirilme ve dolayıyla ayırt ediciliği azalttığını ve markanın sıradanlaşmasına neden olduğunu, SMK 6/9 kapsamında marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK tarafından yapılan inceleme sonucunda davacının kararda yazan itiraza mesnet markaları ile başvuru konusu markanın belli düzeyde benzer görüldüğünü ancak başvuru kapsamında kalan 38 ve 41.sınıf hizmetler bakımından itiraz gerekçesi markaların tescil kapsamında bulunan mallar/hizmetlerle aynı/aynı tür olmadığı tespit edilmiş olduğundan davacının itirazının reddedildiğini, kalan mal/hizmetlerin davacı markaları ile aynı/aynı tür mal/hizmetleri kapsamadıkları ilintili ya da ilişkili olmadığını, davacının başvurunun yayınına yapılan itiraz sonucu başvurudan bir kısım mal/hizmetlerin çıkarılarak Kanunu’nun 6/1 maddesi anlamında benzerliğin oluşmasının önlendiğini, davacının 6/5 madde uyarınca yapmış olduğu iddialarının da mesnetsiz olduğunu, bir markanın sektöründe belirli bir bilinirliğe sahip olmasının aynı ya da benzer başka bir markanın farklı mallar üzerinde tesciline engel oluşturabilmesi için yeterli olmadığını aynı zamanda madde de belirtilen şartların oluşması gerektiğini, davacının somut olay bakımından iddiasını ispatlayacak delil sunamadığını, davaya konu markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığını, davacının davalı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini, YİDK tarafından alınan kararın usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; taraflarınca SMK da düzenlenen kullanmama definin ileri sürüldüğünü, davacının 2011 76212 sayılı … …Bankası … Kart markasının tescilli olduğu 09, 35, 36, 38.sınıftaki mal ve hizmetler yönünden dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık süreç içerisinde …’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunmasını talep ettiklerini, müvekkil markasının 41.sınıfta tescilli olmasına rağmen davacı markalarının 41.sınıfta tescilli olmadığını, davacının … …Bankası … Kart markasının 38.sınıf yönünden tescili mevcut ise de YİDK tarafından verilen kararda talep edilen kullanım ispatında bu sınıfta yer alan hizmetler bakımından kullanım ispatı sunmadığını, davacı yanca yalnızca kredi kartı hizmetleri bakımından kullanımın ispatlandığını, davacı yanın kullanım ispatı sunamadığı markası aracılığıyla ile müvekkil markalarının sınıfsal olarak benzerlik taşıdığına yönelik iddialarının dayanaksız kaldığını, taraf markaları arasında sınıfsal benzerlik bulunmadığı gibi, markalar arasındaki farklılıkların da fark edilmesi gerektiğini, taraf markaları arasında … ibaresi ortak olarak yer alıyor ise de müvekkili adına tescilli markanın kendine has bir font ile yaratılması ve Dialogues ibaresinin vurucu şekilde yer almasının müvekkil markasında yer alan algının davacı yana ait markalardan ayrıldığının en net ispatı olduğunu, davacının … …Bankası ibaresi ile yaratılması ve markalarda mavi renklerin görülmesi sayesinde taraf markalarının ayrıldığını, SMK 6/1 anlamında markaların birbirinden farklı olduğunu, … ibaresinin zayıf bir marka olduğunu, davacının dayanak ettiği 2011 yılında tescilli bir markada yapmış olduğu zayıf marka seçiminden ötürü ayırt ediciliğinin kuvvetli olduğunu ileri sürmesinin doğru olmadığını, müvekkil markasının tescilli olduğu sınıflar dikkate alındığında markanın hitap ettiği tüketici kesiminin bilinçli tüketici kesimi olduğunu, bu kesimin taraf markalarını bölerek incelemek yerine bütünsel yaklaştığında karıştırılma ihtimaline düşmeyecek olan bilinçli bir kesim olduğunu, dolayısı ile bu kesimin … ibaresinin ortaklığından dolayı markaları karıştırmayacağını, davacının markalarının tanınmış marka olduğuna dair bu yöndeki iddiasından başka bir delili dosya kapsamında bulunmadığını, Yidk kararında da itiraz sahibi şirkete ait … …Bankası markasının tanınmışlığının somut olayla alakalı görülmediğinden tanınmışlık iddiasına dayalı itiraz haklı bulunmamıştır denmek suretiyle de teyit edildiğini, … ibaresinin zayıf, orijinal olmayan bir ibare olduğunu, TPMK resmi sitesinde yapılan marka araştırmasında … ibaresinin dava dışı şahıs ve şirketler adına davacıdan çok daha önceki tarihlerde tescilli olduğunun görüldüğünü, dava konusu markanın kötü niyetle tescil edildiği iddialarının kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 14/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 08/03/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 18/07/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik olduğu, dava konusu markada yer alan 38.sınıfa ait hizmetlerin davacının 2011/76212 sayılı markası kapsamındaki 38.hizmetler ile aynı olduğu, dava konusu marka ile davacının 2019/37661 , 2019/41821, 2019/41827, 2019/88830, 2020/52352 sayılı markaları aralarında emtia benzerliği bulunmadığı, davalının gerek dava dosyasında, gerekse marka işlem dosyasında ileri sürdüğü kullanım ispatı talebine muhatap davacının 2011/76212 sayılı markası açısından; davacının söz konusu markasını, dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen hizmetlerde kullanıldığını ispat edememiş olması nedeniyle, davacının 2011/76212 sayılı markasına dayalı olarak somut uyuşmazlıkta SMK m. 6/1 hükmü kapsamında bir koruma talep edemeyeceği, tanınmışlık iddiasının ispat edilemediği, dava konusu markanın kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı,…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 38.sınıftaki “38.Sınıf Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri. 41.Sınıf Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, fotomuhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2011/76212, 2019/37661, 2019/41821, 2019/88830, 2020/52352 sayılı ve “….” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 08, 09, 35, 36, 38.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda dava konusu markada koyu renk ile işaretlenen 38.sınıf hizmetlerin davacı tarafa ait 2011/76212 sayılı marka kapsamındaki 38.hizmetler ile aynı olduğu değerlendirilmektedir. Dava konusu marka kapsamında yer alan 41.sınıf hizmetler açısından ise Mal/hizmetlerin tüketicisinin özellikleri dikkate alındığında, mal/hizmetlerin benzer ihtiyaçları gidermediği, hizmetin verildiği yerlerin aynı olmadığı, birbirlerini ikame veya tamamlayıcı özelliklerinin olmadığı ve markaları, bu mal/hizmetler üzerinde gören tüketicilerin markalar veya işletmeler arasında bir bağlantı kuramayacağı tüketicilerin satın aldıkları ürünün ve hizmetin üreticilerinin sektör bazında farklılaştığının ve bu emtiaların doğasının farklı olduğunun da farkında oldukları yani emtialar arasında tüketicinin karıştırmasına neden olacak bir benzerlikten söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…. ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme:
Dava konusu markanın beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan … ibarelerinden ve bu iki ibarenin arasında yer alan dikey çizgi şeklinden oluşturulduğu görülmektedir. Davacı markalarının ise beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan … …. ibarelerinden ve mavi zemin üzerine beyaz renk ile yazılan İmeceMobil ibaresi ve bu ibarelerinin üst kısmında yer alan şekil unsurundan oluşturulduğu görülmektedir. Dava konusu marka ile söz konusu davacı markaları arasında görsel açıdan benzerlik olduğu değerlendirilmektedir.
Diğer yandan … …Bankası ibaresinin davacı tarafın lider/şemsiye markası ve aynı zamanda ticaret unvanın çekirdek unsurundan oluştuğu, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde bu ibare etrafına eklediği markalar ile seri markalar yarattığı görülmektedir. Bu şekilde bir marka içerisinde, asıl korunmak istenilen ibare ile birlikte lider konumundaki markanın da kullanılması durumunda, tüketici nezdinde her zaman şemsiye/lider markanın konumlandırılması gereği ön planda olacağını söylemek mümkün olmayacağı gibi tüketicinin de her durumda bu şemsiye/lider markayı görmezden geleceğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Nitekim bu ibareler de markanın kaynak bildirme fonksiyonuna katkı yapan unsurlar olmakla birlikte her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken unsurlardır. Bu bakımdan şemsiye markalar da, markanın bütünü içerisindeki konumları veya nitelikleri nedeniyle kimi zaman arka planda kalıp benzerlik değerlendirmesinde ikincil önem göstermekte kimi zaman ise diğer tüm unsurlarla aynı öneme sahip olabilmektedirler. Somut uyuşmazlıkta … …Bankası ibaresinin yer aldığı … markaları ile karşılaşan tüketici tarafından … …Bankası ibaresinin hizmeti veren firmaya işaret eden bir ibare olarak değerlendirileceği, … Kart/İmeceMobil markasının … …Bankası ana markası altında çıkarılan bir marka olarak algılanacağı ve bu markalarda İmeceKart/… Mobil ibaresine odaklanacağı değerlendirilmektedir. Taraf markaları arasında görsel olarak benzerlik olduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Dava konusu marka tüketici algısına göre değişebilecek şekilde ….şeklinde telaffuz edilecektir. Taraf markalarında her ne kadar … ibareleri bakımından işitsel benzerlik olsa da dava konusu markada … …Bankası, Kart, Mobil, Cep, App ibarelerinin yer almasından dolayı bu benzerliğin düşük düzeyde olduğu kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Tdk sözlüğünde yapılan incelemede … ibaresinin ‘genellikle kırsal yerleşim yerlerinde, birçok kişinin toplanıp elbirliğiyle bir kişinin tarlasını sürmek, ekinini biçmek, harmanını kaldırmak, mısırını, fındığını toplamak vb. gibi bir işini görmesi ve böylece herkesin bu türden işlerinin sırayla bitirilmesi.’’ anlamını taşıdığı tespit edilmiştir. İngilizce olan Dialogues ibaresi ise Türkçe’de Diyaloglar anlamını taşımaktadır. Davacı markalarında yer alan Kart, Mobil, Cep, App ibarelerinin ayırt ediciliği düşük ibareler olduğu görülmektedir. Taraf markalarında … ibaresinden kaynaklanan kısmen benzerlik olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava konusu marka ile davacının 2019/37661, 2019/41821, 2019/41827, 2019/88830, 2020/52352 sayılı markaları arasında benzerlik olduğu, bu markalar arasında emtia benzerliği bulunmadığı, mal/hizmetler bakımından benzerlik bulunmadığından dolayı iltibas tehlikesinin oluşmayacağı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu marka ile davacının 2011/76212 sayılı … …Bankası … Kart markasının benzer olduğu, 38.sınıfta yer alan hizmetler yönünden emtiaların benzerliği tespit edilmişse de, davacının sunduğu delillerin, anılan markanın dava konusu marka kapsamındaki mal ve hizmetlerde kullanıldığı yönünde bir kanaate varılması için yeterli olmadığı, bu marka kapsamındaki mallar ile dava konusu markadaki benzer görülen mal ve hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin meydana gelemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Kullanım İspatı Yönünden Yapılan İnceleme
SMK’nın 6. maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde …’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibi itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından …’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunmasını talep edebilir. İtiraz sahibi tarafından kullanımın ispatlanamaması halinde söz konusu gerekçe markalar SMK’nın 6. maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılacak inceleme açısından dikkate alınmaz. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.
Başvuru sahibi davalı tarafından marka başvurusuna yapılan itiraza karşı görüş formunda 2011/76212 sayılı markanın tescil kapsamındaki tüm ürün ve hizmetler için kullanım ispatı talep edilmiştir. Dava konusu marka başvurusunun tarihi 10.06.2020 olup, YİDK karar iptali bakımından yapılacak kullanım ispatı değerlendirmesinde itiraza mesnet gösterilen tüm mal ve hizmet sınıflarında kullanma ispatı istenen 2011/76212 sayılı markanın bu tarihte en az 5 yıldır tescilli olması gerekmektedir. Buna göre; 2011/76212 tescil numaralı markanın tescil tarihi 14.01.2013 olup başvuru tarihi itibariyle 5 yıldan fazla süredir tescillidir.
SMK 19/2 ve 25/7 maddeleri gereğince markanın kullanıldığını ispat yükü davacıya aittir. Bu konuda delil serbestisi geçerli olup marka sahibi markasını kullandığını kanaat verici ve denetlenebilir olması kaydıyla gazete ve dergilerdeki duyuru, tanıtım ve reklamları, üzerinde tarih bulunan ve piyasaya dağıtıldığı ortaya konulabilen ve baskı tarihi denetlenebilen katalog, broşür gibi tanıtım araçları, dijital ortama konulduğu tarih teknik olarak ispat edilebiliyorsa internet ortamındaki arşiv kayıtları, süpermarket insertlerindeki görseller, fatura ve benzeri her türlü delille ispat edebilir.
2013 tarihli “…..” kararında olduğu gibi, hangi tarihte, nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflar da kullanımın ispatı için yeterli değildir. Zira bu gibi delillerin her zaman için oluşturulması mümkündür. Az sayıda ve düşük meblağlı faturaların da şüpheyi mucip olduğu açıktır. Sözgelimi gıda sektöründe tescilli bir markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün istendiği bir davada sadece 2 adet fatura markanın kullanıldığını ispata yeterli görülmemiştir. Bu nedenledir ki, kullanım delili olarak bu türden zayıf delillerin gösterilmesi durumunda, mahkemenin bu delillerin sağlığını ve güvenilirliğini, ciddi bir kullanımı gösterip göstermediğini araştırması gereklidir. Bununla birlikte, Yargıtay üzerinde tarih bulunmayan broşür, katalog gibi delillerin tek başına delil olma vasfını sırf tarih yokluğundan dolayı kaybetmeyeceklerini, mahkemece broşür veya katalogların nerede bastırıldığı, basımı yapan firmaların bunları hangi tarihte bastığı gibi hususlarının da araştırılmasını istemektedir.
Dosya kapsamına davacı yan tarafından sunulan CD içerisindeki dosyalar okunamadığından inceleme yapılamamıştır. 23.05.2022 tarihinde davacı tarafından sunulan delil dilekçesinde …Bankası … Kart ile ilgili bir takım görseller sunulmuş olup, bu delillerde tarih bilgisi yer almamaktadır. Zaten de; davacının dava/marka işlem dosyasına sunmuş olduğu beyanlarından, kullanım ispatına muhatap markasını sadece 09. Sınıfa giren banka kartlarında ve 36. Sınıfa giren finansal hizmetlerde kullandığını iddia ettiği anlaşıldığından, bu kullanımlar ispat edilebilse dahi, bu kullanımlara dayalı olarak davacının 2011/76212 sayılı markasının uyuşmazlık konusu olan ve tescilli olduğu 38. Sınıftaki; “Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri” açısından da SMK m. 6/1 hükmü kapsamında korunmasını talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi somut olayda uyuşmazlık konusu olan ibare … ibaresi olup, … …Bankası markasının tanınmışlığının huzurdaki dava ile ilgisi görülmediğinden sunulan delillerin … ibaresinin tanınmışlığını ispat etmek için yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2022