Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/85 E. 2022/280 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/85 Esas – 2022/280
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/85
KARAR NO : 2022/280

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 08/04/2020 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 188733 sayılı “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz kısmen reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun 05. Sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin başvuru kısmından çıkartıldığını, oysa kararın hukuka aykırı olduğunu, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olup halk tarafından karıştırılma ihtimali bulunduğunu, işletmelerin ilişkili olduğunun düşünülmesi ihtimalini de kapsadığını, bunun iltibas tehlikesine yol açacağının açık olduğunu, davalı başvurusunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, markaların benzerliği yanında markaların aynı sınıfta yer alan birebir aynı ve ilintili hizmetler için tescil edilmek istendiğini, orta seviyedeki tüketicielrin markaları karıştıracağını, markalar arasında bağlantı olduğunu zannedeceğini, “…” ibaresinin müvekkilince oluşturulduğunu, davalı markasının kötüniyetli olduğunu, başvurunun haksız rekabet de teşkil ettiğini bu yönden de reddi gerektiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın “Zararlı böcek zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK’nın hukuka uygun olduğunu, başvuru ile itiraz gerekçesi marka arasındaki benzerlik düzeyi dikkate alınarak, yayına itiraz incelemesinde taraf markalarında aynı tür olan mal/hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, ardından da YİDK aşamasında itirazı kısmen kabul edilerek kararda yazılı emtiaların da çıkarılmasıyla iltibas tehlikesinin önlendiğini, kalan emtiaların itiraz gerekçesi markaların kapsamında yer almadığını, kalan emtiaların davacı markasındaki emtialar ile aynı/aynı tür olmadığını, birbiri yerine ikame edilemeyeceğini, birinin diğerini tamamlayamayacağını, benzer ihtiyaçları gidermediğini, aynı reyonda satılmadığını, ortalama tüketici tarafından karıştırılmayacağını, markalar arasında idari-ekonomik bir bağlılığın bulunduğu düşüncesinin doğması ihtimali bulunmadığını, davalının kötü niyet iddiasını ispatlayamadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATNET tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 08/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 03/03/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 23/08/2022 havale tarihli +da konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusunda bulunan sonuç olarak 5. Sınıfta “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” Emtiaları bakımından SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu … sayılı YİDK kararının 05. Sınıfta “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” Bakımından iptal ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 05.sınıftaki “05 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise 188733 sayılı “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalıya ait marka başvurusunun NICE Sınıflandırma sisteminin 05. Sınıfta “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” bakımından ticari ekonomik idari bağlantıda olma yanılgısı da dikkate alındığında düşük dereceli benzer ve ilişkili olduğu, sonuç olarak 5. Sınıfta “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” Bakımından SMK md. 6/1’de sayılan emtiaların ilişkili olması şartının sağlandığı tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
İki marka arasındaki benzerlik değerlendirmesi, karma markanın sadece bir unsuru alınarak diğer bir markayla karşılaştırılmasından daha fazla anlam taşır. Ancak belli şartlarda bir karma markanın ilgili tüketiciye ilettiği genel izlenimin, markanın bir veya daha fazla unsurunun hâkimiyeti ile sağlanmadığı anlamına gelmez. Bilindiği üzere önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir.
Son olarak başvuru sahibinin markasındaki mevcut eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Dolayısıyla iltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır. İfade etmek gerekir ki markada şekil unsurunun banal ve ayırt edici özelliği olmayan bir şekil olması durumunda sözcük unsurunun ön plana çıkacağı kabul edilmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Davaya konu davalı markası beyaz zemin üzerine siyah “…” kelime unsurundan oluştuğu, bu ibarenin tamamını marka imajını aktaran esaslı/asli unsur olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı markası incelendiğinde ise herhangi bir şekil yahut renk unsuru içermeyen, beyaz zemin üzerine siyah renkli harflerle “…” ibaresinden oluştuğu bu kapsamda davacı markasının esaslı unsurunun bu ibarenin tamamı olduğu kanaatine varılmıştır. Davaya konu marka ile daha önceden davacı adına tescilli markanın “…” ibaresinin aynı olması, bu ibarenin davalı markasında müstakil olarak yer alması sonrasında gelen harf değişikliğinin marjinal bir fark yaratmadığı karşısında taraf markalarının görsel olarak benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
Son olarak başvuru sahibinin markasındaki mevcut eklentinin başlı başına ayırt edicilik vasfının olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Dolayısıyla iltibas ihtimalinin varlığı için önemli olan, önceki markanın, sonraki marka içerisindeki kullanımında bağımsız ayırt edici karakterini koruyup korumadığıdır. İfade etmek gerekir ki markada şekil unsurunun banal ve ayırt edici özelliği olmayan bir şekil olması durumunda sözcük unsurunun ön plana çıkacağı kabul edilmektedir. Tüm bu kapsamda bakıldığında; davaya konu marka ile daha önceden davacı adına tescilli markanın “…” ibaresinin aynı olması, bu ibarenin davalı markasında müstakil olarak yer alması sonrasında gelen harf değişikliğinin marjinal bir fark yaratmadığı karşısında taraf markalarının görsel olarak benzer oldukları kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Bazı hallerde markalardaki şekil unsuru birbirinden çok farklı olsa bile, sözcük unsurlarından dolayı ortaya çıkacak tüketici algısı nedeniyle kavramsal benzerliğe bağlı olarak karıştırılma ihtimali sabit görülebilir. Açıklanan tüm bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; yapılan araştırmalarda taraf markalarının TDK karşılığının bulunmadığı dolayısıyla bu kapsamda taraf markalarının anlamsal olarak benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir.
Yukarıda açıklanan hususlar kapsamında somut uyuşmazlığa bakıldığında; davaya konu markalarda telaffuza konu olabilecek sözcüklerin “….” ibareleri olması, “CİD” ibaresinin İngilizcede “SİD” ve “CYL” ibaresinin ise İngilizcede “SİL” şeklinde okunacak olması karşısında taraf markalarının işitsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Genel değerlendirme açısından, söz konusu markaların görsel, işitsel veya anlamsal yönleri her zaman aynı öneme sahip değildir ve markaların piyasada bulunabilecekleri nesnel koşulların incelenmesi yerindedir. Bu çerçevede, önceki markanın tercih edilmesinin arkasında yatan fikir de göz önüne alınmalıdır. Aynı düşünce sonraki markanın seçilmesi için de etkili olabilir. Sonuç olarak, markaların ortak, esaslı ve tanımlayıcı olarak değerlendirilemeyecek ancak telmih yoluyla tüketicide belli bir algı yaratan “…” ibaresini içermesi, ilgili tüketicilerin psikolojik olarak farklılığı gösteren noktalara değil benzerliği sergileyen noktalara dikkatlerini yoğunlaştırması, markaların görsel ve işitsel olarak birbirlerine benzemesi karşısında markaların bütünsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak markaların görsel ve işitsel olarak benzer olması, “…” ibaresinin dava konusu markaya eklenen farklara rağmen genel imaj içerisinde kaybolmaması ve bütünsel varlığını halen korumaya devam etmesi, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davacıya ait marka ile davalının başvuru konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davacı markasından edindiği izlenimi davalı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması, karşısında yukarıda emtia karşılaştırma tablosunda da işaret edildiği üzere sonuç olarak 5. Sınıfta “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” yönünden SMK’nın 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne, Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 05.sınıftaki “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtialar yönünden kısmen iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne,
2-Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 05.sınıftaki “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtialar yönünden kısmen İPTALİNE,
3-Dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.594,38 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2022