Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/73 E. 2022/271 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/73 Esas – 2022/271
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/73
KARAR NO : 2022/271

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 25/02/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla özetle; müvekkili şirketin ….” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullmamm, tanınmışlık ve kötü niyet ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa davalı yanın … sayısı ile tescili talep edilen “…” ibareli markasına yönelik itirazlarının, kurum tarafından haksız bir biçimde reddedildiğini, …” markasının müvekkili şirket tarafından uzun yıllardır kullanıldığını, müvekkilinin “…” markasını tanınır hale getirdiğini ve kendisi ile özdeşleştirdiğini, T/03067 sayısı ile “…” markasının tanınmış markalar sicilinde de kayıtlı olduğunu, müvekkilinin markasını savunmaya çalıştığını, böylece tanınmış markasının sulandırılmasının önüne geçmek istediğini, müvekkilinin bu ibareyi aynı zamanda ticaret unvanı olarak da 60 yılı aşkın bir süredir kullandığını, müvekkilinin 100’e yakın tescilli markası ve başvurusunun bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, dava konusu “…” ibaresinde, müvekkili markası olan “…” ibaresinin aynen kullanıldığını, bu ibarenin başına ve sonuna “nbttlife” “cat’s” ibaresi eklenerek farklılık yaratılmaya çalışıldığını, ancak marka içerisinde … ibaresinin ön plana çıkartıldığını, müvekkili markalarını tüm sınıfları kapsar şekilde tescilli olduğunu, dava konusu markanın da 05. Sınıf malları kapsadığını, bu durumun karıştırılma ihtimaline yol açacağını, davalı yanın kötü niyetli olduğunu, dava konusu markanın, müvekkili markalarının serisi gibi algılanacak olduğunu belirterek, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline ve … başvuru numaralı “…” ibareli markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle kurum kararının yerinde olduğunu, davanın reddinin gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının işbu davayı iyi niyetle açmadığını, taraf markaları arasında benzerlik dahi bulunmadığını, davacı yanın piyasayı kapatma niyeti olduğunu, müvekkili markasının “…” şeklinde olduğunu, markanın bütün olarak algılanması gerektiğini, kurum nezdinde … ibareli yüzlerce marka olduğunu, somut olayda da markaların benzer olmadıklarını, “…” sözcüğünün ortaklığının belirgin bir benzerliğe yol açmadığını, bu ibarenin ortaklığının başvuru kapsamındaki mallar ve hizmetler bakımından, tek başına, markaların birbiriyle karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açmayacağını, “…” ibaresinin zayıf marka olduğunu, 05. Sınıf emtiaların tüketicilerinin nitelikli kişilerden oluştuğunu, davacı markasının tanınmış olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, TÜRKPATENT’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 02/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 25/02/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 07/07/2022 tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan 05. Sınıf malların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında aynı sınıfta yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da benzer olduğu, – Bununla birlikte rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle davacı yanın “…” esas unsuruna haiz seri markaları ile dava konusu marka arasında görsel, işitsel, kavramsal ve bütünsel algılar itibariyle güçlü bir benzerlik bulunsa da “…” ibaresinin kavramsal açıdan sahip olduğu anlam ve sektörel kullanım yaygınlığı gözetildiğinde 05. Sınıfta yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; zayıflama amaçlı t ıbbi müstahzarlar. tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” malları bakımından ayırt edici gücü son derece zayıf bir tıbbi terime işaret etmesi nedeniyle, anılan emtialar bakımından normal şartlarda karıştırılma ihtimalinin meydana gelmeyeceği, – Ancak “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin doğrudan bulunduğu “bebek mamaları; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” malları bakımından ise taraf markaları arasındaki bu benzerliğin, ilgili tüketiciler nezdinde dahi karıştırılma ihtimalini meydana getirebilecek olduğu, davacı yan markalarının uzun yıllara sair yoğun kullanım ve tanıtımları neticesinde “çay, meyve çayı, bitkisel çay” emtialarında tanınır ve bilinir hale gelmiş olmasından kaynaklı olarak başvuruda yer alan 05.sınıftaki “tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler” emtiaları açısından da artık “…” ibaresinin zayıf ayırt edici karakterde bir işaret olarak değerlendirilemeyeceği, davacı yanın kullanımla elde ettiği ayırt ediciliğin bu emtialara da sirayet edeceği ve davacı markalarının SMK m. 6/5 uyarınca anılan emtialar açısından da korunması gerekeceği… ” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 05.sınıftaki “05.sınıf: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “….” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 05, 29, 30.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka kapsamında 05. Sınıfta yer alan malların tamamı, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında 05. Sınıfta yer alan mallar ile aynı ya da aynı türdeki mallardır. Dolayısıyla 05.sınıfta yer alan mallar bakımından taraf markaları arasında doğrudan bir ticari rekabetin mevcut olacağı, markaların benzer tüketici ihtiyaçlarına yönelik, benzer satış noktaları ile tüketiciye sunulan, satım, sunum ve dağıtım biçimleri aynı türdeki mallar oldukları tereddütsüzdür. Bununla birlikte başvuruda yer alan 05.02 alt grubundaki takviye edici, tıbbi içerikli, kimyasal özellikleri bulunan gıda ürünleri ile davacı markaları kapsamında 29 ve 30. Sınıfta yer alan gıda ürünleri (tabloda doğrudan gösterilmemiştir) açısından ise doğrudan bir benzerlik bulunmadığı düşünülmektedir. Zira başvuruda yer alan 05.02 Sınıftaki mallar ise standart, günlük, alelade tüketime uygun gıda ürünleri olmadıkları, bu ürünlerin emtia sınıflandırmasında da belirtildiği üzere genel olarak tıbbi içerikli ürünler oldukları, bu gıda ürünleri doğrudan ilaç olarak kabul edilmemekle birlikte nutrasötik olarak tabir edilen ürünler oldukları bilinmektedir. Dolayısıyla tıbbi içerikli zayıflama ve diyet yiyecek ve içeceklerinin, alelade gıda ürünleri olarak kabulü mümkün olmayıp bu tür emtialar açısından doğrudan bir benzerliğin varlığı tespit olunmamaktadır. Bununla birlikte ilgili emtialar arasında, tanınmışlık temelli bir ilişki kurulması ise mümkün olmakla birlikte 6/1 kapsamında doğrudan bir benzerlik taşımadıkları tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “….” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Markalar karşılaştırılırken görsel, işitsel ve anlamsal açılardan taraf markalarını oluşturan işaretlerin benzer olup olmadıkları hususunun bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması ve yine markalar kapsamındaki mallar/hizmetler yönünden markaların benzer olup olmadıkları konularının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde tespit edilebilir bir durumdur. Buna göre işaretler arasında görsel benzerlik karşılaştırması yapılırken markalara konu yazı ve işaretlerin konumlandırılma şekilleri ile harf sırası, yazım karakterleri gibi göze çarpan özellikleri dikkate alınmalıdır.
İşitsel benzerlikte esas alınması gereken husus ise markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından kendi lisanlarındaki okunuş şekli olup, markaların başlangıç kısımlarının fonetik açıdan benzer sesler çıkarılarak okunup okunmadığı dikkate alınmalıdır.
Markaların anlamsal açıdan benzerliklerinin karşılaştırılmasında da, markalara konu sözcüklerin tescil kapsamındaki ortalama tüketici kitlesinin bakış açışı ve o sözcüklere kendi lisanlarında bir anlam verip veremeyecekleri hususu dikkate alınmalıdır.
Bu genel ilkeler çerçevesinde somut uyuşmazlığa dönüldüğünde dava konusu markanın “…” şeklinde birden fazla kelimeden oluşan ve kelimelerin farklı renk tonları ile yazımı ile meydana getirilmiş bir sözcük grubu markası olduğu, markanın ön planda yer alan hakim unsurunun “…” ibaresi olduğu, “…” ve “cat’s” ibarelerinin farklı renk tonlarında yazıldığı, “…” kelimesinin koyu renk ve kalın harf karakterleri ile yazımının görsel vurgunun bu ibare üzerinde toplanmasına neden olduğu, markanın üst kısmındaki “nbtlife” ibarelerinin ise, “…” kelimelerine nazaran son derece küçük bir şekilde ve tali konumda kalacak nitelikte yazıldığı, dolayısıyla tüketicinin dava konusu markanın esaslı unsurunu “…” şeklinde algılayacağı, bu ibarenin bütün olarak bir anlamı yok ise de, yazım renk tonundaki farlılıktan ötürü “…” ve “cat” İngilizce kelimelerinin birleşimi ile oluşturulduğunu fark edebilecek düşünülmektedir.
Davacı yan markaları ise başta “…” olmak üzere davacı yanın dilekçelerinde yer verdiği şekilde “…+SÖZCÜK” veya şekil unsurları ile oluşturulan seri markalardır. Davacı markalarının tamamında “…” ibaresinin esas unsur veyahut esas unsurlardan biri olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır.
Bu çerçevede tespiti gereken husus davacı yanın “…” markaları ile “betacats” esas unsurundan oluşan ve tali nitelikte ek unsurlar da ihtiva eden dava konusu markanın bütünsel anlamda yarattıkları algılar itibariyle, birbirleri ile iktisadi anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerlik taşıyıp taşımadıklarıdır.
İşbu uyuşmazlık kapsamında tartışıldığı gibi kendisinden önce tescil edilmiş bir markadaki ibare ile birlikte kendi unsurlarını içerisinde barındıran birleşik bir markanın önceki marka ile iltibas oluşturup oluşturmadığına karar verilebilmesi için önceki markanın kendi başına uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde bağımsız bir ayırt edici karakterinin olup olmadığının ve bu ibarenin sonraki markada da dominant bir etkiye sahip olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Zira önceki markanın tek ve baskın unsurunun, bir bütün olarak sonraki markada da yer alması halinde, işaretlerin kısmen aynı oldukları ve ilgili tüketicide bu doğrultuda bir etki bırakacağı kabul edilmektedir. Keza yine bir markanın önceki markaya eklenmiş bir diğer kelimeden oluşması iki markanın benzer markalar olduğu yönünde bir göstergedir. Bununla birlikte ortak unsurun sonraki marka içerisindeki kullanımının niteliği ve tüketicinin bu kullanımdan edineceği algı da önemlidir.
Dava konusu marka tek kelimeden oluşan bir sözcük markasıdır. Ülkemiz tüketicisi açısından dilbilgisi kurallarından kaynaklı olarak markaların başlangıç seslerini oluşturan ibarelere normal şartlarda daha fazla dikkat edilmekte olup tüketiciler markaların başlangıçlarında yer alan ilk unsurlara, soldan sağa okuma alışkanlığı nedeniyle, daha fazla odaklanmaktadırlar. Bu anlamda tüketicinin dava konusu markayı telaffuz ederken “…” ibaresi daha ön planda olacağı gibi markanın yazım biçimi, başka bir ifadeyle görsel algısı itibariyle de “…” kelimesi ön plana çıkacaktır. Bu anlamda tüketicinin dava konusu marka ile karşılaştığında bu markanın “…” kök unsurundan türetilmiş bir ibare olduğunu algılaması kuvvetle muhtemeldir. Zira “…” kelimesi dilimizde de kullanılan ve öncül olarak “yunan alfabesinin ikinci harfi” şeklinde bir anlama sahip bir kelime olduğu gibi ülkemizde daha birçok alanda kullanılan bir kelimedir. Örneğin tıp alanında da “sıklıkla bademciklere yerleşip hastalık yapan bir mikrop” adı olarak da bilinen bir virüsün adıyken, bilişim alanında bilgisayar teknolojilerinde ikincil yazılım sürümünün adı olara kullanılmakta, yine örneğin “… ….” olarak bilinen ekmek mayasından elde edilen ve bağışıklık sistemini güçlendiren doğal bir maddenin adı gibi anlamlara da sahip olmaktadır. Dolayısıyla özellikle uyuşmazlık konusu emtialar açısından “…” ibaresi yaygın kullanımı bulunan bir kelime olarak karşımıza çıkmakta olup sicil kayıtlarında da uyuşmazlık konusu emtialarda bu ibareyi içerir şekilde çok sayıda marka tescilinin mevcut olduğu görülebilmektedir. Böyle bir durumda ise davacı yana ait önceki tarihli “…” esas unsurlu markalar mevcutken, tüketicinin dava konusu marka ile karşılaşması halinde, normal şartlarda, başvuru kapsamındaki tüm emtialar açısından, davalı taraf markasını da davacı yanın markalarından biri olarak yeni bir ürününe verdiği isim şeklinde algılaması ve değerlendirmesi, buna bağlı olarak ise nihai tercihlerinde bir yanılgı yaşaması kuvvetle muhtemeldir.
Ancak ‘…’ ibaresinin 05. Sınıf bir kısım emtialarda, tıpta bilinen ve kullanılan anlamı itibariyle ayırt ediciliği son derece zayıf bir sözcük olduğu aşikardır. Dolayısıyla her ne kadar taraf markaları arasında normal şartlarda güçlü bir benzerlik hali mevcut ise de özellikle “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar. tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” açısından “…” ibaresinin ayırt edici vasfının son derece zayıf bir tıbbi terime işaret etmesi ve tüketici kitlesinin bilinç düzeyi yüksek doktor, eczacı vs sağlık çalışanları başta olmak üzere kişisel sağlığına yönelik ürün satın alan bir tüketici oluşu olduğu göz önüne alındığında, taraf markaları arasındaki mevcut farklılıkların, bahsi geçen emtialarda, markaların birbirlerinden ayırt edilmesini sağlamaya yeter olacağı, nitekim bahsi geçen tıbbi içerikli ürünler açısından “…” kelime kökü ile türetildiği görülen 400’ü aşkın marka başvurusunun yer aldığı, hatta “…” köküne haiz çok sayıda etken madde isminin de bu başvurular arasında yer aldığı, dolayısıyla bu tür emtialarda tüketicinin “…” kelimesi kökünden türetilmiş markalar aşina olduğu ve bu markaların her birinin aynı iktisadi kaynağa ait olduğunu düşünmeyeceği gözlenmiştir. Dolayısıyla anılan emtialar açısından “…” ibaresi, kimsenin tekelinde değerlendirilebilir bir kavram olarak görülmemelidir.
Bununla birlikte başvuruda yer alan 05. sınıftaki “bebek mamaları; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtiaları yönünden ise “…” ibaresinin ayırt edici vasfı zayıf olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Hal böyleyken bahsi geçen emtialar açısından, davacı yana ait önceki tarihli “…” markası ile karşı karşıya kalmış, bu markaları deneyimlemiş tüketicilerin, sonraki karşılaştığı “…” şeklindeki davalı başvurusunu davacı yan markalarının yeni bir serisi olarak algılamasına yol açacağı düşünülmektedir. Zira anılan markanın esas unsurunun, davacı markalarının yaratım sistematiği ile benzer şekilde oluşturulduğu, “…” ibaresinin özellikle vurgulu bir harf karakteri ve renk tonu ile yazıldığı görülebilmektedir. Her ne kadar ilgili tüketici gruplarının dikkat düzeyleri bu noktada daha yüksek olsa da işaretler arasındaki yoğun benzerlik hali ve davacı yanın sahip olduğu seri markaların varlığı karşısında, tüketicinin dava konusu markanın son hecesinde oluşan “cat’s” sesini, bütünsel algıyı değiştiren bir etken olarak görmeyeceği, tam tersi davacı yanın “…” esas unsurlu yeni bir markası olarak göreceği, “nbtlife” ibaresine ise ilk anda markasal bütünlük açısından bir algı yüklemeyeceği, zira anılan ibarenin tamamen tali konumda kalacak şekildeki bir üst marka gibi konumlandırıldığı sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak her ne kadar taraf markaları, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan malların tamamı bakımından benzerlik taşımakta ve dava konusu “…” markası ile davacı yanın “…” esas unsuruna haiz markaları arasında görsel, işitsel, anlamsal ve bütünsel algılar itibariyle meydana gelen bir benzerlik hail mevcut ise de, “…” ibaresinin yukarıda açıklanan anlamsal karşılığı itibariyle ayırt edici vasfının son derece düşük olduğu ve doğrudan tıbbi bir terim olarak algılanacak olduğu “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler. ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; zayıflama amaçlı t ıbbi müstahzarlar. tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” malları bakımından taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin normal şartlarda meydana gelmeyeceği; ancak “bebek mamaları; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtiaları yönünden ise, önceki tarihli “…” markası ile karşı karşıya kalan tüketicinin sonraki davalı başvurusunu, davacı yan markalarının yeni bir serisi olarak algılayabileceği, işaretlerin aynı iktisadi – idari kaynaktan çıktığını düşünebilecekleri nihai olarak ise işaretler arasında ilişkilendirme ihtimali dahil bir karıştırma ihtimali yaşayabilecekleri kanaatlerine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut uyuşmazlık davacı yan tarafından işlem ve dava dosya kapsamına sunulan delillerden davacı yanın gerek yurtiçi gerekse de yurtdışında çok sayıda tescili bulunduğu gibi “…” markaları ile oldukça uzun yıllardır mevcut olduğu görülen sektörel kullanımları göz önüne alındığında davacı markalarının özellikle “çay, meyve çayı, bitkisel çay” gibi içecek ürünlerinde, ilgili tüketici kitlesi nezdinde belli bir tanınmışlığa eriştiğinin kabulünün gerekeceği, nitekim bu hususta daha evvel verilmiş emsal yargı kararları bulunduğu gibi davacı yana ait “…” markasının TÜRKPATENT sicil kayıtlarında da T/03067 sayısı ile tanınmış markalar sicilinde 2016 yılından bu yana kaydının bulunduğu, dolayısıyla davacı yanın “…” markalarının yoğun ve uzun yıllara sair kullanım neticesinde ciddi bir ayırt edicilik elde ettiği, ancak davacı yan markalarının anılan emtialar üzerindeki ticari faaliyetleri neticesinde söz  konusu tanınmışlığın başvuru kapsamındaki “tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler” emtialarına “…” ibaresinin ayırt edici vasfının son derece zayıf bir tıbbi terime işaret etmesi ve tüketici kitlesinin bilinç düzeyi yüksek doktor, eczacı vs sağlık çalışanları başta olmak üzere kişisel sağlığına yönelik ürün satın alan bir tüketici oluşu olduğu göz önüne alındığında, taraf markaları arasındaki mevcut farklılıkların, bahsi geçen emtialarda, markaların birbirlerinden ayırt edilmesini sağlamaya yeter olacağı, nitekim bahsi geçen tıbbi içerikli ürünler açısından “…” kelime kökü ile türetildiği görülen 400’ü aşkın marka başvurusunun yer aldığı, hatta “…” köküne haiz çok sayıda etken madde isminin de bu başvurular arasında yer aldığı, dolayısıyla bu tür emtialarda tüketicinin “…” kelimesi kökünden türetilmiş markalar aşina olduğu ve bu markaların her birinin aynı iktisadi kaynağa ait olduğunu düşünmeyeceği gözlenmiştir. Dolayısıyla anılan emtialar açısından “…” ibaresi, kimsenin tekelinde değerlendirilebilir bir kavram olmadığı bu nedenle bu emtialara tanınmışlığın sirayet etmeyeceği davacı yanın SMK m. 6/5 kapsamında elde ettiği tanınırlığı sulandırabilecek, davacı markalarının ayırt ediciliğini zamanla zayıflatabilecek sonuçlar doğmayacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, davanın Kısmen Kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-Türkpatent YİDK nın … sayılı kararının 05.sınıftaki “bebek mamaları; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtialar yönünden kısmen İPTALİNE,
3-… sayılı 05.sınıftaki “bebek mamaları; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtialar yönünden kısmen HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE VE SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,,
5-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
7-Reddedilen kısım itibariyle davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.619,58 TL yargılama giderinden payına düşen 1.309,79 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına
9-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022