Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/7 E. 2022/309 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/7 Esas – 2022/309
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/7
KARAR NO : 2022/309

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 01/08/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2005/55983 sayılı ve “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, davalının bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından kabul edilerek başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılmasına karar verildiği, oysa markalarda kullanılan şekil ve dizaynların birbirine ayniyet derecesinde benzer olduğu, müvekkilinin markası ile itiraza konu marka başvurusu arasında esas unsur bakımından hiçbir fark bulunmadığını, müvekkili şirket markasının esas ibaresini birebir iktisap eden marka başvurusunun işitsel, görsel ve anlamsal olarak farklılık oluşturmadığını, davalı şirketin tescil ettirdiği mal ve sınıflara bakılırsa kağıt ve karton malzemeden mamul ambalajlama, kutular, kırtasiye malzemeleri ve genel olarak ambalajlamaya ilişkin ürünler olduğunu, müvekkilinin tüketicisi ile benzer tüketici grubuna sahip olan davalı şirketin markası ile müvekkil şirketin markasının iltibasa yol açacağını, davalı marka sahibi tarafından, müvekkiline ait markanın şekil unsurunun neredeyse aynısı kullanılmış, farklı bir markaymış gibi gösterilmeye çalışılsa da müvekkiline ait tescilli “…” markasından uzaklaşmayı başaramamış olduğunu, müvekkilinin renkli olan … markası şekerlemenin sembolü iken, davalının düz renkli olan … markasının ise müvekkilinin farklı sınıflarda mal ve hizmet vermesinden dolayı renk seçimi yapıldığının düşünüleceğini, davalı tarafın 16. Sınıf kodunda bulunan kağıt, karton, resim boyaları, kırtasiye, eğitimöğretim, yazım, çizim resim malzemeleri… ve 35. Sınıfta yer alan kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular vs. Gibi ürünlerin müvekkilinin tüketici kitlesi ile benzer hatta ve hatta birebir aynı olduğu konusunda bir tereddüt bulunmadığını, YİDK tarafından SMK m.6/1 kapsamında yapılan değerlendirmenin bu haliyle hukuka ve Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, davalının, müvekkili şirketin tescilli markasında yer alan markasının isim ve şekil unsurunun birebir aynısını kendi markasında kullanmak istemesinin iyiniyetli bir yaklaşım olarak kabul edilemeyeceğini, zira davalının bu markanın kullanılması halinde müvekkilinin tescilli markalarıyla iltibas oluşturulacağını ve tüketiciler nezdinde markalar arasında irtibatlandırma yaşanacağının böylece müvekkili şirketin tanınmışlığından yararlanarak haksız kazanç elde edeceğinin bilincinde olduğunu, davalının yapmış olduğu bu başvuru açıkça kötü niyetli olup 6769 Sayılı Kanunun 6/9 maddesi dikkate alınarak başvurunun reddedilmesi gerekirken Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca müvekkili itirazlarının reddedilmesinin bu yönüyle de yerinde olmamış olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı başvurusunda yer alan emtialar/hizmetler ile davacı markasının eşya listesinde yer alan emtialar/hizmetlerin, -hitap ettiği tüketici kesiminin özellikleri dikkate alındığında- her ne kadar davacı vekili tarafından aksi iddia edilmekte ise de; benzer ihtiyaçları gidermedikleri, dağıtım kanallarının ve satış yerlerinin aynı olmadığı, ikame imkanlarının bulunmadığı, birbirlerini tamamlayıcı niteliklerinin bulunmadığı, davalı ve davacı markasını bu farklı sınıftaki mallar üzerinde gören tüketicilerin herhangi bir şekilde markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurmayacağının da ortada olduğunu, başvurunun kötü niyetle yapıldığını gösterir kanıtlar itiraz ekinde sunulmadığından ve Kurul’da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde kanaat oluşmadığından kötü niyet iddiasının yerinde görülmemiş olduğunu, dava konusu marka başvuru kötü niyet açısından irdelendiğinde, markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate ulaşılmamış olduğunu, davacının sunmuş olduğu deliller; davalının marka ticareti yapmak, yedekleme veya şantaj yahut davacıyı engelleme, pazara girişini güçleştirmek veya davacıya zarar verme kastıyla hareket ettiğini kabule yeterli bulunmamış olup, davacının, davalının başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edememiş olduğunu, beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATNET Tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 14/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 07/01/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28/06/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu marka ile davacı markası arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunmasına rağmen markaların kapsamındaki mallar/hizmetler arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle dava konusu marka ile davacı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının SMK 6/6 Maddesi kapsamındaki itirazının yerinde olmadığı, kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, TÜRKPATENT … Sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 16, 35.sınıftaki “16: Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 35: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2005/55983 sayılı ve “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 29, 30.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, Davalıya ait dava konusu markanın kapsamında yer alan 16. ve 35. sınıflara ait mallar/hizmetleri ile davacı markasının kapsamındaki 29. ve 30. sınıfların kapsamlarındaki malların oldukça farklı olduğu, emtiaların aynı veya benzer olmadığı, benzer alıcı çevresine hitap etmediği, benzer ihtiyaçları karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılmadıkları, aynı toptancılarda satılmadıkları değerlendirildiğinden, dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin davacı markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer almadığı tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaa göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerekmektedir. Global değerlendirme gereği, markaların unsurları bölünerek, unsurlarına göre ayrı değerlendirme yapılması hatalı olacaktır. Bununla birlikte, inceleme sırasında markayı oluşturan jenerik, tanımlayıcı unsurların değerlendirme dışı bırakılmasına engel değildir. Dolayısıyla aslolan markaların bir bütün halinde bıraktıkları genel intibaya göre değerlendirme yapılmasıdır. ATAD kararlarından da izlenebileceği gibi, karıştırma olasılığının değerlendirmesi, aslında ileriye dönük bir tetkiktir. Bu tetkikte; “Markalar arasındaki görsel, işitsel veya kavramsal benzerlikler bütün olarak karşılaştırılmalıdır. Karşılaştırma, genel izlenim esas alınarak, özellikle markaların ayırt edici ve baskın unsurları” ve “davanın koşullarıyla ilgili tüm faktörleri dikkate alarak, global olarak yapılmalıdır”.
Bununla birlikte markalar esas ve yardımcı unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği asla göz ardı edilmemelidir. Markayı benzerlerinden ayırt etmeye yarayan markada diğer unsurlara göre daha ön planda olan unsur esas unsur iken; esas unsura göre nispeten arka planda olan, malın ve hizmetin temel özelliklerini veya sair özelliklerini belirten ve esas unsura bağlı ve onunla ilişki içinde bulunanlar yardımcı unsurdur. Markaları benzerlerinden ayıran en önemli unsur esas unsurlardır. Markanın ayırt ediciliği ve iltibasa sebebiyet verip vermediği gibi hususlar esas unsur nazara alınarak tespit edilir.
Benzerlik değerlendirmesine ilişkin bu genel tespitler çerçevesinde yapılması gereken temel değerlendirme, dava konusu marka ile davacı yanın redde gerekçe gösterdiği markalar arasında SMK md. 6/1 uyarınca karıştırılmaya yol açabilecek düzeyde bir benzerliğin mevcut olup olmadığı ile ilgili olacaktır.
Dava konusu “…” ibareli markası, beyaz zemin üzerinde, büyük harflerle, siyah renkte, “…” ibaresinin yer aldığı, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markasıdır. Davacı markası “…” ibaresindeki harflerin çeşitli renklerde olduğu ve harflerin kırmızı renk ile çevrelendiği, kelime unsurunun ön planda olduğu karma bir markadır. Hem dava konusu markanın hem de davacının redde gerekçe markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu aşikar olup, markalar arasında marka işaretlerinde bakımından görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, her ne kadar dava konusu marka ile davacı markası arasında marka işaretleri bakımından aynılığa yakın benzerlik bulunsa da, markaların kapsamındaki mallar/hizmetler arasında benzerlik olmaması nedeniyle dava konusu marka ile redde gerekçe marka arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 6/6 Bendi Kapsamında Değerlendirme
Dava konusu YİDK kararında, davalının ticaret unvanına dayalı itirazın da reddedildiği anlaşılmış ve davalının redde gerekçe bu itirazı aşağıda değerlendirilmiştir. 6769 s. SMK’nın 6. Maddesinde sınırlı sayıda düzenlenen nispi ret nedenlerinden biri olan 6/6 bendinde “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeden de anlaşılabileceği üzere başkasına ait ticaret unvanı, işletme adı, internet alan adı, endüstriyel tasarım tescili gibi sınaî hak sahiplerinin ve telif hakkı gibi fikri hak sahiplerinin, bu hak konularının bir başkası tarafından izinsiz olarak tescili taleplerine itirazda bulunarak tescili engellemeleri veya tescil gerçekleşmiş ise hükümsüzlüğünü talep etmeleri mümkündür. Bu halde, dava konusu marka tescillerinin davacıya ait telif hakkını veya herhangi bir fikri/sınai mülkiyet hakkını içermesi halinde, başvurunun önceki hak kapsamında kalıp kalmadığı incelenmelidir. SMK 6/6. Madde hükmü ile korunan hakların ortak özelliği, aynı maddenin 3. bendindeki işaretlerden farklı olarak tescil edilmiş olmalıdır. Şu kadar ki, bunların kullanım sonucu ayırt edici hale gelmeleri gerekmez.
Davacıya Ait Ticaret Unvanı ile Dava Konusu Markayı Marka İşaretleri Bakımından Değerlendirme
Ticaret unvanı “çekirdek” ve “ek” olmak üzere iki kısımdan oluşur. Ticaret unvanında “çekirdek” kısmı zorunlu olmasına rağmen, “ek” kullanılması kural olarak zorunlu değildir. Bununla birlikte, ticaret unvanı, “çekirdek” yanında “ek” de ihtiva ediyorsa bir bütün hâlinde korunur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2019/282, K. 2019/852, T. 4.7.2019) Ticaret unvanlarının karıştırılma (iltibas) ihtimali bakımından yapılan değerlendirmede öncelikle ticaret unvanlarının çekirdek ve ek kısımlarının bir bütün hâlinde gözetilmesi gereklidir. Ayrıca buna ilave olarak unvanlar arasında karıştırılma (iltibas) ihtimalinden bahsedebilmek için, esas itibariyle ticari işletmelerin faaliyet konularının aynı veya benzer olması gerekmektedir. Zira ticaret unvanlarının bağlı olduğu işletmelerin faaliyet konularının birbirinden farklılaştığı oranda, aynı ya da benzer unvanlar arasındaki karıştırılma (iltibas) ihtimali de azalmaktadır. Dolayısıyla faaliyet konuları değişik olduğu için farklı müşteri çevresine hitap eden işletmelerin aynı ya da benzer unvanlarının karıştırılma ihtimali az olmakla birlikte tamamen ortadan kalkmamaktadır. Başka bir deyişle ticaret unvanlarının ayırt edici “ek” unsurları aynı olmakla birlikte faaliyet konuları farklı ise unvanlar arasında kural olarak iltibas oluşmasa da tanınmış bir ticaret unvanının “ek” kısmının aynısının ve benzerinin farklı bir faaliyet konusu ile birlikte ticaret unvanı olarak tescili hâlinde karıştırılma ihtimalinin varlığının kabul edilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/11-1298, K. 2019/335, T. 21.3.2019) Ticaret unvanlarında, “ek” kullanılması bir zorunluluk olmamakla birlikte, bu unsur, taraflara ait ticaret unvanlarının birbirinden ayırt edilmesine hizmet etmektedir. Davacının ticaret unvanı, … ENERJİ TİC. LTD. ŞTİ. olup, ek unsurunun “…” olduğu değerlendirilmektedir
Davalının dava konusu markasının unsurunun “…” ibaresi olduğu değerlendirilmektedir. Somut uyuşmazlık bakımından incelendiğinde, davacıya ait ticaret unvanının “ek” unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının dava konusu markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, her iki işarette “…” ibaresinin ortak olarak yer aldığı, dolayısıyla dava konusu markanın esas unsuru ile davacının ticaret unvanının ek unsuru arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak karıştırılma ihtimali bulunduğu değerlendirilmektedir.
Davacıya Ait Ticaret Unvanı ile Dava Konusu Marka Kapsamındaki Emtianın Benzer Olup Olmadığı Bakımından Değerlendirme
Davacının ticaret unvanı 09.04.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde 05.04.2004 tarihi itibarıyla tescil edilmiştir. Ana sözleşmedeki faaliyet alanları aşağıdaki şekildedir. Amaç ve Konu Madde 3- Şirketin amaç ve konusu başlıca şunlardır. Her türlü şeker ihtiva eden etmeyen şekerleme, sakız, şekerleme türleri, bisküvi, çikolata, çikolata kaplamalı ürünler, pastiller, kekler, reçeller, pastacılık malzemeleri, krem çikolata, çerez ve tüm bu ürünlerin vitaminler, bitki özleri, mineraller gibi katkı maddeleri ile zenginleştirilmiş çeşitleri, her türlü yaş, kuru meyve ve sebzeler, tarım ürünleri, kuruyemiş, değirmenlik ürünleri, çay, kahve, şeker, süt, her cins peynir ve sütle ilgili ürünler, alkolsüz içecekler ve meyve suları, nebati ve hayvani yağlar, konserve, reçel, salça, zeytin turşu, her türlü içecek maddeleri, hububat, narenciye, baklagiller ve bilumum ziraat mahsulleri, her türlü hayvansal ürünler ve bunlarla ilgili ilaç, gübre, tohumlarının, buğday un ve unlu mamullerden elde edilen her türlü yiyeceklerin üretimini, ihracı, ithali, toptan ve perakende ticaretini yapmak.” şeklindedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, davalıya ait dava konusu markanın kapsamında yer alan 16. ve 35. sınıflara ait mallar/hizmetleri ile davacının ticari unvanındaki faaliyetlerinin oldukça farklı olduğu, emtiaların aynı veya benzer olmadığı, benzer alıcı çevresine hitap etmediği, benzer ihtiyaçları karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılmadıkları, aynı toptancılarda satılmadıkları değerlendirildiğinden, dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetler ile davacının ticaret unvanında yer alan faaliyet alanlarının aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olmadığı tespit edilmiştir. Öte yandan, dosya kapsamında davacının ticaret unvanının, ticaret unvanındaki faaliyet alanlarına ilişkin markasal kullanımının ispatlanamadığı değerlendirilmektedir.
Her ne kadar dava konusu markanın esas unsuru ile davacıya ait ticaret unvanının ek unsuru arasında işaretler bakımından karıştırılma ihtimali bulunsa da, dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetleri ile davacının ticaret unvanının faaliyet alanları arasında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer almadığı, ayrıca dosya kapsamında davacının ticaret unvanının, ticaret unvanındaki faaliyet alanlarına ilişkin markasal kullanımının ispatlanamaması nedeniyle davacının SMK 6/6 maddesi kapsamında yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştıı
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-6-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2022