Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/69 E. 2022/341 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/69
KARAR NO : 2022/341

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022
DAVA:
Davacı vekili 22/02/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ….ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin … Müvekkilinin Akrilik markası için harcadığı emek ve koyduğu sermaye ile markalarına ayırt edicilik niteliği kazandırdığını, “…” ibaresini uzun yıllardan beri tescilli ve tescilsiz olarak faaliyetlerinde kullandığını ve bu kullanım ile sektörde oldukça bilinir bir hale getirdiğini, müvekkilinin ticaret unvanının esaslı unsuru … markalarını nizasız ve fasılasız surette kullanarak tanınmış bir marka haline getirdiğini, davalı yan tarafından tescili talep edilen … ibareli markanın müvekkil markalarının esas unsuru ile aynı ibareyi esas unsur olarak kullandığını, tüketiciler nezdinde müvekkilinin seri markalarından birisi olarak addedileceğini, müvekkili şirketin … esas unsurlu markasını ilk defa kullanan ve ayırt edici nitelik kazandıran hak sahibi olduğunu, söz konusu marka üzerinde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, tescil başvurusu yapılan … ibareli marka haksız ve hukuka aykırı surette müvekkilinin uzun yıllardan beri kullanarak ayırt edicilik kazandırdığı tanınmış markasının aynısını ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olarak tescil başvurusunda bulunduğunu, … ibaresi markanın kullanılmak istendiği mal ve hizmetler bakımından nitelik belirten bir ibare olmadığını, kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından ayırt edicilik vasfının yüksek olduğunu, markaların telaffuzları sırasında tüketiciler nezdinde markalar ile ilgili bağlantı kurulabileceğini ve her iki markanın birbirinin devamı algısı oluşabileceğini, bu nedenle aralarında iltibas oluşacağını, davalının müvekkilinin markası ile iltibas yaratmaya çalışmasının müvekkili markalarının bilinirliğinden haksız yararlanma çabasının ve kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, davalı yan adına usul ve yasaya aykırı surette yapılan marka müracaatının tescil edilmesi halinde tüketiciler nezdinde her iki markanın aynı firmaya ait olduğu, markaların birbirinin devamı olduğu, firmalar arasında ekonomik ve fiili bir bağ olduğu algısını yaratacağını, müvekkil markasının sonuna “ks (x)” eki eklense de işbu ekin ayırt ediciliği oldukça yüksek müvekkili markası ile davalı markasını farklılaştırmadığı ve hatta aksine davalı markasının müvekkilinin seri markalarından birisi izlenimine sahip olmasına sebep olduğunu, … ibareli marka müvekkili markaları ile aynı mal ve hizmetlerde kullanıldığını, müvekkili markalarının tescilli olduğu 19. 35. sınıfta yer alan hizmetler ile itiraza konu markanın tescil edilmek istendiği 19., 20. VE 35. sınıftaki hizmetlerin aynıdır/ilintili olduğunu, müvekkili şirketin “…” ibareli ve esas unsurlu markaları toplumda oldukça iyi bilinen markalar olduğunu, bu markaların ORİJİNAL ve ÖZGÜN markala olduğunu, davalı tarafça “…” markası için yapılmış tescil başvurusunun kötüniyetli olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı markasının, siyah ve büyük harflerle yazılmış “…” ibaresi ile bu ibareye bitişik biçimde turuncu-büyük harflerle yazılmış “AKS” ibaresinden oluştuğunu, üst kısmında, zemini turuncu dikey duran bir kare şeklinin içerisinde siyah renkli … sayısının yer aldığını, itiraza mesnet markaların, siyah-küçük harflerle yazılmış “…” ibaresi ile kırmızı büyük harflerle yazılmış “… AKRİLİK” ibaresinden oluştuğunu, başvuru konusu marka, “…” ve “aks” şeklinde iki farklı kelimenin birleştirilmesiyle oluşturulmuş iken, davacı markaları tek başına “…” ve “…” ibaresinden müteşekkil olduğunu, markaların anlamsal ve görsel açıdan davacı markalarıyla farklılaşmasını sağladığını, “… sayısının”, “Çember çevresinin uzunluğunun çapının uzunluğuna bölünmesi ile elde edilen sabit sayı olduğunu, başvuru konusu markadaki üst kısımda yer alan şekil unsuru da “… sayısı” şeklinde oluşturulduğunu, “Aks” kelimesi ise “dingil” anlamına geldiğini, “….şeklinde okunan davalı markası, “…-” şeklinde okunan davacı markaları ile telaffuz açısından da benzemediğini, ihtiva ettikleri farklı şekil unsurları, harfler, ibarelerin konumlandırılışı, parçalı renk görünümü sebebiyle markalar görsel açıdan da benzer olmadığını, başvuru konusu markanın tescili veya bu ürünlerle ilgili olarak kullanımı halinde 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan koşulların ortaya çıkacağına ilişkin olarak da, itirazda, davacının tanınmışlığını ileri sürdüğü markasına verilecek zararın ya da markasının ününden sağlanacak yararın nelerden oluşacağını ve nasıl ortaya çıkacağını gösterir ve olayların olağan akışı içinde belirtilen durumların gerçekten olası olduğu yönünde bir sonuca varmak için yeterli kanaat oluşturacak deliller, argüman ve savlar sunulmadığından, başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca reddini gerektirecek haklı ve geçerli bir sebep bulunmadığını, kötü niyetli bir başvuru olduğu yönündeki iddiaları da hukuka uygun olmadığını, davalının başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edilemediğinden dava konusu kararın usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Adana’da “… PVC KAPI İNŞ. LTD. ŞTİ.”, ” … Pvc İml. İnş. Taah. Nak. El. Ek. Mak. Tic. Ltd. Şti.” adları ile işletmecilik yaptığını, ticari hayattaki bazı aksamalar ve kayıplar sebebiyle farklı isimler kullanmışsa da bu isimlerin, bu zamana kadar kazanmış olduğu itibar ve bilinirlikten güç alarak benzer ibarelerle devam ettirdiğini, Türk Patent ve marka Kurumu’na 2004/06468 başvuru numaralı … markası, 22.6.2007 tarihli … başvuru numaralı … markası ve 16.11.2020 tarihli … başvuru numaralı … markası için başvuru yaparak markalarını tescil ettirdiğini, markalarının kullanımlarının yıllardır sürdüğünü ve bu kullanımın markasal anlamda da koruma altına alarak devam ettirdiğini, davacı tarafın, … esaslı unsurlu markasının üzerinde öncelikli ve üstün hak sahibi olduğu iddiaları bir yanılsamadan ibaret olduğunu, davacının müvekkilinin … adlı kullanımının kendi markalarına tecavüz teşkil ettiği yönündeki iddiaların dayanaksız olduğunu, davacı tarafın … markasını kullanmasının müvekkilinin tescilli ve %100 fiili kullanıma dayalı haklarına 19/20 emtiaları bakımından tecavüz teşkil etmediğini, müvekkilinin Türk Patent nezdinde 2004 tarihinden bu yana … ve … markalarının yasal ve öncelikli hak sahibi olduğunu, 2020 yılında markaların asıl sahibi ve şirketlerin asıl kurucusu olan … vefat etmesi neticesinde, mirasçılarından müvekkilinin kaldığını, bir fikri mülkiyet olan markanın terekeye dahil bir miras malı olduğunu ve her ne kadar intikal işlemleri gerçekleştirilmemişse de müvekkilinin işbu markanın yasal hak sahibi olduğunu, davaya konu marka her ne kadar 2020 yılında başvuruya konu edilmişse de evveliyatında, 22.6.2007 tarihli … başvuru numaralı … markası bulunduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATNET tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 29/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 22/02/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 09/06/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu … sayılı “…” ibaresinin davaya mesnet gösterilen markalar ile her ne kadar kapsamlarındaki emtialar aynı ya da ilişikli olsa da taraf markalar görsel ve işitsel anlamda benzer olmadığı ve bu nedenle 6769 SMK’nın Md. 6/1 anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olmadığı, davaya mesnet gösterilen markaların tanınmış marka olduğu tespit edilmediğinden 6/5 maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı, kötü niyetin ispat edilmediği…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 19, 20, 35.sınıftaki “19 Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları. 20 Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Aynalar. Arı kovanları, suni petekler ve petek çıtaları. Bebekler için ana kucakları, parmaklıklı oyun parkları (iç mekanlar için), bebek beşikleri, yürüteçler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar, resimler, tablolar için çerçeveler, kimlik kartları, künyeler, isimlikler, etiketler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul ambalaj, nakliye ve depolama amaçlı variller, fıçılar, bidonlar, hazneler (depolar), kutular, ambalaj kapları, nakliye amaçlı konteynerler, sandıklar, taşıma paletleri, bunlarla birlikte kullanılan kapaklar. Ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyası, mobilya bağlantıları, açma kapama tertibatları. Tahta, mantar, kamış, bambu, hasır, boynuz, kemik, fildişi, balina kemiği, istiridye kabuğu, kehribar, sedef, lületaşı, balmumu, plastik veya alçıdan mamul bu sınıfa dahil süs ve dekorasyon eşyaları: biblolar, duvara asılan süsler, heykeller ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Sepetler, balıkçı sepetleri. Ev hayvanları için kulübeler, yuvalar, yataklar. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul portatif merdivenler, hareketli merdivenler. Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Araç tekerlekleri için metalden olmayan takozlar. 35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. Yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri. Beton, taş veya mermerden yapılmış anıtlar, heykeller. İnşaatlar için cam ürünleri. Metalden olmayan prefabrik yüzme havuzları. Akvaryum kumları. Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Aynalar. Arı kovanları, suni petekler ve petek çıtaları. Bebekler için ana kucakları, parmaklıklı oyun parkları (iç mekanlar için), bebek beşikleri, yürüteçler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar, resimler, tablolar için çerçeveler, kimlik kartları, künyeler, isimlikler, etiketler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul ambalaj, nakliye ve depolama amaçlı variller, fıçılar, bidonlar, hazneler (depolar), kutular, ambalaj kapları, nakliye amaçlı konteynerler, sandıklar, taşıma paletleri, bunlarla birlikte kullanılan kapaklar. Ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyası, mobilya bağlantıları, açma kapama tertibatları. Tahta, mantar, kamış, bambu, hasır, boynuz, kemik, fildişi, balina kemiği, istiridye kabuğu, kehribar, sedef, lületaşı, balmumu, plastik veya alçıdan mamul bu sınıfa dahil süs ve dekorasyon eşyaları: biblolar, duvara asılan süsler, heykeller ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Sepetler, balıkçı sepetleri. Ev hayvanları için kulübeler, yuvalar, yataklar. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul portatif merdivenler, hareketli merdivenler. Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Araç tekerlekleri için metalden olmayan takozlar. bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2014/20076, 2014/85244, 2015/06154, 2015/06157 sayılı ve “…”, “… akrilik”, “…”, “… akrilik” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 09, 11, 17, 19, 35.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacının davaya konu olan markasının başvuru kapsamında yer alan 19. Sınıfta yer alan tüm mallar ile 35. Sınıfta yer alan hizmetler davaya mesnet gösterilen markalarının tescil kapsamında yer aldığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda taraf markaların tescil kapsamındaki malların birebir aynı olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte davaya konu olan markanın başvuru kapsamında yer alan 20. Sınıf her ne kadar mesnet gösterilen markaların tescil kapsamında birebir yer almasa da 35. Sınıftaki hizmetlerle ilişiklidir. Şöyle ki; 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” genel olarak satış hizmetlerine yöneliktir. 35. sınıfın ilgili alt grubunun diğer mal sınıflarına benzer olup olmadığına karar verilirken somut olayın özelliklerine göre, yani mallarla birlikte markalar da aynı değerlendirmenin içine alınarak bir sonuca gidilmelidir. Aksi halde, sadece bu hizmet grubunu tescil ettirerek 35.sınıftaki malların tamamına engel olunabilecektir ki bu durum da marka ruhuna aykırıdır. Sınıflandırma Tebliği idari amaçlı olduğundan, farklı sınıflarda yer alan mal ve/veya hizmetlerin farklı olduğu doğrudan söylenemez. Ancak bir malın, bir hizmetin sunumu sırasında veya hizmetin sunulduğu yerde kullanılıyor olması, o mal ile hizmetin benzer olduğunu gösteren bir durum olarak da doğrudan kabulüne neden değildir. Benzerliğin kabulü için, mal ve/veya hizmetin doğası, kullanım amacı, satış ve dağıtım kanalları, tüketici kitlesi gibi birçok ayrıntının göz önünde bulundurulması gerekir. Davalının markası kapsamında çekişme konusu malların bulunduğu da göz önüne alındığında, davalının sunacağı bu mallar tüketicilerce dava konusu olan 1-34 sınıfta yer alan malların pazarlanması” olarak algılanacağı tartışmasızdır. Diğer taraftan, mal üreten kişiler, ayrıca hizmet markası almalarına gerek olmaksızın, ürettikleri malları emtia markaları ile “mal satım hizmeti” ile satabilmektedir. Bu tip satış biçimi her ne kadar farklı mal ve markaların bir araya getirilmesi yolu ile gerçekleştirilen perakende satış hizmeti olmasa da bu tür bir satış hizmetinin söz konusu olduğu durumlarda hizmet sınıfında tescilli marka ile davalının markasının tescilli olduğu mallar karıştırılabilecektir. Ayrıca, aynı/ayniyet derecesinde benzer markalar söz konusu olduğunda ve bu işyerinde tüketicinin tanıdığı markanın ürünü ile aynı/benzer ürünlerin satışı ile karşılaştığında markaları ve dolayısıyla firmaları birbirleri ile ilişkilendirebilecektir. Belirtilen nedenlerle davalının 35. Sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 30. Sınıftaki malların bir araya getirilmesi hizmetleri” ile davacının mesnet olan markalarının tescil kapsamında yer alan mallar ile ilişikli olması nedeniyle bu hizmetler yönünden de 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi hükmünün uygulama koşullarından olan mal ve hizmetlerin benzerliği koşulunun oluştuğu kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…”, “… akrilik”, “…”, “… akrilik” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Karşılaştırmaya konu olan markalar görsel olarak incelendiğinde, davaya konu olan marka kelime ve şekil unsurundan oluşan karma bir marka olup üstte baklava şeklinde bir yapının içinde turuncu zemin üzerinde siyah ve kalın punto ile stilize edilen matematik’ teki “…” şekli ve altında ise özel yazım ile önce siyah ve koyu punto ile … ibaresi ardından da turuncu renkle AKS ibaresinden oluşuğu görülmektedir. Markada yer alan AKS ibaresi yapılan araştırmada “Mimarlık ve inşaat terimi olarak eksen, hizalama anlamına gelen yapıya dair bir öğenin ortasından diğer öğenin ortasına kadar olan uzaklık ölçüsü olduğu tespit edilmiştir. Bu minvalde aslında AKS ibaresi davaya konu olan malların bir bölümü bakımından ayırt ediciliği görece olarak düşük olduğu ve markanın aslı unsurunun … ibaresi olduğu değerlendirilmiştir. Hatta markanın başına konumlandırılan … şekli ile bu durum pekiştirildiği de mütalaa edilmiştir. Davacının davaya mesnet gösterdiği markasının birisi herhangi bir şekil unsuru içermeden düz yazı ile … ve diğer ise şekil unsuru ve düz yazı ile … AKRİLİK ibaresinden oluşmaktadır. Markaların yanında yer alan … ibaresi ayırt ediciliği yüksek bir ibare olup AKRİLİK ibaresi ise markaya ayırt edicilik katmamaktadır. Markanın esaslı unsurunun … ve … ibaresi olduğu değerlendirilmiştir. Öte yandan davaya konu olan markanın esas unsurunun “…” ibaresi olmadığı, bir bütün olarak bakıldığında markanın unsurunun “… ve AKS” ibaresi olduğu tespit edilmiştir. Bu anlamda davaya konu olan marka, görsel olarak mesnet markalardan farklı olduğunun söylenebileceği, markada “…” ibaresinin yer alması ile bu ibareye bağlı görsel bir benzeşmenin varlığından bahsetmenin mümkün olmadığı, “…” ibaresinin markanın bir unsuru olarak değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar kapsamında; taraf markaların ortak olan unsuru … ibaresi olsa da davaya konu olan markanın esaslı unsurunun … olduğu, bu nedenle taraf ibarelerin görsel olarak farklı olduğu mütalaa edilmiştir. Taraf markalar arasında her ne kadar bazı harfler benzer olsa da davaya konu olan “… AKS” ibaresi ile mesnet olan “… ve …” ibaresinin görsel olarak farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Taraf markaları işitsel/fonetik açıdan incelendiğinde; davaya konu olan marka ..” olarak davaya mesnet olan marka ise “… ya da ….” olarak telaffuz edilecektir. Dolayısıyla markalar arasında fonetik/telaffuz açısından küçük bir benzerlik bulunsa da bu benzerlik markaları karıştıracak düzeyde sonucuna varılmıştır. Bu minvalde markaların bir bütün halinde değerlendirilmesi esas olduğundan, bazı parçaların sadece işitsel olarak ufak benzerliği, markaların da benzer olduğu sonucuna ulaştırmaz. Bütünsel yaklaşımda, taraf markalar arasında karıştırılma ihtimaline neden olabilecek bir benzerlik görülememektedir. Zira, markalarda yazılış yönünden farklılıkların yanı sıra; markalardaki diğer unsurlardan ve bu unsurların bir araya geliş biçimlerinden kaynaklanan farklılıklar karşısında, markalar genel görünüş bakımından da benzer çağrışımlar yaratmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle, her ne kadar markalar arasında mal benzerliği bulunsa da taraf markalar arasında görsel ve işitsel olarak benzerliğin ve bağlantının bulunmadığı, ortalama tüketici gözünde karışıklığa yol açmayacağı hususu göz önüne alındığında 6769 S. SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şahıs tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.