Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/527 E. 2023/277 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/527
KARAR NO : 2023/277

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (Mersis:…)
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVALILAR : 1- … – …
: Av. … -…
: 2- … – …

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2023

TALEP:
Davacı vekili 23/12/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin …, … sayılı “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı … ‘na (…) başvuruda bulunduğunu, …kod numarasını alan başvurunun …. ilanı üzerine müvekkili tarafından …. itirazda bulunulduğunu, bu itirazın ve kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak … (…) tarafından reddedildiğini, red kararının haksız olduğunu, davacı adına tescilli ve itiraza mesnet olarak ileri sürülen markaların esas unsuru “…” iken, davalı adına tescil başvurusuna konu markanın esas unsurunun da “…” şeklinde olduğunu, davaya konu marka başvurusunun davacıya ait tanınmış olan “…” markasını birebir içerdiğini, tescil edilmek istendiği sınıf bakımından tanımlayıcı nitelikte olan “…” ibaresinin tali unsur olduğunu, bu halde dava konusu markanın, davacı markalarının esas unsurunu aynen içerdiğini, davaya konu markanın …. sınıfta doğrudan davacı markalarının uzun yıllardır tescilli olduğu ürünler bakımından tescil edilmek istenmekte olduğunu, “…” markalarının tanınmış bir marka olup 6769 sayılı SMK m. 6/5 kapsamındaki korumadan yararlanması gerektiğini, dava konusu başvurunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, … …’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu …başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE: Alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.

MUHAKEME: HMK kapsamında “Yazılı Yargılama Usulü ” uygulanmıştır.

UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ VE DİĞER HUSUSLAR:
Dava; 6769 sayılı SMK’nın 6/1, 6/5 ve 6/9’a dayalı taraf markalarının benzediği iddiası temelinde; davalı başvurusu olan …sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … … tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir.
Davanın açılmasıyla birlikte, tarafların karşılıklı dilekçeleri tebliğ olmuş, sundukları deliller toplanmış, dava konusu başvuruya ilişkin bilgi ve belgeler …’ten celp edilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklikler bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik edilmiş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmuş, 06/08/2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren …. Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 201/2 nci maddesi hükmü de gözetilerek, taraflara yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş, sözlü olarak iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şahsın …başvuru sayılı markası ile davacı tarafın itiraz mesnedi markaları arasında SMK 6/1 maddesine göre iltibas koşulları oluşup oluşmadığı, marka başvurusuna yönelik itiraz sürecinde itiraz mesnedi markalardan …. sayılı davacı markaları açısından, SMK 6/5 maddesine göre markalarının tanınmışlığı iddiasının ve SMK 6/9 maddesine göre de davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddialarının alınan … kararına ve hükümsüzlüğe etki edip etmeyeceği, …’in … sayılı … kararının iptalinin ve davalı markasının da hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
İptali istenen … kararının davacıya tebliğ tarihinin 24/10/2022 olduğu, 23/12/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı … Vekilliği ile Bazı düzenlemeler Hakkında Kanun’un 15/c maddesinde belirlenen iki aylık süre içerisinde olduğu, 6769 sayılı SMK 156 ncı maddesine göre görevli ve yetkili mahkemeye dava açıldığı anlaşılmıştır ve işin esasına geçilmiştir.

… …’in … sayılı kararında; “…başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki … kararına karşı, başvurunun … sayılı “… ” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir
……

Belirtilen ilkeler ışığında yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde benzer olmadığı, bu bağlamda markalar arasında karıştırılma veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı görüşüne ulaşılmıştır.
Kötü niyet gerekçeli itiraz da yeterli bilgi/belge ile ispatlanamadığından itirazın tüm gerekçeleriyle reddi gerekmiştir.
KARAR: İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde ifade edilmiştir.

6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU (10/01/2017 yürürlük)
Madde 6 (Marka tescilinde nispi ret nedenleri)
“(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(9)Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.”,

Madde kapsamında SMK 6/1 maddesi anlamında iltibastan bahsedebilmek için;
Her iki taraf markasının AYNI işareti taşımaları yanında, kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında, kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) AYNIYETİ olması,
Her iki taraf markasının BENZER işareti taşımaları yanında kapsamlarındaki emtia (mal/hizmet) BENZERLİĞİ olması, ihtimali aranır.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için ise, dava konusu marka ile itiraza mesnet marka/markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların “görsel”, “işitsel” ve “kavramsal” özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması , yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir. Karıştırılma kavramının varlığı için “somut bir karıştırma” eyleminin varlığı şart olmayıp böyle bir tehlikenin varlığı dahi yeterli olacaktır.

SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmışlıktan bahsedebilmek için;
Toplumda (… sınırlarında) tanınmışlık düzeyine ulaşmış olması koşuluyla, tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin farklı mal ve hizmetlerde kullanılması amacıyla yapılan marka başvurusu, tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine ret edilir.
Yargıtay içtihatlarında tanınmışlık “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir. Bu hallerde başkasının başvuru markası dolayısıyla şayet taraf markaları aynı/benzer mal/hizmet içermiyorsa ve bu marka başvurusu nedeniyle haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerinde nisbi red sebebi sayılarak başvuru markası engellenebilecektir.

SMK 6/9 maddesi anlamında kötü niyetten bahsedebilmek için;
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında SMK 6/9’da düzenlenen KÖTÜNİYET kriteri “Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir.” şeklinde görüşler yer almaktadır.

Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Başvuru Markası

(….)
29. sınıf
30. sınıf
43. Sınıf

Davacı Markaları
“… ”
( …. )
29. sınıf
30. sınıf
35. sınıf
43. Sınıf

Bilirkişi heyetinden alınan 09/05/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu …sayılı marka başvurusu kapsamında kalan … Sınıftaki mal ve hizmetlerin tamamının, davacı yanın önceki başvuru tarihli markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer/ilişkilendirilebilir oldukları,
Dava konusu …markası ile davacıya ait … kararına konu itiraza mesnet markalar arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerliğinin bulunduğu, ilgili tüketiciler nezdinde, taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı,
Davacı markalarının tanınmış marka olup olmadığı yahut m.6/5’te sayılan risklerden en az birisinin gerçekleştirme olasılığının mevcut olup olmadığını ispatı konusunda dosya kapsamında yeterli delil sunulmadığı…” ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin, aynı heyetten ek rapor alınması talebi HMK 30 uncu madde kapsamında değerlendirilerek, sunulan rapor denetlenebilir, içeriği de ihtisas mahkemesi hakimliğince olumlu veya olumsuz değerlendirilebilir kabul edilerek, usul ekonomisi ilkesi göz önüne alınarak talebin kabulü halinde yargılama gereksiz uzayacağından, reddedilmiştir.
Yukarıdaki tabloda da ifade edildiği gibi, dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun 29, 30, 43 üncü sınıflarda belirtilen alt gruplar yönünden tescilinin talebi ile davalı kurum tarafından yapılan ilana, davacı tarafından … üncü sınıflarda tescilli “… ” markaları mesnet gösterilerek itiraz edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı iddiaları bakımından Mahkememizce, dava konusu markanın karıştırılma ihtimaline dayalı olarak ileri sürülen iddialar kapsamında değerlendirme yapılabileceği kanaatine varılmıştır ve bu minvalde yapılan değerlendirmeler şu şekildedir:

TARAF MARKALARI ARASINDA İLTİBAS TEHLİKESİNİN/KARIŞTIRILMA İHTİMALİNİN OLUŞUP OLUŞMADIĞI HUSUSUNDA DEĞERLENDİRME

1. 6769 SAYILI SMK 6/1 MADDESİ YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME
1) Emtiaların Sınıfsal Benzerliği Kapsamında Değerlendirme
Dava konusu “…” ibareli ve …başvuru numaralı davalı başvurusu, …. üncü sınıflardaki:
“29 sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.
30. Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.
43. sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” alt gruplarındaki mal ve hizmetlerin bulunduğu anlaşılmıştır.
İtiraza ve hükümsüzlüğe dayanak davacı markasının ise …. sayılı “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamında …. sınıflardaki mal ve hizmetlerin davalı başvurusuna ilişkin mal ve hizmetlerle birebir aynı olduğu;
… sayılı “… ” ibareli 35. sınıfta tescilli davacı markasında ise; “…. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların (et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri kuru bakliyat, hazır çorbalar, bulyonlar, zeytin, zeytin ezmeleri, sut ve sut ürünleri (tereyağı dahil),yenilebilir bitkisel yağlar, kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her turlu meyve ve sebzeler, kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin, yumurtalar, yumurta tozları, patates cipsleri, kahve, kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, makarnalar, mantılar, erişteler, pastacılık ve fırıncılık, mamulleri, tatlılar, bal, arı sütü, propolis, yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, mayalar, kabartma tozları, her turlu un, irmikler, nişastalar, toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri, çaylar, buzlu çaylar, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, sakızlar, dondurmalar, yenilebilir buzlar )bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).
… sayılı “… …” ibareli 35. sınıfta tescilli davacı markasında “… Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların (et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri kuru bakliyat, hazır çorbalar, bulyonlar, zeytin, zeytin ezmeleri, sut ve sut ürünleri (tereyağı dahil),yenilebilir bitkisel yağlar, kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her turlu meyve ve sebzeler, kuru yemişler, fındık ve fıstık ezmeleri, tahin, yumurtalar, yumurta tozları, patates cipsleri, kahve, kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, makarnalar, mantılar, erişteler, pastacılık ve fırıncılık, mamulleri, tatlılar, bal, arı sütü, propolis, yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, mayalar, kabartma tozları, her turlu un, irmikler, nişastalar, toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri, çaylar, buzlu çaylar, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, sakızlar, dondurmalar, yenilebilir buzlar )bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” şeklindeki hizmetlerle aynı tür/benzer olduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklandığı gibi, dava konusu davalı markası kapsamında yer alan …. sınıftaki mal ve hizmetlerin tamamı davacının önceki tarihli ve tescilli markaları kapsamı ile aynı/aynı tür ya da benzerdir.
Ticari bir malı üreten bir işletmenin, ürettiği malı satması işin doğası gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu kabul edildiğinden, davaya konu davalı markalarının tescil edilmek istenen 29, 30. sınıf emtialar ile davacının tescilli markasında yer alan aynı malların 35. sınıf satış hizmetleri doğrudan ilişkilendirilmeye müsaittir. Bu hususta Yüksek Mahkemenin pek çok içtihadı mevcuttur. (…. sayılı ilamında “35.08 sınıfa ilişkin … ibareli marka tescil başvurusunun, davacının, …. Sınıflarda tescilli … markası ile karışıklık yaratacağını, zira 35.08 sınıfa ilişkin … ibareli marka tescil başvurusunun, davacının …. Sınıflarda tescilli … markasında yer alan malların müşteriler tarafından elverişli bir şekilde görülmesi ve satın alınması için bir araya getirilmesi hizmetini de kapsayacağı, dolayısıyla halkın söz konusu ürünlerin aynı şirketten ya da ekonomik olarak birbirine bağlı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin söz konusu olduğu…” şeklinde hüküm kurmuştur. )
Neticeten somut dosya kapsamında; taraf markalarının ilişkin olduğu sınıflar hakkında …. sınıftaki mal ve hizmetlerin tamamı açısından aynı ya da benzer kapsamlı oldukları, kullanım amaçları, hitap edilen kullanıcı grubu, faaliyet gösterecekleri ticari pazar, ilgili pazardaki satış yolları, birbirleriyle rekabet edebilirlikleri, birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri gibi özellikleri bakımından benzer oldukları tespit edilmiştir.

2. Hitap Eden Tüketici Kitlesi Bakımından Değerlendirme:
Taraf markalarının kapsamlarında yer alan 29 ve 30. sınıftaki gıda ürünlerinin ve bu malların satışına yönelik hizmetlerin; hemen her yaş, gelir, eğitim, meslek grubundan tüketiciye hitap eden, kolay erişilebilir, görece ucuz ve tüketicinin satın alım esnasında dikkatli şekilde incelemelerde bulunmaksızın çoğu kez anlık kararlar ile satın aldığı ürünler olduğu anlaşılmakla, gıda ürünlerinin genel anlamdaki ilgili tüketicilerinin ortalama dikkat ve özen seviyesine sahip kimseler oldukları kabul edilmiştir.
Dava kapsamında 43.01 alt grubunda yer alan Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin hitap ettiği tüketici grubunun ise eğitim, yaş, uzmanlık bakımından çeşitlilik göstermesi ve her çeşit tüketici grubuna hitap etmesi nedeniyle tüketici kitlesinin göstereceği dikkat düzeyinin düşük ve orta düzeyde olabileceği değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte … alt gruplarının ise alım öncesinde araştırma ve karşılaştırma yapılma ihtiyacı duyulan hizmetler olması nedeniyle tüketici kitlesinin niteliğinin nispeten daha dikkatli ve seçici olacağı kabul edilmiştir.

3. Marka İşaretlerinin Görsel/İşitsel ve Kavramsal Benzerliği Yönünden Değerlendirme:
İşaretlerin benzer olup olmadığı kapsamında; önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli birer faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan baskın ya da ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda taraf markaları incelendiğinde; davalı markasının yeşil zemin üzerinde tamamı büyük beyaz renkte standart yazı karakteri ile yazılmış “…” ibarelerinden oluştuğu, bu ibarelerinin tamamının biri diğerine göre vurgulanmaksızın eşit şekilde ve yan yana yazıldığı, bu ibarenin üst kısmında oldukça küçük boyutta ve birbirine çapraz şekilde konumlandırılmış çatal ve kaşık görseli olduğu, başkaca ilave şekil unsuru içermediği görülmektedir. Markada yer alan “…” ibaresinin Türkçede “Sebze, meyve, çiçek veya ağaç yetiştirilen yer” anlamına geldiği, “…” ibaresinin ise “Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato” anlamına geldiği görülmektedir.
Davacı markalarının bir kısmının tek başına “…” ibaresinden ibaret olduğu, bir kısmının “…” + “pasta evi, lezzet mutfağı, …” şeklinde, “…” kelimesinin sonuna eklenmiş ve genel anlamda ticaret hayatında da yaygın kullanılan, tali ibareler ile birlikte oluşturulan markalar olduğu, ancak bu markaların da esas unsurlarının “…” ibaresi olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda davacı yanın “…” ibaresini sabit kılmak koşuluyla yarattığı birden fazla markasının, uyuşmazlık konusu emtialarda uzun yıllardır tescilli olduğu ve bu sayede oluşturulmuş bir seri marka ailesinin mevcut olduğu, davacı markalarında yer alan “…” ibaresinin marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler bakımından ayırt edici niteliği olan bir ibare olduğu, davacı markalarının genel bir görsel mizanpajı var ise de düz sözcük markaları şeklinde de tescillerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu genel tespitler ve somut olay bazında yapılan değerlendirme neticesinde; davacı yana ait “…” ibaresinin sabit kılmak koşuluyla yarattığı seri marka ailesi ile dava konusu “…” markasının benzer olarak atfedilebileceği, markalardaki ek sözcük ve şekil unsurlarının bu algıyı ortadan kaldırmayacağı, zira davalı markasında davacı yana ait “…” markasının aynı şekilde ayırt edici unsur olarak yer aldığı, başlangıcında yer alan “…” ibaresinin kavramsal karşılığı sebebiyle markaya belirgin bir ayırt edici nitelik katmayacağı, aksine davacı seri markalarının kompoze edilme şekli göz önüne alındığında bu haliyle davacı markalarının bir serisi, devamı ya da versiyonu olarak algılanması ihtimali olabileceği, davacı yanın uyuşmazlık konusu emtialardaki seri marka yaratma alışkanlığı, yani tüketicinin ilgili emtialarda “…” kelimesinden türetilen çok sayıda davacı markası ile karşı karşıya kalma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu markanın tümleşik yazımının anılan ibareye farklı bir anlam, farklı bir fonetik ya da görsel algı katmadığı, taraf markalarının nihai algılarda aralarında karışıklığa neden olacak düzeyde benzerlik taşıdıkları, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlayabilmelerinin mümkün olmadığı, dolayısıyla dava konusu markanın işbu davaya konu mal ve hizmetleri yönünden, taraf markaları arasında karıştırılma ve iltibas ihtimali şartlarının oluştuğu yönde Mahkememizde kanaat oluşmuştur.

4. SMK 6/5 Uyarınca Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olayda dosyaya sunulan davacı delilleri incelendiğinde; hisse devri mukavelesi, marka lisans sözleşmesi, muhtelif tarihli … ve yargı kararları sunulmuş ise de sunulan bu delillerin tanınmışlık iddialarını somutlaştırır yeterlilikte deliller olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle sunulan bu delillerin davacı yanın yalnızca “…” markalarının tanınmışlığı ispat bakımından yeterli deliller olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki somut uyuşmazlıkta dava konusu markanın tescilinin davacı markalarının ayırt edici karakterine zarar vermesi, itibarına zarar vermesi, ayırt edici gücü ve etkileme alanının zayıflaması, tanınmışlığından haksız yarar sağlaması gibi sonuçlara yol açacağını ispatlayacak dosyada başkaca delilin de bulunmadığı, tüm bu nedenlerle Mahkememizce Kanun’un 6/5. maddesindeki koşulların somut olayda meydana gelmediği kanaatine varılmıştır.

5. Kötü Niyet Hususunda (SMK 6/9) Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şahıs tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakta ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şahsın kötü niyetli olmadığı kanaatine Mahkememizce varılmıştır.

Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-… …’nun … sayılı kararının iptaline,
3-…sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 189,15 TL bakiye karar harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 25.500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 3.705,90 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde …. aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı gerçek kişinin yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/10/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 233,00.-TL
Bilirkişi Ücreti 3.300,00.-TL
Toplam 3.705,90-TL