Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/490 E. 2023/216 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/490 Esas – 2023/216
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/490
KARAR NO : 2023/216

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023

DAVA:
Davacı vekili 30/11/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Sayılı ve “… … … …”, “… …”, “… …”, “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … … … …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, … ilanı üzerine müvekkili tarafından ….. itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak … tarafından reddedildiğini, oysa davalı tarafından “…” asli unsuruna eklenen “…” ibaresinin markaya hiçbir ayırt edicilik katmadığını, “…” ibaresinin ise başvuru kapsamındaki mal ve hizmetleri tanımlamaya yönelik, markasal niteliği olmayan bir unsur olarak kullanılmakta olduğunu; markadaki vurgulanan ve öne çıkan unsurun açık şekilde “…” ibaresi olduğunu; bu nedenle başvuru konusu markanın davacının itiraza … markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu; Davalı’nın “… … … … …” başvuru markasındaki davacının itiraza … “… … … …” markasındaki baskın … renk kullanımına benzer kullanımı ve yazım tarzı ile de, görsel algı olarak da ciddi benzerlik yaratılmış olduğunu; başvuru markasını oluşturan “… …” ibaresi ile Müvekkilinin “… …” (Anlamı; … …)” markası yönünden oluşturulan kavramsal benzerliği bir adım öteye geçmiş olduğunu; davalı markasının davacı markalarını çağrıştıracağını, davacının “…” ibareli markaları ile seri marka izlenimi uyandıracağı ve tüketicinin söz konusu markayı davacının seri markası olarak algılayacağını; davacının “…” ibareli markaları ile davalının başvuru konusu “… … … … …” markasının aynı ve doğrudan ilintili mal ve hizmetleri kapsadığını belirterek, … …’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… … … … …” ibareli markanın 29 ve 35 yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta tüketicinin, markaların kaynaklarının farklı olduğunu anlayabilecek ve birbirleriyle ilişkilendirmeyecek olduğunu; markaların kapsadığı hizmetler açısından markaların benzer olarak algılanması ya da karıştırılma ihtimalinin doğmasının mümkün olmadığını; davalı “… … … … …+…” markası bütünüyle değerlendirildiğinde; renk, yazı tipi, …, kullanılan sözcük kombinasyonu gibi unsurlar sayesinde ayırt edicilik özelliğini kazandığını; davalı markasında tercih edilen yazı tipi ve …-… renk kombinasyonu ile oluşturulan arka plan ve “…” şekli ile oluşturulan bütünselliğin; markayı davacı markalarından genel görünüm itibari ile uzaklaştırmakta olduğunu; davalı markası bütüncül değerlendirildiğinde genel izlenim olarak davacı markalarından farklılaştığını, markanın esas unsurunun “…” ibaresi olmadığını ve bu durumun da görsel, işitsel ya da anlamsal ilişki kurulmasının önüne geçtiğini; mevcut olan farkların markaların birbirlerinin serisi olarak algılanmayacağı, karıştırılma ihtimali de dahil iltibas oluşmayacağını; davacı … markaları incelendiğinde daha çok benzer olduğu iddia edilen “… …” markasında “…” ibaresinin çok küçük bir yazı boyutuyla “…” ibaresinin üstünde yer aldığını; markada “…” ve “…” görseli ile …-…-… renkler kullanıldığını; marka logosunda yine küçük boyutta yazılmış “…” “%… !”, “…” ibareleri ile markanın kullanıldığı ürün ile bağının güçlendirilmiş olduğunu; davacının diğer markalarına bakıldığında ise sıradan bir yazı tipiyle “… …”, “… …” ve “…” markalarından oluştuğunu; “…” isminin ülkemizde yaygın kullanılan isimlerden biri olduğunu; ve ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğunu; “…” ibaresinin tüm farklı kombinasyonlarının davacının tekeline bırakılması marka hukuku ilkelerine aykırılık teşkil edeceğini; tüketicinin markaların ve ticari kaynaklarının farklı olduğunu algılayabileceğini; … kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … yayınlanmış olan davalı marka başvuru aşamalarında davacı tarafça haksız ve kötü niyetli itiraz …… sayılı kararı ile davacının benzerlik itirazları reddedilmiştir markalar arasında iddia edildiği gibi bir benzerlik ve iltibas söz konusu olmadığını; itiraz konusu ‘’…’’ markasının tamamlayıcı ibare içermeyip, tek kelimeden oluştuğunu; dava konusu marka başvurusunun ‘’… … … … …’’ markası tamamlayıcı unsurlara sahip olup, asli ve ayırt edici unsurun ‘’… …’’ olduğunu; tek başına ‘’…’’ kelimesi olmadığını; davalı işletme sahibi … …’ın isminden yola çıkıldığını, üretilen esas ürünlerin (Su böreği, içli köfte, mantı, yaprak sarma vs) el ürünü olduğunu ifade ettiğini; ‘’… … ‘’ ibaresinin marka için birbirinden ayrılamaz bütün niteliğinde olduğunu; devamında başka kelimeler de içerdiğini; ortalama düzeydeki tüketicinin bu iki ibareyi karıştırmasını beklemenin, ayırt edilemeyecek kadar benzediğini ileri sürmenin gerçeğe uygun olmadığını; markanın 2011 yılından itibaren kullanıldığının sunulmuş faturalarda yer alan kaşeler incelendiğinde görüleceğini; … . Sayılı Kararı incelendiğinde bu benzerliğin çok düşük nitelikte olduğu ve markaların karıştırılmasına neden olmayacak nitelikte olduğu hususunun kesinlik kazanacağını; iki markanın görselleri göz önünde bulundurulduğunda ise birbiriyle karıştırmalarının veya benzerlik gösterdiklerini iddia etmenin ancak kötü niyetlerle ileri sürülmesinin mümkün olduğunu; iki marka arasındaki görsel farkın, ortalama tüketici tarafından karıştırılmaya imkan vermeyecek kadar fazla olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davanın davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük isteminden ilişkindir. İptali istenen … kararının davacıya 06/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 30/11/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 20/03/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Dava konusu marka ile davacı markaları kapsamındaki mal ve hizmetler arasında aynı/aynı tür/benzer mal ve hizmetlerin bulunduğu ancak, taraf markalarının benzer olmadığı böylece dava konusu marka ile dayanak markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali ve/veya karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı; Somut olayda … kararının iptali ve hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı;” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … sayılı “… … … … …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 29, 30, 35, 43sınıftaki mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise … sayılı “… … … …”, “… …”, “… …”, “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05, 29 sınıftaki hizmetlerin yer aldığı, dava konusu yapılan 29. Sınıf ” Et, …, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri.” ve 35. Sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, …, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin aynı olduğu görülmüştür.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… … … … …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… … … …”, “… …”, “… …”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu marka başvurusu, … renkli oval/elips bir zemin üzerinde … renkli bir … şekli, … şeklinin üst kısmında el yazısı görünümü ile … renkle yazılmış “… …” ibaresi ve merdanenin alt kısmında … renkle, büyük harflerle yazılmış “… … …” ibarelerinden oluşmaktadır.
Davacının itiraza dayanak markalarından “…”, “… …” ve “… …” ibareli markalar, kelime markalarıdır. Davacının … no’lu markası ile “… … …” ibaresi ile …, …, …, …ve … renklerin kullanıldığı, bir parça … ve bir adet ay çiçek , zıplayan bir … şeklinden oluşmaktadır.
Dava konusu marka, görsel olarak davacının kelime markaları ile karşılaştırıldığında, dava konusu markanın içerdiği renk, yazı tipi, …, kullanılan sözcük kombinasyonu gibi unsurların birlikte bütün olarak bıraktığı görsel izlenim ile davacının kelime markalarının karıştırılmaya neden olacak derecede benzer olmadığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu marka, görsel olarak davacının … no’lu markası ile karşılaştırıldığında, dava konusu markanın içerdiği renk, yazı tipi, …, kullanılan sözcük kombinasyonu gibi unsurların birlikte bütün olarak bıraktığı görsel izlenim ile davacının … no’lu markasının içerdiği renk, yazı tipi, …, kullanılan sözcük kombinasyonu unsurlarının bütün olarak bıraktığı izlenimin karıştırılmaya neden olacak derecede benzer olmadığı sonucuna varılmıştır.
Somut olayda dava konusu marka kapsamında yukarıda açıklanan bir kısım mal ve hizmetler ile davacının itiraz dayanak markaları kapsamındaki malların aynı ve/ya benzer olduğu; taraf markalarının yukarıda açıklanan gerekçeler ile işitsel olarak düşük/orta düzeyde benzer olduğu ve fakat görsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı, taraf markalarının ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme:
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde …aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.