Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/484 E. 2023/177 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/484
KARAR NO : 2023/177

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüz, Haksız Rekabetin Tespiti, Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Durdurulması ve Giderilmesi)

DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 28/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 2014 yılından beri ağırlıklı olarak pizza ürünleri servis ettiği restoran işletmesi ile yiyecek-içecek sektöründe hizmet verdiği, 2021 tarihinde “…” ibareli, 2022 tarihinde “…” ibareli ve 2020 tarihinde “…” ibareli markaların kendisi adına tescili için …’e başvuruda bulunduğu ve tescil aldığı, anılan markalar ile e-ticaret sayfaları kurduğu ve sosyal medyada da tanıtım kampanyaları yürüttüğü, … alan adının da sahibi olduğu, davalının “…” adını kullanmak sureti ile sosyal medya platformları ve eticaret sitelerinde davacı markalarına tecavüz teşkil edecek ve haksız rekabet yaratacak eylemlerde bulunduğu, davacı markalarının esas unsurunun “…” olduğu, davalının aynı esas unsura “la” eklemek sureti ile marka başvurusunda bulunduğu, ortalama tüketicinin her iki markayı karıştırdığı, davalı kullanımları ile davacı markalarının 43. Sınıfta yer aldığı, davalının ilgili ibareyi piyasada maruf hale getirdiği, davalının meşru hiçbir ilişkiye dayanmaksızın kötüniyetle kullanımda bulunduğu, davalının bildirilen adreslerinde delil tespiti yapılması gerektiği ve internet sitelerine erişimin engellenmesi gerektiği, Tespit yapan bilirkişinin markaların esas unsurlarını eksik tespit ettiği, “…” ibaresinin iltibas ihtimalini ortadan kaldırmadığı beyan ederek, davalı tarafından davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile haksız rekabetin ve tecavüzün önlenmesi, durdurulması ve giderilmesini, davacıya ait markaların aynısını ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini ihtiva eden her türlü materyalin bulunduğu her yerden kaldırılmasını, … internet sitesinin kapatılmasını, gideri davalıdan alınmak üzere kararın kesinleşmesini müteakip kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde özetle; Markaların benzer olmadığına yönelik bilirkişi raporunun görsel/işitsel/kavramsal benzerlik bulunmadığını söyleyen görüşlerinin isabetli olduğu, davalı kullanımının esas unsurunun pizza görseli, sebzeler ve “…” sloganı ile birlikte tümden değerlendirilmesi gerektiği, davacı markaları ile davalı markasal kullanımın tamamen bağımsız ve özgün tasarımlardan oluştuğu, paket Pizza anlamına gelen kullanımın 43. Sınıf açısından herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davacının bilirkişi raporuna itirazlarının yerinde olmadığı, objektif kamuoyu görüşünün alınmasının bütün delillerin toplandığını belirten bilirkişi raporunun varlığı karşısında isabetsizlik teşkil edeceği, genel anlamda davalı kullanımının davacının markalarına iltibas teşkil etmemesi nedeni ile tecavüz ya da haksız rekabete yol açmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık ve Uygulanacak Hükümler, Kanıtların Değerlendirilmesi ve Kabul:
Dava, davalının eyleminin, davacı adına tescilli …,…. sayılı markalara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi durdurulması ve giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup buna göre;
Dava dosyasının ve … marka sicil kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı adına tescilli …, … ve … sayılı markasının bulunduğu, kapsamında 43. Sınıf “43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” mal ve hizmetlerin yer aldığı anlaşılmıştır.
Yapılan inceleme ve tespitler kapsamında davalının kullanımının “43. Sınıf Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” Mevcut olduğundan davacının davaya dayanak gösterilen markaların hizmet kapsamının AYNI olduğu tespit edilmiştir.
Markaya Tecavüz İddiası Yönünden Yapılan Değerlendirme
İlk olarak marka hakkına tecavüz değerlendirmesi yapılırken 6769 sayılı SMK m.7 marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarına bakmak gereklidir.
Karıştırılma ihtimali, hem bir tescil engeli hem de bir tecavüz halidir. Böyle bir durumda öncelikle markaların ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel intiba, global etki dikkate alınarak benzer olup olmadıkları değerlendirilmeli, markaların benzer olmaları durumunda bu kez markaların tescilli olduğu mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığı ve ortaya çıkacak duruma göre karıştırma ihtimalinin bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Markanın aynı veya benzer mal ve/veya hizmetler bakımından benzerinin kullanılması halinde marka hakkına tecavüz söz konusudur.
Davacıya ait … sayılı markanın Değerlendirilmesi:
Davacının … sayılı marka dava tarihinde hükümde olmadığından işbu değerlendirme kapsamında dikkate alınmamıştır.
Davacıya ait … sayılı markanın Değerlendirilmesi:
Davacıya ait markalardan, … sayılı markanın “…” ibaresinden oluştuğu, markada şekil ve renk unsurlarının kullanılmadığı, “…” ibaresinin birleşik şekilde kaleme alındığı, aynı yazı stiliyle, aynı renkte ve aynı puntoda harflerden oluştuğu, bu haliyle vurgunun “…” ibaresinin tamamına yapıldığı ve ibarelerin bir bütün olarak markanın esas unsurunu oluşturduğunun kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. … sayılı markanın münhasıran kelime unsurundan oluştuğu, aleyhine tespit talep edene ait kullanımlarda esas unsur olarak yer alan şekil ve renk unsurları ile tasarımların bu markada yer almadığı, markaların görsel olarak benzer olmadıkları değerlendirilmiştir. Marka anlamsal yönden yapılan incelemede, … sayılı markada yer alan “…” ibaresinin, …. Harfi itibariyle bir bütün olarak anlamının olmadığı, bununla birlikte … ibaresinin … ‘da paket servis anlamına geldiği tespit edilmiştir. Marka işitsel yönden incelenmiştir. … sayılı markanın “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir. Kullanımlar ise “… / …” ibarelerinden oluşmaktadır. Markaların farklı kelimeleri esas unsur olarak içermeleri sadece görsel olarak değil, işitsel düzeyde de ayırt edicilik sağlamaktadır. Bu kapsamda, markalar arasında bütünsel düzeyde iltibasa yol açacak derecede işitsel benzerlik olmadığı, davalı kullanımlarındaki kelime unsurunda ayırt ediciliğin sağlandığı görüş ve kanaatine ulaşılmıştır. Sonuç olarak; markaların yarattıkları bütünsel algı ve imaj, kullanılan ibarelerin düşük ayırt edici niteliği, gerçek ve tasviri anlamıyla bütünün içerisinde kullanılmaları ve çekişme konusu mal ve hizmetlerin niteliği birlikte göz önüne alındığında, markaların görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde iltibas yaratacak derecede benzer olmadığı görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacıya ait … sayılı markanın Değerlendirilmesi:
Davacıya ait … sayılı markanın ise kelime, şekil ve renk kombinasyonlarından oluştuğu, markada “…” ibaresine ve “kaliteli malzeme, kaliteli hizmet, kaliteli pizza” sloganına yer verildiği, ayrıca kelime unsuruna göre nispeten çok daha büyük puntolarla ve kelime unsurunu da içine alacak şekilde bir logonun kullanıldığı görülmektedir. Logo, yeşil rengin tonlarından oluşan dairesel unsur içerisinde yer alan iki parçalı ve … renkli özgün tasarımdan oluşmaktadır. Söz konusu ibarelerin ve logonun birlikte bir bütün olarak markanın esas unsurunu oluşturduğu değerlendirilmiştir. Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme de, dava konusu kullanımlar ve davacı tarafın markaları kelime ve şekil unsurlarından oluştuğu gözlemlenmektedir. Her iki tarafın da markalarında şekil unsuru bulunmakla birlikte, şeklin pizza satışı yapılan bir restoran için pizza şeklinde dizayn edilmiş olmasının ayırt edicilik anlamında markanın bütününe herhangi bir katkısının olmaması ile birlikte bir de tüketicinin sözcükleri gördüğünde şekle göre daha çok hatırlaması ilkesi dikkate alındığında, markaların şekil unsurlarının markalar açısından ayırt edici esas unsur ya da bir bütün olarak değerlendirme kapsamında baskın unsur olarak değerlendirilemeyeceği düşünülmektedir. Davacının … sayılı “…” ibareli markasının “…” ibaresinin görsel içerisinde küçük yazılmış ve görselin alt kısmında konumlandırılmış olması nedeni ve sözcük öbeklerinin restoran hizmeti için ayırt edici olmaması nedeni ile slogan olduğu değerlendirilmektedir. Buradan hareketle, davacının ilk markasında yer alan yeşil yuvarlak içerisine yerleştirilmiş olan “…” ibaresin bir arada değerlendirilmesi gereken ayırt edici baskın karakterli unsur olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının markasal kullanımları incelendiğinde her ne kadar marka içerisinde “…” şeklinde bir ibare olsa da davacının genel kullanımlarının da “…” olması ve “…” bölümünün tüm kullanımlarda yer almaması ve markaya yerleştiriliş pozisyonu itibari ile tali karakterli olduğu ve davalının esas markasal kullanımının “…” olduğu kanaatine varılmıştır. Buradan hareketle, davacının davaya mesnet markalarından … sayılı “…” markası ile ile dava konusu kullanımlardan “…” ibareli olanların arasında görsel açıdan bir benzerlik mevcut olmakla birlikte, esas unsurları arasında da benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır. İşitsel benzerlik markaların telaffuzları nedeni ile kulakta bıraktıkları sese göre söz konusu olan benzerliktir burada genellikle sözcük veya ses markaları bakımından ortaya çıkan bir benzerlik mevcuttur. İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri ilk sesleridir. Zira tüketiciler markaların ilk hece ve seslerine daha çok dikkat etmektedir. Kaldı ki bu husus …kararları ile de kabul edilmektedir. Uygulamada belirlenmiş soldan sağa okunma ilkesi nedeni ile markanın başındaki unsurun baskın unsur olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin genel kanı işitsel benzerlik kapsamında neye dikkat edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Davaya konu kullanımlar “…-…” ve “…” ibaresi ve davacı markasında “…” okunuş olarak benzerdir. İşbu halde tüketicilerin de işitsel açıdan kulaklarında kalacak olan telaffuz düşünüldüğünde tarafların markaları arasında işitsel benzerliğin bulunduğu kanaatine varılmıştır. Anlamsal benzerlik iki markanın ortalama tüketici nezdinde bu kişilerin zihinlerinde bıraktıkları imaj bakımından söz konusu olabilmektedir. Burada işaretler görsel ve/veya işitsel bakımdan birbirinden tamamen farklı olsa bile her iki markanın tüketici zihninde bıraktığı görsel etki ve yarattıkları imaj ya da taşıdıkları konsept bakımından anlamsal olarak benzeyebilir. Kelimelerin aynı anlama geliyor olması ile anlamsal benzerlik bulunmaktadır. Somut olayda “…” kelimesi … Kapı, Taşımak anlamına gelmekte olup, … da taşınabilir yiyecek, paket yiyecek anlamına gelmektedir. Diğer yandan …’de … bilip, … kelimesinin anlayacak olan tüketici sayısının toplumun oldukça sınırlı bir sayısı olduğu düşünüldüğünde, tüketicinin anlamsal olarak markalara ve kullanımlara baktığında pizza ibareleri ve resimleri göreceği, devamında da benzer şekilde yerleştirilmiş olan porta ibaresini algılayacakları düşünülmektedir. O halde, markalara ve kullanımlara yerleştirilmiş olan pizzalar, görseller ve kullanılan ibarelerin kavramsal olarak benzerliğe sebep olacağı değerlendirilmektedir. Dolayısı ile markalar arasında anlamsal benzerliğin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
6769 s. Kanunun 29/1 maddesinin a bendine göre ise “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak”, b bendine göre “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.” ve c bendi uyarınca “Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak” eylemleri marka hakkına tecavüz sayılan fillerdendir.
Marka hakkına tecavüz hakkında verilen bu genel izahat ışığında somut olay kapsamında tespiti gereken husus, dosya kapsamına davacı yanca sunulan delillerin incelenerek, davalılarca üretilen ve/veya ticarete konu edilen ürünlerin, SMK m.7 ve 29 kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, diğer bir deyişle davalıların ürünlerinin davacı yanın tescilli markasından doğan hakları ihlal edip etmediğidir.
Davalının kullanımına konu olan marka, davacının hem tescilli markası ile benzer ibareyi kullanması ve hem de davalının faaliyeti ile davacının markalarının tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetleri ile de aynı olduğu kriterleri göz önünde bulundurulduğunda; tüketiciler nezdinde markaların ayırt edilmesi güç olacağından davalının kullanımına konu olan ibare davacının “…” markası ile iltibas yaratacak derecede benzerdir. Karıştırılma olasılığının ortaya çıkmasını sağlayacak işaretlerin kullanımı 6769 S. SMK’nın 7 inci maddesi ikinci fıkrası (b) ve (c) bendi kapsamında tanımlanan hallerdendir. 7 inci madde kapsamına giren hallerde tescilli marka sahibinin kendisinden izinsiz olarak kullanılan işaretin kullanımının engellenmesini talep etme hakkı vardır. Öte davalının … alan adının kullandığı ve bu internet sitesinin halen aktif olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç itibariyle, davalı kullanımı ile karşılaşan bir tüketicinin, bu markanın davacıya ait olduğunu düşünmesi, davacının davalıya marka kullanımı yönünde izin verdiği, lisans vb. bir hak tanıdığı yahut işletmeler arasında idari veya ekonomik bağ bulunduğu izlenimine kapılması kuvvetle muhtemeldir. Bu tür bir bağlantı kurulması ihtimali iltibas kapsamındadır ve 6769 sayılı SMK m. 7/2-(b) bendi uyarınca marka sahibinin izni olmadan gerçekleşen, iltibas yaratan kullanım yasaklanmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalının … alan adındaki ve bu alan adına bağlı internet sitesi içeriğindeki şekil unsurunun markasal kullanımının 6769 sayılı SMK m. 7 ve 29 hükümleri kapsamında davacının marka haklarına yönelik ihlal oluşturduğu ve davacının tescilli markalarına dayanarak bu kullanımı engelleyebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu kapsamdaki değerlendirmelere ilaveten SMK 29/1-a,b,c maddesinin şartlarının sağlandığı, davalının 43. Sınıfta 08.12.2022 tarihinde tescil başvurusu yapılan … sayılı markanın SMK 155. Maddesi gereği davalının kullanıma herhangi bir koruma sağlamayacağı sonucuna varılmış, netice itibariyle tecavüzün var olduğu kanaatine ulaşmıştır.
TTK’nın 55. Maddesinde Yer Alan Haksız Rekabet Düzenlemesine İlişkin Değerlendirme
TTK’nın 55. Maddesi kapsamında sayılmış fiillerin arasında “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” olduğundan ve yukarıda yapılan tespitler doğrultusunda dava konusu marka ile davacı itiraza ve davaya mesnet markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu tespit edildiğinden bu eylem dürüstlük kuralına aykırı bir eylem olarak değerlendirilebilir kanaati mevcuttur. 08/04/2021 tarihinden beri devam eden davalı kullanımlarının açık ve net bir biçimde kâr amacı gütme niyeti taşıdığı ve gelir elde etmeye yönelik olduğu açıktır. Davacı markaları ile davaya konu kullanımlar arasında karıştırılma ihtimali bulunması ve yukarıda açıklanan nedenler uyarınca davacı markalarının varlığı karşısında davalı kullanımlarının haksız rekabet teşkil edebileceği sonuç ve kanaatine ulaşmıştır.
Sonuç olarak; somut olayda; davacının tescilli markası ile dava konusu edilen markasal kullanımların iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve bu nedenle de dava konusu edilen markasal kullanımların, davacının davasına mesnet aldığı markasından doğan haklarının ihlal ve haksız rekabet fiili ile örtüştüğü sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan nedenlerde, davanın kabulüne, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının “…” kapsamında yaptığı faaliyetin davacı adına tescilli … sayılı markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin ve tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına ve giderilmesine,
3-Davalının “…” ihtiva eden her türlü materyalin BULUNDUĞU HER YERDEN KALDIRILMASINA , … internet sitesinin kapatılmasına,
4-Davalının faaliyet gösterdiği tüm mağazalardan ve internet sitelerinden “…” markasının kullanılmış olduğu ürünlerin TOPLATILMASINA, markaların silinmesine ürünlerin davalıya iadesine, markaların silinmesi mümkün değilse imhasına,
5-Gideri sonradan davalıdan alınmak üzere, kararın kesinleşmesini müteakip, kararın bir gazetede bir defa ilanına,
6-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 5.084,90TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 112,00.-TL
Bilirkişi Masrafı 4.800,00.-TL
Toplam 5.084,90.-TL