Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/464 E. 2023/197 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/464 Esas – 2023/197
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/464
KARAR NO : 2023/197

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ….

DAVALILAR : 1- …
Av. ….
: 2-…
Av ….

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 14/11/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 14/11/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin … nezdinde …sayılı “…&… … …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun … resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez … … sayılı … kararı ile nihai olarak reddine karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, oysa İtirazın … tarafından incelenerek müvekkili marka başvurusu ile davalının … numaralı “…” ibareli markasının ve kapsamındaki mal/hizmetin benzer olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunması nedeniyle müvekkili markasının kapsamındaki 30. Sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” emtialarının çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkili markası ile davalının … numaralı “…” ibareli markasının ise benzer görülmediğinden karıştırılma ihtimalinin bulunmadığının tespit edildiğini, bahse konu kararda “Bunun yanında, başvuru ile … sayılı “…” ibareli markanın benzerlik düzeyi ve markalar kapsamında yer alan mallar/hizmetlerin benzerlik durumu birlikte değerlendirildiğinde, başvuru ile … sayılı “…” ibareli marka arasında, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varılmıştır.” denilerek aslında markaların benzer olmadığı düşünülmesine rağmen karar sonuç kısmının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin 2006 yılından bu yana üstün kalite anlayışından ödün vermeden “…” markalı ürünleri tüketicilere sunarak sektöründe oldukça tanınan ve tercih edilen bir konuma ulaştığını, müvekkilinin markası ile davalı firmanın markalarının benzer olmaması nedeniyle iş bu dava konusu … kararının yerinde olmadığını, müvekkili şirketin markasında yer alan “…&…” ibaresinin müvekkilinin markasının esas unsuru olduğunu ve “… … … …” ibaresinin markada tali unsur ve tanımlayıcı genel ibare olarak yer aldığını, bu nedenle müvekkili markasının davalı markaları ile karıştırılmayacak kadar farklılık arz ettiğini, taraf markalarının görselleri incelendiğinde farklı renk ve desenlere sahip olduklarını, yazı fontları, yazı renklerinin de tamamen farklı olduğunun açıkça görüldüğünü, Hiçbir şekilde benzerlik ihtiva etmeyen, tüketici nezdinde farklı intiba bırakan markaların karıştırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davaya konu markaların yazılışları, okunuşları, anlamları itibariyle birbirinden farklı olması nedeniyle aralarında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilkenin, markayı parçalarına ayırmadan, ancak asli ve ayırt edici unsurları gözeterek, her iki markanın, ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intibaya göre, “tüm faktörler” bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması olduğunu, işbu ilke gereği salt markaların içerisinde aynı kelime bulunması sebebiyle markaların benzer kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin marka görselinde başvuru konusu “…&… … …” ibaresinin bir bütün olarak vurgulandığını ve markalar arasındaki farklılığın henüz ilk seslerde ve tüketici algısında ayırt edilecek şekilde karşımıza çıktığını, müvekkilinin markasında esas unsur olan “…&…” ibaresinin müvekkilince yıllardır yanına ek ibareler alarak birçok marka olarak tescil edildiğini, taraf markaları barındırdıkları diğer unsurlarla birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, dava dilekçesinde … karar numarasının sehven yanlış yazıldığını, iptali istenen kararın … olduğunu belirterek, …’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda davacının “…” ibareli başvuru markası ile diğer davalının itiraz konusu markalarının ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılabilecek derecede benzer olduğunu, anılan markaların her ikisinde de birebir … ibaresinin kullanılmış olmasının ve markaların yazımında kullanılan renklerin benzer olmasının markalar arasında karıştırılma ihtimalini doğuracağını, … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın başvurusuna müvekkili tarafından yapılan itiraz neticesinde … tarafından verilen karara hem müvekkili hem de davalı tarafından itiraz edildiğini, davalı tarafın Kurum kararlarını birbirine karıştırarak müvekkilinin itirazlarına yönelik verilen karara karşı yargı yoluna başvurduğunu ve işbu sebeple davalının hukuki yararın bulunmaması nedeniyle davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin kurulduğu 1961 yılından bugüne kadar özellikle; bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin sadece … ibaresi ile değil birçok başka ibarelerde markalar yaratarak bu markaları da tüketici nezdinde bilinir, tanınır hale getirdiğini, müvekkilinin “…” ibaresini ilk kez … yılında kullanmaya başladığını ve … yılından bu yana marka üzerinde büyük yatırımlar yaparak marka sayısını arttırdığını, müvekkiline ait “…” ibaresini esas unsur olarak içeren birçok tescilinin olduğunu ve … nezdinde … adet tescilinin bulunduğunu, müvekkili şirketin “…” markasının Kurum nezdinde … sayı ile … statüsünde olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” ibareli markanın ise ilk kez … yılında … başvuru numarasıyla tescil edildiğini ve tüm halk tarafından bilindiğini, davacının iddialarının aksine davaya konu “…” ibareli marka başvurusu ile müvekkiline ait “…” ve “…” ibareli markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davaya konu marka başvurusunda yer alan “…&…” ibaresinin çatı marka olduğu ve marka başvurusunda geri kalan ibarelerden “… ibaresinin ön plana çıkarak esas unsur konumunda olduğunu, davacı şirketin “… & …” ibareli marka başvurusunu ilk defa 22.02.2021 tarihinde …başvuru numarasıyla 03,05,29,30,32 ve 35. Sınıflarda tescil ettirdikten sonra iş bu markaya eklemeler gerçekleştirerek birçok markayı kendi adına tescil ettirdiğini, bu kapsamda davacı tarafın müvekkili şirket markalarına iltibas yaratacak derecede benzer marka başvurusu ile “…&…” ibareli çatı markası altında yer alan seri marka ailesi üyesine dahil etmek istediğini, davacının marka başvurusunun esaslı ve ana unsurunun … ibaresi olup müvekkili şirketin … ve … ibareleri ile de ayniyet derecesinde benzerlik barındırdığını, davacının iddialarının aksine, markaların kapsamındaki emtialar bakımından ortalama tüketiciler nezdinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markasının … olması nedeniyle markaların karıştırılma ihtimalinin arttığını, dava konusu markanın müvekkilinin tanınmış “…” ibareli markasının ayırt edici gücüne zarar verdiğini ve davalının bu şekilde haksız yarar sağlayacağını, davacı tarafın seçebileceği birçok ibare varken müvekkilinin “… VE …” markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan ibareyi kendi adına tescil ettirmeye çalışmasının kötüniyetli olduğunu beyan ederek talep etmiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu … …’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan …sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 23/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 14/11/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 07/04/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu …sayılı “…”… … …” ibareli markanın, davalı yanın … sayılı redde gerekçe “…” ibareli markası ile SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca benzer olduğu ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu … kararının iptali şartlarının oluşmadığı görüş ve kanaatlerine vardığımızı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “…&… … …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusu marka kapsamından çıkarılan 30. sınıftaki ” Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz . Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” mallarından oluştuğu, itiraza mesnet markaların “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 30. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka başvurusunun 03, 05, 29, 30, 32, 35 ve 35/5 içerisinde “01, 02, 03, 05, 06, 07, 08, 09, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34) Sınıf emtia ve hizmetler bakımından yapıldığı, davalının redde gerekçe markasının da 30. Sınıf emtialar bakımından tescilli olduğu görülmektedir. Dolayısıyla taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden 6/1 maddesi kapsamında iltibas ihtimalinin ilk şartı olan emtiaların benzerliği kriterinin 30. Sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, pastalar, krakerler, gofretler, kekler, tartlar. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.” emtiaları bakımından sağlandığı tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…&… … …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı tarafa ait “…&… … …” ibareli marka, … bir zemin üzerine … büyük harflerle yazılmış “… & …” ibareleri ile bu ibarelerin altında görece küçük … harflerle yazılmış “…” ve markanın en altında okunmayacak kadar küçük yazılmış “… … …” ibarelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir kelime markasıdır.
Davalı yanın itiraza gerekçe “…” ibareli markası ise … bir zemin üzerine … büyük harflerle yazılmış “…” ibaresinden oluşan şekil unsuru barındırmayan kelime markasıdır.
Taraf markaları karşılaştırılarak incelendiğinde, davacı taraf markasının “… &…”, “…”, “… … …” ibarelerinden oluştuğu, davalı tarafın “…” ibareli markasının ve bu markanın sonuna “S” harfi eklenmiş “…” ibaresinin davacının dava konusu markasında aynen yer aldığı, davacının markasının diğer unsuru olan “… & …” ibaresinin davalının şemsiye markası olduğu ve … nezdinde gerek yalnız gerekse de yanına ekler alarak davalı şirket adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Davalının “…” markasının “canlı, hareketli, atik, akıcı, işlek” anlamlarına geldiği, dava konusu “…” markasında da aynı anlamda yer aldığı, davalının “…&…” ibareli markasının yanına ekler alarak bir çok defa tescil edilmiş davacının şemsiye markası olması nedeniyle markada, vurgunun bulunduğu ve asıl tescil edilmek istenen ibarenin “…” ve “…” ibareleri olduğu, “…” ibaresinin “…” ibaresinden türediği ve fonetik olarak aynı şekilde okunduğu ve dava konusu markada bu ibarenin gıda ürünlerinde sıkça kullanılan tanımlayıcı bir ibare olmadığı sonucuna varılmıştır.
Buna ek olarak dava konusu markada “…&… … …” markayı bir bütün halinde farklı algılanmasına yol açacak şekil unsurunun da yer almadığı, markada “…” ibaresinin şemsiye markadan farklı renkte ve davalının markasının oluşturuluş rengi olan … renkte tasarlandığı görülmektedir. Dolayısıyla markalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde karşılaştırılan markaların benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
Böyle bir durumda daha önce de dava konusu markayı bilen ve tanıyan ilgili tüketicinin, anılan işareti sonraki başvurunun içerisinde bir bütün halinde ve markadaki esaslı unsurlardan biri olarak görmesi halinde, ister istemez markalar arasında bir ilişki kurabileceği, sonraki başvuruya konu işaretin, uzun yıllardır piyasada var olan, bildiği ve güvendiği markanın yeni bir serisi, yeni bir versiyonu olarak algılama eğilimine düşebileceği tartışmasızdır.
Sonuç olarak taraf markalarının ilgili tüketici kitlesi bakımından ayırt ediciliği dikkate alınarak yapılan benzerlik değerlendirmesinde davacı markasında … ibaresinin kullanım tarzı ve iş bu ibarenin bahse konu markada ayırt ediciliğini kaybedecek şekilde yer almaması nedeniyle markaların, aynı işletmenin markası olduğu, idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir ticari işletmeden geldiği izlenimini yaratabileceği ve bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/05/2023

Katip ….
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.