Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/425 E. 2023/185 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/425 Esas – 2023/185
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/425
KARAR NO : 2023/185

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …

DAVALILAR : 1-…
Av. …
: 2- …
Av….
Av….

DAVA :…
DAVA TARİHİ : 17/10/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 17/10/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin …nezdinde …sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun …resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “…”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez ……sayılı … kararı ile nihai olarak reddine karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, oysa müvekkilinin, …başvuru numaralı “… şekil” markasının da sahibi olduğunu, önceki tarihli bu kök markasına dayanarak ve bu kök markasındaki ayırt edici unsurları da değiştirilmeksizin, dava konusu başvuruyu yapmış olduğunu, “…” ibaresinin yaygın bir kişi adı olmasından dolayı da kimsenin tekeline bırakılamayacak jenerik bir isim olduğunu, bu nedenle de önüne veya sonunda getirilecek eklerle, herkes tarafından kullanılabilecek, tescili talep edilebilecek bir ibare olduğunu, Müvekkilinin marka başvurusunun 35. sınıfa ilişkin olduğunu, davalı tarafın redde gerekçe olarak gösterdikleri markalarının da 35. sınıfta tescilli, fakat içeriklerinin farklı olduğunu, Taraf markaları arasında tescile engel bir iltibas olmadığını, … soldan sağa okunan bir dil olduğu için taraf markalarının, işitsel ve görsel bakımdan farklı olduklarını belirterek, …’nun …sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; markalar her ne kadar bir kısım tali unsurlar ihtiva etmekte iseler de, her iki markada da öne çıkan esas unsur, birbirinin tıpatıp aynısı olan “…” kelimesi olup, fonetik, biçimsel ve anlamsal benzerlik nedeniyle, markaların umumi intibalarının da aynı olduğunu, Davalıya ait redde mesnet … sayılı markaların davacı başvurusu ile tamamen aynı mal/hizmetler üzerinde tescilli olduğunu, Davacıya ait başvuru konusu marka ile müktesep hakka konu ettiği önceki tarihli markası, aynı/aynı tür mal/hizmetleri kapsamamakta olup, “yeni markanın önceki markayla aynı tür mal ve hizmetleri içermesi” koşulunun gerçekleşmemiş olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, tüm dünya ve ülke çapında tanınmış “…” esas unsurlu markanın sahibi olduğunu, “…” markasının aynı zamanda …başvuru numarası ile tanınmış markalar sicilinde de tescilli olduğunu, Markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, Davacı tarafın müktesep hak iddialarının haksız olduğunu, huzurdaki olayda davacı tarafın eski marka ile yeni marka sınıflarının farklı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu ……’nun …sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davanın davacı başvurusu olan …sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak …tarafından alınan …sayılı kararın iptali isteminden istemine ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 26/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 17/10/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 06/04/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu markanın kapsamındaki hizmetlerin tamamının davalının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, Dava konusu marka başvurusu ile davalı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu, Dava konusu marka ile davalı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, Davacının müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı, ……sayılı … Kararı’nın yerinde olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için…Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil). Değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Tespihler… bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 01-45 sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün hizmetlerin davalı şirkete ait redde gerekçe markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Dava konusu “…” ibareli marka, … renkte, küçük harflerle “…” ibaresi ile bu ibarenin üstünde, dairesel bir şekil içerisinde, … renkte, büyük “….” harfinin yer aldığı, karma bir markadır. Dava konusu markada yer alan şekil unsurunun ayırt edici niteliği yüksek olmayan bir figür olması ayrıca “söz görünümden daha yüksek sesle konuşur” ilkesi gereğince dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalının redde gerekçe markaları, … ve kırmızı renkte, kalın ve stilize edilmiş harflerle, “…” ibaresinin yer aldığı, bir tanesi herhangi bir şekil unsuru içermediği kelime markası, diğeri ise eliyle birşeyler serpiştiren bir insan figürünün yer aldığı karma markadır. Davacı markalarının da esas unsurunun aynı gerekçelerle “…” ibaresi olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu açıklamalar kapsamında; karşılaştırmaya konu olan markalar görsel, işitsel ve anlamsal olarak incelendiğinde; dava konusu marka ile davalı markası karşılaştırıldığında, her iki markanın da esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, markaların esas unsurları arasındaki tek farklılığın davalı markasının “…” ibarelerinin farklı renkte olması ve bu ibareler arasında “-“ işaretinin bulunmasından kaynaklandığı, bu farklılığın markalar arasındaki işitsel, görsel ve anlamsal olarak iltibası önleyici mahiyette olmadığı, ilgili tüketici kitlesinin yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının “…” ibareli başvuru markasını gördüğünde, derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının markasından farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, her iki markanın aynı işletmenin markası veya idari-mali anlamda bağlantılı işletme markaları olarak algılayabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davalı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle hem dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün hizmetlerin redde gerekçe markanın kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer alması, hem de dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında işitsel, görsel ve anlamsal olarak bütünsel algı itibariyle iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik bulunması nedeniyle dikkat, bilgi ve özen düzeyi yüksek olan müşteri grubunun bile yanılgı yaşamasının mümkün olabileceği, dolayısıyla dava konusu marka ile redde gerekçe markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu kanaatine varılmıştır.
Müktesep Hak İddiası Bakımından Değerlendirme
Davacı vekili, müvekkilinin önceki tescillerine dayalı olarak müktesep hak sahibi olduğunu iddia etmiştir.
…’ın müktesep hak konusundaki görüşlerine değinerek değerlendirme yapmakta fayda bulunmaktadır. … aşağıda belirtilen kararında, bazı istisnai durum ve koşullarda önceki tarihli marka tescilinin sonraki tarihli marka ya da marka başvurusu açısından kazanılmış bir hak teşkil edeceği içtihat edilmiştir. “…başvuru sahibinin bu yöndeki kazanılmış hakkının varlığından bahsedilebilmesi için müktesep hakkına dayanak teşkil eden önceki tarihli markasının hükümsüzlük tehdidi altında bulunmaması, önceki marka ile sonraki markanın ayırt edici ve asıl unsurlarıyla tescil kapsamlarının aynı olması, sonraki tescili istenen markanın başkası adına tescilli bir markaya yanaşmaması ve son olarak marka sahibinin markasını yeni bir görünümle yeniden tescil ettirmek istemesi amacına uygun olarak önceki tarihli müktesep hak iddiasına dayanak markasını uzun süredir kullanılıyor olması gereklidir.” (… Kararı – …)
Bu karardan da anlaşılabileceği üzere müktesep hakkın kabulü dört koşula bağlanmıştır. Bunlar: 1. Müktesep hak iddia edilen marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması, 2. Markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması, 3. Dava konusu markada, müktesep hak iddia edilen markaya nazaran kapsamın genişletilmemiş olması, 4. Markayı uzun süredir kullanıyor olması.
Bu dört şartın gerçekleştiği durumlarda marka sahibi kazanılmış hak elde eder. Bu şartlar dava konusu olay açısından değerlendirilecek olursa aşağıdaki sonuçlara ulaşılmaktadır.
Öncelikle yukarıda anlatılan kriterler doğrultusunda, davacının müktesep hak iddiasında bulunduğu markaların tescil tarihleri dikkate alındığında, dava konusu markanın başvuru tarihi (23.02.2021) itibariyle 5 yıl sürenin geçtiği tespit edilmiştir.
“…” ibareli tescil no:… sayılı Tescil Tarihi 02/05/2000 “14: Taklitleri (imitasyon) de dahil mücevherler ve değerli taşlar, değerli metaller ile bunların alaşımları ve bunlardan mamul veya bunlarla kaplanmış eşyalardan takılar: kol düğmeleri, kravat iğneleri,yaka iğneleri, broşlar, halhallar, bilezikler, yüzükler, altınlar, takılar, mücevherler ve kıymetli taşlar, madalyonlar. Takılar hariç değerli metaller ile bunların alaşımları ve bunlardan mamül veya bunlarla kaplanmış eşyalar: süs eşyaları, heykeller, biblolar, vazolar, spor müsabakalarında verilen kupalar, sofra takımları (çatal-bıçak takımları hariç) püro ve sigara ağızlıkları, tabaklar, kaplar, kadehler, sigara tabakaları, tütün kutuları, küllükler, kağıtlıklar, havluluklar.”
İkinci koşul incelendiğinde, davacının müktesep hak iddiasında bulunduğu yukarıdaki markanın esas unsuru ile dava konusu markanın esas unsurunun “…” olduğu, dolayısıyla yukarıdaki koşullardan ikinci koşulun sağlanmış olduğu kanaatine varılmıştır.
Üçüncü koşul incelendiğinde, davacının müktesep hak iddia ettiği markanın 14. Sınıfta yer alan malları kapsadığı, dava konusu markanın ise 35. Sınıftaki hizmetleri kapsadığı, dolayısıyla dava konusu markanın kapsamının müktesep hak iddia edilen markaya nazaran genişletildiği tespit edilmiştir.(…)
Sonuç olarak, davalının müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmışıtr.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/05/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸