Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/398 E. 2023/199 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.

3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/398
KARAR NO : 2023/199

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVALILAR : 1- … – (Mersis:…) …
2- … – …
Av. … -….

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 29/09/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 29/09/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin … nezdinde … sayılı “… … …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun … resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin …sayılı ve “…..” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez … … sayılı … kararı ile nihai olarak reddine karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, oysa Müvekkillerinin 11.12.2020 tarihinde … başvuru numarası ile “… … …” markasının tescili için başvuruda bulunduğunu, davalı şirket tarafından markalar arasında iltibas mevcut olduğu gerekçesi ile yayım süresinin son gününde kötü niyetli olarak müvekkillerinin marka başvurusuna itiraz edildiğini, … tarafından marka başvurusunun kısmen reddine karar verildiğini, bu sefer müvekkilleri şirket tarafından markanın kısmi reddine ilişkin karara karşı …’ya itiraz edildiğini, ancak itiraz yerinde görülmediğinden ve davalı şirket markası ile müvekkilleri şirkete ait markanın iltibasa sebebiyet verebileceği gerekçesiyle itirazın reddedildiğini, müvekkillerine ait “… … …” markasının birçok kelimeden oluşan ve bir bütün halinde düşünülüp telaffuz edilmesi gereken bir marka olduğunu, davacı markasının da aynı şekilde “…. …” olarak tescil edildiğini, bütün olarak değerlendirildiğinde “… …” olarak tercüme edildiğini, markalar arası iltibasa sebebiyet veren “…” ibaresinin bir çiçek türü olduğunu, bilindiği üzere, bir cins ya da bir özellik arz eden isimlerin bir kişinin tekeline verilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin tek başına dahi kullanmadığı “…” ibaresinin tescilinin engellenmesinin …’ya aykırı olduğunu, davalı şirketin bir çiçek türüne verilen isim olan “…” ibaresinin yalnızca kendi tekelinde olabileceği düşüncesiyle hareket ettiğini, bu noktada … ise itiraza karşı savunmaları dikkate almaksızın bir karar verdiğini, verilen kararın hatalı olduğundan kararın iptal edilerek müvekkilleri markasının tescil başvurusunun kabulü gerektiğini, davalının düz yazıdan ibaret olan şekil unsuru veya stilizasyon içermeyen markasında asli unsurun “….” ibaresi olduğunu, vurgunun tamamen bu kelimede olduğunu, ayırt edici gücünün düşük olduğunu, davalı markası ile müvekkillerine ait marka arasında görsel ve fonetik açıdan da benzerlik olmadığını belirterek, …’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarının her ikisinin de esas unsurunun “…” ibaresi olduğunun görüldüğünü, başvuru konusu markada yer alan şekil unsurunun tali nitelikte olduğunu, markayı itiraza mesnet markadan genel izlenim olarak farklılaştırmaya yeterli olmadığını, … tarafından mal/hizmetlerin benzerliği açısından yapılan incelemede ise … marka kapsamından çıkarılan mal ve hizmetlerin itiraza mesnet marka kapsamındaki mallarla aynı/aynı tür olduğunun tespit edildiğini, bu hizmetler bakımından ilgili tüketici nezdinde başvuru ile kısmi ret gerekçesi marka/marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağlılığın bulunduğu yönünde bir izlenim oluşturabileceğine ilişkin karar verilmiş olup tamamen hukuka uygun olduğunu, her iki markanın karıştırılması ve markalar arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesinin doğması ihtimali bulunduğunu, 6769 sayılı …’nın 6/1 maddesi anlamında benzerliğin olduğunu beyan ederek olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamıştır.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu … …’nun … sayılı kararı ile davacıya ait kod nolu marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davanın davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararın iptali isteminden ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 29/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 29/09/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 03/03/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “Davaya konu … sayılı markanın tescili talep edilen 08. ve 21. sınıftaki malların tamamı, davalı yanın itirazına mesnet markasında yer alan mallar ile aynı / aynı tür olduğu, Davaya konu … sayılı davacı şirket markası ile davalı şirketin itiraza dayanak markası arasında 6769 s. …’nun 6/1. maddesi kapsamında ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğu, Heyetin yukarıda belirtilen inceleme yöntemleri, bilimsel ve teknik dayanakları kapsamında, varılan sonucu ile AYNI nitelikte olan dava konusundan ibarettir.” ifade edilmiştir.
6769 sayılı … m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “… … …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 08, 21.sınıftaki “08 Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar. Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar. Makine, cihaz ve taşıt onarımı, inşaat, ziraat, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili elle çalışan (elektrikli olmayan ve motorsuz) aletler. Elektrikli-elektriksiz, buharlı ütüler. Her türlü malzemeden mamul alet sapları. 21 Elektriksiz temizlik aletleri ve gereçleri: boya fırçaları hariç fırçalar, çelik talaşları, süngerler, çelik yünleri, üstüpüler, tekstilden mamul temizleme ve silme bezleri, bulaşık eldivenleri, elektrikli olmayan cilalama makineleri, halı süpürgeleri, sopalı yer paspasları.Diş fırçaları, elektrikli diş fırçaları, diş ipleri, tıraş fırçaları, saç fırçaları, taraklar.Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap-kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişirme aletleri.Ütü masaları ve kılıfları, çamaşır kurutmalıkları, elbise askıları.Ev hayvanları için kafesler, akvaryumlar, vivaryumlar, terraryumlar.Camdan, porselenden, seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları: heykeller, biblolar, vazolar ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar.Fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek ve haşeratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar, sinekyakalayıcılar, sinek raketleri.Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç), elektrikli-elektriksiz makyaj temizleme aletleri, pudra ponponları, tuvalet eşyaları için kutular.Püskürtmeli hortum başlıkları, sulama süzgeçleri için başlıklar, sulama aletleri, bahçe sulama süzgeçleri, musluklara takılan uçlar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan).” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların “…..” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 06, 08, 11, 21 sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın 08. ve 21. Sınıfta yer alan malların tamamının, davalı yanın markasında yer alan mallar ile aynı/aynı tür olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… … …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “…..” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu markanın kelime ve şekil unsuru içerdiği, bu hali ile bileşke marka olduğu, davalı yan markasının ise kelime markası olduğu görülmüştür. Taraf markalarında ortak / benzer olduğu iddia olunan ibare ise “…” ibaresidir.
Taraf markalarının anlamlarına bakıldığında, davacı markasının “… … …” ibaresinden oluştuğu, davalı yan markasının ise “…. …” ibaresini içerdiği, her iki taraf markasının da … ibarelerden oluştuğu, ortak “…” ibaresinin ise hem … hem de … aynı olduğu, …, … göre, “…” ibaresinin anlamının “… cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad” şeklinde olduğu, taraf markalarındaki ortak ibarelere ait anlamın aynı olarak kabul edilmesi gerektiği, davacı yan markasında “…” ibaresinin “… tarafından” anlamına geleceği, “…” ibaresinin ise tescile konu mutfak servis ve sunum ürünleri içerisinde sayılan yemek takımları için kullanılan bir ibare olduğu, anlamının bir tür kaliteli seramikten üretilen porselen anlamına geldiği, ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davacı yan markasında yer alan “…” ibaresinin ise … marka şeklinde yorumlanması gerektiği, “…”, “…” veya “…” olarak tabir edilen markaların, bir markanın üst kimliğini, ürünün firma aidiyetini vurgulayan işaretler olduğu, bu işareti muhtelif ürünlerde gören tüketicilerin ürünün kalitesi ve standardı konusunda bir garanti mesajı aldıklarını, yeni gördükleri markalara karşı bile olumlu bir imaj aktarımı ile yaklaşabilecekleri kabul edilmekle, … markayı içeren marka işaretinde ayırt ediciliği üzerinde toplayan unsurun bu …/… markalar değil, bu markanın yanında kullanılan ve asıl olarak ürünü başka ürünlerden ayırma fonksiyonunu yerine getiren kelimeler/işaretler olduğu, bu bağlamda …/… markanın marka sahibini ve ürün aidiyetini ortaya koymaya, bu markanın yanında kullanılan ayırt edici işaretin ise ürünü diğer ürünlerden ayırt etmeye yaradığı, …. sayılı kararında da; “… esasen ticaret unvanı ve … markalarının tescilindeki temel amacın, bu … markanın yanına eklenen ibarelerin tescili bulunduğu, dolayısıyla davalı başvurusunun asıl unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, davacı şirketin itiraza dayanak markalarının da asıl unsurunun “…” ibaresi olduğu” denilmek sureti incelemeye dayanak olan … kararı uyarınca, davacı markasında “…” ibaresini ayırt ediciliği üzerinde toplayan esaslı unsur olarak kabul etmiştir.
Davaya konu markanın da “…. …” ibaresini içerdiği, … olan ibarenin … “… …” olarak çevrilebileceği, bu hali ile taraf markalarında ortak olarak kabul edilen “…” , “… …” esas unsurlarının anlamsal olarak belli oranda benzerlik içerdiği, davalı yan markasında da “…” ibaresinin esas unsur olarak kabul edilmesi gerektiği, davacı yan beyanlarında “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin olmadığı / zayıf olduğunu belirtmekle, taraf markalarında ayırt edici olmayan (tanımlayıcı) veya ayırt edici gücü zayıf olan ibare / ibareler olup olmadığını tespit etmiştir. Sıklıkla, farklı kaynaklarda da vurgulandığı üzere, asıl kural, ayırt edici gücü zayıf olsa da, minimum tescil edilebilirlik şartını yerine getiren kelime unsurlarının tescil edilmesinin olağan olduğu şeklindedir. Buna karşın söz konusu durumun, bu markaların koruma kapsamlarının geniş olduğu anlamına gelmediği, bu tip markaların sınırlı koruma kapsamından yararlanması gerektiği kabul edilmektedir. Uygulamada atıf yapılan …Temyiz Kurulunun … sayılı kararında, markaların ortak olarak içerdikleri unsurun ayırt edici niteliğinin düşük olması haline ilişkin ilkeler sayılmış, bu kapsamda, eğer markalar ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içeriyorsa, karıştırılma olasılığı değerlendirmesi, ortak olmayan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime etkisi hususuna odaklanacağı, değerlendirmede ortak olmayan unsurların benzerlikleri farklılıkları ve ayırt edici niteliklerinin dikkate alınacağı kanaatine varılmıştır.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme:
Taraf markalarında yer alan ortak “…” ibaresinin, uyuşmazlık konusu sınıflar ve hitap edilen tüketici kesimi, ortalama alıcı kitlesi ve nihayetinde halk nezdinde, davalı şirketin tescilli markasında yer alan malları ve davaya konu markanın tescile konu edilen mallar açısından tanımlayıcı hale ulaşmadığı, kullanım şekli itibari cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirtmediği, malların zamanını göstermediğini değerlendirilmiş, diğer bir deyiş ile ayırt edici özelliğe sahip olduğunu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme:
Taraf markalarının … olduğu, buna göre, ortak ibarelerin “…” şeklinde okunacağı, her halükarda davalı yan markasının ise “…” şeklinde okunacağı, markalarda okunuş olarak benzer ibarelerin bulunduğu görülmekle birlikte, da-vaya konu markada söz konusu benzerliği düşüren farklı unsurun da yer aldığı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme:
Davaya konu markanın kelime ve şekil unsuru içerdiği, markanın üç ayrı parçaya ayrılabileceği, ön plana çıkan asıl unsur olarak vurgulanan siyah, sarı ve beyaz tonlarda “…” ibaresi ve altında şekil, söz konusu şeklin altında kendisine özgü yazı karakteri ile daha küçük boyutlarda yazılmış “…” ibaresi ve marka kompozisyonun sağında, yan olarak konumlandırılmış “…” ibaresinin yer aldığı, davalı yan markasının ise beyaz zemin üzerine siyah tonlarda tek satıra gelecek şekilde, “…..” ibaresini içerdiği, markaların incelenmesinde, anlamsal, sesçil, görsel bakış açıları ile bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında, davaya konu markada “…” ibaresinin esas unsur olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı yan markasında da “…..” ibaresi dışında başkaca ayırt edici unsurun yer almadığı, “….” İbaresinin … hitap şekli olduğu görülmekle davalı yan markasının da esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, netice itibari ile ön planda asli ve ayırt edici unsur olarak tek başına aynı ibarelerinin kullanıldığı, davacı şirket markasında yer alan diğer kelime unsurlarının ise “…” ibaresi karşısında, en azından “…” ibaresi kadar ön plana çıkmadığı, markada yer alan şeklin ise, “…” çiçeğine ait bir görsel olduğu, markaya ayırt edicilik katmadığı, örnek olması açısından, arama motoru üzerinden yapılan işaret sorgusunda, benzer görsel öğelere rastlandığı, taraf markalarında ayırt edici, esas unsurun görsel, anlamsal ve seçil olarak benzer olduğunun kabul edilmesi gerektiği, aynı zamanda taraf markalarında vurguyu ve alıcı kitlesinin dikkatini tek başına üzerine toplayan unsurların aynı olduğu, taraf markalarında karıştırılmayı bertaraf edecek düzeyde ayırt edicilik katan başkaca bir ibare veya unsur olmadığı, bu hali ile de taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, tüketici işlemi ya da tüketiciye yönelik uygulamaların her aşamasında makul düzeyde bilgiye sahip olan gerçek veya tüzel kişi olan ortalama tüketici açısından taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunmaktadır. Markaların detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler, markalar arasında bir irtibat kurabilir, davalı markasını, davacı markaları ile bağlantılı bir marka olarak algılayabilirler. Hitap edilen/hedeflenen tüketici / alıcı kesimi için yapılan değerlendirmede, potansiyel alıcı veya kullanıcı kitlesi, bu kimselerin eğitim ve mesleki bilgi düzeyi, malı satın alırken gösterecekleri dikkat ve özenin derecesi ve satın alma kararı verirken harcayacakları süre kapsamında taraf markalarının bağlantılı olarak kabul edilme ihtimali olabileceği kanaatine ulaşılmıştır. Davalı yanın, dava konusu markasını gören bir tüketici, bu markayı, davalının “…..” esas unsurlu/ibareli markasının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabileceği kanaatine varılmıştır.
Sonuçta karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki malların aynı/aynı tür olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmektedir. Marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir.
Netice itibariyle dava konusu marka ile redde mesnet markalar arasında mal hizmet benzerliği, görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik koşullarının sağlanmış olduğu kanaatine varıldığında … İptali koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde …. aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸