Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/391 E. 2023/171 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/391
KARAR NO : 2023/171

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 26/09/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 26/09/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla özetle; müvekkili şirketin … sayılı “… şekil”, “… …”, “… …”, “… …”, “… …” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, … ilanı üzerine müvekkili tarafından …. itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın kısmen reddedildiğini, davalının bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak… tarafından itirazın kabulüne karar verilerek başvuru hakkındaki ret kararının kaldırıldığını, oysa markaların tescil süreçlerinden bu yana da öncesinde olduğu gibi müvekkili markasının büyüttüğünü ve tanınır hale getirdiğini, hali hazırda … içi ve dışında 5 ayrı kampüste “… …” markası altında anaokulu-lise arası kademelerde eğitim hizmeti vermeye devam ettiğini, 2013 yılından beri, tescil öncesinde dahi eskiye dayalı bir kullanımının olduğunu, müvekkili ve davalı taraf markasında … ibaresinin ön planda ve esaslı unsur olarak kullanıldığını, her iki markada da ortak unsur olan ibarenin “…” ibaresi olduğunu, markaların işitsel, yazılış ve görsel bakımdan birebir aynı olduğunu, markaların tescil sınıflarında da aynılık bulunduğunu, davalı yanın tescil talep ettiği diğer sınıflar ile müvekkili markalarının tescil edildiği 16, 41 sınıfları arasında bağlantı bulunduğunu, bu durumun markaları daha da yakınlaştırdığını, söz konusu markanın müvekkili markalarını aynen içerdiğini, ve markaların seri marka izlenimi uyandırdığını, bu durumun da ortalama tüketici nezdinde davalı markası ile müvekkili şirket markalarının aynı olarak görünmesine sebebiyet vereceğini, somut uyuşmazlıkta markaların birbirine karıştırılması ihtimalinden daha çok ciddi ticari ve fiili bir gerçek olarak gözler önünde olduğunu, anaokulundan üniversiteye uzanan tek bir kurum çatısı altında verilen eğitim hizmetinin bugün tüketiciler tarafından oldukça bilinen, yaygın bir uygulama olduğunu, tüketicilerin davalıya ait markayı ya doğrudan müvekkiline ait bir marka sanacaklarını ya da iki farklı firma ve kişi karşısında oldukları anlamlarına karşın, iki üretici arasında idari ya da ekonomik anlamda bir ilişkinin olduğunu düşünerek yanılacaklarını, markalar arasındaki aynılığın, tescil sınıflarının aynı ve benzer olmasının, davalı markasının müvekkilinin seri markalarının devamı izlenimi uyandıracağını, davalı markasının “Aynı işletmeye ait değişik hizmetler” algısı yaratacağını, tüketicinin he iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğini düşünmenin hayatın olağan akışına uygun olmamasının, tüketici nezdinde markaların bıraktığı intibaının hatırlandığı ve bu hatırlamanın daha önce tescil edilen markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da daha önce tescilli marka tarafından verilmiş bir lisans gereği hizmet yahut ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına neden olunabileceğini, müvekkili şirketin markaları ile dava lı markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, benzer olmaktan öte aynı sınıflarda tescil edildiği ve tescil edilen diğer sınıfların da bağlantılı sınıflar olduğunu, davalının markalarının tescil edildiği “35- reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile hizmetler…, 42- Bilimsel ve sınai inceleme araştırma mühendislik hizmetleri…, 43- Yiyecek içecek sağlanması hizmeti, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri….” nin de müvekkili markalarının tescil edildiği 16 ve 41 kodları ile bağlantılı olduğunu ve karıştırılabileceğini, davalı yanın müvekkili markalarını bilmesine rağmen ısrarla aynı markanın tescili için başvuru yaptığını, tüm itirazlara rağmen bu durumu devam ettirdiğini ve SMK md. 6/9 uyarınca kötüniyetli olduğunu, davalı yanın, müvekkili markalarına kasıtlı ve bilinçli bir şekilde yakınlaşmaya çalıştığını, müvekkili şirket markalarının çekici gücünden yararlanmak istediğini, davalı markasının haksız rekabete ilişkin hükümleri de ihlal ettiğini belirterek, …’nun … sayılı kararının iptaline ve … sayılı “…” ibareli markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin “…” ibareli başvurusu ile davacı şirkete ait itiraz konusu markanın, kavramsal, görsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduğunu, bütünüyle yapılan incelemede genel izlenimlerinin benzemediğini, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve her iki işareti yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibaın, davacıya ait markaların bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, söz konusu iki marka örneğinin, aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi, iki markanın karıştırılma olasılıklarının bulunmadığını, bütün bunların yanı sıra taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin coğrafi yer adı olduğundan markada ayırt ediciliği düşük bir ibare olarak yer aldığını, zayıf markaların ayırt edici gücü yüksek markalar gibi korunmasının mümkün olmadığını, zayıf markaları adına marka olarak tescil ettirenlerin, sonraki zamanlarda anılan işaretleri başkalarının da diğer ayırt edici eklerle birlikte tescil edilebileceğini öngörmeleri ve buna katlanmaları beklentisinin marka hukukunun evrensel bir prensibi olduğunu, markalardaki ortak olmayan unsurların birbirlerine benzemediklerinden, markaların bütün olarak ortaya çıkardıkları izlenimin aynı veya yüksek düzeyde benzer olmadığı gibi tamamen farklı olduğunu, başvuru kapsamındaki malların hitap ettiği ortalama tüketiciler açısından, belirtilen markalar arasında ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davaya konu markanın yasada öngörülen amacına ve kendisinden beklenen iktisadi işlevlerine aykırı amaçlarla yapılmış bir tescil başvurusu olduğu yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığını, davacı yanın, davalı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ispat edemediğini, davacının gerçek hak sahibi marka ile başvuru konusu marka arasında benzerlik bulunmadığı gibi başvuru konusunun davacının ticaret unvanında aynen bulunmadığını ve bu iddianın da mesnetsiz kaldığın belirterek, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin …’nin mütevelli heyeti başkanı olduğunu, … Üniversitesi’nin saygın bir eğitim kurumu olduğunu ve bünyesinde … ’nu bulundurulmasının planlandığını, üniversitenin aktif olarak 16 lisans üstü program, 21 lisans bölümü, 60 ön lisans programıyla girişimcilik kültürünü benimsediğini, özgüveni yüksek mezunlar yetiştirmek için çalışmalarına devam ettiğini, 11 Mart 2022 tarihli 7382 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1.maddesinde; “28.03.1983 tarihli ve 2809 sayılı … ek 171 inci maddesinin başlığında ve birinci fıkrasında yer alan ‘…’ ibarelerinin ‘…’ şeklinde değiştirilmiştir” düzenlemesinin yer aldığını, “…” ibaresinin kültürel değeri nedeniyle kimsenin tekeline verilemeyeceğini, ilgili ibarelerin diğer unsurlarla birlikte kombinlenerek tescil edilse dahi koruma kapsamlarının düşük olacağını, … ibaresinin Osmanlı tarihinde padişahların 400 yıl boyunca yaşadıkları sarayın adı olduğunu, ilgili ibarenin halka mal olduğu hususunda duraksama olmadığını, ilgili ibareyi tescil ettiren marka sahibinin zayıf korumaya sahip olması dolayısıyla katlanma yükümlülüğünün bulunduğunu, dayanak markalar ile başvuru markası arasındaki ortak ibarenin … olduğunu, bu ibarenin davacının tekeline bırakılamayacağından itirazların reddine karar verilmesinin usul ve yasayla uyarlı olduğunu, taraf markalarının 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzer olmadığını, itiraz sahibine ait marka görsellerinin müvekkili markasından farklılaşmayı sağlayacak derecede kuvvetli olduğunu, müvekkiline ait karara konu markanın ise kelime unsurundan ibaret bir marka olduğunu, görsel olarak herhangi bir öge içermemesi nedeniyle itiraz sahibine ait markalardan farklı olduğunu, yasa maddelerine göre itiraza mesnet gösterilen marka/markaların, itiraz tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreden önce başvurularının yapılmış olması halinde, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinin markalarının itiraz tarihinden önceki 5 yıllık süre içinde markasal olarak ve ciddi bir biçimde kullandığının ispat edilmesinin gerekeceğini, itiraz sahibinin kök markasının başvuru tarihinin 2013 olduğunu, bu markanın itirazın yapıldığı tarih itibariyle geriye doğru 5 yıldan çok önce tarihli olduğu konusunda duraksama olmadığını, bu nedenle … numaralı dayanak markanın tescilli olduğu 16, 35, 39 ve 41 nolu sınıflar yönünden itiraz sahibi tarafından ciddi ve markasal olarak kullanıldığının ispat edilmesinin talep edildiğini, davacı yan tarafından bu ispata ilişkin herhangi delilin dosyaya sunulamadığını, davacı yana ait diğer markaların, … numaralı kök markanın serisi niteliğinde olduğundan akıbetlerinin de kök markaya bağlı olacağını, davacı yanın 2013 tarihli kök markasının kullanım ispatını yapamadığını, davacı yana ait seri markaların ise kullanılmayan bir markanın belirli dönemlerde tescil edilmesi nedeniyle 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi gereğince kötüniyetli olarak nitelendirilmesi gerektiğini, kötüniyetli olarak tescil başvuruları yapılan seri markaların akıbetinin kök markanın kaderine bağlı olduğundan, seri markaların da kullanım ispatı talebinin gerçekleşmediğinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, …’den davalı şirkete ait … sayılı marka başvurusu işlem dosyası ile itiraza dayanak marka tescil belgesi getirtilmiş, sunulan deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen… kararının davacıya 08/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 26/09/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 20/02/2023 raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… sayılı “…” ibareli davalı markası ile “… şekil”, “… …”, “… …”, “… …”, “… …” ibareli davacı markalarının benzer olduğu; davalı markası kapsamında yer alan 16 ve 41. Sınıflardaki mal ve hizmetlerin tamamı (16.sınıf: 16/01 Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. 16/02 Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. 16/03 Matbaa ve ciltleme malzemeleri. 16/04 Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. 16/05 Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. 16/06 Büro makineleri. 16/07 Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 41.sınıf: 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri. 41/02 Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. 41/03 Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). 41/04 Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). 41/05 Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. 41/06 Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. 41/07 Fotoğrafçılık hizmetleri. 41/08 Tercüme hizmetleri.) bakımından taraf markalarının mal/hizmet listelerinin aynı/aynı tür mal ve hizmetlerden oluştuğu ve markalar arasında işbu mal/hizmetler itibariyle SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu…” ifade edilmiştir.
Kullanma İspatı Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirme
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Kullanma İspatı”na ilişkin 19/2. Maddesi; “6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde …’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından …’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.” hükmünü içermektedir.
Dava konusu marka başvurusu, 01.12.2020 tarihinde yapılmış olup; itiraz aşamasında başvuru sahibi davalı, davacının itirazına dayanak gösterdiği … sayılı “….” ibareli marka için kullanım ispatı istemiştir.
İşbu davacı markası, 23.07.2014 tarihinde tescil edilmiş olup; dava konusu marka başvurusunun yapıldığı 01.12.2020 tarihi itibariyle 5 yılı aşkın süredir tescillidir. Dolayısıyla davacının markanın kapsadığı 41. Sınıftaki hizmetlerde kullanıldığını ispatlaması gerekmektedir.
Bilindiği üzere SMK m. 9 uyarınca şu haller “markayı kullanma” olarak kabul edilir: a) Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması. b) Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması. Ayrıca markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilmektedir.
SMK 19/2 ve 25/7 maddeleri gereğince markanın kullanıldığını ispat yükü davacıya aittir. Bu konuda delil serbestisi geçerli olup marka sahibi markasını kullandığını kanaat verici ve denetlenebilir olması kaydıyla gazete ve dergilerdeki duyuru, tanıtım ve reklamları, üzerinde tarih bulunan ve piyasaya dağıtıldığı ortaya konulabilen ve baskı tarihi denetlenebilen katalog, broşür gibi tanıtım araçları, dijital ortama konulduğu tarih teknik olarak ispat edilebiliyorsa internet ortamındaki arşiv kayıtları, süpermarket insertlerindeki görseller, fatura ve benzeri her türlü delille ispat edebilir. (…)
… . Sayılı “…” kararında belirtildiği gibi, hangi tarihte, nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflar kullanımın ispatı için yeterli değildir. Zira bu gibi delillerin her zaman için oluşturulması mümkündür. Az sayıda ve düşük meblağlı faturaların da şüpheyi mucip olduğu açıktır. Sözgelimi gıda sektöründe tescilli bir markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün istendiği bir davada sadece 2 adet fatura markanın kullanıldığını ispata yeterli görülmemiştir. (….) Bu nedenledir ki, kullanım delili olarak bu türden zayıf delillerin gösterilmesi durumunda, mahkemenin bu delillerin sağlığını ve güvenilirliğini, ciddi bir kullanımı gösterip göstermediğini araştırması gereklidir. (….)
Bununla birlikte, … üzerinde tarih bulunmayan broşür, katalog gibi delillerin tek başına delil olma vasfını sırf tarih yokluğundan dolayı kaybetmeyeceklerini, mahkemece broşür veya katalogların nerede bastırıldığı, basımı yapan firmaların bunları hangi tarihte bastığı gibi hususlarının da araştırılmasını istemektedir. (….)
Davacı yan kullanım ispatı istenen “…” markası için kullanım delili olarak sadece …/ sitesinden alınmış çıktıları sunmuştur.
Sunulan bu deliller, genel anlamda davacı markasının ciddi ve yoğun kullanımlarını göstermeye elverişli deliller olmadıkları gibi, oldukça sınırlı sayıda, çoğu tarihsiz, haber ve tanıtım içerikli basit çıktılardan ibarettir.
Ayrıca işbu çıktılardaki markasal kullanım örnekleri “… … ayrıcalıkları bu okulda” ve “… … ayrıcalıklar bu okulda” şeklinde olup, … sayılı ibareli markanın kullanımı mahiyetinde de değildir. Dolayısıyla davacı yanın, … sayılı markanın kullanımını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
Bu bağlamda … sayılı davacı markası, SMK 6/1 maddesi bakımından iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmamış; sadece … sayılı “… şekil”, … sayılı “… …”, … sayılı “… …”,… sayılı “… …”…. sayılı “… …” ibareli davacı markaları esas alınarak değerlendirme yapılmıştır.
6769 Sayılı SMK m.6/1 Yönünden Yapılan Değerlendirme
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 16, 35, 41, 42, 43.sınıftaki “16.sınıf: 16/01 Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. 16/02 Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. 16/03 Matbaa ve ciltleme malzemeleri. 16/04 Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. 16/05 Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. 16/06 Büro makineleri. 16/07 Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. 35.sınıf: 35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35/02 Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35/03 İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35/04 Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 41.sınıf: 41/01 Eğitim ve öğretim hizmetleri. 41/02 Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. 41/03 Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). 41/04 Dergi, kitap, gazete v.b. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). 41/05 Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. 41/06 Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. 41/07 Fotoğrafçılık hizmetleri. 41/08 Tercüme hizmetleri. 42.sınıf: 42/01 Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. 42/02 Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. 42/03 Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). 42/04 Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri. 43.sınıf: 43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. 43/02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. 43/03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. 43/04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” hizmetlerinin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise …. sayılı “…, “… “, “…”, “… “, “… …” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 16, 41.sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalı marka başvurusunun kapsadığı 16. Sınıftaki mallar ile 41. Sınıftaki hizmetler; … sayılı “… şekil”, … sayılı “…, … sayılı “… “, …. sayılı “… “… sayılı “….” ibareli davacu markaları kapsamında aynen yer almaktadır. Yani taraf markalarının mal ve hizmet listeleri çekişme konusu 16 ve 41. sınıflar bakımından aynı/aynı tür mal ve hizmetlerden oluştuğu tespit ve kabul edilmiştir
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… şekil”, “… …”, “… …”, “… …”, “… …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir.
Davalı markası “…”; itiraza mesnet gösterilen davacı markaları ise “…”, “…”, “… “, “… “, “… ” şeklindedir.
Farklı görsel unsurları, yazım stilleri ve davacının markalarının şekli merkeze alan genel marka kompozisyonları dikkate alındığında taraf markaları arasında görsel açıdan benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Bilindiği üzere işaretler arasında kavramsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Kavramsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Bazı hallerde markalardaki şekil unsuru birbirinden çok farklı olsa bile, sözcük unsurlarından dolayı ortaya çıkacak tüketici algısı nedeniyle kavramsal benzerliğe bağlı olarak karıştırılma ihtimali sabit görülebilir. …. , bir uyuşmazlıkta markaların her ikisinde yer alan “…” ibaresi “… (…)” anlamına geldiğinden şekil unsurunu göz ardı ederek ve markalarını benzer bulmuştur. Yine … konu ile ilgili olarak, ambalajında siyah bir genç kız resmi olan “…” markası ile “….” markasındaki gözlüklü yaşlı bir bayan resmini örnek vererek işaretlerin birbirini çağrıştırabileceğini ifade etmiştir. Yine Yüksek Mahkemenin “…” kararlarında “…” ibaresinin … “…” anlamına geldiği değerlendirilerek mezkûr ibarenin davacıya ait tanınmış “…” şekli içeren markaları ile benzer olduğu tespiti yapılmıştır.
Somut olayda davalı markası “…”; davacı markaları ise “….” ibarelerinden oluşmaktadır.
Gerek davalı, gerekse davacı markaları ise … kelimesi etrafında türetilmiş olup, çişitli düzeylerdeki eğitim kurumlarını ifade eden söz bütünleridir. Bu kapsamda taraf markaları arasında … ibaresinden ve eğitim kurumlarını ifade eden “…” kelimelerinin varlığından kaynaklı anlamsal benzerliğin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Zira kimi durumlarda bir marka görsel olarak bir diğerinden farklı olsa dahi tüketicinin kulağında kalan imaj yine de aynı/benzer olabilmektedir. Örneğin … kararında “…” ibaresindeki “4” ibaresinin … dört sayısının (four) … okunuşu olan “…” biçiminde okunacağı, bu sebeple “….” markası ile işitsel olarak benzer olduğu belirtilmiştir. İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler. Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir. Söz gelimi …, “…” ve “…” markaları arasında bu nedenle karıştırma ihtimali görmezken, “…” ve “…” markaları arasında aynı nedenle karıştırma ihtimalinin bulunduğuna karar vermiştir. Yine yüksek mahkeme “…”, “…” kararında, son harfteki farklılığa karşın, her iki marka arasındaki anlamsal farklılığı da dikkate alarak bu iki marka arasında karıştırma ihtimali görmeyen yerel mahkeme kararını onamıştır. Aynı şekilde … markaları ile “…” markaları arasında karıştırma ihtimali görmemiştir. Zira, markalar arasında zayıf bir işitsel benzerlik bulunsa bile görsel ve kavramsal benzerlik mevcut değildir. …, “….” kararında her ne kadar “…” ibaresinden sonra farklı kelimeler eklenmişse de markaların iltibasa meydan verebilecek derecede benzer olduğuna hükmetmiştir.
Dava konusu marka “… ” şeklinde telaffuz edilmektedir. Davacı markaları ise “…” şeklinde okunmaktadır.Bu haliyle markalar arasında ortak … kelimesinden kaynaklı işitsel benzerlik bulunmaktadır.
Yukarıda yer alan açıklamalar ve markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında,… kelimesinden kaynaklı olarak, ilgili tüketici nezdinde benzerlik kurulmasının mümkün olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Zira markaların anlamsal ve işitsel benzerlikleri, görsel farklılığa baskın geldiği kanaatine varılmıştır.
Markaların hitap ettiği tüketici kesimi nezdine … sayılı “…” ibareli davalı marka başvurusu ile “…” ibareli davacı markaları arasında iltibas ihtimali bulunmaktadır. Zira davacı markalarında esas unsur olarak yer alan “…” sözcüğü, davalı markasında aynen yer almaktadır. Somut olayda, orta düzeydeki bir tüketicinin, “…” sözcüğünü marka olarak öğrendikten ve belleğine kaydettikten sonra, “seçici tutmayla” davalının aynı ibareli markasına kolaylıkla yönelebileceği açıktır. Davacıya ait “…” esas unsurlu markaların varlığı dikkate alındığında, tüketiciler dava konusu markayı oluşturan ibareyi, davacıya ait seri markalardan biri olarak algılayabilirler ya da iki işletme arasında idari, ekonomik anlamda bir bağlantı kurabilirler. Markalar arasındaki benzerliğin, alıcıları, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları üreten işletmeler arasında idarî-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas tehlikesi içinde ele alınmaktadır (….).
Bu açıklamalar doğrultusunda … sayılı “…” ibareli davalı markası ile … ibareli davacı markalarının benzer olduğu; davalı markası kapsamında yer alan 16. ve 41. Sınıflardaki mal ve hizmetlerin tamamı bakımından taraf markalarının mal/hizmet listelerinin aynı/aynı tür mal ve hizmetlerden oluştuğu ve markalar arasında işbu mal/hizmetler itibariyle SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu; davalı markasının kapsadığı diğer hizmetler bakımından ise iltibas ihtimali bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının “….” şeklinde bir kullanımının olduğu ispatlanamamış olduğundan eskiye dayalı kullanım iddiası kabul edilmemiştir.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-3-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, … ‘nun …. sayılı kararının 16. ve 41. sınıflar yönünden kısmen iptaline, 2020/150405 sayılı markanın 16. ve 41. sınıflar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya dair istemlerin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-… ‘nun …. sayılı kararının 16. ve 41. Sınıflar yönünden kısmen iptaline,
3-… sayılı markanın 16. ve 41. Sınıflar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne,
4-Fazlaya dair istemlerin reddine,
5-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kabul edilen kısım yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak belirlenmesine, davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 3.143,90 TL yargılama giderinden payına düşen 1.571,95 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde… aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/05/2023
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,90.-TL
Posta Masrafı 171,00 .-TL
Bilirkişi Masrafı 2.800,00.-TL
Toplam 3.143,90.-TL