Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/386 Esas – 2023/194
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/386
KARAR NO : 2023/194
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 22/09/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin … nezdinde … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun … yayınlandığını; davalı şirketlerin … sayılı ve “… …”, “… …”, “… inşaat” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun kısmen reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez … … sayılı … kararı ile nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin tek ortaklı bir limited şirketi olduğunu ve kurucusunun … … olduğunu, müvekkili şirket faaliyet konusunun “… içinde ve dışında bulunan her türlü projelere, taşınır ve taşınmazlara … ve … danışmanlığı bu amaçlara uygun ticari, sınai ve mali finanasal … girişimleri, her türlü emlak, gayrimenkul ve özellikle siteler, plazalar, marketler, depolar, soğuk hava depoları, villa tatil köyleri, devre mülk, apart otel, motel, kamping gibi turistik tesisler, organize sanayi bölgeleri, spor kompleksleri, mesken, ev, apartman, işyeri, arsa, arazi gibi gayrimenkulleri almak, satmak, salın almak, kiralamak, kiraya vermek; bahçe, tarla ve arsalar üzerinde parselasyon ve imar durumlarını çıkarmak, gerektiğinde projelendirmek, gayrimenkuller üzerine irtifak, intifa, kat mülkiyeti, kat irtifakı, şufa hakları ve vefa hakları, gayrimenkul mükellefiyeti tesis etmek gayrimenkul ve emlakla ilgili her türlü türlü … danışmanlığını yapmak, finans, ekonomi, hukuki, ticari, mali ve idari tüm alanlarda yönetim, finans ve … danışmanlığı yapmak kaydıyla her türlü danışmanlık ve yönetim hizmeti vermek ve tüm bu alanlarda iştigal eden kamu, yerli ve yabancı özel sektör kuruluş ve şirketlerinin danışmanlığını üstlenmek” olarak belirlendiğin, müvekkili şirket kurucusu … …’ın 2012 yılından bu yana gayrimenkul danışmanlığı yaptığını, … Invest şirketini kamusalllaşmak amacıyla kurduğunu, şirketin resmi web site adresinin …. olduğunu ve … ’da …. adresine vitrininin yer aldığını, davalı yanın resmi internet sitesinin ise … olduğunu, söz konusu site incelendiğinde davalı şirketin tek iştigal alanının … hizmetleri olduğunun görüldüğünü, … şirketlerinin … haricinde bir alanda faaliyet göstermesinin kanunla yasaklandığını, diğer davalı … … şirketinin ise … başvuru numaralı ve 29 / 30 / 31 / 35 / 37 / 43. sınıflarından tescil edilen “… …” markası ile … başvuru numaralı ve 37.sınıftan tescil edilen “… inşaat” markasının karıştırılma ihtimaline gerekçe gösterildiğini, … … şirketinin resmi internet sitesinin … olduğunu, söz konusu sitenin incelendiğinde şirketin süt çiftliği işlettiğini ve inşaat ve taahhüt projelerinin bulunduğunu, 37.sınıf yönünden bir faaliyetinin bulunmadığını, TPMK …’nın marka yayının kısmi kabulüne yapılan itirazın reddine ilişkin kararının yalnızca 36.sınıfta yer alan “…, ….” yönünden ikame edildiğini, müvekkili tarafından tescili talep edilen hususun, 36.sınıfta yer alan “…” ile “…, …..” olduğunu, …yönünden müvekkili başvurusunun kabul edilmişse de “…, ….” yönünden yayına yapılan itirazın kabul edildiğini ve buna ilişkin yapılan itirazlarının da reddedildiğini, itiraz sahibi davalıların asıl faaliyet ve iştigal alanlarıyla müvekkili şirketten ayrıştığını, ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali ve imkanı bulunmadığını, markların isimleri haricinde şekil açısından da incelendiğinde, müvekkili şirket başvurusuna konu markanın hiçbir şekilde diğer markalarla renk, font, ibare ve logo benzerliğinin bulunmadığını belirterek,…. ’nun … sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru ile ret gerekçesi markaların bağlantı kurulması ihtimali dahil iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olduklarını, markaların “…” ibaresini bağımsız ayırt edicilik işlevine sahip ana unsurlardan birisi olarak ortak şekilde içerdiğini, her ne kadar ret gerekçesi markalarda “…” ibaresinin yer alsa da “…” ve “…” ibarelerinin farklı renklerle yazılmış olması nedeniyle “…” ibaresinin bağımsız bir unsur olarak algılanabildiğini, söz konusu ibarenin ret gerekçesi markalarda tüketicilerin dikatinin yoğunlaştığı başlangıç kısmında yer aldığını, itiraz gerekçesi markalar ile başvuru konusu markanın asli ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğunu, ibarelerdeki farklılıkların marka örneklerinde yer alan tanımlayıcı ibareler ile ayırt edici gücü zayıf “…” ibaresinden kaynaklandığını, ancak bu farklılıkların markaların kavramsal, görsel ve işitsel olarak benzerliğini ortadan kaldırmadığını, markaların aynı/aynı tür veya benzer hizmetleri kapsadıkları hususlarının tamamının birlikte dikkate alındığında, başvuru ile ret gerekçesi markalar arasında 6.madde kapsamında verilen kısmi ret kararı gereğince reddedilen hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceğini, tüketici kesimi nezdinde bu hizmetlerin aynı ticari kaynak tarafından sunulduğu veya marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceğini, diğer bir ifade ile markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, …’nın işbu kararının usule ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … San. Ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firma ve diğer davalıya ait olan ticaret sicil kayıtlarından da görüleceği üzere faaliyet alanı olarak gerek müvekkili firmanın gerekse diğer davalı … Sigortanın gayrimenkul alım, satım, aracılık, komisyonculuk hizmetleri olduğunu, davacı yanın bu yönde yanıltıcıdava sebeplerinin kabul edilemeyeceğini, … nolu … … ibareli başvuru üzerine 6769 sayılı SMK’nın 6.maddesinin son derece açık olduğunu, red gerekçesinin ve bu yolda verilen … … itirazın kısmi reddine yönelik kararının usule ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin söz konusu marka için önceki tarihte başvuru yaptığını ve marka haklarını aldığını, ‘… …, … …, … inşaat’ markalarının faaliyet alanının gayrimenkul alım satımı danışmanlığı, aracılığı, yatırımı hizmetleri ile faaliyet göstereceğinin açık olduğunu, davacı adına ‘… …’ unvanı ile tescil yapılmasının haksız yarar sağlayacağı, tanınmış markanın, tescilli markaların ayırt ediclik gücününün zedeleneceği ve markanın itibarına zarar vereceği, ortalama düzeyde tüketici ve vatandaşta algının karışmasına neden olacağı risklerinden en az birinin gerçekleşeceğini, müvekkili adına tescilli … İnşaat ile davacı yan tarafından talep edilen … … markalarının birbiri ile karıştırılacağını, aynı faaliyet alanında tescil edilmesinin mümkün olmadığını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzediğini, “… …” şeklinde yapılan davacı yan müracaatının yeterince açık ayırt edici bir unsur içermediğini, dava dilekçesinde belirtilen sebep ve gerekçelerin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yan iddiaları ile çelişen belge ve bilgilerin bulunduğunu, şirket adının “… …” olduğu ve tanınır bir isim ihtiva ettiğinin bildirildiğini, 10 Ağustos 2020 yılına ait olan ticaret sicil gazetesinin ibraz edildiğini, şirketin 2020 kuruluş tarihli olduğunun açıkça belli olduğunu ve yıllardır faaliyet alanı içinde yer aldığına ilişkin açıklama ve beyanların yanıltma mahiyeti taşıdığını, 2020 kuruluş tarihli sahibininin … … olduğunun beyan edilmiş ise de … …, … inşaat marka sahibinin … … olduğunu, davacı yanın, müvekkilinin başvuru ve marka tescilini boşa çıkarmaya çalıştığını ve kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkiline ait internet sitesinde açıkça inşaat faaliyeti ekranının çıktığı tanıtımların inşaat üzerinden yapıldığının anlaşılacağını, marka tescilinde faaliyet alanlarının da açıkça belirtildiğini, gerek markanın, gerek kullanılacak amblemin, kısaltma ve yapılacak iş kollarının herhangi birinde yer alan en küçük benzerliğin tüketiciyi yanıltmaya yeteceğini, müvekkili adına tescilli olan markanın davacı yanca kullanılmasına muvafakat edilmediğini, marka tescilinde faaliyet alanının belirlendiğini, ticaret sicil ve veya ne adla adlandırılırsa kuruluş işleyiş belgelerinde faaliyet alanı kısaltmasının bulunması gerektiği yolunda var olan iddiaların kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin marka tescili yapıldığını ve faaliyet alanının belirlendiğini, kanun gereğince tüm haklarının saklı ve 5 yıllık süresi içerisinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraza konu başvuruda bulunan “…” ibaresinin başvuruya konu mal ve hizmetler bakımından ayırt edici nitelikte olmadığından müvekkilinin tescilli markasından farklılık oluşturmadığını, … unsurlu itiraz gerekçesi marka ile başvuru marka örneğinde yer alan ibare arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan yüksek düzeyde işaret benzerliği bulunduğunu, davacı vekilinin karara itiraz dilekçesinde “… kamuya mal olmuş bir sözcüktür.” demekte olduğunu ve başvurunun bu sebeple başvuruya konu tüm mal/hizmetler bakımından tescili talep ettiğini, bu iddianın yerleşik Kurum ve yargı içtihatları karşısında kabul edilebilir tarafının bulunmadığını, müvekkili markalarının 36.sınıfta yer alan mal ve hizmetleri içerdiğini, itiraza konu markanın kapsamında ise 36 / 37.sınıfların yer aldığını, başvuru kapsamında yer alan 36.sınıftaki malların itiraza … müvekkili markasında aynı şekilde yer aldığını ve söz konusu itiraza konu emtiaları kapsadığını, tüketicilerin çoğu zaman markaları yan yana karşılaştırma imkanı olmadığını, akılda kalan hatıra ile hareket ettikleri hususlarının göz önüne alındığında başvuru ile müvekkiline ait itiraza … marka arasında karıştırılma/ilişkilendirilmenin kaçınılmaz olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin mevzuat gereği bazı konularda faaliyette bulunamayacağı sadece sigortacılık faaliyetlerinde bulunabileceği bu sebeple de sigortacılık faaliyetleri haricinde kalan mal/hizmet bakımında kötü niyetli olduğunun iddia edildiğini, ancak bu iddianın da davacı vekilinin diğer iddiaları gibi hukuken mesnetsiz olmaktan öteye geçemediğini, davacı vekilinin “faaliyet alanı” konularındaki iddialarının fikri mülkiyetin ve gayri maddi mallar içerisinde sayılan “marka” kavramının yanlış yorumlanmasından kaynaklı olduğunu, cebri icraya dahi konu olabilen, Türk Hukukunda “gayri maddi mal” olarak nitelenen “marka”nın kanuni düzenlemeye konu faaliyet alanıyla sınırlandırılmasının beklenilmesinin hukuken savunulabilir bir düşünce olmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu … …’nun … sayılı kararı ile davacıya ait marka başvuru dosyası ve davalı şirketlere ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 26/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 22/09/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 17/02/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…… sayılı “… … ibareli davacı marka başvurusu ile “… …” ibareli davalı … A.Ş. markasının benzer olduğu; davacı başvurusu kapsamından, davalı markası nedeniyle çıkartılan / kısmen reddedilen “36. Sınıf: … hizmetleri. ” ….” bakımından taraf markalarının hizmet listelerinin aynı/aynı tür hizmetlerden oluştuğu ve markalar arasında işbu hizmetler itibariyle SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu, … sayılı ibareli davacı marka başvurusu ile “… …” ve “… inşaat” ibareli davalı … … SAN. VE TİC. A.Ş. markalarının benzer olduğu; davacı başvurusu kapsamından, davalı markası nedeniyle çıkartılan / kısmen reddedilen “37. Sınıf: 37/01 İnşaat hizmetleri, inşaat araç –gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/02 Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/03 Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). 37/04 Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. 37/05 Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. 37/06 Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. 37/07 Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/08 Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/09 Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/10 Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. 37/11 Saat tamiri hizmetleri. 37/12 Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. 37/13 Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” bakımından taraf markalarının hizmet listelerinin aynı/aynı tür hizmetlerden oluştuğu ve markalar arasında işbu hizmetler itibariyle SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında “36.sınıf: 36/01 … hizmetleri. 36/03 …, …. 36/04 …. 37.sınıf: 37/01 İnşaat hizmetleri, inşaat araç –gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/02 Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/03 Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). 37/04 Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. 37/05 Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. 37/06 Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. 37/07 Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/08 Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/09 Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/10 Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. 37/11 Saat tamiri hizmetleri. 37/12 Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. 37/13 Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri. ” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza … markaların “… …”, “… …”, “… inşaat” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 29, 30, 31, 35, 37, 43. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalı … A.Ş. markasına dayanılarak çıkartılan çekişmeli hizmetlerin tamamı (36. Sınıf: 36/01 … hizmetleri. 36/03 …, …. 36/04 ….) bakımından aynı/aynı tür hizmetlerden oluşmaktadır.
Dava konusu marka başvurusu kapsamından davalı … A.Ş. Markalarına dayanılarak çıkartılan çekişmeli hizmetlerin tamamı (37. Sınıf: 37/01 İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/02 Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/03 Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). 37/04 Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. 37/05 Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. 37/06 Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. 37/07 Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/08 Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/09 Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/10 Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. 37/11 Saat tamiri hizmetleri. 37/12 Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. 37/13 Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.) bakımından aynı/aynı tür hizmetlerden oluştuğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… …”, “… …”, “… inşaat” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davalı … A.Ş. Bakımından Yapılan Benzerlik Değerlendirmesi
Dava konusu … sayılı “… …” ibareli davacı marka başvurusu; … kelimesi kırmızı renkte ve koyu puntolarla, … kelimesi ise gri renkte ve daha belirsiz şekilde yazılmış … … ibaresinden oluşmaktadır. Markada yer alan “…” kelimesi “mevduat” anlamına gelmekte olup, markanın kapsadığı bir kısım hizmetleri tanımlayan tali unsur durumundadır. Markanın ayırt edici esaslı unsuru olan … ibaresi ise …Güncel … Sözlük uyarınca “1. Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. 3. Arazi ” anlamına gelmektedir.
Redde … alınan davalı markası ise “… …” şeklindedir. Markada yer alan “…” kelimesi, sigortacılık hizmetlerini tanımlayan tali unsurdur.
Taraf markalarında ortak unsur olarak yer alan “…” kelimesi 36. Sınıftaki hizmetler bakımından herhangi bir çağrışım içermeyen ayırt ediciliği yüksek bir ibaredir. Söz konusu kelimenin her iki taraf markasında aynen yer alması, markaların kavramsal kurgulanışı itibariyle benzer oldukları imajı yaratmaktadır.
İşitsel açıdan ise markalarda … kelimesi aynı şekilde telaffuz edilmektedir. Bu nedenle ortalama tüketicinin dava konusu marka ve davalı markaları arasında işitsel olarak da benzerlik kuracağı kanaati oluşmuştur.
Ayrıca davacı markası ile davalı markalarının düze yazım stili ile şekil unsuru içermemeleri de markaları görsel açıdan birbirine oldukça yaklaştırmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi dava konusu davacı markasının ayırt edici esas unsuru olan “…” sözcüğü, davalı markasında esas unsur olarak aynen yer almaktadır. Bir marka, tümüyle diğerinin içinde yer alıyorsa veya markalar en azından bir veya daha fazla ilişkili yönden kısmen özdeşse, sözü edilen iki marka benzerdir. Satın alma aşamasında benzer markalarla karşılaşan tüketiciler, biri yerine diğerini satın da alabilmektedir. Zira; “Tüketicinin, her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabildiğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi markada yer alan yardımcı unsurlar ile ve ayırım gücü az olan ifadeleri her zaman hatırında tutabileceği de düşünülemez. Daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin markasının, göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadarıyla hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer mal ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak istemek tüketicinin en genel yaklaşımıdır. Davalı işaretini gören ve duyan tüketiciler daha önce tanıdığı davacı markalarının bıraktığı intibaı hatırlayacak ve en önemlisi, bu hatırlama davalı adına tescil olunan itiraza konu markanın daha önce tescil edilip kullanılmakta olan davacı markalarının bir başka versiyonu, serisi veya uzantısı olduğunun ya da davacının vermiş olduğu bir lisans gereği ürünler üzerinde kullanıldığının algılanmasına yol açabilecektir.
Somut olayda, orta düzeydeki bir tüketicinin, “…” sözcüğünü marka olarak öğrendikten ve belleğine kaydettikten sonra, “seçici tutmayla” davacının aynı ibareli markasına kolaylıkla yönelebileceği açıktır. Davalıya ait “…” esas unsurlu markaların varlığı dikkate alındığında, tüketiciler dava konusu markayı oluşturan ibareyi, davalıya … markasının serisi olarak algılayabilirler ya da iki işletme arasında idari, ekonomik anlamda bir bağlantı kurabilirler. Markalar arasındaki benzerliğin, alıcıları, satın almayı düşündükleri hizmet yerine başka hizmet almak durumunda bırakması kadar, alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları üreten işletmeler arasında idarî-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas tehlikesi içinde ele alınmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda … sayılı “… …” ibareli davacı marka başvurusu ile ibareli davalı … A.Ş. markasının benzer olduğu; davacı başvurusu kapsamından, davalı markası nedeniyle çıkartılan / kısmen reddedilen “36. Sınıf: 36/01 … hizmetleri. 36/03 …, …. 36/04 ….” bakımından taraf markalarının hizmet listelerinin aynı/aynı tür hizmetlerden oluştuğu ve markalar arasında işbu hizmetler itibariyle SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı … … A.Ş. Bakımından Yapılan Benzerlik Değerlendirmesi
Dava kounsu … sayılı “… …” ibareli davacı marka başvurusu; … kelimesi kırmızı renkte ve koyu puntolarla, … kelimesi ise gri renkte ve daha belirsiz şekilde yazılmış … … ibaresinden oluşmaktadır. Markada yer alan “…” kelimesi “mevduat” anlamına gelmekte olup, markanın kapsadığı bir kısım hizmetleri tanımlayan tali unsur durumundadır. Markanın ayırt edici esaslı unsuru … kelimesidir.
Redde … alınan davalı markaları ise “… …” ve “… İNŞAAT” şeklindedir.
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, … ibaresi davalı … … SAN. VE TİC. A.Ş.’nin hem ticaret unvanının ayırt edici kısmı, hem de markalarının ayırt edici esaslı unsurudur.
Taraf markalarında ortak unsur olarak yer alan “…” ibaresinin her iki taraf markasında aynen yer alması, markaların kavramsal kurgulanışı itibariyle benzer oldukları imajı yaratmaktadır.
İşitsel açıdan ise markalarda … kelimesi aynı şekilde telaffuz edilmektedir. Bu nedenle ortalama tüketicinin dava konusu marka ve davalı markaları arasında işitsel olarak da benzerlik kuracağı kanaati oluşmuştur.
Ayrıca davacı markası ile … ibareli davalı markasının düz yazım stili yazılmış olmaları ve şekil unsuru içermemeleri de, markaları görsel açıdan birbirine oldukça yaklaştırdığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi davalı markalarında esas unsur olarak yer alan “…” sözcüğü, davalı markasında aynen yer almaktadır. Somut olayda, orta düzeydeki bir tüketicinin, “…” sözcüğünü marka olarak öğrendikten ve belleğine kaydettikten sonra, “seçici tutmayla” davacının aynı ibareli markasına kolaylıkla yönelebileceği açıktır. Davalıya ait “…” esas unsurlu markaların varlığı dikkate alındığında, tüketiciler dava konusu markayı oluşturan ibareyi, davalıya ait seri markalardan biri olarak algılayabilirler ya da iki işletme arasında idari, ekonomik anlamda bir bağlantı kurabilirler. Markalar arasındaki benzerliğin, alıcıları, satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka mal/hizmet almak durumunda bırakması kadar, alıcıların iki farklı marka karşısında bulunduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu malları üreten işletmeler arasında idarî-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmaları da iltibas tehlikesi içinde ele alınmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … sayılı “… …” ibareli davacı marka başvurusu ile “… …” ve “… İNŞAAT” ibareli davalı … … SAN. VE TİC. A.Ş. markalarının benzer olduğu; davacı başvurusu kapsamından, davalı markası nedeniyle çıkartılan / kısmen reddedilen “37. Sınıf: 37/01 İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/02 Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/03 Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). 37/04 Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. 37/05 Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. 37/06 Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. 37/07 Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/08 Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/09 Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/10 Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. 37/11 Saat tamiri hizmetleri. 37/12 Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. 37/13 Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” bakımından taraf markalarının hizmet listelerinin aynı/aynı tür hizmetlerden oluştuğu ve markalar arasında işbu hizmetler itibariyle SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle dava konusu marka ile redde … markalar arasında marka kapsamından çıkartılan mal ve hizmetler yönünden iltibas ihtimali bulunduğu kanaatine varıldığından … sayılı … kararının iptali koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde …. Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2023
Katip …
¸
Hakim ….
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.