Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/357 E. 2023/18 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/357
KARAR NO : 2023/18

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali ve Hükümsüzlük)
DAVA TARİHİ : 01/09/2022
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023
DAVA:
Davacı vekili 01/09/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2009/59582, 2010/22263, 2011/04985, 2011/04986, 2011/04987, 2011/78705, 2012/62254, 2012/66543, 2012/89583, 2012/89591, 2012/89604, 2012/89617, 2012/89627, 2012/89636, 2012/89662, 2012/89680, 2012/89690, 2013/106676, 2013/106681, 2013/106688, 2013/106694, 2013/106701, 2013/106706, 2013/17109, 2013/66781, 2013/66786, 2013/66794, 2013/76640, 2013/76642, 2013/76645, 2014/06748, 2014/19311, 2014/28376, 2014/98527, 2014/98535, 2014/98541, 2015/103207, 2015/103339, 2015/30155, 2015/61336, 2016/14569, 2016/27028, 2016/30276, 2016/35811, 2016/40183, 2016/40199, 2016/40206, 2016/53725, 2016/53731, 2016/69234, 2016/69237, 2016/70075, 2016/71099, 2016/76894, 2017/06908, 2017/19330, 2017/28291, 2017/41276, 2017/41289, 2017/42128, 2017/48177, 2017/53181, 2017/53186, 2017/57426, 2017/57433, 2017/61123, 2017/61136, 2017/70849, 2017/70867, 2017/70877, 2017/78127, 2017/78130, 2017/78134, 2017/78172, 2017/80843, 2018/05509, 2018/49369, 2018/49374, 2018/49851, 2018/50814, 2018/50840, 2018/50847, 2018/50871, 2018/53036, 2018/54932, 2018/55696, 2018/55712, 2018/60686, 2018/60691, 2018/60696, 2018/60700, 2018/86782, 2018/93218, 2018/93224, 2019/08038, 2019/96279, 2019/96300, 2021/06152, 2021/06153, 2021/06154, T/02725 sayılı ve “….” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, 2021/020185 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davacı müvekkili …‟un, inşaat sektöründe “…” olarak bilinen dava dışı … Gayrimenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım A.Ş.‟nin Ceo‟su ve ortağı olduğunu; müvekkili …‟un kamuoyunda ve özellikle inşaat sektöründe son yıllarda “…” markasıyla geliştirmekte olduğu büyük çaplı projeleri ile adından sıkça bahsettiren alanında başarılı, saygın ve güvenilir bir iş adamı olduğunu; müvekkilinin şirketin yöneticisi olduğu … Gayrimenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım A.Ş,‟nin 2004 yılından beri gerek inşaat sektöründe gerekse farklı alanlarda pek çok proje geliştirdiğini; davalı … Doğal Yağlar Gıda Kozmetik San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, müvekkilinin inşaat sektöründe “…” markası ile tüketici nezdinde sağlamış olduğu güven ve itibar duygusundan haksız şekilde yararlanma amacı güderek ve tamamen kötü niyetli olarak 08.02.2021 tarihinde 2021/020185 başvuru numarası ile “…” ibareli markanın tescili istemiyle Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuruda bulunulduğunu; davacı tarafça marka yayınına yapılan itirazın ve akabinde YİDK kuruluna gönderilen yeniden incelenme talebinin hukuka aykırı bir şekilde reddine karar verildiğini, “…” markasının aynı zamanda tanınmış marka statüsünde olduğunu; taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin oluştuğunu; belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu 2021/020185 başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığını; bu nedenle, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı kanaatine varıldığından bu yöndeki itirazın yerinde görülmediğini; başvuruya konu “…” markasının başvurunun eşya listesinde yer alan mallar ve hizmetler açısından 6769 s. SMK’nın 6/III maddesinde tanımlanan ve reddini gerektirecek düzeyde itiraz sahibi lehine hak sahipliği doğuracak nitelikte tescil başvurusundan önce Türkiye‟de markasal olarak aktif ve yoğun kullanımının ispatlanamadığını; somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Sayılı SMK’nın 6/V maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığını; kötüniyetin ispat olunmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan 2021/020185 sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 08/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 01/09/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 02/01/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Davalının dava konusu 2021 020185 sayılı marka başvurusu ile davacının markalarının benzer olmadığı; Davalının dava konusu 2021 020185 sayılı marka başvurusu kapsamında bulunan malların tamamı yönünden emtia benzerliğinin oluştuğu; Taraf markaları benzer bulunmadığı için iltibas tehlikesinin oluşmadığı; Tanınmışlığa bağlı sonuçların oluşmadığı; Eskiye dayalı kullanımın ispatlanmadığı; Kötü niyetin hukuki değerlendirme gerektirmekle Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun 2021/020185 başvuru numaralı “…” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 31.sınıftaki “31 İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “…” esas unsurlu ibarelerden meydana geldiği ve koruma kapsamında 08, 01, 16, 19, 35, 36, 37, 38, 41, 42.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, somut olayda emtia benzerliğinin davalının dava konusu markasının kapsamında yer alan tüm mallar yönünden oluştuğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…” esas unsurlu ibarelerden ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davalının dava konusu marka başvurusu kelime markası olup markada şekil unsuru bulunmamaktadır. Davalının marka başvurusunda bulunan kelime unsuru … ibaresi olup bu ibare markada bitişik bir şekilde ve standart yazım karakteri kullanılarak siyah renk ile kaleme alınmıştır. Davalının marka başvurusunda başkaca bir kelime unsuru bulunmayıp esaslı unsurun bir bütün olarak … ibaresi olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının itirazına mesnet markalarına bakıldığında markaların “…”, “… …” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir. Davacının markalarının öncelikli ve ön plana çıkan unsurunun … ibaresi olduğu açıktır. Söz konusu markanın yanına ilave/yardımcı unsurlar eklenerek seri markalar oluşturulmuştur. Nitekim markalarda yer alan nişantepe, ortaya, basın ekspres ormantepe gibi ibarelerin esaslı etki yaratmadığı açık olup markada açıklayıcı, yardımcı rol üstlenmişlerdir. Bunun yanı sıra bazı markalarda arsa, land gibi ibareler kullanılmış olup davacının markalarının tescilli olduğu ve özellikle TÜRKPATENT tarafından tanınmış olarak kabul edildiği inşaat sektörü dikkate alındığında bu ibarelerin de markada yardımcı etki yarattığı açıktır. Davacının markalarına bakıldığında markalar genel olarak kelime markası olmakla birlikte bir kısım markalarda şekil unsuru da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra markaların genel yazım karakteri ile oluşturulmuş çeşitli kompozisyonlar bulunmaktadır.
Taraf markaları görsel olarak değerlendirildiğinde benzerlik bulunmamaktadır. Zira davalı marka başvurusunda şekil unsuru bulunmadığı gibi davacının bazı markalarında yer alan şekil unsurları da davalının marka başvurusu ile bir benzerlik içermediği kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan davalının dava konusu marka başvurusu … şeklinde fantezi bir kelimeden oluşmakta olup markanın anlamsal bir karşılığı bulunmamaktadır. Aynı şekilde davacının adına tescilli markalarının esaslı unsuru olan … ibaresinin de anlamsal bir karşılığı bulunmayıp markalar anlamsal olarak benzer bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bunun yanı sıra markalar işitsel olarak değerlendirildiğinde her ne kadar markaların ilk sesleri (…) aynı olmakla birlikte davalının markasının TEE şeklinde farklı seslerle bitmesi, davalının markasında … ibaresinin ön plana çıkarılmamış olması, davacının markalarının genel kompozisyonları ve bir bütün olarak bıraktıkları algının farklı olması nedenleri ile markaların işitsel olarak da benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Eskiye Dayalı Kullanım İddiası Yönünden Değerlendirme
Mevzuatımızda yer alan düzenlemeler uyarınca başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilmekte veya tescil edilmiş ise hükümsüz kılınabilmektedir. Burada söz konusu olan; tescil edilmeden kullanılan bir marka veya ticarette kullanılan ayırt edici nitelikteki herhangi bir işarettir. Dolayısıyla bu kullanıma dayalı üstün bir hakkın varlığı, işaretin ticaret sırasında kullanılmış olmasına bağlıdır. Ticaret sırasında kullanma, marka hukukuna özgü kullanma suretiyle gerçekleşir. Tescilsiz bir işaretin korunmasını sağlayan ve nispi ret nedenine konu teşkil eden durum, işaretin itiraz eden tarafından daha önceki bir tarihten beri kullanılmakta olması ve bu kullanım neticesinde işaret ile kaynağı arasında nispeten bir aidiyet kazandırılmış olmasıdır. Yani, bir markanın tescil başvurusundan önce, bu işaret bir başkası tarafından oluşturulmuş ve kullanma neticesi ayırt edici nitelik kazandırılmışsa, bu hakka dayanarak sonraki tescil engellenebilir. Bu nedenle tescilsiz kullanım ile kast edilen husus, öncelik hakkının işareti ilk defa alelade bir şekilde kullanan kişiye ait olması demek değildir. Başka bir ifadeyle mevzuat anlamında aranan ayırt edicilik, markasal etki doğurmayan veya oldukça sınırlı bir kitle için doğuran kullanımlar değil, tescilsiz işaretin ticari alanda kullanılması suretiyle, ilgili piyasada en azından belli bir oranda bilinir hale gelmesi ve o işareti ihdas edenle birlikte tanınır olması biçiminde anlaşılmalıdır. Ancak buradaki bilinir/maruf olma durumu ile tanınmışlık olgusu karıştırılmamalıdır. İlk kullanma suretiyle marka hakkının doğumunu sağlayan ve bu nedenle markasal etki doğuracak şekilde bir bilinirlik, markanın üzerine konulduğu emtianın hitap ettiği alıcı kitlesi tarafından tanınmaya başlamış olması, belirli bir yer, bölge veya piyasada bilinmesi biçiminde anlaşılmalıdır. Bir diğer ifadeyle, tescilsiz işaretin belirli bir çevre veya piyasa ile sınırlı bir bilinirlik düzeyine erişmesi, maddenin sağladığı korumadan istifade için yeterli görülmelidir. Bunun yanı sıra bu kapsamda sağlanacak koruma sadece tanıtımın yapıldığı mal veya hizmetler ve bu mal veya hizmetlerle yüksek düzeyde benzerlik gösteren mal veya hizmetler ile sınırlı olacaktır. Aksi halde, yani başka mal ve hizmetler yönünden de üstün hak sağlanması halinde, marka tescilinin bir anlam ve önemi kalmayacak, bir nevi tescilsiz bir işarete çok tanınmış bir marka statüsü sağlanması söz konusu olacaktır. Bununla birlikte tescilsiz kullanımın son derece sınırlı olduğu veyahut kullanımların somut deliller ile ortaya konulamadığı hallerde önceye dayalı hak sahipliğinin ispatlanamamış olduğu yorumunda bulunulması gerekecektir. Başka bir ifadeyle markanın münferit kullanımları ile marka tescil kapsamı dışında kalan mal ve hizmetler yönünden kullanımlar önceye dayalı hak sahipliğinin ispatı açısından yeterli görülmeyebilecektir. Davacı tarafça dosyaya delil olarak Markalar Dairesi Başkanlığı’na yapılan itiraz başvurusu ve ret kararı, Yeniden İnceleme ve Denetleme Kurulu’na yapılan 17.03.2022 tarihli itiraz başvurusu ve 05.08.2022 tarihli ret kararı, Ticaret Sicil Kayıtları, Davacıya ait tescilli markalar, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları, … ile Galatasaray arasında imzalanan sponsorluk anlaşmasına ilişkin basında yer alan haberler, Davacıya ait ticari defter ve kayıtlar, Bilirkişi incelemesi, Yemin, Yargıtay içtihatları delil olarak bildirilmiştir. Söz konusu deliller dava konusu… markasının kullanımına ilişkin olmayıp … markasının kullanımına ilişkin olduğundan, eskiye dayalı kullanımın ispatına yeterli olmayıp eskiye dayalı kullanıma bağlı sonuçların oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-3-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/01/2023
Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.