Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/335 E. 2023/70 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/335 Esas – 2023/70
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/335
KARAR NO : 2023/70

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ….

DAVALILAR : 1-…
Av. …
: 2- …
Av. …

DAVA : Marka (Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 18/08/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023
DAVA:
Davacı vekili 18/08/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin …nezdinde … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun …resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin … sayılı ve “… …!”, “her evin ihtiyacı … …”, “… …”, “…”, “…” ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kısmen kabulüne karar verilerek başvurunun “SINIF 35: Alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (…) sağlama hizmetleri; Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için tekstil ve konfeksiyonda kullanılan makinelerin ve makine yedek parça ve sarf malzemesinin; ev ve Sanayi tipi dikiş ve/veya nakış makinaları, overlok makinaları; iplik temizleme makinaları; etiket kesme ve dikme makinaları; iplik emme makineleri; kumaş kontrol makineleri; ütü makinaları; giysi, kumaş ve tekstil baskı makinaları; tekstil ve konfeksiyonda kullanılan kesme ve işleme makineleri ve tüm bu makinaların yedek parça ve sarf malzemelerinin bir araya getirilmesi hizmetleri (…).” kısmen reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez ….sayılı … kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa davacının … Ticaret olarak 1969 yılında faaliyete başladığı, 1995 yılında ise A.Ş olarak ticari hayatına devam ettiği, ticaret unvanının çekirdek kelimesini 1969 yılından beri kullandığı, … markası üzerinde hak sahibi olduğu, dava konusu marka “… …” şeklinde ve bütün halinde bir marka olduğu ve iki unsur birlikte kendisine özgü bir ayırt edicilik kazandığı, marka işaretinin unsurlarının bölünüp parçalanarak mümkün olmadığı, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu markanın renk, şekil ve kelime unsurlarının kombinasyonundan oluştuğu, oldukça ayırt edici olduğu, davacı faaliyet alanı endüstriyel … ve ev tipi … olduğu buna karşın davalının ise derin dondurucu, buzdolabı, klima, sebil, mikrodalga, pasta ve dondurma teşhir reyonlarını sattığı ve davacı yana ait “…” ve itiraz sahibine ait “…” hiçbir şekilde yan yana gelmeyen, aynı mağazalarda satılmayan, biri ev tipi, diğeri endüstriyel olan ürünler oldukları için iki markanın yan yana gelmesi ve iltibas yaratmasının söz konusu olmayacağını belirterek, …’nun …sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı markasının kelime unsuru ve genel görünümü değiştirmeyen standart renk ve çerçeve şekil unsurundan oluştuğu, “söz görünümden yüksek sesle konuşur” ilkesi ve kelime unsurlarının markadaki kullanımı ve konumlandırılışı dikkate alındığında, marka algısının kelime unsuru üzerinde şekilleneceği, markada yer alan kelime unsuru incelendiğinde, ilk unsur olarak en üstte … ibaresine yer verildiği, … ibaresinin markada ilk görülen ve algılanan unsur olduğu, markanın esas unsuru olduğu, redde mesnet markalar incelendiğinde, “…” esas unsurundan oluştuğu, redde mesnet markaların esas unsuru olan … ibaresi, davacı markasında da aynen ve esas unsur olarak yer aldığı, bu haliyle markanın, iltibas ve haksız yararlanmaya neden olacağı, Kurum kararını tescil edilmek istenen mal ve hizmet sınıflarına ilişkin olarak verdiği, bu kapsamda başvuru kapsamında yer alan hizmetler ile aynı/aynı türden olan ve ilişkili hizmetlerin redde mesnet markaların kapsamında da tescilli ve koruma altında olduğu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ticaret hayatına 1954 yılında …’de dondurma makineleri imalatıyla başladığı, 5 kıtada 146 ülkeye yarım asrı aşan tecrübesi ile hizmet verdiği, ticari ve ev tipi soğutucularda 420′yi aşkın çeşidi ve günlük 4800+ adet üretim kapasitesi ile derin dondurucudan su sebiline, klimadan şişe soğutuculara, dondurma makinelerinden market dolaplarına kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğu, … Soğutma’nın …’nin lider ve öncü markası olduğu, davacının “…” ibareli pek çok tescilli markaya sahip olduğu, “… …” markasının tanınmış marka olarak tescil edildiği, davacı markasının ana unsurunun “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin çok daha geri planda olduğu ve ilk bakışta dikkat çekmediği, birleşik kelime olarak yeni bir anlam da ortaya çıkarmadığı, davalı şirkete ait “…”, “…” markalarına “…” ana ibaresinin birebir aynı olması karşısında ayniyet derecesinde benzerlik ve dolayısıyla iltibas tehlikesi olduğu, benzerlik değerlendirmesinin markalarda ortak olan ve baskın unsur durumunda bulunan kelimeler üzerinden yapılması gerektiğini, öne sürülerek … kararının usule ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu ….’nun …sayılı kararı ile davacıya marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak …tarafından alınan …sayılı kararının iptali ile marka başvurusunun tescili istemine ilişkindir. … kararının davacı başvuru sahibine 21/06/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 18/08/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 05/01/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamında kalan 35. Sınıftaki hizmetlerin tamamının, davalı yanın önceki başvuru tarihli marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer/ilişkilendirilebilir oldukları, Dava konusu … markası ile davalıya ait redde mesnet markalar arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerliğinin bulunduğu, ilgili tüketiciler nezdinde, taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “…” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (…) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında dava konusu 35. sınıftaki “35. SINIF: Alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (…) sağlama hizmetleri; Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için tekstil ve konfeksiyonda kullanılan makinelerin ve makine yedek parça ve sarf malzemesinin; ev ve sanayi tipi dikiş ve/veya nakış makinaları, overlok makinaları; iplik temizleme makinaları; etiket kesme ve dikme makinaları; iplik emme makineleri; kumaş kontrol makineleri; ütü makinaları; giysi, kumaş ve tekstil baskı makinaları; tekstil ve konfeksiyonda kullanılan kesme ve işleme makineleri ve tüm bu makinaların yedek parça ve sarf malzemelerinin bir araya getirilmesi hizmetleri (…).” mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların “… …!”, “her evin ihtiyacı … …”, “… …”, “…”, “…” ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 07, 35. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki hizmetlerin tamamı, davalının önceki tarihli ve tescilli markaları kapsamı ile aynı/aynı tür ya da benzer bulunmuştur. Dava konusu markada 35.05 alt grubunda satışı özgülenen ürünlerin tamamının tekstil sektörüne yönelik makine ve parçaları oldukları görülmekte olup davalı yanın redde gerekçe markaları kapsamında da bu makineler ve makinelerin satışına özgülenmiş satış hizmetleri yer aldığı tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “… …!”, “her evin ihtiyacı … …”, “… …”, “…”, “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Taraf markaları incelendiğinde, davacı markasının beyaz zemin üzerine tamamı büyük mavi renk harflerle yazılmış “… …” ibarelerinden oluştuğu, bu ibarelerden “…” ibaresinin daha büyük ve kalın puntoyla yazılarak markanın esas unsuru olarak korunacak şekilde vurgulandığı ve ön plana çıkarıldığı, işbu ibarenin hemen alt kısmında “…” ibaresinin çok daha küçük puntoyla ve geri planda olacak şekilde yazıldığı, ayrıca markada “…” ibaresini çevreleyen ve yörüngeye benzeyen şekil unsuru yer aldığı görülmektedir. Markadaki “…” ibaresi uyuşmazlık konusu emtialar bakımından ayırt edici niteliği olmayan, ticaret hayatında herkesin kullanımına açık hale gelmiş bir ibaredir ve markada tali/jenerik unsur olarak yer almaktadır. Buna göre, redde konu markanın tescil edilmek istediği mal ve hizmet sınıfları da göz önüne alındığında, esas unsurunun yalnızca “…” ibaresi olduğu kanaatine varılmaktadır.
Davalının redde mesnet gösterilen markaları incelendiğinde ise bu markalarından “…” ve “…” markalarının, beyaz zemin üzerinde tamamı büyük ve kalın harflerle yazılmış “…” ibaresi ve küçük harflerle ve el yazısı formatında yazılmış “…” ve … de “…” anlamına gelen “…” ibarelerden oluştuğu, başkaca ilave görsel unsur içermediği görülmektedir. İşbu markalarda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin, marka kapsamında yer alan mal ve hizmet sınıfı bakımından ayırt edici niteliği olmayan, tali/jenerik ibareler olduğu, markalarda ön plana çıkartılan ibarelerin “…” kelimesi olduğu, gerek yazım gerek konumlandırma itibariyle vurgu ve ilk algının bu ibare üzerinde olacağı, dolayısıyla bu markaların da esas unsurlarının “…” ibaresi olduğu sonucuna varılmıştır.
Yine davalı yana ait “… …” markasının ise beyaz zemin üzerinde tamamı büyük harflerle yazıldığı, “…” ibaresinin “…” ibaresine göre nispeten daha koyu ve kalın bir … ile yazıldığı, bu ibarelerin üst kısmında ise oldukça büyük ve ön planda olacak şekilde stilize şekilde yazılmış “…” harfi logosunun yer aldığı görülmektedir. Kalan diğer iki markanın ise, tamamı büyük siyah harflerle yazılmış “… …!”, “her evin ihtiyacı … …” ibarelerinden oluştuğu, bu ibarelerinin tamamının biri diğerine göre vurgulanmaksızın eşit şekilde ve yan yana yazıldığı, başkaca ilave görsel unsur içermediği görülmektedir. Bu markaların da ön plana çıkan, ayırt edici esas unsurunun “…” ibaresi olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda belirtilen hususlardan anlaşıldığı üzere söz konusu taraf markalarının esas unsurları “…” ibaresidir ve redde konu davacı markası, redde mesnet gösterilen davalı markalarının bir serisi, devamı ya da versiyonu olarak düşünülmesi kuvvetle muhtemeldir. Bunun yanı sıra markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; doktrinde kabul edilen kritere göre malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır. Kimi durumlarda markanın tescilli olduğu mal veya hizmete bağlı olarak alıcı ve tüketici kesimi farklılaşmakta ve orta seviyedeki tüketiciden daha yüksek özellikte bir tüketici grubu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Dava konusu markaların hitap ettikleri tüketici kitlesinin de ortalamanın üstünde yani algısı yüksek kişilerden oluştuğu değerlendirilebilir. Ancak, yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, esas unsurları birebir aynı olan markalarla karşı karşıya kalan tüketici kitlesinin söz konusu emtialar yönünden ortalamanın üstü bir tüketici olduğu kabul edilse dahi bu durum söz konusu tüketici kitlesinin mutlak surette markalar arasındaki her ayrıntıyı fark edebilecekleri ve hiçbir koşulda markalar arasında iltibas yaşamayacakları anlamına da gelmemektedir. Ortalama tüketici kitlesinin yüksek dikkat seviyesine sahip olmasının, karıştırılma tehlikesinin ortadan kalkması için yeterli olmadığı, markalar arasındaki esas unsurlarının ayniyeti nedeniyle bu kesimin dahi karıştırma tehlikesine maruz kalabileceği kanaatine varılmıştır.
Bu genel tespitler ve somut olay bazında görsel, işitsel ve anlamsal unsurların her biri açısından yapılan değerlendirme neticesinde taraf markalarının bütünsel anlamda yarattıkları nihai algılarda aralarında karışıklığa neden olacak düzeyde benzerlik taşıdıkları, “…” ibaresinin her bir markadaki ortak ve münhasıran esas unsur olarak kullanılan kelime olduğu, markalardaki ek sözcük ve şekil unsurlarının bu algıyı ortadan kaldırmadığı, her ne kadar ilgili tüketici kitlesinin niteliği ortalama tüketicinin daha üstünde olsa dahi, makul ölçüde dikkatli, her iki markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı mal ve hizmetlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki ürün ve hizmet tercihinde bulunan tüketicinin, markaları her zaman yan yana görme fırsatı olmayacağından işaretler arasında ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde…Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2023

Katip ….

Hakim ….
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.