Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/318 E. 2023/3 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/318 Esas – 2023/3
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/318
KARAR NO : 2023/3
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2023
DAVA:
Davacı vekili 08/08/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin 2011/100159 sayılı ve “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… e” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın kısmen kabul edildiğini, davalının bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından kabul edilerek başvurunun devamına karar verildiğini, oysa davacı şirketin 3,5 milyon liralık sermaye ile 1963 yılında bir limited şirket olarak kurulduğunu, dünya devi olan bir kola markasının Türkiye’deki ilk ve en büyük şişeleme tesisi olarak kurulduğunu ve daha sonra başarılı bir şirket olan …’nın 1968 yılında anonim şirket olarak yeniden organize edildiğini, şirketin 1969 yılında … portakal aromalı ve sade gazoz içeceği imalatına başladığını ve 1974 yılının sonunda … meyve sularını piyasaya sunduğunu, davacının 1969 senesinden itibaren sektörde aktif olarak faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin www.elvangazoz.com isimli web sayfası üzerinden marka ve çalışmalarının tanıtımını yaptığını, web sitesinde yer alan bilgilerin davacının sektöre … markasını ilk tanıtan firma olduğunu ve sektördeki yerini ispat ettiğini, davalı … Gıda firması ile davacı arasında … markası ile ilgili hukuki bir süreç devam ettiğini, hukuki süreç içerisinde davacının markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davacı şirket tarafından hükümsüzlük kararına karşı olağanüstü kanun yollarına başvurulduğunu, … markasının uzun yıllardır davacı şirket ile özdeşleşmiş olması nedeniyle marka hükümsüzlüğü dayanak alınarak itirazın reddine karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı şirketin … … markasını 1969 yılından bu yana kullandığını, davacı şirketin yönetim kurulu başkanının kızının adı olan … ismi nedeniyle … GAZOZ markasının piyasaya sürüldüğünü ve tüm ülke çapında bilinen meşhur bir marka haline geldiğini, davacı şirketin … markasının gerçek hak sahibi olduğunu, davacının … ibareli markaları ile davalı şirketin … e markası arasında ciddi düzeyde görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, bu haliyle markaların ortalama tüketiciler tarafından ilişkilendirilmesi ve karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, davalının marka başvurusunun davacı şirket markaları ile benzer mallarda tescil edilmek istendiğini, davalı markasının, davacı şirket markalarının ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın bilinirliğinden haksız yararlanmasına, neden olacağını, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “… e” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum kararlarının yerinde olduğunu beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; davacının … ibaresini içerir markasının kullanmama nedeniyle iptal edildiğini, ‘markanın iptal edilmiş olmasının markanın gereği gibi ve hak elde edecek şekilde kullanılmadığını açıkça ortaya koyduğunu, iptal edilen bir markaya istinaden ilgili marka yönünden eskiye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliğinin söz konusu olamayacağını, davalı şirkete ait … ibaresini içeren 300’ü aşkın tescilli markanın bulunduğunu, davalı şirketin köklerinin 1952 yılına kadar dayandığını, 1983 yılında … markasına yönelik ilk başvurusunu yaptığını, davalının … ibaresini ticaret unvanı kılavuz unsuru olarak içeren bir şirket olarak da … ibaresi yönünden kazanılmış ve gerçek hak sahipliğinin söz konusu olduğunu, … markasının davalının seri markası niteliğinde olup davalı tarafından aktif bir şekilde kullanıldığını, davacının tescilinin olmaması ve eskiye dayalı kullanımının da bahse konu mahkeme kararıyla mevcut bulunmaması karşısında davacının … markası yönünden geçmişte bir hakkı varsa bile bu hakkın yıllar önce fiilen sona erdiğinin aşikar olduğunu, davacının itiraza konu markası ile davalının marka başvurusu arasında görsel,işitsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığını, davacının markasında yer alan … ile davalının markasında olan E ibarelerinin birbirlerinden tamamen farklı olduğunu, bu haliyle markaların ortalama tüketicilerce ilişkilendirilmesi karıştırılması ihtimalinin bulunmadığını, davacı şirketin sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, davacı tarafından sunulan emsal kararların somut olaylar açısından uygulanabilir olmadığını, YİDK kararının yerinde ve mevzuata uygun olduğunu, açılan davanın haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan … sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 29/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 08/08/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 109/12/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…Heyetimizce taraf markalarının bir bütün halinde bıraktığı izlenimin benzer olduğu değerlendirilmişse de; itiraza gerekçe olan 2011/100159 sayılı markanın 09.05.2016 tarihi itibariyle yayınına yönelik itirazlar neticesinde reddedilmek suretiyle müddet konumuna düştüğü ve YİDK’nın 11.03.2022 tarihli ve 2022-M-2619 Sayılı kararı ile idari işlemlerinin son bulmuş olduğu, başka bir deyişle başvurunun işlemden kaldırıldığı, YİDK kararının yerinde olup olmadığı hususunun kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğinden, dava konusu YİDK kararının verildiği 28.07.2022 tarihinden önce itiraza mesnet markanın başvurunun ortadan kalkması sonucu başvuru ile elde edilen öncelik hakkının ortadan kalktığı, bu nedenle dava konusu … Sayılı YİDK kararının yerinde olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … başvuru numaralı “… e” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 32.sınıftaki “32 Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise 2011/100159 sayılı ve “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 30, 32sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, başvurunun işlemden kaldırılmasına karar verildiği gözlenmiştir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan mallar ile davacının itiraza gerekçe olarak gösterdiği markanın aynı sınıfta (32. Sınıfta) yer aldığı, ancak itiraza gerekçe olarak gösterilen markanın işlemden kaldırılmış olması nedeniyle detaylı döküm bulunmadığından, itiraz gerekçesi markanın mal/hizmet dökümü yapılamadığı gibi bu konuda karşılaştırma da yapılamamıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… e” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Dava konusu marka başvurusu kelime ve şekilden oluşan karma nitelikte bir markadır. Davacının itiraza mesnet markaları da kelime markası ya da kelime ve şekilden oluşan karma markalardır. Markaların karşılaştırılması için, öncelikle asıl unsurlarının belirlenmesi gerekmektedir. Asıl unsurların “kelime” olması halinde markaların kök kelimesinin belirlenerek, eklerin başlı başına ayırt ediciliği olup olmadığı değerlendirilmelidir. (Yargıtay 11. H.D. 2002/12018 E., 2003/4432 K.) Bu nedenle, öncelikle markaların ayırt edici ve baskın unsurlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Taraf markalarında, ortak olarak … kelimesi bulunmaktadır. Dava konusu marka başvurusunda kırmızı renkte büyük puntolarla … ibaresi ile bu ibarenin üzerinde mavi dairesel bir şekil içerisinde daha küçük puntolarla kırmızı renkte “E” harfi yer almaktadır. Davacıya ait 2011 100159 sayılı marka ise açık mor -kahverengi tonlarda yatay bir dikdörtgen çerçeve içerisinde … ibaresinden oluşmaktadır.
Davacı markasında … ibaresinde “e” ve “l” harfinin daha büyük ancak küçük harfle VAN ibaresinin daha küçük boyutta ancak A harfinin büyük harfle yazılı olduğu, başka bir deyişle … ibaresinin karakteristik bir yazım şeklinin olduğu görülmektedir. Tüm bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde; markanın konumlandırılışı ve … ibaresinin yazım şekli dikkate alındığında; taraf markalarının görsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
İşitsel benzerlik, kelime markaları telaffuz edilirken ortaya çıkan benzerlik halidir. Özellikle, siparişle veya sözlü olarak temin edilen mal ve hizmetlerde işitsel benzerlik daha büyük öneme sahiptir. Kelimenin işitsel karakteri analiz edilirken, sesli harflere ve dizilim biçimlerine sessiz harflere göre daha büyük önem atfedilmelidir. … ibaresi dilimize Arapçadan gelmiş ancak dilimize yerleşmiş bir kelimedir. Taraf markalarında ortak … ibaresi nedeniyle markaların işitsel olarak benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Yapılan Değerlendirme
Anlamsal benzerlik, kelime veya şekil markalarının tekabül ettikleri anlam veya kavramlar bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar.Taraf markalarında ortak olarak yer alan ve dilimize Arapçadan geçmiş olan … kelimesi ”levn” kökünden türetilmiştir. Levn kelimesi söz anlamına gelirken … sözcüğü de renkler anlamına gelmektedir. Açıklanan nedenlerle; taraf markalarında ortak ibare olan … kelimesi dikkate alındığında; markalar arasında anlamsal benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda ifade edilen görsel, işitsel ve anlamsal unsurların her biri 6769 Sayılı SMK’nın aramış olduğu ve doktrinde kabul gören markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intiba değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır. Sadece bazı harflerin veya kelimelerin ortak olması, markaların genel izlenim açısından benzer olduklarını söylemek için yeterli değildir; markaların hangi mal ve / veya hizmetler üzerinde kullanılacağı, hangi tüketiciye yönelik olduğu, marka ibarelerinin özgün niteliği ve ayırt ediciliği gibi birçok etken genel izlenim üzerinde etkilidir.
Uyuşmazlık konusu her iki markanın da esaslı unsurunun … ibaresi olduğu, dava konusu marka başvurusunda yer alan E harfi ve dairesel şeklin markayı farklılaştırmaya tek başına yeterli olmadığı, tüketicilerce her iki markanın … olarak algılanacağı, markaların genel izlenim olarak benzer olduğu, Bu noktada uyuşmazlık konusu mallar açısından ilgili tüketici kitlesi değerlendirildiğinde; dava konusu markada 32. Sınıfta yer alan ortalama dikkate seviyesine sahip tüketiciler olduğu, söz konusu ürünlerin sıklıkla tüketilen ve ilgili tüketiciler tarafından satın alınırken araştırma yapılmadan hızla satın alınan ürünlerden olduğu, dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan mallar ile davacının itiraza gerekçe olarak gösterdiği markanın aynı sınıfta (32. Sınıfta) yer aldığı, ancak itiraza gerekçe olarak gösterilen markanın işlemden kaldırılmış olması nedeniyle gerek Türk Patent ve Marka Kurumu’na ait web sitesinde gerekse Kurum’dan gelen marka tescil belgesinde markanın kapsamında bulunan sınıflar belirtilmişse de detaylı döküm bulunmadığından, itiraz gerekçesi markanın mal/hizmet dökümü yapılamadığı gibi bu konuda karşılaştırma da yapılmasının mümkün olmadığı, taraf markalarının bir bütün halinde bıraktığı izlenimin benzer olduğu değerlendirilmişse de; İtiraza gerekçe olan 2011/ 100159 sayılı markanın 09.05.2016 tarihi itibariyle yayınına yönelik itirazlar neticesinde reddedilmek suretiyle müddet konumuna düştüğü ve YİDK’nın 11.03.2022 tarihli ve 2022-M-2619 Sayılı kararı ile idari işlemlerinin son bulmuş olduğu, başka bir deyişle başvurunun işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır. YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu YİDK kararının verildiği 28.07.2022 tarihinden önce itiraza mesnet markanın başvurunun ortadan kalkması sonucu davacının dava konusu başvuru tarihi itibariyle tescilli bir markasının bulunmaması nedeniyle SMK 6/1 maddesine dayalı itirazda bulunması da mümkün değildir. Bu nedenle dava konusu … Sayılı YİDK kararının yerinde olduğu kanaati oluşmuştur.
Aynı zamanda davacı şirket, işbu davaya da konu olan işareti ilk olarak 17.05.1969 yılında 30. ve 32. sınıflarda adına tescil ettirmiş olup uzunca bir süre de markasını kullanmış ve markaya meşrubat ürünleri yönünden belli bir tanınmışlık kazandırmıştır. Daha sonra söz konusu marka, kullanmama nedeniyle Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin …. sayılı kararıyla hükümsüz kılınmış ve bu karar 12.02.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar söz konusu davacı markası kullanmama nedeniyle hükümsüz kılınmış ise de bu marka, halen toplumda bilindiğinden 32. sınıfta yer alan mallar yönünden haksız rekabet hükümlerine göre “…” işareti üzerinde davacının hukuken korunan hakkının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Öte yandan, davalı şirket de “…” asıl unsurlu markalarını, 30. sınıf ürünler yönünden yoğun bir biçimde kullanmakta ve bu surette ticari faaliyetlerine devam etmektedir. Görüldüğü üzere her iki şirket de uzun yıllardır eş zamanlı olarak “…” asıl unsurlu markalarla, kendi sektörlerinde ticari faaliyette bulunmaktadırlar. Söz konusu işaretlerin ürün grupları itibariyle birbirlerinden bağımsızlaştıkları, ortalama tüketiciler tarafından her iki işaretin sunulan ürün ve hizmetler itibariyle farklı olduklarının algılanabildiği, başvuru konusu işaretin 32. sınıf ürünler yönünden tescili halinde davacı markalarıyla ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı, ortalama tüketicilerin halen 32. sınıf ürünler bakımından başvuru konusu işareti davacı markalarıyla değil davalının kendi markalarıyla ilişkilendireceği, sonuç olarak 32. Sınıfta yer alan ve yukarıda sayılan mallar yönünden taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, diğer bir deyişle taraf şirketler yararına piyasada birlikte var olma koşullarının gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Nitekim, davacı şirketin “…” asıl unsurlu bir başka marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali davasında verilen hükmün onanmasına ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ….Karar sayılı kararında da aynı hususlar kabul edilmiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdikleri için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2023