Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/282 E. 2022/326 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/282
KARAR NO : 2022/326

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu 13/02/2018 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkilinin “… …” ibaresinin marka olarak tescili için Türk Patent’te başvuruda bulunduğunu, başvurunun 2017/61269 kod numarasını aldığını, Türk Patent Markalar Dairesi Başkanlığı başvuruyu 148054 kod numaralı ve “… …” ibareli markaya benzer olduğundan bahisle 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi uyarınca kısmen reddettiğini, bu kısmi ret kararına itirazda bulunduklarını ve itirazlarının da YİDK’nun … sayılı kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkili başvurusu ile redde gerekçe markanın ayırt edilemeyecek derecede benzeri olmadığını, 5/1-ç maddesinde anılan benzerliğin çok güçlü bir benzerlik olduğunu ve bu markaların daha ilk bakışta birbirinden ayrılması imkanının olmaması gerektiğini, müvekkili marka başvurusunun gerek kelime gerekse şekil unsuru itibariyle önceki tarihli markayla ayırt edilemeyecek derecede benzer olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kelime+şekil kombinasyonundan oluşan bir marka olduğunu, bir bütün olarak inceleme yapıldığında öncelikle markaların kelime unsurları itibariyle ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadıklarını; müvekkili başvurusunun … kelimesini içerdiğini önceki markanın sonunda “S” harfi bulunmayan … kelimesini içerdiğini; davacı başvurusunda sonda bulunan “S” harfinin önceki tarihli markadan hem görsel hem de işitsel olarak son derece farklılaşmasını sağladığını, müvekkili başvurusunda “…” harfini andıracak şekilde bir bayrak figürü bulunurken, önceki tarihli markada herhangi bir şekil unsuru bulunmadığını; davacı başvurusundaki bayrak figürünün dahi başlı başına son derece ayırt edici bir unsur olduğunu; davacının bu şekli içeren 2017/84563 sayılı marka tescilinin dahi bulunduğunu, müvekkili başvurusunun küçük harflerle yazıldığını, önceki tarihli markanın ise büyük harflerle yazıldığını ve üstelik önceki tarihli markada çerçeve içinde “…” ibaresinin de bulunduğunu, “…” kelimesinin Türkçe’ye “…” olarak girdiğini, ayırt ediciliğinin çok da yüksek olmadığını, dava konusu başvurunun, redde gerekçe önceki tarihli marka ile SMK’nun 5/1-ç hükmü uyarınca aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, tüm bu nedenlerle verilen YİDK kararının yerinde olmadığını belirterek, Türk Patent YİDK’nun … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesinde özetle, işlem sürecini özetleyerek, 6769s.SMK uyarınca hakkın kazanılmasında başvuru ve tescilde öncelik ilkesinin geçerli olduğunu, buna göre Kurum’un tescilli veya tescil başvurusuna konu bir markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin aynı/benzer mal ve hizmetlerde tescil edilmek istenmesi durumunda tescil talebini 6769s.SMK’nun 5/1-ç bendi gereğince reddetmekle yükümlü olduğunu, ilgili hüküm anlamında değerlendirme yapılırken markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olduğu halleri kapsadığını, burada iltibas ihtimalinin peşinen kabul edildiğini, iltibas tehlikesinin ispatına ihtiyaç duyulmadığını; bu sebeple ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin 5.madde hükmü kapsamında yer aldığını ve kamu menfaati gereğince Kurum tarafından re’sen uygulanacak bir red sebebi olarak kabul edildiğini, başvuru markası ile redde gerekçe markanın esaslı unsurlarının “… – …” ibareleri olduğu da göz önüne alındığında, başvuru markası ile redde gerekçe markanın görsel ve işitsel yönden bütünüyle bıraktıkları izlenimin aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunun açık olduğunu, anılan markalar arasında işaret anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, kapsamlarında aynı olan “25.sınıftaki malların mutlak tescil engeli sebebiyle başvuru markası kapsamından çıkarıldığını, tüm bu nedenlerle kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 18/12/2018 tarih ve 2018/58 esas, 2018/463 karar sayılı davanın reddine dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 21/09/2020 tarih ve 2019/356 esas, 2020/673 karar sayılı ilamıyla ve özetle; ” Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvuru konusu markanın kapsamından çıkarılan mallar ile kısmi redde mesnet marka kapsamındaki mallarının aynı/aynı tür olduğu, davaya konu markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 5/1-ç anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, başvuruda mesnet markadan farklı olarak bulunan “S” harfinin markalar arasındaki benzerliği kaldırmadığı, farklılaştırmayı sağlamadığı, her somut uyuşmazlığın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, bu bağlamda davacı tarafça belirtilen kararların somut uyuşmazlık açısından emsal alınamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davacı vekili bu kez temyiz başvurusunda bulunmuş;
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin ….karar sayılı ilamıyla özetle;
“…Dava, davacı marka başvurusu üzerine verilen TPMK YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davaya konu markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 5/1-ç anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi ile aynı gerekçe ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince başvuru konusu “… …” ibareli marka ile başvurunun kısmi reddine gerekçe gösterilen “…” markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu kabul edilmiş ise de 6769 sayılı SMK m. 5/1-ç maddesi uyarınca ret kararı verilebilmesi için markalar arasında herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeyecek ve ilk bakışta aynı veya ayırt edilemeyecek ölçüde benzerlik bulunması ve tescil kapsamlarının aynı olması gerekmektedir. Oysa somut olayda başvuru markası ile kısmi redde mesnet marka arasında ayniyet olmadığı gibi, ilk bakışta ayırtedilemeyecek düzeyde benzerlik de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece 6769 sayılı SMK m. 6/1 kapsamında yapılabilecek benzerlik ve iltibas değerlendirmesinin SMK m.5/1-ç kapsamında mutlak red sebebi kapsamında yapılamayacak olması nedeniyle davanın kabulü ile kısmi ret kararına yapılan itirazın reddine dair verilen YİDK kararının iptaline karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi ve bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçe ile esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlığın özü, davacının 2017/61269 sayılı marka başvurusu yönünden itiraza mesnet … sayılı markanın 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi çerçevesinde tescil engeli oluşturup, oluşturmadığından ibarettir.
6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendinde “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemez hükmünü içermektedir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder.
Başvuruya konu işaretin daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan işaretlerin özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin, renginin farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez. Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan işaretler aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 5/1-ç bendindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, Türk Patent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt grubu içinde bulunmayı ifade eder. Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin Tebliğin 5. maddesi anılan ilkeyi belirttikten sonra, Enstitü’nün tescil başvurularının veya itirazların incelenmesi aşamalarında aynı tür malı veya hizmeti farklı mal veya hizmet gruplarını da içerecek şekilde daha geniş kapsamda değerlendirebileceği hükmünü getirmiştir. Dolayısıyla, sınıflandırma aynı tür mal ve hizmet kapsamının belirlenmesi bakımından bağlayıcı değildir.
2017/61269 sayılı “… …” ibareli marka görseli incelendiğinde, düz beyaz zemin üzerine siyah küçük harflerle “…” ibaresinin yazıldığı, bunun sol kısmında ise … harfinin bayrak şekliyle stilize edilmesi ile oluşturulmuş bir şekil unsurunun yer aldığı görülmektedir. Marka, kelime ve şekil unsurlarından oluşmaktadır.
Yargıtay ve doktrinde de sıkça yer alan “söz görüntüden önce konuşur” ilkesi gereği kelime+şekil kombinasyonundan oluşan markalarda kelime unsuru markanın esas unsuru/ayırt edici karakteri olarak tayin edilmektedir. Somut olayda da davaya konu marka görselinin tertip tarzı itibariyle, bu markanın “ayırt edici karakteri”, “esas unsuru”nun “…” kelimesi olduğu görülmektedir.İşbu davaya markanın esas unsuru – ayırt edici karakteri olması sebebiyle, markalar arası benzerlik değerlendirmesinde esas alınacak olan unsur, kelime unsuru olan “…” kelimesidir.
Kısmi redde mesnet olan 148054 kodlu “… …” Marka görseli incelendiğinde, “…” ibaresinin büyük harflerle yer aldığı, beyaz zemin üzerine siyah renkle yazıldığı görülmektedir. Bunun altında yer alan oval şekli içerisindeki “…” ibaresinin ise markasal özelliği bulunmamaktadır. Markanın tek unsurunun kelime unsuru olmasından bu markanın “ayırt edici karakteri”, “esas unsuru”nun “…” ibaresi olduğu görülmektedir.Görüldüğü üzere “…” kelimesi; davacıya ait 2017/61269 kodlu “… ” markasında sonuna eklenen “S” harfi ile yer alıyorken kısmi redde gerekçe olan 148054 kodlu “… …” markasında takısız olarak yer almaktadır. “…” ve “…” kelimeleri dava konusu başvuruda ve kısmi redde gerekçe markada; ayırt edici karakter, esas unsur olarak yer almaktadır.
Markaların aynı olarak değerlendirilebilmesi için tüm unsurların özdeş olması gerekmektedir. Yukarıda marka örnekleri incelenen başvuru ile itiraza mesnet marka 5/1/ç anlamında aynı değildir. Dava konusu marka, kısmi redde gerekçe markadan farklı şekil ve yazı stili unsurları kullanarak, birebir aynılık durumunu ortadan kaldırmıştır. Aynılıktan söz edebilmek için markaların “tüm unsurlarının özdeş” olması gerekmektedir. Davaya konu, yukarıda marka örnekleri verilen markalar arasında bu “özdeşlik” durumu mevcut değildir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin …. karar sayılı uyma kararı verilen bozma ilamı uyarınca, 6769 sayılı SMK m. 5/1-ç maddesi uyarınca ret kararı verilebilmesi için markalar arasında herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeyecek ve ilk bakışta aynı veya ayırt edilemeyecek ölçüde benzerlik bulunması ve tescil kapsamlarının aynı olması gerekmektedir. Oysa somut olayda başvuru markası ile kısmi redde mesnet marka arasında ayniyet olmadığı gibi, ilk bakışta ayırtedilemeyecek düzeyde benzerlik de bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın kabulüne, TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.387,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 361. Maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 77,00.-TL
Posta Masrafı 289,98.-TL
Bilirkişi Masrafı 1.800,00.-TL
İstinaf.Kar.Harcı 44,40.-TL
İstinaf Yol.Baş.Harcı 121,30.-TL
Tem. Kar. Harcı 54,40.-TL
Toplam 2.387,08.-TL