Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/281 E. 2022/330 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/281 Esas – 2022/330
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/281
KARAR NO : 2022/330

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022
DAVA:
Davacı vekili 30.03.2018 harç tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin Türk Patent nezdinde 2017/58491 sayılı “….com” ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile re’sen 05, 35.sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerde reddedildiğini, bu kısmi ret kararına karşı yaptıkları itirazın bu kez Türk Patent YİDK kurulunca 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b), (c), (f) bentleri uyarınca nihai olarak reddedildiği, oysa müvekkilinin ….com markasının tanınmışlığını artırmak için ciddi anlamda reklam ve promosyon faaliyetlerinde bulunduğunu, ….com markasının 2008 yılındanberi kullanıldığını, 2011 yılında markanın tescil ettirildiğini, davalı kurumun “….com ibaresinin kurum tarafından ayırt ediciliği olmayan bir ibare olarak değerlendirmesinin hatalı olduğunu, aksine “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, bir an için markanın ayırt ediciliği olmadığı düşünülse bile kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırıldığını, müvekkili şirketin yaptığı araştırmada “…” markasının ayırt ediciliğinin müşteri nezdinde %40 olarak tespit edildiğini, bunun sporcu gıdaları emtiasında en bilinen marka olduğu anlamına geldiğini, COM ibresinin de kullanımının sıra dışı olduğunu belirterek, … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvurunun MarKHK m. 5/1-b’deki şartları yerine getirmediğini, markanın kullanımla ayırt edicilik kazandığının da ispatlanamadığını, müvekili kurum tarafından alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

ANKARA BAM 20.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI KARARI:
Mahkememizin 20/11/2018 tarih ve 2018/122 esas, 2018/416 karar sayılı davanın reddine dair verilen kararı, Ankara BAM 20.Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarih ve 2019/174 esas, 2020/508 karar sayılı ilamıyla ve özetle;”Dava TPMK YİDK’nın … sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “….com” ibaresinin tescili amacıyla yaptığı başvururunun yukarıda bahsedilen 05/01.02 alt sınıflardaki mal/hizmetler ile bunların 35. Sınıftaki perakendecilik hizmetleri yönünden SMK’nın 5/(1b),(1c),(1f) maddeleri uyarınca reddedildiği, “…” ibaresinin gıda takviyesi anlamına geldiği, başvuru konusu “….com” ibaresinin özel bir anlam taşımadığı, “ler” ibaresinin çoğul eki olduğu, başvuruya bir farklılık kazandırmadığı, söz konusu ibarenin somut ve soyut ayırt edicilik özelliğinin bulunmaması nedeniyle SMK 5/1b maddesinde öngörülen mutlak red nedeninin bulunduğu,, başvuru kapsamındaki ilaçlar ve sporcu gıda takviyeleri açısından cins, çeşit, vasıf bildirmesi nedeniyle tasviri olduğu, bu nedenle SMK 5/1c maddesinde öngörülen mutlak red sebebinin de olduğu,, ayrıca başvuru konusu ibarenin olumlu bir şeyi çoğaltan, olumlu organizmalara zarar vermeyen manasında algılanabilecek olması nedeniyle yanıltıcı nitelik taşıdığı, SMK’nın 5/(1f) maddesinde öngörülen mutlak red nedeninin de bulunduğu, “….com” ibaresine davacının SMK’nın 5/2 maddesi anlamında kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırmadığı, YİDK’nın … sayılı kararının doğru olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; davacı vekili bu kez temyiz başvurusunda bulunmuş;
YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ BOZMASI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 10/03/2022 tarih ve 2020/6996 esas, 2022/1738 karar sayılı ilamıyla özetle;
“…Dava YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince markanın tanımlayıcı olduğu mallar bakımından YİDK kararının iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Davacının başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacı başvuru markası olan ‘‘….com’’ ibaresinin 05. sınıfın 01,02 alt sınıflarındaki mal ve hizmetler ile bunların 35. sınıftaki perakendecilik hizmetleri, 05. sınıfın 07. sınıfındaki mal ve hizmetler yönünden SMK’nın 5/1-b uyarınca tanımlayıcı ve ayrıca SMK’nın 5/1-c hükmü uyarınca da yanıltıcı olduğu ve bu işaretin başvuru tarihi itibariyle söz konusu mallar üzerinde kullanma ile ayırt edicilik kazandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı hem aşamalarda hem istinaf itirazında ve hem de temyiz sebeplerinde belirtmiş olduğu gibi aynı işareti‘‘….com+şekil’’, ‘‘…+şekil’’, ‘‘gold …’’, ‘‘… ’’ve ‘‘…’’ ibarelerini tescil ettirip başvuru tarihinden önce benzer mal ve hizmetlerde kullanmış olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Bu kullanımlar sonucu açıklanan mal ve hizmetler yönünden de ‘‘….com’’ işaretinin ayırt edicilik kazanmış olduğu dosya kapsamından anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmuş, usul ve yasaya uygun görülen özetlenen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlığın özü, davacının 2017/58491 sayılı “….com” ibareli başvurusu yönünden, 6769 sayılı SMK’nun 5/1-(b), (c), (f) madde ve bentleri anlamında tescil engeli bulunup bulunmadığından ibarettir.
Bilindiği üzere 6769 sayılı SMK’nun 5.maddesinde sayılan tescil engelleri kamu düzeni ile ilgilidir ve mutlak ret nedenleri olarak adlandırılırlar. Bu nedenle Türk Patent tescil sürecinde mahkemeler ise yargılama sürecinde resen dikkate almalıdır. Zira bu nedenler, herhangi bir ayırt edici gücü bulunmayan ya da ticaret alanında herkesin kullanımına açık tutulması gereken, yanıltıcı, kamu düzenine, toplumun dini ve ahlaki değerlerine aykırı olduğu kabul edilen işaretlerin tescil edilmemesi amacını taşırlar.
6769 sayılı SMK’nun 5/1-(a) maddesi “4.madde kapsamında marka olamayacak işaretler’in marka olarak tescil edilemeyeceğini amirdir. SMK’nin 4.maddesi, markanın içereceği işaretleri, bir başka deyişle hangi işaretlerin marka olabileceğini belirler. Buna göre marka, “Bir teşebbüsün malllarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir”. Bir işaretin 4. madde anlamında marka olabilmesi için, ayırt edici niteliğe sahip olması ve çizimle görüntülenebilir veya benzer şekilde ifade edilebilir olması yeterli bulunmaktadır. SMK’nun 5/1-(b) maddesi “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olamayan işaretler” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 5/1-(c) hükmü ise, “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da diğer özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” hükmünü amirdir. Ancak bir sözcüğün müstakil veya esas unsur şeklinde marka olarak tescilinin engellenebilmesi için, tescili amaçlanan mal veya hizmetler yönünden doğrudan tanımlayıcı olması gerekir. Bir başka değişle, ek bir fikri çaba, dolaylı yada ima (telmih) yoluyla ulaşılan anlamlar tanımlayıcı kabul edilmezler.
6769 sayılı SMK’nun 5/1-(f) hükmü ise, “Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler” hükmü amirdir.
Tanımlayıcı işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğine dair kuralın istisnası, SMK’nun 5/2. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, “Bir marka başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve ” (d) bentlerine göre reddedilemez” hükmü amirdir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 10/03/2022 tarih ve 2020/6996 esas, 2022/1738 karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, davacının dava konusu aynı işareti “….com+şekil”, “…+şekil”, “gold …”, “…” ve “…” ibarelerini tescil ettirip başvuru tarihinden önce benzer mal ve hizmetlerde kullanmış olduğu dosya kapsamından anlaşılmış olup, bu kullanımlar sonucu açıklanan mal ve hizmetler yönünden de “….com” işaretinin ayırt edicilik kazanmış olduğu kanaatine varıldığından, davanın kabulüne, TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-TÜRK PATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptaline,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL karar harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.428,58 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nun 361. Maddesi uyarınca tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022