Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/260 E. 2022/234 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/228 Esas – 2022/279
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/228
KARAR NO : 2022/279

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 09/06/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2005 yıllarında kurulan, yarı kimyasal, yarı bitkisel kozmetik ürünler formüle eden bir şirket olduğu, 100’den fazla markanın şirket tüzel kişiliği ve şirket yetkilisi adına tescilli olduğu, tescilli marka ve tasarımları ile satışa arz ettiği ürünler için yaptığı reklam harcamalarının ciddi tutarda olduğu, dava konusu markasal unsurlar olan “…” ve “…” ibareleri bakımından 12 milyonun üzerinde reklam ve tanıtım harcaması yaptığı, dava konusu markayı ayırt edici ve tanıtıcı bir ibare haline getirdiği, şirketin bu ibare ile özdeşleştiği, bu marka ile ciddi satış ciroları gerçekleştirdiği, “….com” internet sitesi dışında diğer internet satış alanları veya …gibi satış zincirlerinde de ürünlerini satışa sunduğu, davalı tarafın müvekkillerine ait markalardaki ana unsur olan “…” ibaresini ve tali unsur olan “…” ibaresini tescil kapsamındaki sınıflarla aynı ve benzeri sınıflar dahilinde kullandığı, müvekkiline ait tasarımlarla koruma altında olan ambalaj görsellerinin de ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullandığı, bu kullanımlara ait internet web sitesi ve linklere dava dilekçesinde yer verildiği, müvekkili müşterilerinin sosyal medya hesapları ve diğer iletişim kanalları üzerinden müvekkiline yaptığı bildirimlerle davalının eylemi sebebiyle firmaların karıştırıldığının anlaşıldığı, davalı tarafın müvekkilinin tanınmışlığından haksız şekilde yararlandığı, davalı tarafın ayrıca Türk Patent nezdinde…. sayılı … …” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, davalı tarafın kullanımlarının bu marka başvurusuna uygun olarak da gerçekleşmediği, “…” ibaresini belirgin ve göze çarpacak şekilde, “…” ibaresini müvekkili markasında olduğu gibi “…” ibaresinin yanına denk gelecek şekilde, ….” ibaresini ise okunmayacak derece küçük şekilde kullandığı, davalı tarafından satışa sunulan ürünlerin müvekkiline ait olduğunu sanarak satın alan ve müvekkiline teşekkür eden müşterilere ait yazışmaların ekte sunulduğu, müvekkilinin markalarında “…” ibaresinin baskın unsur olduğu ve müvekkilinin bu ibare ile tanınır hale geldiği, “…” ibareli markaların ve tecavüze konu tasarımların müvekkili adına muhtelif sayılarla tescili olduğu, müvekkilinin faaliyetlerinde kozmetik ve gıda sektörünü birleştirdiği, önceleri “alaçatı çiftliği” markaları altında gıda, fındık ve fıstık ezmesi ticareti yaparken gıda ürünlerinde de “…” markasına yatırım yaparak tanınmış hale getirdiği, davalının kullandığı ambalaj tasarımlarındaki yazı karakteri, ürün görselleri, çizgiler, renk ve genel kompozisyonun da müvekkilinin marka ve tasarımlarına benzer, karıştırılacak ve haksız rekabet yaratacak nitelikte olduğu, davalı eylemlerinin müvekkiline ait marka ve tasarımlardan doğan haklara tecavüz oluşturduğu, müvekkilinin davalı tarafa gönderdiği ihtarname ile haksız eylemleri bildirerek uyarıda bulunduğu belirterek, müvekkiller adına tescilli markalar ve tasarımlar ile iltibas yaratır nitelikteki ibare ve şekil bileşiminin, aynı veya benzer sınıflarda davalı tarafından kullanılması eylemlerinin müvekkillerinin marka ve tasarım hakkına tecavüz olup olmadığının tespitine, tecavüzün tespiti halinde muhtemel tecavüzün önlenmesine, tecavüz eylemlerinin durdurulmasına, tecavüz eylemlerinin tüm sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, öncelikle, delillerin tespit edilerek tedbiren el konulmasına, yargılama sonunda el koyma kararı verilmesine, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasına, masraflar tecavüz edene ait olmak üzere el konulan ürünler, cihaz ve makine gibi araçlar ile ambalaj ürünlerinin şekillerinin değiştirilmesi, üzerilerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasına, marka ve tasarımlarını tanıtmak ve itibar yaratmak için reklam masraflarını sarf eden müvekkilin haklı sebebi ve menfaati bulunmakla, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesine veya ilgililere tebliğine, Davalı tarafın satış yaptığı tespit edilen dava dışı E ticaret ve perakende firmalarındaki (….) müvekkilin marka ve tasarım haklarına tecavüz niteliğindeki ürün satışlarının tedbiren durdurulmasına, el konulmasına ve toplatılmasına, ilgili dava dışı satış mecralarına bildirilmesine, Davalı tarafça kullanılmakta olan hddps://www…com.tr/ şeklindeki alan ad ve uzantısında ürünler kısmında yer fıstığı kategorisinde satışa arz edilen müvekkile ait marka ve tasarımlar ile iltibas eder nitelikte olan görsellerin ve ürünlerin internet içeriklerinden öncelikle tedbiren kaldırılmasına, yargılama sonunda kaldırma kararı verilmesine, haksız rekabetin tespiti ve men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu “…” ve “…” ibarelerine ilişkin kullanımları, davacı yanın markadan doğan haklarını ihlal etmediğini, müvekkili kullanımlarındaki “…”, “…” ibarelerinin tanımlayıcı olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava konusunun tarafların üzerinde tasarrufta bulunabilecekleri hususlara ilişkin olduğu, davacı vekilinin 16/09/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, feragatin kabulü ile gereğinin yapılmasını beyan etmiştir.
Davalı vekili 19/09/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24/08/2022 tarihinde sulh sözleşmesi imzaladıklarını, sulh sözleşmesine istinaden alacak, tazminat, yargılama gideri, harç, masraf ve avukatlık vekalet ücreti dahil hiçbir talebinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin vekaletnamesinde feragat ve kabul yetkilerinin bulunduğu görülmüş, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Peşin alınan 80,70 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL* 1/3’ü olan 26,90 TL harcın mahsubu ile 53,80 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının vekalet ücreti talebi olmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hasaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/09/2022

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.