Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/25 E. 2022/220 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/25 Esas – 2022/220
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/25
KARAR NO : 2022/220

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
DAVA:
Davacı vekili 21/01/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin …” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “proteinocean pre-workout supreme” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa itirazların davalı TÜRKPATENT tarafından reddedilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı bir işlem olduğunu, zira karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan iltibas yaratacak derecede benzer markalar olduğunu, ayrıca karşılaştırılan markaların aynı/benzer/türdeş emtialarda kullanılacağını, nitekim davacının “…” ibaresini de ihtiva eden başka markalar aleyhine dosyaladığı itirazların davalı TÜRKPATENT tarafından kabul edilegeldiğini, taraf markalarının aynı tüketici grubuna hitap ettiklerini, aynı zamanda birbirlerini tamamlayan, aynı tedarikçiler tarafından sağlanabilen ve dağıtım kanalları aynı olan ürünlerde kullanılacaklarını, bu durumda markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, davalının markasında geçen “pre-workout supreme” ibaresinin yerleşik/bilinen anlamı nedeniyle markasal hüviyette ayırt ediciliğinin bulunmadığını, dolayısıyla dava konusu edilen markada esas unsurun davacının tescilli markalarında olduğu gibi “…” ibaresi olduğunu, davacının “…”lı markalarının tanınmış markalar olduğunu ve davalının bu ibareyi aynı sektördeki ürünleri için kendisine marka olarak seçerken kötü niyetli olarak davacının tanınmış markalarından haksız fayda sağlama peşinde olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda karşılaştırılan markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanmadığını, markaların görsel, işitsel, kavramsal açılardan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden çok farklı olduklarını, ayrıca da davacının markalarının dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen 35. Sınıfa giren hizmetler açısından tescilli olmadığını, bu nedenle ortalama tüketici nezdinde çekişme konusu emtialar açısından markalar arasında bir iltibas tehlikesinin bulunmadığını, diğer taraftan somut olayda davacının SMK m. 6/5 ve m. 6/9 hükümlerinin uygulanması koşullarının oluştuğunu ispat edemediğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun … sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait … başvuru numaralı “proteinocean pre-workout supreme” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 25/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 21/01/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 20/05/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “… Davacının 2014 88174 ve 2011 116600 sayılı markaları hariç, taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu, 2) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen, 05. Sınıftaki tüm emtialar ve 35. Sınıf altında 05. Sınıfa giren emtiaların toptan/perakende satışı hizmetleri açısından, somut olayda emtia benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, 3) Davalının markasının kapsamına alınmak istenilen emtiaların hitap ettiği tüketicilerin/alıcıların, bu mal ve hizmetleri satın aldıkları anda bilgi/bilinç/dikkat/özen/algı seviyelerinin düşük olmadığı,4) (1) ve (2) nolu bentlerde yer alan değerlendirmelerden dolayı, (3) nolu bentteki tespite rağmen, karşılaştırılan markalar arasında, (2) nolu bentte sayılan mal ve hizmetler yönünden iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin (kısmen) bulunduğu, 5) Davacının “tanınmışlık” iddiasının39 davalının markasının hükmüne bir etkisinin olamayacağı, 6) Davacının “kötü niyet” iddialarının40 değerlendirmesinin hukuki niteliği yüksek olduğundan Sayın Mahkeme tarafından yapılması gerektiği, 7) Dava konusu edilen 24.11.2021 tarihli ve … sayılı YİDK kararının, (4) nolu bentteki değerlendirme ile kısmen uyumlu olmadığı, 8) Davacının markanın hükümsüzlüğü talebinin (4) nolu bentteki değerlendirme ile, (2) nolu bentte sayılan emtialar açısından uyumlu olduğu…” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru’nun … başvuru numaralı “proteinocean pre-workout supreme” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 05, 35.sınıftaki “05 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler;insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. 35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın olması için 05. Sınıfa giren ve yukarıda listenmiş olan malların bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise ..” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 01, 05, 29, 30, 32.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 05. Sınıftaki tüm emtialar ve 35. Sınıf altında 05. Sınıfa giren emtiaların toptan/perakende satışı hizmetleri açısından, somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, 35. Sınıfa giren diğer hizmetler açısından ise gerçekleşmediği tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacının “… şekil” ve “… … şekil” görsellerini haiz markaları haricinde kalan markaları, “…” ibaresini tek başlarına veya muhtelif gıda takviyesi etken/ham maddesinin adıyla yani tasviri/tanımlayıcı ibareler/cins isimler ile kelime tamlaması oluşturmuş halde ihtiva eden, işarette geçen kelimelerin siyah renkli ve düz yazım karakterli harflerle yazıldığı, kelime markası olma hüviyeti ağır basan markalardır. Bu markalarda geçen, tasviri/tanımlayıcı olan kelime unsurlarının markasal hüviyette ayırt edicilikleri bulunmadığından, incelenen ibarelerin bir markanın ancak ve sadece yan unsuru olabileceği hususunda bir tereddüt yoktur. Davacının “… şekil” ve “… … şekil” görselli markalarında ise, “…” ibaresi, basit şekil ve renk unsurlarıyla birlikte kullanılmıştır ve bu markaların genel görünümlerinin karma marka hüviyetinde olduğu söylenebilecektir. Bu sebeplerle, davacının kelime markalarında, işaretlerin markasal hüviyette ayırt edici tek unsurlarının “…” ibaresi olduğu, davacının “…”lı bu kelime markaları ile seri markalar yarattığı sonucuna varılmıştır.
Davalının markasına gelince; bu işaretin de bir şekil/renk unsuru ihtiva etmediği, kelime markası olma özelliğinin ön planda olduğu, işaretin üst kısmına “proteinocean” alt kısmına da, daha büyük puntolarla ve büyük harflerle yazılmış “pre-workout” ve “supreme” ibarelerinin konumlandırılmış olduğu görülmektedir. Öncelikle, işaretin kelime markası olması nedeniyle, genel görünümü itibariyle davacının kelime markalarına benzediği söylenebilecektir, karşılaştırılan işaretlerin hepsinde de düz yazı karakterindeki siyah renkli harflerin kullanılmış olması, bu tespiti pekiştirmektedir. Davalının markasında kullanılmış olan kelimeler tek tek incelendiğinde; bunlardan İngilizce kökenli olan “preworkout” ve “supreme” kelimelerinin Türkçe’de sırayla “antremandan önce” ve “üst derece” anlamlarını haiz olduğu13 ve ülkemizde de oldukça yaygın olarak kullanıldığı ve dahi fiziksel egzersizlerle ilgilenen kişiler nezdinde anlamlarının bilinebileceği, ayrıca da ilgili sektörde faaliyet gösteren tüm aktörler tarafından tanıtma vasıtası hüviyetinde kullanılabileceği gözetildiğinde, bu ibarelerin dava konusu edilen markada büyük harflerle yazılmış olmasına rağmen, işarete markasal hüviyette kattığı ayırt ediciliğin düşük olduğu değerlendirilmiştir. Aynı husus dava konusu edilen markada geçen diğer kelime unsuru olan “proteinocean” içerisinde bulunan “protein” kelimesi için de söylenebilecektir; bu kelime de Fransızca kökenli olup, Türkçe’ye aynı şekilde geçmiştir ve “canlı hücrelerin ana maddesini oluşturan, genellikle sülfür, oksijen ve karbon ögeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş, yumurta akı, et, süt vb. yiyeceklerde bulunan, karmaşık yapılı doğal madde” anlamına gelmektedir, ki; yine, fiziksel egzersizle ilintili emtialarda “protein” ibaresi “kas yapan takviye madde” anlamında herkes tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla; dava konusu edilen işarette geçen bu unsurların ancak ve sadece bir markanın yan unsuru olabileceği, dolayısıyla bu işaretin de ihtiva ettiği unsurlar içerisinde markasal hüviyette ayırt ediciliği en yüksek olan kelime unsurunun “…” olduğu değerlendirilmiştir.
Taraf markalarında esas/baskın unsur olarak kullanılmış olan “…” ibaresinin ortaklığından hareketle, karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzediği düşünülmektedir. Zira; yukarıda da değinildiği üzere, davacının kelime markalarında ve davalının markasında geçen “…” dışındaki kelime unsurlarının markasal hüviyette ayırt edicilikleri yoktur. Hatta karşılaştırılan markalarda “…” kelimesinin yanında aynı sektöre hitap eden tanımlayıcı ibarelerin kullanılmış olması, markaların genel kompozisyonunu ve tüketici zihninde uyandırdığı algıyı da benzer kılmakta ve karşılaştırılan markaları benzerlik anlamında daha da yakınlaştırmaktadır. Bu yüzden de; davalının dava konusu edilen markasının, davacının “… şekil” ve “… … şekil” görselli markaları hariç, davacının markalarının serisinin bir devamı olarak algılanabilecek nitelikte bir türemeye sahip olduğu ve alt marka algısı yaratmaya uygun nitelikte olduğu düşünülmektedir. Bu benzerliğin; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davacının “…”lı markalarını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının “…”lı markasıyla karşılaştığında bu markaları benzer bulması ihtimali bulunduğu sonucuna varılmıştır.
İşitsel açıdan da; markaların “…” şeklinde okunan esas unsurları ortak olduğundan, kulakta bıraktıkları tını itibariyle yeterli derecede farklılaşmadığı sonucuna varılmıştır.
Anlamsal açıdan karşılaştırılan markalarda “…” kelimesinin yanında aynı sektöre hitap eden tasviri/tanımlayıcı ibarelerin kullanılmış olması ve esas unsurun da birebir aynı “…” ibaresi olduğu gerçekleri göz önüne alındığında, işaretlerin kavramsal açıdan tüketici zihninde bıraktıkları ilk algının da farklı olmadığı sonucuna varılmakla, karşılaştırılan markaların, davacının “… şekil” ve “… … şekil” görselli markaları haricinde, görsel, işitsel ve anlamsal açılardan benzediği kanaatine varılmıştır.
Netice itibariyle somut olay açısından bakıldığında; davacının “… şekil” ve “… … şekil” görselli markaları haricinde, taraf markalarında esas unsur olarak kullanılmış olan “…” ibaresinin ortaklığından hareketle, karşılaştırılan markaların görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu, davalının dava konusu edilen markasının, davacının markalarının serisinin bir devamı olarak algılanabilecek nitelikte bir türemeye sahip olduğu ve alt marka algısı yaratmaya uygun nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Zira; davacının kelime markalarında ve davalının markasında geçen “…” dışındaki kelime unsurlarının markasal hüviyette ayırt edicilikleri yoktur. Hatta karşılaştırılan markalarda “…” kelimesinin yanında aynı sektöre hitap eden tanımlayıcı ibarelerin kullanılmış olması, markaların genel kompozisyonunu ve tüketici zihninde uyandırdığı algıyı da benzer kılmakta ve karşılaştırılan markaları benzerlik anlamında daha da yakınlaştırmaktadır. Davacının benzer bulunan bu markaların kapsamına giren 05. Sınıftaki emtialar göz önüne alındığında; davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 05. Sınıftaki tüm emtialar ve 35. Sınıf altında 05. Sınıfa giren emtiaların toptan/perakende satışı hizmetleri açısından, somut olayda emtia ayniyeti/ benzerliği/türdeşliği şartının da gerçekleştiği, 35. Sınıfa giren diğer hizmetler açısından ise gerçekleşmediği dava konusu edilen markanın kapsamına alınmak istenilen bu emtialar özelinde, “…” ibaresinin/tanıtma vasıtasının markasal hüviyette farklı firmalar/tacirler tarafından kullanılması halinde tüketicilerin ve alıcıların söz konusu mal ve hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden/işletmelerden/ kişilerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin ve karıştırma ihtimalini yarattığı, alıcıların/tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu, ortak bir çalışma kapsamında iş yapıldığını düşünebilecekleri, davalının markasının, davacının markasının kapsamına giren bu mal ve hizmetler açısından davalının hedef pazarındaki tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği ve bunun da iltibas ihtimalinin kabulü için yeterli olarak görüleceği sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak; yukarıda detaylı olarak incelendiği üzere; davacının 2014/88174 ve 2011/116600 sayılı markaları hariç, taraf markaları görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzediğinden ve davalının markasının kapsamına alınmak istenilen 05. Sınıftaki tüm emtialar ve 35. Sınıf altında 05. Sınıfa giren emtiaların toptan/perakende satışı hizmetleri açısından, somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartı da gerçekleştiğinden, bu mal ve hizmetler özelinde somut olayda markaların karıştırılma ihtimalinin (kısmen) bulunduğu, davalının markasının kapsamına giren diğer hizmetler açısından ise karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olayda davacının tanınmışlıkla ilgili iddiasının, dava konusu markanın hükmüne bir etkisinin olamayacağı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-Türkpatent YİDK’nun … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 05. Sınıfın tamamı ve 35. Sınıfın “ Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, anti bakteriyel el losyonları mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları ile sınırlı olarak iptaline,
3-… sayılı markanın taleple bağlı kalınarak 05. Sınıfın tamamı ve 35. Sınıfın “ Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, anti bakteriyel el losyonları mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları ile sınırlı olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı vekili için 7.375,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 2.582,88 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/06/2022