Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/244 E. 2023/198 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/244 Esas – 2023/198
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/244
KARAR NO : 2023/198

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023
DAVA:
Davacı vekili 21/06/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … sayılı “…” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun, … ilanı üzerine müvekkili tarafından … itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın kısmen reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak … tarafından reddedildiğini, oysa davacının 1961 yılından bu yana gıda sektöründe “…” çatı markası altında birçok ürünün tanıtımını ve geliştirilmesini sağlayan ve kalite sembolü olmuş firma olduğunu, davacının “…” ibaresini ilk kez … yılında kendi adına, marka olarak tescil ettirmiş olduğunu ve bu markaya büyük yatırımlar yaparak “…”li markalarının sayısını yıllar içerisinde arttırdığını, davacının “… …” markasının tanınmışlığının davalı … tarafından da kabul edilerek … sayı tahtında sicile şerh edilmiş olduğunu, davacının “… …”li markalarının yurt dışında da pek çok ülkede tescilli olarak korunduğunu, zira davacının “…” markası taşıyan ürünlerinin yedi kıtaya ihraç edilmekte olduğunu, davacının bu markaları için yaptırmış olduğu reklam projelerinin milyonlar tarafından izlendiğini, dava konusu edilen “…” ibareli markanın davacının tescilli ve tanınmış “…/… …”li bu markalarıyla iltibas yaratma ihtimalinin yüksek olduğunu, zira taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal açılardan yakın benzer olduğunu, ayrıca davacının huzurdaki davaya konu ettiği hizmetler yönünden, taraf markalarının aynı/benzer/türdeş emtiaları kapsadığını, dava konusu edilen … kararında, markalar arasındaki iltibas değerlendirmesinde ortalama tüketicinin bakış açısının ve ürünlerin alımı esnasında ayrılan zamanın kısalığının dikkate alınmadığını, halbuki taraf markalarının hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkat ve özen seviyelerinin bu emtiaları satın alırken düşük olduğunu, dava konusu edilen markanın tescili halinde bu markanın haksız bir yarar sağlayacağını, davacıya ait markaların ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ve markaların itibarının zarar göreceğini, dava konusu edilen markanın davacının seri markalarından biri olarak algılanması olasılığının yüksek olduğunu belirterek, … …’nın … sayılı kararının 35. sınıfın ilgili alt grubunda bulunan 29. ve 30. sınıfların tamamı ile 35. sınıfın ilgili alt grubunda bulunan 32. Sınıfın “maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. enerji içecekleri (alkolsüz)” mal ve hizmetleri ile 43. sınıfta bulunan “yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetleri yönünden iptaline ve … sayılı “… …” hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş, 2102/2023 tarihli dilekçesi ile hükümsüzlük talebinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda davacının “…”li markası özelinde karşılaştırılan markaların benzer olmasına rağmen dava konusu edilen markanın kapsamında kalmış olan emtialar açısından karşılaştırılan markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, zira davacının “…”li markasının dava konusu edilen markanın kapsamında kalmış olan emtialar açısından tescilli olmadığını, ayrıca somut olayda davacının SMK m. 6/4 ve m. 6/5 hükümlerinin uygulanması koşullarının oluştuğunu da ispat edemediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliği yapılmış, ancak davaya cevap vermemişlerdir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davalı başvurusu olan … sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak … tarafından alınan … sayılı kararın iptali istemlerine ilişkindir. İptali istenen … kararının davacıya 22/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 21/06/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 31/03/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; “…1) Davacının sadece …. sayılı “…” ibareli markası özelinde, karşılaştırılan işaretlerin görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer olduğu, davacının itirazlarına mesnet aldığı diğer markaları yönünden benzerlik şartının gerçekleşmediği, 2) Davacının itirazlarına mesnet aldığı muhtelif markaları özelinde, dava konusu edilen tüm hizmetler yönünden emtia benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, 3) Dava konusu edilen hizmetlerin hitap ettiği alıcı kesiminin, bu hizmetleri satın alırken dikkat/özen/algı seviyelerinin yüksek olmadığı, 4) Yukarıda yer verilen değerlendirmelerden dolayı, davacının itirazlarına mesnet aldığı…. sayılı markası özelinde, dava konusu edilen tüm hizmetler yönünden, karşılaştırılan markalar arasında iltibas tehlikesinin/karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, 5) Davacının “tanınmışlık” iddiasının, davalının markasının dava konusu edilen emtialar yönünden tesciline bir engelinin olamayacağı, 6) Dava konusu edilen 21.04.2022 tarihli ve … sayılı … kararının, (4) nolu bentteki değerlendirme ile uyumlu olmadığı..” ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun … sayılı “… …” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 30, 35, 41, 43.sınıftaki “35 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz).” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise …. sayılı “…” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 16, 18, 20, 21, 24, 25, 27, 28, 30, 35, 41. sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacının itirazlarına mesnet aldığı 30. Sınıfa giren emtiaların tamamı veya bir kısmı yönünden tescilli olan markaları sebebiyle, dava konusu edilmiş olan tüm hizmetler yönünden somut olayda emtia benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “… …” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “…” ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacının bir kısım markaları, renk şekil ve kelime unsurlarını bir arada ihtiva eden karma markalar iken, bir kısmı da, düz yazım karakterindeki siyah renkli harflerle yazılmış kelime/kelime öbeklerinden ibaret kelime markalarıdır, ayrıca davacının kelime markası hüviyeti ağır basan bir takım markalarında davacının “… şekil” çatı markasının da kullanıldığı görülmektedir. Öncelikle; davacının karma markalarındaki şekil kompozisyonları ve işaretlerin genel görünümleri itibariyle, “…” ibaresinin markaların tek başına esas unsuru olduğundan söz etmek mümkün görülmemektedir. Davacının “… …” ibaresini birer slogan içerisinde ihtiva eden “… … gülümse sen gülersen herkes güler”, “…” görselli markalarında da “… …” ibaresinin, içerisinde yer aldığı kelime öbekleri içerisinde, bu öbeklerin anlamsal bütünlüğü ve yazım özellikleri itibariyle tek başına ön plana çıktığı ve markaların esas unsuru olduğu, yine, söylenememektedir. Davacının “… … “, “… …”, “…” görselli markalarında ise davacının çatı markasından ziyade, büyük puntolarla ve kalın harflerle yazılmış “…” ibaresinin markaların esas unsuru olduğu düşünülmektedir. Son olarak; davacının “…”, “…” ve “…” görselli kelime markalarında, düz yazım karakterindeki siyah harflerle birleşik olarak yazılmış kelimelerin, bütünsel olarak markaların esas/tek unsuru olarak algılandığı kanaati oluşmuştur.
Dava konusu edilen marka ise renk, şekil ve kelime unsurlarının bir arada kullanıldığı karma bir markadır; işaretin üst kısmında renkli ve desenli bir zemin üzerine beyaz renkli büyük harflerle birleşik olarak “…” ibaresi yazılmış, alt kısmında da mor çerçeveli beyaz renkli kalın harflerle sadece baş harfi büyük olacak şekilde “…” ibaresi konuşlandırılmıştır. Her ne kadar renkli ve desenli zemin unsuruyla birlikte işaretin üst tarafına konuşlandırılmış olması nedeniyle “…” ibaresi görsel açıdan ön planda algılanmakta ise de; işaretteki bu unsurun bir “çatı markası” izlenimi verdiği ve işarette asıl koruma altına alınmak istenilen unsurun “…” ibaresi olarak algılanabileceği kanaati oluşmuştur.
Davacının “… …”li karma markaları ve slogan markaları yönünden esas, yani tek başına ön plana çıkan unsurun “… …” veya “…” ibaresi olmadığı değerlendirildiğinden, bu markalar ile dava konusu edilen markanın görsel, işitsel, anlamsal açılardan veya genel görünümleri itibariyle benzer olduğunun söylenemeyeceği hususunda herhangi bir tereddüt yoktur. Davacının “…” esas unsurlu markaları ile dava konusu edilen markanın da, “…” ve “…” ibarelerinin mevcudiyeti nedeniyle birbirlerine yakınlaştığını söylemek mümkün görülmemektedir. Davacının, sadece “…” ibaresini tek unsur olarak ihtiva eden markası ile dava konusu edilen markada geçen “…” unsuru nedeniyle karşılaştırılan markaların yakınlaşmasından bahsedilebileceği düşünülmektedir. Zira; “…” ve “…” ibareleri, orta kısımlarında yer alan beş harfi, dizinleri de aynı olacak şekilde ortak bir biçimde içermektedir ve “sh” ve “ş” şeklindeki baş harflerinin de okunuşları aynıdır. Yani; bu ibarelerin sadece son harflerinin farklı olduğu, daha doğru bir ifadeyle “…” ibaresinin “…” ibaresinin sonuna “o” harfinin eklenmesiyle oluşturulduğu ve bu ortaklığın da karşılaştırılan bu ibareleri görsel ve işitsel açılardan benzer kıldığı değerlendirilmektedir. Aralarında bir/birkaç harf farkı olan sözcüklerin, birbirleriyle “benzer işaretler/sözcükler” sayıldığına dair Yargıtay’ın artık iyice yerleşmiş pek çok emsal kararı vardır. Ayrıca; davacının “…”li markası özelinde, taraf markalarında esas/tek unsur konumunda kullanılmış olan “…/…” ibarelerinin, birleşik/bütünleşik halleri itibariyle …’de ve yaygın olarak bilinen yabancı dillerde yerleşik birer anlamı yoktur; bu ibareler, sonradan yaratılmış/kurgulanmış, orijinal ibarelerdir ve bu nedenle de markasal hüviyette ayırt edicilikleri yüksektir. Dolayısıyla, davacının “…” ibaresini esas/tek unsur olarak ihtiva eden kelime markası özelinde, taraf markalarında yer alan harflerin ve dizinlerinin ortaklığından hareketle, taraf markalarının benzediği değerlendirilmektedir. Bu benzerliğin; potansiyel müşterilerin daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yaptıkları ve bu nedenle de markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacakları gerçeği gözetildiğinde, davacının “…”li markasını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının “…”lu markasıyla karşılaştığında bu markaları “görsel açıdan benzer bulması ve karıştırması”nın ihtimal dahilinde olduğu düşünülmektedir. Ancak aynı tespit, davacının itirazlarına mesnet aldığı diğer markaları yönünden yapılamamaktadır; bu markaların genel kompozisyonları ve tüketici zihninde uyandırdıkları bütünsel algının, dava konusu edilen markayla yakınlaşan herhangi bir yönü olmadığı değerlendirilmektedir; zira dava konusu edilen markada “…” ibaresinin tek başına ön planda yer almadığı görülmektedir, yani dava konusu edilen markanın karma özelliği ve genel görünümü davacının bu markaları özelinde işaretleri birbirlerinden yeterli derecede uzaklaştırmakta ve işaretlerdeki ortak niteliklerden çok farklı nitelikler ağır basmaktadır.
Yukarıda da değinildiği üzere; davacının “…” esas/tek unsurlu markası özelinde, görsel açıdan ortaya çıkan benzerlik, işitsel açıdan bakıldığında da net bir sonuç vermektedir; dava konusu edilen markada geçen “…” ibaresinin bu ibareyle aynı harfleri aynı dizin içerisinde ihtiva etmesi nedeniyle markaların okunuşlarını, yani kulakta bıraktıkları “tını”ları da benzerdir. İşaretlerin anlamsal açıdan karşılaştırılması neticesinde de; karşılaştırılan işaretlerin, yerleşik/ bilinen bir anlamı olmayan yakın benzer bir ibareyi ihtiva etmeleri nedeniyle tüketicinin zihninde farklı birer algı oluşturmadıkları, yani anlamsal açıdan da farklı olmadıkları kanaatine varılmıştır.
Bütün bunlara göre; somut olayda, davacının sadece … sayılı “…” kelime markası özelinde, karşılaştırılan markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal açılardan benzerlik olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olayda ise; öncelikle, davacının … kararının iptali talepli davası yönünden, dava dosyasına sunduğu delillerin değil, … marka işlem dosyasına sunmuş olduğu delillerin değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Davacının da … marka işlem dosyasına, itirazlarına mesnet aldığı markalarının tanınmışlığına ilişkin herhangi bir delil sunmadığı görülmektedir. Ayrıca, her ne kadar davacı taraf, itirazlarında … sayılı “… … şekil” markasının tanınmışlığına dayanmak ise de davacının “… …”li markaları, dava konusu edilen marka ile benzer değildir. Dava konusu edilen marka ile benzer bulunan davacının “…” görselli markasının ise davacının “… …”li markasının tanınmışlığının “itmesiyle” tanınmış hale geldiğinin söylenmesi mümkün değildir. Ayrıca davacı taraf, “…”li markasının tanınmışlığına ilişkin marka işlem dosyasına herhangi bir delil de sunmuş değildir. Halbuki; somut olayda SMK m. 6/5 hükmü gereğince tanınmış marka korumasından yararlanılabilmesi için, davalının başvuruya konu markasının, davacının markalarının “tanınmışlığı”ndan haksız yarar sağlaması, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi ve ayırt ediciliğini zedelemesi durumlarından birinin oluşmuş olması gerekir. Davacının SMK 6/5 maddesi hükmünde sayılan şartların gerçekleştiğine/gerçekleşme ihtimaline dair herhangi bir delil sunmamış olduğu gözetildiğinde, somut olayda, SMK m. 6/5 hükmünün uygulanması şartlarının oluştuğu söylenemeyecektir. Tanınmışlığın varlığı koşulu sağlanmışsa bile, inceleme, önceki/tanınmış markanın zarar görecek şekilde etkilenmesi koşulu ile devam etmelidir. Bu koşulun gerçekleşme ihtimali, haklı sebeplerle ve mantıklı argümanlarla ortaya konulmalıdır, öyle, ki; davalının markasının tescil edilmesi halinde, hayatın olağan akışı içinde SMK 6/5 maddesinde sayılan durumların ortaya çıkmasının gerçekten olası olduğu yönünde bir kanaat hâsıl olmalıdır. Bütün bu nedenlerle; SMK m. 6/4 ve m. 6/5 hükümlerinde aranan durumların somut olayda gerçekleştiğinin/gerçekleşme ihtimali olduğunun ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili 21/02/2023 tarihli dilekçesi ile hükümsüzlük davasından feragat ettiklerini ve bu doğrultuda hüküm kurulmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüş, … sayılı markanın hükümsüzlük talebine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, … …’nun … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak kısmen iptaline ilişkin davanın kabulüne, … …’nun … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kur utulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ve 43. Sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” emtiaları ile sınırlı olarak iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlük talebine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-… …’nun … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak kısmen iptaline ilişkin davanın kabulüne ,
2-… …’nun … sayılı kararının taleple bağlı kalınarak 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kur utulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ve 43. Sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” emtiaları ile sınırlı olarak iptaline,
3-… sayılı markanın hükümsüzlük talebine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine,
4-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 3.607,58 TL yargılama giderlerinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde … aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2023

Katip ….
¸

Hakim …
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.
Davacı Masraf Dökümü:
İlk Masraf 172,10.-TL
Posta Masrafı 135,48.-TL
Bilirkişi Ücreti 3.300,00.-TL
Toplam 3.607,58-TL